SEKTÖRDEN HABERLER
İkinci Sondaj Gemisi Yola Çıkıyor

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez Doğal Gaz Cihazları Sanayicileri ve İş Adamları Derneği (DOSİDER) 25. Kuruluş Yıl Dönümü Programı'nda yaptığı konuşmada, öngörülebilir ve sürdürülebilir bir gaz piyasasının oluşması için yatırımcıların teşvik edilmesi ve beraberinde meslek örgütlerinin katkı sağlamasının kendileri için son derece önemli olduğunu söyledi.

Türkiye'de bugün gaz piyasasının ayaklarının tam olarak yere bastığını dile getiren Dönmez, burada son 15-16 yılda dağıtım sektörüne yapılan 24 milyar liradan daha fazla altyapı yatırımı ve hukuki düzenlemelerin payının da büyük olduğunu kaydetti.

Dönmez, iç tesisat piyasasında 100 milyar liralık bir piyasa büyüklüğü sağlandığını ve doğrudan ve dolaylı istihdamın da 100 bini bulduğunu ifade etti.

Türkiye son 10 yılda yüzde 5-6 büyürken, gaz sektörünün bunun iki katı büyüdüğünü anımsatan Dönmez, "Böylece sektörümüze yurt içi ve dışı yatırımcılarını bir kez daha davet ediyoruz. Türkiye büyüyen ekonomisi, lojistik altyapısı, iyi yetişmiş insan gücü ve her sektörde büyüyen pazarlarıyla işlerini büyütmek ve dünyaya açılmak isteyenlere sayısız fırsat sunuyor. Türkiye, bölge coğrafyasının en istikrarlı, ekonomik olarak en güçlü ve diplomatik olarak nüfus alanı en geniş ülkesidir. Böylesi bir dönemde Türkiye, yatırımcılar için her zaman öngörülebilir gelecek sunmaya ve güvenli bir liman olmaya devam edecektir." diye konuştu.

"Bundan sonra gazda bir sıkıntı yaşamayacağız"

Geçen ay Artvin ve Şırnak'a da gaz ulaştırılmasıyla 80 ile gaz götürüldüğünü aktaran Dönmez, böylece 15 milyon abonenin gazla buluştuğu ve şu anda nüfusun yüzde 62'sinin bu yakıtı kullandığı bilgisini paylaştı. Bakan Dönmez, "Yılbaşı itibarıyla Hakkari'ye de gidecek ve 81 ilin tamamına bu çağdaş yakıtı ulaştırmış olacağız." dedi.

Dönmez, gazda üç milyon potansiyel abonenin daha söz konusu olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"Bu da gaz ulaşan nüfusu yüzde 72 seviyesine çıkaracaktır. Burada DOSİDER, Enflasyonla Topyekün Mücadele kapsamında iç tesisatta bir indirime giderek üç milyon abonenin daha gaza geçişini kolaylaştırabilir. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğindeki 100 günlük icraat programı kapsamında 42 ilçeye daha gaz götürdük. Bugün artık yıl sonu itibarıyla 500 ilçeye ulaşmış olacağız. Toplam ilçelerimizin neredeyse yarısı artık gaz kullanır hale geldi. Aynı hizmeti tüm vatandaşlarımıza iletmek için gece gündüz çalışmaya devam ediyoruz. Doğal gaz gittiği yerde konforu artırıyor, sağlık harcamalarını azaltıyor. Bugün artık 130 bin kilometrelik gaz şebekesi uzunluğuyla dünyanın etrafını üç kere dolaşacak bir altyapıda. Artık arz güvenliğiyle ilgili bir endişemiz de kalmadı. Geçen yıl günlük 250 milyon metreküplük gaz çekiş miktarıyla bir rekora imza attık. Geçen yıl ve bu yıl ilk defa hiçbir kesintiye gitmedik. Sisteme gaz arz kabiliyetimiz şu anda 303 milyon metreküp seviyesinde, yani yüzde 20 fazlamız var. Elektrikte de arz güvenliği sıkıntımız yok ama ihmal etmeyeceğiz tabii ki. Artık yeni söylemimiz sürdürülebilir arz güvenliği. Geçtiğimiz yıllarda yaptığımız yatırımlarla doğal gaz depolama kapasitemizi de artırdık. Yüzer LNG yatırımları ve diğer yatırımlarımızla ne bu kış ne de bundan sonraki kışlarda biz gaz sıkıntısıyla karşılaşacağız."

"Türkiye'nin içinde olmadığı hiçbir proje hayata geçemez"

Mili Enerji ve Maden Politikası ile Türkiye'yi enerjisini öz kaynaklarından karşılayan bir ülke yapmak için çalıştıklarını vurgulayan Dönmez, bu sebeple sınırlar ve kara sular içindeki hidrokarbon rezervlerini ortaya çıkarmak için yoğun bir çaba harcadıklarını belirtti.

Dönmez, Oruç Reis sismik arama gemisinin Karadeniz'de ve Barbaros Hayrettin Paşa gemisinin Akdeniz'de çalışmalarını sürdürdüğünü ifade ederek, "Fatih sondaj gemimizle de derin denizlerde ilk sondajımıza başladık. Bugün inşallah yola çıkacak ikinci sondaj gemimizin ocak ayı sonunda Akdeniz'de olmasını bekliyoruz. Bu gemimizle de yine hem Akdeniz hem de Karadeniz'de sondajlarımıza devam edeceğiz. Mersin açıklarında da sığ denizdeki sondaj çalışmamız devam ediyor. İnşallah buralarda varsa bulma gayretiyle çabamız devam edecek." diye konuştu.

Bakan Dönmez, "Nitekim, Türkiye'nin içinde olmadığı hiçbir projenin hayata geçemediğini görürsünüz. Nabucco'nun çöküşünde bu gerçeği tüm dünya bir kez daha gördü. Ancak, bu tip anlamsız ve jeopolitiği yok sayan adımlar durmaksızın devam ediyor. Bu rüyaların peşine düşenlere bir kez daha şunu hatırlatmak isterim ki bu bölgede Türkiye'nin istemediği hiçbir enerji projesi hayata geçemez. Türkiye'yi enerji teknolojilerinde de merkez yapmaya kararlıyız." değerlendirmesinde bulundu.

Bu alanlarda sabırla, inançla ve azimle çalışmaya devam edeceklerinin altını çizen Dönmez, Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı ve TürkAkım projeleriyle de Türkiye'nin Avrupa'nın arz güvenliğine katkı sağlayan kilit bir ülke konumuna geldiğini sözlerine ekledi.

Kaynak: ETKB

ELDER - Fransa Büyükelçiliği İşbirliği ile Enerji Verimliliği Çalıştayı Düzenlendi

ELDER ve Fransa Büyükelçiliği Ekonomi Servisi’nin işbirliği, elektrik dağıtım şirketlerinin ve Fransız enerji şirketlerinin katılımı ile Enerji Verimliliği Çözümleri Çalıştayı düzenlendi. Çalıştayda gerçekleşen sunumlarda şebekelerdeki enerji verimliliği, akıllı şebekeler, dijital dönüşüm, dağıtım şebekelerinin geleceği gibi konular ele alındı.

Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği - ELDER ve Fransa Büyükelçiliği Ekonomi Servisi işbirliği ile 5 Aralık’ta Ankara’da “Enerji Verimliliği Çalıştayı” düzenlendi. Açılış konuşmasını Fransa Ekonomi Servisi Şefi Daniel Gallisaires’in yaptığı çalıştaya elektrik dağıtım şirketlerinin temsilcileri, Fransız enerji şirketleri ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve EPDK’dan bürokratlar katıldı.

Çalıştayda enerji verimliği, dijital dönüşüm, akıllı şebekeler ve dağıtım şebekelerinin geleceği konuları ele alındı. Öğleden önceki oturumda, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Enerji Verimliliği Daire Başkanı Ersoy Metin ve Fransa’nın elektrik iletim operatörü olan RTE International’ın Operasyonel Faaliyet Sorumlusu Emmanuel Buê tarafından Türkiye ve Fransa’daki elektrik sektörünün mevcut durumu, enerji verimliliği altyapısı ve sektörün ihtiyaçlarına yönelik bilgilendirmeler yapıldı.

Türkiye ile Fransa’nın enerji alanında bugüne kadar birçok işbirliğine imza attığını ifade eden Fransa Ekonomi Servisi Şefi Daniel Gallisaires, Fransa’nın, Türkiye enerji sektöründe yaşanan gelişmeleri yakından takip ettiğini söyledi. Gallisaires, “Fransa olarak akıllı şebeke sistemlerine milyarlarca dolar yatırım yaptık. Önümüzdeki yıllarda bunun meyvelerini alacağız. Enerji verimliliği konusundaki deneyimlerimizden Türkiye’nin de faydalanması için yürütmekte olduğumuz ortak çalışmaların önümüzdeki dönemde artarak devam etmesini arzu ediyoruz” şeklinde konuştu.

Verimlilikte Avrupa standartlarını yakalayacağız

Türkiye’nin enerji verimliliği alanında yaptığı çalışmaların, Enerji Verimliliği Ulusal Eylem Planı’yla farklı bir boyuta geçtiğinin altını çizen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Enerji Verimliliği Daire Başkanı Ersoy Metin, enerjide dışa bağımlılığın azaltılması ve arz güvenliğinin sağlanması için çalışmaların devam ettiğini dile getirdi. Birincil enerji tüketimindeki artışa değinen Metin, “Avrupa Birliği standartlarıyla uyumlu olarak 2023 yılında birincil kaynaklardan sağladığımız enerji tüketimini yüzde 14 oranında azaltmayı hedefliyoruz.” dedi. Elektrik Dağıtım sektörünün verimlilik çalışmalarına hazırlanması için mevzuat çalışmalarının sürdüğünü belirten Metin, “Dağıtım şirketlerinin müşteri ile enerji verimliliği konusunda yaptığı görüşmelerde, dağıtım şirketlerine yüzde 50'ye kadar teşvik verilmesi mekanizmasını hayata geçirmeyi hedefliyoruz.” ifadelerini kullandı.

TEİAŞ ve RTE’den işbirliği

RTE International şirketinde Operasyonel Faaliyet Sorumlusu olarak görev yapan Emmanuel Buê, TEİAŞ ve RTE arasındaki işbirliğine ilişkin bilgi verdi. Buê, TEİAŞ’ın iletim faaliyetleri konusunda Fransa yöntemini benimsediğini ifade ederek, TEİAŞ ile birçok alanda ortak çalışmalar yürüttüklerini bildirdi. Buê, “TEİAŞ’a canlı bakım anlamında yönetim desteği sağlıyoruz. Yeni bir laboratuvar ortamının hazırlanması için de işbirliğimiz söz konusu. En az 14 ekibimiz bu konuda eğitim verecek.” diye konuştu.

Fransız şirketler enerji verimliliği çözümlerini paylaştı

Çalıştay, aralarında Schneider Electric, EnergyPool, General Electric ve Socomec’in bulunduğu Fransız şirketlerin, enerji verimliliği alanında sundukları çözümleri dağıtım şirketlerine sunmalarıyla devam etti.

Schneider Electric Akıllı Şebekeler İş Geliştirme Sorumlusu Güney Erkolukısa ve EnergyPool Türkiye Üst Yöneticisi Alper Uğural, GE Türkiye Satış Müdürü Roda Kum ve Socomec Satış Müdürü Tanay Kalafat, şirketlerinin elektrik dağıtım şirketlerine yönelik sunduğu enerji verimliliği çalışmalarını aktardı. 

Schneider Elektriğin dağıtık şebekelerinin ana şebekelere entregrasyonu konusunda çalışmaları olduğunu belirten Güney Erkolukısa, dağıtık enerjiden üretilen enerjinin önümüzdeki yıllarda ucuzlamasıyla verimli bir enerjinin kapılarının aralanacağına işaret etti.

EnergyPool olarak yenilenebilir enerji kaynaklarının artmasıyla şebeke dengelenmesinde yaşanabilecek sıkıntıları en aza indirmek için çalıştıklarını kaydeden Alper Uğural, elektrikli araçlar ve bataryaların yaygınlaşmasıyla dağıtım şebekelerini kontrol etmenin zorlaşacağını dile getirdi.

Enerjide dijital dönüşümün önümüzdeki yıllarda daha da önem kazanacağını öngördüklerini aktaran General Electric’ten Roda Kum, şebekeyi etkili şekilde kullanmak için veriyi hızlı ve doğru işlemenin gerekli olduğunun altını çizdi.

Socomec’in geleceğin sorunlarını görmeye odaklandığını bildiren Tanay Kalafat ise teknoloji geliştikçe enerji maliyetlerinin arttığını, özellikle dağıtım şirketlerinin buna uyum sağlamak zorunda olduğunu sözlerine ekledi.

Türkiye ile Fransa finansman çalışmaları yürütüyor

Çalıştayın Enerji Verimliliğinin Finansmanı oturumunda AFD Fransa Kalkınma Ajansı Ülke Direktörü Serge Snrech bir sunum gerçekleştirdi. Sncrech, Türkiye ile ulusal fonlar konusunda işbirliği yaptıklarını hatırlatarak şöyle konuştu: “Burada 50 milyon euroluk hedef büyüklüğümüz var. Türkiye gelişmekte olan ve bizim değer verdiğimiz bir ülke. Çevre konusunda ve sosyal konularda Türkiye’ye yatırım yapmayı hedefliyoruz. Yine Türk bankalarıyla kredi likiditasyonu konusunda temaslarımız sürüyor. Bunun için 10 milyon euroluk bir kaynak ayırdık. Türkiye’de bir bölge ofisimiz bulunuyor. Gelecek yıl buradaki operasyonlarımıza Balkanlar, Kafkaslar ve Ukrayna’yı da dâhil edeceğiz. Bu ofis bölgeyle Fransa’nın iletişimini sağlayacak. Bu nedenle Türkiye’yi stratejik önemde bir ülke olarak görüyoruz.”

YEKDEM 2019’da 777 Tesise Destek Verecek

Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması kapsamında 20 bin 921 megavatlık kurulu güce sahip 777 tesis teşviklerden faydalanabilecek.

Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması’ndan (YEKDEM) gelecek yıl toplam 20 bin 921 megavat kurulu gücü bulunan 777 tesis yararlanacak.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun internet sitesinde yer alan “2019 Yılı Nihai YEK Listesi” ile mekanizma kapsamında teşviklerden yararlanacak tesisler açıklandı.

Buna göre, 2019’da toplam 20 bin 921 megavat kurulu güce sahip 777 tesis YEKDEM ile teşvik edilecek. Bu tesislerin lisanslarına kaydedilen yıllık elektrik üretim miktarı ise toplam 81 milyar 431 milyon 695 bin kilovatsaat olarak hesaplanıyor.

Söz konusu mekanizma ile yenilenebilir enerjiden elektrik üretimi yapan elektrik santrallerine destek veriliyor. Destek sağlanan tesislerin listesi her yıl güncelleniyor.

Bu yıl toplam 19 bin 400 megavat kurulu gücü bulunan 708 tesise destek sağlanırken, 2017’de toplam 17 bin 400 megavat kurulu gücü bulunan 647 tesise teşvik verilmişti.

YEKDEM kapsamındaki yenilenebilir enerji tesislerinden elde edilen elektriğin kilovatsaatı başına rüzgar ve hidroelektrik için 7,3 dolar cent, jeotermal için 10,5 dolar cent, biyokütle ve güneş için de 13,3 dolar cent teşvik veriliyor. Bu teşvikler, yerli ekipman kullanımına göre ufak çapta değişiklikler gösterebiliyor.

Kaynak: Petrotürk

Türkiye Dünya Enerji Sıralamasında 6 Sıra Yükseldi

Dünya Enerji Konseyi (WEC) tarafından 125 ülkenin verileri kıyaslanarak hazırlanan Dünya Enerji Trilemma Endeksi 2018’de, Türkiye bir önceki yıla göre 6 sıra yükselerek, 44’üncü sıraya yükseldi. Endekste, Türkiye’nin puanında en çok iyileşme görülen alanın enerji arz güvenliği olduğu belirtildi.

Enerji arz güvenliği, enerjide kaynak çeşitliliği ve çevresel sürdürülebilirlik kriterlerinin değerlendirildiği endekste, Türkiye’nin geçen yıl CBB olan notu BBB seviyesine yükseltildi. Endekste, Türkiye’nin puanında en çok iyileşme görülen alan ise enerji arz güvenliği oldu. Türkiye’nin, dünya enerji arz güvenliği kategorisinde 15 basamak yükselmesinin en önemli nedeninin ise son yıllarda enerji arz güvenliği unsurlarından olan enerji kaynak çeşitliliğine verilen önem olarak açıklandı.

Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesinin hazırladığı özette yer alan  değerlendirmede Türkiye’de enerji güvenliğini artırmak için çok sayıda girişim başlatıldığı, aralarında ilk nükleer enerji santrali Akkuyu NGS’nin de olduğu enerji çeşitliliği sağlayacak çok sayıda proje için adım atıldığı belirtildi.

Türkiye’nin hızla büyüyen enerji talebini ve devam eden büyümesini karşılamak için muazzam yatırım hacimlerine sahip olması gerekiyor” denilen raporda, enerji karmasını çeşitlendiren projelere ilişkin şu değerlendirmelerde bulunuldu: “Türkiye’nin enerji karmasına nükleer güç katma konusunda sağlam planları var. Türkiye’nin ilk nükleer enerji santrali olan Mersin Akkuyu NGS için inşaat ruhsatı alındı. Santralin 2023 yılında faaliyete geçmesi planlanıyor. Ülkede nükleer enerji sektörünü düzenlemek için Nükleer Düzenleme Kurumu ve buna bağlı çalışan Nükleer Teknik Destek A.Ş. kuruldu. Haziran ayında güney gaz koridorunun önemli parçası olan Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi TANAP faaliyete geçti. 2020 yılında tamamlanacak Trans Adriyatik Boru Hattı TAP ile Avrupa piyasasına doğalgaz sevk edilecek. Rusya’dan başlayıp Karadeniz üzerinden Türkiye’ye, oradan da komşu Avrupa ülkelerine doğalgaz aktarımını sağlayacak Türk Akımı projesinin ise 2019 yılı sonuna kadar faaliyete geçmesi bekleniyor.”

“Türkiye enerjide doğru adımlar attı”

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Fatih Birol da, Mayıs ayında yaptığı değerlendirmede Türkiye’nin enerjide attığı adımlara dikkat çekmişti. Birol, “Türkiye hem güneş hem rüzgâr konusunda doğru adımlar attı. Geçen 6-7 aylık süreçte bu konuda ciddi aşamalar kaydedildi. Türkiye’nin özellikle yenilenebilir enerjideki hamleleri, dünyada atılan adımlarla eşgüdüm içinde sürüyor” diye konuşmuştu. Dünya için önemli olan karbondioksit salımının düşürülmesi için de yapılması gerekenler olduğunu söyleyen Birol, “Nükleer enerjiden faydalanmak ve enerjiyi verimli kullanmak önemli unsurlar. Sektörde dört ana konu, yani rüzgâr, güneş, nükleer enerji ve verimliliğin arttırılması, temiz enerji açısından temel unsurları oluşturuyor” ifadelerini kullanmıştı.

Kaynak: Petrotürk
“Trakya’da Hayatın Enerjisi” Fotoğraf Yarışmasının Ödülleri Sahiplerini Buldu

Trakya Elektrik Dağıtım A.Ş. (TREDAŞ) tarafından düzenlenen “Trakya’da Hayatın Enerjisi” konulu Fotoğraf Yarışması’nda dereceye girenlere ödülleri verildi.

Bu yıl ilk kez düzenlenen “Trakya’da Hayatın Enerjisi” konulu fotoğraf yarışmasının ödülleri, TREDAŞ Genel Müdürlüğü’nde yapılan törenle verildi. Yarışmada, Sezgin Uzuncaova birinciliğe layık görüldü ve altın madalyanın sahibi oldu. İkinci olan Turhan Ülgüdür gümüş madalya, üçüncü olan Ümit Varol ise bronz madalya kazandı. Ayrıca birinciye 2 bin lira, ikinciye bin 500 lira, üçüncüye bin lira, mansiyon ödülünü kazanan Ahmet Turan Kural, Mesut Karaduman ve Ümit Varol’a 400’er lira, sergilenmeye değer bulunan 30 eser sahibine de sergileme ödülü verildi.

Ödül töreninin ardından sergilenmeye değer bulunan eserlerden oluşan fotoğraf sergisi de TREDAŞ Genel Müdürlüğü Sergi Salonu’nda açıldı.

TREDAŞ Dağıtım Grup Direktörü Reşit Bilgili, törende yaptığı konuşmada, birincisini düzenledikleri yarışmaya yoğun bir ilginin olduğunu belirterek, “Hayatın enerjisini, sanat heyecanlılarının yüksek katılımı ile gerçekleşen birbirinden orijinal 1024 Trakya fotoğrafıyla da görmüş olduk. Projenin başarıyla tamamlanmasında emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Fotoğraf sanatına gönül vermiş arkadaşlarımıza da bundan sonraki çalışmalarında başarılar diliyorum” diye konuştu.

Dijital kategoriden oluşan yarışmada değerlendirmeyi fotoğraf sanatçıları Coşkun Aral, Garbis Özatay ve Tekirdağ Fotoğraf Sanatı Derneği Başkan Yardımcısı Hilmi Baysal yaptı. Yarışma, Trakya Elektrik Dağıtım A.Ş. tarafından, sanata ve sanatçıya saygı bağlamında Türkiye Fotoğraf Sanatı Federasyonu (TFSF) desteğiyle düzenlendi.

Dağıtım Sektörüne ‘Yıldız’ Yağacak

Elektrik dağıtım sektörünün yetişmiş eleman ihtiyacına çözüm üretebilmek adına başlatılan ‘Enerjinin Yıldızları Projesi’ çerçevesinde ÇEDAŞ’ın Sivas Atatürk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde kurduğu ‘Yüksek Gerilim Laboratuvarı’nın resmi açılışı, törenle gerçekleştirildi.

MEB Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü ile yapılan Mesleki Eğitim Protokolü çerçevesinde, AB standartlarında kurulan laboratuvarda öğrenciler uygulamalı eğitim fırsatına sahip olacak. Proje çerçevesinde yeniden hayat bulan Yüksek Gerilim Dalı’nda bu yıl 16 öğrenci eğitim alacak.

Cengiz ve Koloğlu Holding’in elektrik dağıtım sektöründe hizmet veren üç şirketi tarafından, sektörün nitelikli eleman ihtiyacına çözüm üretmek hedefiyle hayata geçirilen Enerjinin Yıldızları Projesi’nde, ‘yıldızların’ eğitimi başladı. Çamlıbel Elektrik Dağıtım A.Ş. (ÇEDAŞ) tarafından Sivas’ta kurulan ‘Yüksek Gerilim Laboratuvarı’nın resmi açılışı törenle yapıldı.

İlk Adım 27 Haziran’da Atıldı

Elektrik dağıtım sektörüne nitelikli eleman yetiştirmek üzere MEB Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü ile BEDAŞ, AEDAŞ ve ÇEDAŞ arasında 27 Haziran 2018’de yapılan Mesleki Eğitim İşbirliği Protokolü’ne imza atılmasının ardından İstanbul, Antalya ve Sivas’ta projeye uygun üç okul belirlendi. Bu çerçevede Sivas’ta da Atatürk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde önce sektörün ihtiyaç duyduğu ‘Yüksek Gerilim Dalı’ bölümü açıldı. Ardından da öğrencilerin uygulamalı eğitimi için ‘Yüksek Gerilim Laboratuvarı’ kurulması için hızla çalışma başlatıldı.

Avrupa Birliği standartlarına sahip laboratuvar 2018-2019 eğitim öğretim yılına yetiştirilirken, söz konusu okulda toplam 16 öğrenci Yüksek Gerilim Dalı’nı tercih etti.  Elektrik dağıtım sektörüne ‘yıldızlar’ yetiştirecek Yüksek Gerilim Dalı’nda öğrencilere uygulamalı eğitim vermeye başlayan Yüksek Gerilim Laboratuvarı’nın resmi açılışı da 11 Aralık Salı günü gerçekleştirildi.

“Özel Sektör ve Meslek Lisesi İşbirlikleri Çok Önemli”

Sivas Atatürk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde yapılan törende Sivas Valisi Salih Ayhan,   MEB Öğrenci İşleri ve Sosyal Etkinlikler Daire Başkanı Ertuğrul Geçgil, MEB Kalite Geliştirme Daire Başkanı İsmail Güler, MEB Bilgi İşlem Daire Başkanı Hamdi İçer, ÇEDAŞ Genel Müdürü Niyazi Kıvılcım ile çok sayıda öğretmen ve öğrenci hazır bulundu.

Törende konuşan Sivas Valisi Salih Ayhan, özel sektör ve meslek lisesi işbirliklerini önemli bulduğunu, ÇEDAŞ’a mesleki eğitime verdiği katkılardan dolayı teşekkür ettiğini söyledi. Valilik olarak gerekli her konuda destek olacaklarını belirten Ayhan, “Yeni dönemde Sivas çok önemli bir eğitim merkezi olacak. ÇEDAŞ gibi büyük firmaların bu yöndeki desteklerini Valilik olarak çok önemsiyoruz” dedi.

“İstihdam ve Eğitim İlişkisi Desteklenmeli”

MEB Kalite Geliştirme Daire Başkanı İsmail Güler de,Sosyal sorumluluk kapsamında özellikle istihdam ve eğitim ilişkisinin desteklenmesinden ötürü emek veren kurum, kuruluş, öğretmen ve öğrencilerimize teşekkür ederim” diye konuştu.

“Öğrencilerimizi Yalnız Bırakmayacağız”

Yüksek Gerilim Dalı’nı tercih eden öğrencilerin, elektrik üretilmesinden, iletim ve dağıtımına kadar tüm kademeleri laboratuvarda uygulamalı olarak görme fırsatına sahip olacağını dile getiren Çamlıbel Elektrik Dağıtım A.Ş. Genel Müdürü Niyaz Kıvılcım da, “Biz, bu özel bölümde, özel eğitim alan öğrencilerimizi yalnız bırakmamaya kararlıyız. Bir yandan ÇEDAŞ’ta bu işin ehli olan arkadaşlarımız mentorluk yaparak öğrencilerimiz ile deneyimlerini paylaşırken, diğer yandan da başarılı öğrencilere burs vererek destek oluyoruz. Yine bu dalda eğitim alan öğrencilerimize staj imkânı da sunarken iş hayatına ilk adımı atmaları konusunda da yanlarında yer alıyoruz. Bizlerin mesleki tecrübesi ile değerli öğretmenlerimizin bilgi ve birikimlerini aynı potada eriten Enerjinin Yıldızları projemizin Türk eğitim sistemine, öğrencilerimize, sektörümüze hayırlı olmasını diliyorum” değerlendirmesinde bulundu.

Öğrencilere Staj İmkânı ve Burs

Enerjinin Yıldızları Projesi çerçevesinde Yüksek Gerilim Dalı’nda öğrenim gören öğrenciler, ÇEDAŞ’ta staj yapma imkânına da sahip olacak. Proje kapsamında başarılı öğrencilere iki yıl boyunca aylık 500 TL burs da verilirken,  burs aldıkları süre kadar da istihdam garantisi sunulacak. Eğitim süresince ÇEDAŞ’ın yöneticileri, kuruma özel derslerde bilgi birikimi ve deneyimlerini öğrencilere aktaracak ve mentorluk yapacak.

Kapanan Yüksek Gerilim Dalı AB Standartlarında Dönüyor

Proje ile malzeme fiyatlarının yüksek olması ve sektörden yeterli destek almadığı için meslek liselerinin elektrik bölümünde kapatılan ‘Yüksek Gerilim Dalı’ da yeniden eğitim sistemine kazandırılmış oldu. Yüksek Gerilim Dalı’nı tercih eden öğrencilere, laboratuvarlarda elektriğin üretilmesinden, iletim ve dağıtımına kadar tüm kademeleri uygulamalı olarak öğretilecek. Söz konusu proje sektörün yetişmiş eleman ihtiyacına çözüm üretirken, mezun olan çocuklar da tehlikeli meslekler sınıfında yer alan bu alanda uygulamalı eğitim aldıkları için daha yüksek ücretle ve güvenli olarak sektöre ilk adımlarını atacaklar.

DÜNYADAN HABERLER
“Elecxit” İngiltere’ye Yıllık 270 Milyon Pound’a Mal Olabilir

Elecxit: İngiltere’nin AB’deki iç elektrik piyasasından ayrılması

Birleşik Krallık Enerji Araştırma Merkezi tarafından yürütülen araştırmaya göre İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılması, İngiliz elektrik abonelerine senelik 270 milyon pound’a mal olacak. Bir başka deyişle, eğer İngiltere Brexit sonucunda AB’den herhangi bir anlaşma olmadan ya da “üçüncü ülke statüsünde” ayrılırsa, ortaya çıkacak olan verimsiz elektrik ticaret piyasası elektrik üretim maliyetlerini yılda 270 milyon pound yükseltecektir.

AB içerisinde oluşturulan ortak elektrik piyasası bir başarı hikayesiydi

AB elektrik piyasası, elektriğin komşu ülkeler arasında sınır ötesinde alınıp satılmasına imkan vererek, birbiri ile bağlantılı bir elektrik sisteminin sunduğu faydaları maximize ediyor. Kuzey-batı Avrupa’daki 19 ülkenin elektrik piyasalarını birbirine bağlayarak, elektriğin düşük fiyatlı piyasalardan yüksek fiyatlı piyasalara satışı gerçekleştiriliyor. Bu sayede karlılık ve enerji güvenliği artmış oluyor. AB, elektrikte ticaret kapasitesini, 2020’ye kadar ülkelerin kurulu elektrik üretim gücünün %10’una, 2030’a kadar %15’ine çıkarmayı planlıyor.

Elecxit, saati geriye almış olacak

Ortak elektrik piyasasından önce, her bir ülkenin piyasası farklı saatlerde açılıp kapanıyor, bu da alım satım işlemi yapanları gerçek fiyatlar yerine öngörülen fiyatlar üzerinden işlem yapmaya zorluyordu. Elektriğin fiyatını tahmin etmeye mecbur kaldıklarından, hatalar yapılıyor, kapasite uygun şekilde kullanılmıyordu.

Birbiri ile bağlı piyasalar aynı anda açılıp kapanıyor, ticaret, piyasa fiyatları üzerinden yapılıyor, böylelikle tüm bu hatalardan kaçınılmış oluyor. Fakat Elecxit ile birlikte İngiltere, büyük ticaret hatalarıyla dolu olan eski sisteme dönebilir.

Enerji dönüşümü devam ederken...

Diğer yandan bu ticaret hataların öngörülmesi zor olan yenilenebilir kaynakların daha fazla ve ticaret hacminin daha yüksek olduğu bir dünyada oluşacağı düşünüldüğünde, hataların boyutlarının da artacağı söylenebilir. İngiltere’nin Fransa elektrik piyasasından ayrılması, her iki ülkenin de elektrik üretim maliyetini 500 milyon pound kadar artıracak, bunun %60’ına tekabül eden 270 milyon pound’luk yük ise İngiltere tarafından göğüslenecek.

Kaynak: UKERC

Çin Enerji Depolama Pazarının 2024’e Kadar 6 Milyar Dolar Büyüklüğe Ulaşacağı Tahmin Ediliyor

Global Market Insights tarafından yapılan son çalışmaya göre Çin enerji depolama pazarının 2024’e kadar şu anki pazar değeri olan 700 milyon dolardan 6 milyar dolara çıkacağı öngörülüyor.

Çin'in enerji depolama pazarı, akıllı şebeke altyapısı geliştirmeye yönelik devam eden yatırımlarla birlikte hızla büyüyen yan hizmet sektörü nedeniyle güçlü büyüme kaydediyor.

Dahası, şebeke stabilitesini arttırmayı amaçlayan enerji depolama cihazlarının yaygınlaştırılması, sektörün büyüklüğünü artırmaya devam ediyor.

Yeni teknolojilerin gelişmesiyle beraber azalan teknoloji maliyetleri ve mevcut sistemlerin iyileştirilmesi Çin’in enerji depolama Pazarı büyüklüğünü olumlu yönde etkiliyor.

Lityum ion bataryalarının birim maliyeti son birkaç yılda %50’nin üzerinde düşüş gösterdi ve bu trendi takip etmeye devam ediyor. Batarya üretim endüstrisinde ölçek ekonomilerinin iyileştirilmesi ile birlikte reformist bir iş senaryosu, sektör büyüklüğünü daha da canlandırıyor.

Karbon emisyonlarının sınırlandırılmasından küresel ısınmasının sonuçlarının kontrol altına alınmasına doğru kayan odak, destekleyici yasal uğraşların artan uygulama alanlarıyla birlikte Çin enerji depolama pazarı büyümesini destekliyor.

Bununla birlikte, yenilenebilire sağlanan devlet teşvikindeki süregelen azaltım sektörü etkiliyor, ancak teşvik faydalarının kayıpları, azalan teknoloji fiyatlarıyla kompanse edilebilir.

Kaynak: Smart Energy International

COP24’te İkinci Hafta Başladı

Polonya’nın Katowice kentinde 2 Aralık’ta başlayan Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi’nde (COP24) ikinci hafta başladı. BM’den yapılan açıklamada bugün (Pazartesi) 250 bakanın zirveye katılacağı belirtilirken bakanların farklılaştırma, finans ve hedef yükseltme gibi zorlu başlıklarda sorun çözen adımlar atmaları bekleniyor.

Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi’nde (COP24) ikinci hafta başladı. 200 ülkeden bakanlar ve müzakerecilerin, COP24 Zirvesi’nde, IPCC 1.5 Derece Raporu’nun vurguladığı acil duruma cevap vermesi için sadece 5 gün kaldı. Bunu yapmak için bakanların ve müzakerecilerin Paris Kural Kitabı’nı bitirmelerinin yanı sıra, iklim eylemi ile ilgili somut adımlar atarak, tüm dünyaya kolektif bir mesaj vermeleri gerekiyor. Konferanstan Cuma günü itibari ile net ve somut kararların çıkması gerekiyor.

Geçtiğimiz Cumartesi günkü kapanış oturumu, bu görevin zorlu bir görev olduğunu gösteriyor. Suudi Arabistan, Kuveyt, Rusya ve ABD, tüm diğer ülkelerin IPCC 1.5 Derece Raporu’nun resmi olarak metne girmesi taleplerine itiraz ettiler. Türkiye ise 1.5 Derece Raporu’nun metne girmesine destek verdi.

Tek bir kelime üzerinde yapılan bu kavga aslında bu haftanın gündemini derinden etkileyecek bir tartışmaydı. Küçük Ada Devletleri’nden bir delegenin sorduğu “Var olan en kapsamlı çalışmayı kabul etmezsek, tüm dünyaya nasıl bir sinyal veririz?” sorusu durumun aslında ne kadar önemli olduğunu gözler önüne seriyor. IPCC 1.5 Derece Raporu, bu ülkelerin “çekince” notları alınarak taslak metinde bulunuyor.

Zirveden başka iyi haberler de geliyor. Özellikle Paris Kural Kitabı’nın birçok önemli unsuru bakanlara sunulacak biçimde son halini aldı. Hafta başında farklı görüşler ve pozisyonlar yüzünden 300 sayfa uzunluğunda olan bu metin ciddi oranda kısalmış durumda. Yine de sonuç metnin çok güçlü olmayacağına dair çekinceler mevcut. Özellikle şeffaflık ve raporlama konularında önemli noktalar halen netleşmedi.

Ülkelerin ihtiyaçlarına göre esneklikler içeren tek bir kural kitabı olması meselesi de halen çözülmedi. Bu mesele Türkiye’yi de yakından ilgilendiriyor.

Tüm dünyanın yakından takip ettiği Sarı Yelekliler protestoları ise burada adil dönüşüm ve başarılı iklim eylemi için sosyal politikaların önemine dair önemli tartışmalar başlattı. Bu arada zirveye gelen birçok sivil toplum temsilcisinin Polonya’ya alınmaması gibi sivil topluma baskı vakaları, katılım hakkı ve ifade özgürlüğünün, Paris Kural Kitabı tartışmaları dahil olmak üzere ne kadar önemli olduğunu gözler önüne seriyor.

BM, Pazartesi günü, 125 bakanın zirveye katılacağını söylüyor. Listede Türkiye Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum da bulunuyor. Bakanların, farklılaştırma, finans ve hedef yükseltme gibi zorlu başlıklarda kilit açan ve sorun çözen adımlar atmaları bekleniyor.

Üç kritik konu:

1 – Kural Kitabı

Kural Kitabı’nda kritik konular, şeffaflık, finansal raporlama (Paris Anlaşması Madde 9.5 ve 9.7), ülkelerin kuralları uyarlama takvimi gibi konular öncelikli tartışma unsurları olacak. Ayrıca genel olarak, zengin, fakir ve gelişmekte olan ülkelerin taahhütlerinin neler olacağı da tartışmanın önemli ayağını oluşturacak.

2 – İklim Finansmanı

Finans, iklim eylemini hızlandırmanın temel konularından birini oluşturuyor. Bu başlıktaki temel unsurlar, 2023 Küresel Envanter Sayımına tüm finansman takibi süreçlerinin dahil edilmesi, Yeşil İklim Fonu’nun takvimi, Adaptasyon Fonu’nun geleceği, finansal raporlama ve 2025 sonrası finans hedefleri gibi meseleler var. Bakan diyalogları sırasında ülkelerden finans konusunda duyurular da gelebilir.

3 – Hedef Yükseltme

Hedef konusu büyük bir konu. COP24’ün, durumun aciliyetine cevap verip somut iklim eyleminde çıtayı yükseltip yükseltmeyeceği bu hafta yapılan tartışmalar ile belli olacak. Özellikle Salı ve Çarşamba günü düzenlenecek Talanoa Diyalogunda ülkeler yeni 2020 hedefleri ve/veya 2050 yılı için net sıfır emisyon hedefleri vererek bunu yapabilirler. Ayrıca, COP sonuç kararına 1.5 Derece Raporu’nun girmesi de bu anlamda güçlü bir politik sinyal olabilir.

Özetle, Pazartesi günün uluslararası gündemi finans ve Kural Kitabı teknik tartışmaları olacak.  Salı ve Çarşamba Talanoa Diyalogu günü iken Perşembe ise Climate Vulnerable Forum toplanacak ve COP24 sonuçlarından ne beklediklerini açıklayacak. Müzakereler ise her zamanki gibi kapalı kapılar arkasında yürütülecek. Türkiye’nin gelişmiş/gelişmekte ülke konusundaki özel durumu da aynı şekilde kapalı kapılar arkasındaki ikili müzakerelerin konusu olarak devam edecek.

İlk haftadan çarpıcı gelişmeler:

  • 28.11. Almanya, Yeşil İklim Fonu’na katkısını 1.5 milyar euro olarak iki katına çıkardı.
  • 30.11. Fransa, Çin ve BM Genel Sekreteri iklim eylemini artırmak için zirveye geldikleri ifade ettiler.
  • 2.12. Katowice Çağrısı: Beş BM İklim Zirvesi eski Başkanı ülkeleri, ulusal niyet beyanlarını 2020’ye kadar hazırlamaya çağırdı.
  • 3.12. Dünya Bankası 2021-2025 arasında 200 milyar dolar ile iklim eylemine yatırımlarını iki katına çıkaracağını duyurdu.
  • 4.12. Beş banka (ING, BBVA, BNP Paribas, Standard Chartered and Société Générale) portfolyolarındaki kredilerin iki derece ile uyumunu denetleyeceğini taahhüt etti. Bu bankalar toplamda 2.4 trilyon euro krediyi yönetiyorlar.
  • 4.12. Dünyanın en büyük gemicilik şirketi Maerks 2050’de sıfır emisyon dedi.
  • 5.12. Küresel Karbon Projesi Raporu 2018’de fosil yakıtlar ve sanayi kaynaklı emisyonların artarak rekor kıracağını açıkladı.

Kaynak: İklim Haber

Kaliforniya’da Elektrikli Araç Satışları 500.000’e Ulaştı

Kasım ayı itibariyle, Kaliforniya’da 2010 yılından bu yana eyalet genelinde satılan elektrikli araç sayısı, 500.000 sınırını geçti. Satışlar bakımından güçlü bir yıl olan 2017’nin ardından 2018 yılındaki güçlü satışlar bir trend göstermeye başlıyor: elektrikli araçlar özellikle parasal ve parasal olmayan teşviklerin olduğu yerlerde iyi satıyor.

Aralarında GM, Honda, Nissan, Pacific Gas & Electric, Uber ve Lyft’in bulunduğu bir elektrikli araç sektör paydaşı grubu olan Veloz’a göre, Kaliforniya’daki kümülatif elektrikli araç satışları 2010’dan beri 512.717’ye ulaştı.

Veloz: “Genele bakıldığında bu yıl elektrikli araç satışlarında üstel büyümenin yaşandığı bir yıl olmakta. Yılın ilk çeyreğinde Kaliforniya’da satılan tüm arabaların %7,1’ini elektrikli arabalar oluşturdu. Bunların %4,1’ini sıfır emisyonlu yüzde yüz elektrikli arabalar oluştururken, %3’ünü hibrit araçlar oluşturdu.”

InsideEVs’den alınan dataya göre, Tesla Model 3 Kasım ayında 18.650 adet ile ABD genelinde en çok satan elektrikli araba oldu.

Veloz tarafından yapılan açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi: “Veloz, elektrikli araba satışlarının büyük bir hızda arttığını itiraf etmekle birlikte, karbon emisyonunda halkın sağlığını korumak ve çevre üzerindeki olumsuz etkilerinin önüne geçmek için gereken azaltımı yapmaya yeterli olmadığını da kabul ediyor. Bundan sadece iki yıl önce, Uluslararası Enerji Ajansı dünya çapında toplamda 2 milyon adet elektrikli araba olduğunu tahmin ediyordu. Bu yıl resmi rakamlara göre sadece Tesla 200.000 araç satışı yaptı.”

Kaynak: Arstechnica

HAFTANIN RAPORU

Rakamlarla AB Enerji Sektörü

Enerji sektörü, modern ekonomiler için büyümenin, rekabetçiliğin ve kalkınmanın en önemli destekçilerinden biri. Avrupa’daki enerji sektörünün devam etmekte olan dönüşümüne ayak uydurmak için, doğru ve güncel veriye ihtiyaç duyuluyor.

Bu rapor, Avrupa Birliği’nin tamamı ve her bir üye devlet için enerji konusundaki yıllık istatistiklerin genel bir taslağı niteliği taşıyor.

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

İNFOGRAFİK / GRAFİK
198