Türkiye’nin ‘süper barajı’ Yusufeli’nin yüzde 70’i tamamlandı. Barajda incelemelerde bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “Türkiye’de birinci, dünyada üçüncü en yüksek baraj olacak. Türkiye’nin enerji sorunu kalmayacak” dedi.
Türkiye’nin birinci, dünyanın üçüncü en yüksek barajı olması planlanan Yusufeli Barajı’nın üretime geçmesi için geri sayım başladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rize-Artvin programı kapsamında Limak Holding tarafından inşa edilen ve ekonomiye 1.2 milyar liralık katkı sunacak Yusufeli Barajı’nda incelemelerde bulundu. Yaklaşık 6 bin personel, bugün itibarıyla yüzde 70 fiziki gerçekleşme sağlanan barajı 2021 yılında tamamlamak ve ekonomiye kazandırmak için gece gündüz çalışıyor. Baraj tamamlandığında 2 büyük şehri aydınlatacak kapasiteye sahip olacak.
2021 Yılında Üretime Başlıyor
Yusufeli Barajı’nda incelemelerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Muhteşem bir eser ortaya çıkıyor. Zaten Artvin adeta barajlar şehri. Yusufeli Barajı, kendi sınıfında ülkemizin en büyük, dünyanın en yüksek üçüncü eseri olacak. Türkiye’nin enerji sorunu kalmayacak” dedi. Yusufeli Barajı’nda elektrik üretimine Nisan 2021’de başlanacağını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
Engel Olmak İstediler
“Baraj inşaatının sürdüğü son 6 yılda ülkemizde yaşanan, Gezi olaylarından tutun da 15 Temmuz’a kadar tüm saldırıların hedefindeki yerlerden biri hep bu eser olmuştur. Barajın inşasına engel olmak için her türlü çabayı göstermişlerdir. El ele tüm bu sıkıntıları aştık ve baraj inşaatına devam ettik.”
Yeni Yerleşim Yerleri Bir An Evvel Bitecek
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerin ve kadınların yeni yerleşim konusundaki beklentilerinin kendisine iletildiğini de belirterek “Herkesin gönlünü hoşnut edecek şekilde bu süreci tamama erdireceğiz. Yepyeni bir Yusufeli’ni inşa edeceğiz” dedi. Göl manzaralı yeni yeri tamamlandığında bambaşka bir Yusufeli olacağına işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti: “Yeni yerleşim inşaatlarımızı bir an evvel bitirip, sizleri evlerinize kavuşturacağız.” Erdoğan, yeni yerleşim yerlerinde hak sahibi olmayanların mağduriyetini çıkardıkları kararnameyle giderdiklerinin müjdesini de verdi.
1.2 Milyar Liralık Katkı
Barajda üretilecek elektriğin Türkiye’ye katkısının yılda 1 milyar 250 milyon lira olacağını belirten Erdoğan, “bu üretim gücüyle baraj, 7 yılda kendini amorti edebilme kabiliyetine sahiptir. Bu öyle Bay Kemal’in dediği gibi değil. Çünkü bunlar öyle hesap kitap bilmez” dedi. Erdoğan baraja ilişkin, “İnşallah bir yıl sonra su tutmaya başlayacak. Bir yılda inşallah bu baraj dolacak” ifadelerini kullandı.
650 Bin Kişiye Elektrik
Yusufeli Barajı’nın gövdesinde; günlük ortalama beton döküm miktarı 7 bin metreküp olup, bu alanda bir rekora imza atılıyor. Baraj işletmeye alındığında üretilecek enerjiyle 650 bin kişinin elektrik ihtiyacı karşılanacak. Baraj, toplam 275 metre gövde yüksekliğiyle Türkiye’nin en yüksek, çift eğrilikli ince kemer beton kategorisinde ise dünyanın üçüncü yüksek barajı olacak. Yusufeli Barajı bu yüksekliğiyle süper yüksek baraj kategorisinde yer alıyor.
Kaynak: Akşam
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, 2019’un ilk 7 ayında elektrik ihracatının yaklaşık yüzde 22 oranında arttığını, ithalatın ise yüzde yaklaşık yüzde 24 azaldığını söyledi.
Enerji dünyasında stratejik yol haritalarının belirlenmesi ve hedeflerin oluşturulması gibi kritik süreçlere katkı sağlaması amacı ile düzenlenen WESCE’19 - Dünya Enerji Stratejileri Kongresi ve Fuarı, 26 Ağustos Pazartesi günü Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Kongre Merkezi’nde açıldı.
WESCE’19’un açılışında konuşan T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, yerli ve yenilenebilir kaynakların sisteme daha fazla entegre edilmesi için büyük gayret sarf ettiklerini belirterek 2018’de yerli ve yenilenebilir enerjiden elektrik üretimini yüzde 50 bandında kapattıklarını ifade etti.
Bakan Dönmez, “2019’un ilk 7 ayında ise bu oran yüzde 66 seviyelerine yükseldi ve 1,4 milyar dolarlık ithalatın önüne geçtik. Ülkemizin elektrik ithalatını yaklaşık yüzde 24, ithal kaynakların elektrik üretimindeki payını ise yüzde 15,4 azalttık. Bu açığı ise yenilenebilir enerji kaynaklarının üretimdeki payını yaklaşık yüzde 45, yerli kaynakların payını ise yaklaşık yüzde 30 oranında artırarak kapatmış olduk. Yine 2019’un ilk 7 ayındaki elektrik ihracatımızı da yaklaşık yüzde 22 artırdık. 2023 hedeflerimiz doğrultusunda elektrik üretimimizdeki yerli ve yenilenebilir kaynakların payını daha da yükseltmekte kararlıyız” diye konuştu.
Dönmez ayrıca Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) ile rüzgâr ve güneş teknolojilerinde ihtiyaç duyulan ekipmanların yüzde 70’lerin üzerinde yerli üretimle karşılanacağını kaydederek, “Son yaptığımız YEKA ihalesiyle 1 milyar dolarlık bir yatırımı ülkemize kazandırdık. Yerli ve yabancı pek çok şirket Türkiye’nin enerjisine, ekonomisinin dinamizmine ve gücüne inanıyor” dedi.
Konuşmasında Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki haklı davasından asla geri dönmeyeceğine vurgu yapan Dönmez, “Çünkü tarihi misyonumuz ve enerji stratejimizin temeli milliliğe ve yerliliğe dayanıyor. Herkes bilsin ki Doğu Akdeniz tüm Türkiye’nin ortak meselesidir. Millet olarak dün buradaydık, bugün de buradayız ve yarın da burada olacağız. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Kıbrıs Türklerini yok sayan ve “Enerjide Enosis” anlayışıyla kurulan sözde ittifaklara da asla göz yummayacağız” şeklinde konuştu.
Kaynak: Enerji Günlüğü
Türkiye’de de uygulanmaya başlanan yöntemle, yüksek gerilim hatlarındaki izolatör temizliği artık helikopterle yapılıyor.
Yüksek gerilim hatlarında zamanla kirlilik ve çevre koşullarına bağlı iletim performansı azalan izolatörler (yalıtkan malzeme), helikopterden sıkılan saflaştırılmış suyla temizleniyor.
Elektriğin kaynağından vatandaşa ulaşması için çalışan Türkiye Elektrik İletim AŞ (TEİAŞ), kaliteli iletim için teknolojiyi de kullanıyor. Dünyadaki uygulamaları da yakından takip eden kurum, yüksek gerilim hatlarındaki izolatörlerin temizliği için Türkiye'de bir ilki gerçekleştirdi.
Geçen sürede toz, kum, kimyasal atıklar, tarımsal ilaçlar, deniz tuzu gibi nedenlerle kirlenen ve iletim sisteminin performansını azaltan izolatörlerin temizliği, helikopterden sıkılan saflaştırılmış suyla yapılıyor.
Klasik yöntemin dışındaki bu çalışma hem ekonomi hem de zaman anlamında tasarruf sağlıyor. Helikopterli temizlikte elektrik kesintisi de uygulanmıyor.
İzolatör temizleme çalışmalarında, helikoptere monteli su tankı, yüksek basınçlı pompa, yıkama teçhizatı ve saflığı artırılmış su kullanılıyor.
Helikopterin kabini ve diğer iç bölümü ise yüksek gerilim hatları için özel olarak hazırlanıyor. Helikopter, yüksek gerilim hatlarına iyice yaklaştıktan sonra bir süre havada bekleme pozisyonuna geçiyor. Bir noktadaki temizlik işlemi ise yaklaşık 2 dakika sürüyor. Bu süre zarfında helikopterdeki görevli, basınçlı pompa ile yüksek gerilim hatlarındaki izolatörleri temizliyor.
Çalışmalar kapsamında Türkiye genelinde 44 bin 551 izolatörün temizlenmesi hedefleniyor.
TEİAŞ 21. Bölge Müdürü İlker Bal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, elektriğin kaliteli, sürekli, çevreye duyarlı, ekonomik ve güvenli bir şekilde iletimini sağlamayı amaçladıklarını söyledi. Teknolojiyi yakından takip ettiklerini belirten Bal, helikopterle izolatör yıkamanın da bunun örneklerinden olduğunu aktardı.
Helikopterin Ege Bölgesi'ndeki çalışmalarına devam ettiğini dile getiren Bal, şunları kaydetti:
"Helikopterle izolatör yıkamanın en büyük faydası, enerjiyi kesmeden kaliteli şekilde çalışma yapmaktır. İletim hatlarımızda en çok arızaya sebep olan hususlardan biri kirliliktir. Kendi elemanlarımızla temizlik yapmamızın hem süre hem de maddi olarak dezavantajları vardı. Helikopterli yapıldığı zaman bunların hepsinden tasarruf sağlamış olduk. Önceden sadece çok kirli olduğunu düşündüğümüz bölgelere klasik usul müdahale ediyorduk ama şimdi tüm izolatörler temizlenecek. Halkımız da bu uygulamaya yabancı. Bazen polisi arayıp 'tele helikopter takıldı' şeklinde ihbarlar yapılıyor."
Bal, helikopterli temizlik çalışmasının 2 yıl süreceğini dile getirdi. TEİAŞ'ta mühendis olarak görev yapan Serhat Erman ise uygulamanın Türkiye'de ilk olduğunun altını çizdi.
Türkiye'nin zorlu bir coğrafyaya sahip olduğunu belirten Erman, "Yerden erişimin mümkün olmadığı enerji hatlarımız var. Bu çalışmaları bir hava aracıyla yapmak çok büyük avantaj. Bir diğer avantajı da çok kısa sürede çok fazla iş yapıyorsunuz. Helikopterin 1 günlük mesaisi normalde 1 haftalık iş. Ege Bölgesi'ndeki helikopterli bakım çalışmamız tüm Türkiye'de yapılacak."
Kaynak: AA
Türkiye yenilenebilir enerjide atağa kalktı. Rüzgâr ve güneş başta olmak üzere yenilenebilir kaynaklardan üretilen enerjinin miktarı her geçen gün artıyor. Türkiye, 257 rüzgâr ve 6 bin 410 güneş santralı ile elektrik üretimini güçlendiriyor. Rüzgârda Ege, güneşte ise İç Anadolu üretim üssü olma yolunda ilerliyor.
Türkiye son yıllarda enerjide dışa bağımlılığı azaltmak ve bu yolla yurtdışına ödenen parayı içerde tutmak için yenilenebilir enerji projelerine büyük önem veriyor. Hem güneş enerjisinde hem de rüzgârda potansiyelinin tamamını kullanmak için stratejik adımlar atan Türkiye, sahip olduğu pazar avantajı ve güçlü potansiyeliyle rakiplerinin önüne geçiyor. Yakın zamanda milyarlarca dolarlık yenilenebilir enerji ihalelerini de başarı ile tamamlayan Türkiye’nin bu alandaki en büyük avantajı ise rüzgârda frekansın, güneşte ise güneşlenme süresinin komşu ülkelere göre oldukça yüksek kalitede olması. Peki Türkiye yenilenebilir enerjide neler yapıyor?
Türkiye’nin yenilenebilir enerjideki en önemli sıçramalarından biri de güneş alanında oldu. Özellikle 2010’dan sonra güneş enerjisi panellerinde yaşanan yeni teknolojik gelişmeler ve maliyetlerdeki hızlı düşüş bu alana olan ilgiyi artırdı. İç Anadolu başta olmak üzere çok sayıda bölgeye GES’ler kurulmaya başlandı. Anadolu’nun farklı noktalarında irili ufaklı kurulan santrallerin sayısı birkaç yıl içinde 6 bini aştı. Güneş santralları toplam kurulu gücün yüzde 6.1’ini oluşturuyor. Türkiye bu alanda hem üreticiyi hem de tüketiciyi destekleyici adımlar atıyor. Son düzenlemelerle birlikte okul, fabrika gibi büyük binaların yanında serbest tüketiciler de daha kolay güneş enerjisinden elektrik üretebiliyor.
Yenilenebilir enerjide Türkiye’nin ilk ciddi adımı 1998’de Alaçatı’da kurulan Alize Germiyan RES oldu. Daha sonra maliyetlerin hızla düşmesi ve bu teknolojilerin ilerlemesi ile Türkiye’de işletme halindeki RES sayısı 180’e çıktı. Lisanssız santralar da eklenince bu sayı 257’yi buluyor. Türkiye, rüzgârdaki en hızlı dönemini ise son 5 yılda yaptı. 2014’e 3 bin 762 megavat olan kurulu güç 2019’da 7 bin 228 megavata ulaştı. Şu an inşa halindeki santrallarla buna 620 megavat daha eklenecek. Bugün işletmedeki RES’lerin dağılımına baktığımızda Ege 2 bin 832 megavat, Marmara’da 2 bin 448 megavat, Akdeniz’de 996 megavat, İç Anadolu’da 726 megavat, Karadeniz’de 272 megavat, Güneydoğu’da ise 93 megavat kurulu güç olduğunu görüyoruz. Türkiye geldiği bu noktada elektrik ihtiyacının yüzde 7’sini rüzgârdan karşılıyor.
Türkiye temmuz itibari ile elektrik üretiminin yüzde 35.1’ini su, yüzde 17.5’ini ithal kömür, yüzde 16.2’sini doğalgaz, yüzde 14.8’ini linyit, yüzde 7.1’ini rüzgâr, yüzde 3.2’sini güneş, yüzde 2.7’sini jeotermal ve yüzde 1’ini taşkömüründen elde etti.
Kaynak: Hürriyet
Enerjisa Enerji CEO’su Ziya Erdem, Türkiye’de dünyaya örnek olacak elektrik şirketini yaratmaya çalıştıklarını ve bu nedenle teşvik dışında ilave AR-GE yatırımları yaptıklarını söyledi.
Enerjisa Enerji CEO’su Ziya Erdem Bloomberg TV’de konuk olduğu programda dijital dönüşümde öncü olan bir firma olduklarını belirterek gerek finansallarıyla gerekse operasyonel kabiliyetleriyle dünyaya örnek olacak elektrik şirketini yaratmaya çalıştıklarını söyledi.
Bu nedenle EPDK’nin dağıtım şirketlerine araştırma geliştirme yapmak için ayırdığı bir bütçe dışında ilave para harcayarak AR-GE çalışmaları yürüttüklerini ifade eden Erdem, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Dijital dönüşümde öncü olan bir firmayız. Birkaç tane örnek vermek gerekirse bizim şebekemizde olan, aşağı yukarı 80 bin kurumsal müşterimizin elektrik sayaçlarını merkezden okuyoruz. Türkiye’nin en geniş nesnelerin internet ağına sahibiz. Bunu okuduğumuz gibi hem müşterilerimizin davranış biçimlerini, elektrik tüketim tarzlarını tespit edebiliyor, analiz edebiliyor ona göre alternatif ürünler çıkartabiliyoruz hem de verimliliği arttırabiliyoruz. Bu önemli bir unsur.
Bizim dağıtık üretim dediğimiz, çatı üstü güneş panelleri ya da rüzgâr da teknolojileri de gelişiyor. Yani siz evinize bu sistemleri kurduğunuzda belli bir kısmını kendiniz için üreteceksiniz arta kalan kısmını da sisteme satabileceksiniz. Biz bunun ortasında bir oyuncu olmak üzere çalışmalarımızı yürütüyoruz.”
AR-GE çalışmaları kapsamında yaptıkları çalışmalar hakkında da bilgi veren Erdem, yapay zekâ, blockchain ve depolama teknolojilerinde de yatırım yaptıklarını kaydetti.
Kocaeli, Sakarya, Bolu ve Düzce bölgesinde 45 ilçe, bin 344 mahalle ve 766 köyde 3,6 milyon nüfusa ve 1,8 milyon elektrik kullanıcısına hizmet veren SEDAŞ (Sakarya Elektrik Dağıtım A.Ş.) müşteri memnuniyeti odaklı talep yönetimi çerçevesini genişletti. SEDAŞ, kurumsal lisans alarak, Türkiye’de elektrik dağıtım sektöründe kurumsal lisanslı WhatsApp uygulaması ile bir ilki gerçekleştirdi. SEDAŞ 0(530) 9 19 19 19 Kurumsal WhatsApp numarasından tüketicilere, her türlü talep, ihbar ve şikayetlerini SEDAŞ Çağrı Merkezi ile paylaşabilecekleri yeni bir iletişim kanalı daha açtı.
SEDAŞ Kurumsal WhatsApp hattı ile her bölgeden, akıllı telefon, tablet ve bilgisayarlar aracılığıyla 7/24 SEDAŞ’a ulaşılabilecek. Elektrik dağıtım şirketleri arasında bir ilk olan Whatsapp hattı ile müşteriler talep, ihbar ve şikâyetlerini iletirken; konum bilgisi, ses ve görsel kaydı, medya paylaşımı yapabilecek. SEDAŞ müşteri odaklı yaklaşımı ile yeni WhatsApp uygulaması sayesinde müşterilerin elektrik dağıtım faaliyeti kapsamındaki taleplerini hızlı bir şekilde karşılamayı ve çözümlemeyi hedefliyor.
Uygulamayla ilgili açıklama yapan SEDAŞ Yönetim Kurulu ve İcra Başkanı Dr. Necmi Odyakmaz, müşteri memnuniyetini çağın gerekliliklerine uygun şekilde sağlamayı amaçladıklarını belirtti. Odyakmaz; “Alo 186 Çağrı Merkezi, Müşteri Hizmetleri Merkezleri, Web-Chat, Mobil Uygulama, Web-Online ve VIP Hat mevcut iletişim kanallarımızdı. Her müşteri profiline uygun erişim kanalı yaratabilmek amacıyla WhatsApp hattımızı Bu sayede müşterilerimizle aramızdaki bağın daha da kuvvetleneceğine inanıyoruz. İletişim kanalı sayımızı artıran, geri bildirim imkânı sağlayan, iki yönlü iletişimi hızlandıran ve güçlendiren, ayrıca SAP CRM altyapısında şikâyet yönetim sistemimizin bir parçası olan yeni uygulamamız sayesinde hizmet kalitemiz daha da artacaktır.” dedi.
Vatandaşlar SEDAŞ WhatsApp hattına; şebekedeki arıza bakım onarım ihbarlarını, sokak aydınlatma onarım taleplerini, kaçak bildirimlerini, şebekeye temas eden ağaçların budanması ve kesim taleplerini, arızalı elektrik sayaçlarının bildirilmesini, sayaç mühürleme talebi, enerji bağlantısı ve açım talebi, sayaç okuma ve değiştirme ile SEDAŞ hizmetleri ile ilgili bilgi taleplerini yapabilecekler.
Avrupa elektrik sektörü, 2050’den önce yenilenebilir enerji odaklı ve karbon nötr enerji tedariki sağlamak durumunda olduğu için, bu dönüşümün yıllık 100 milyar Euro seviyesinde bir yatırım ihtiyacı ortaya çıkaracağı öngörülüyor.
Bu yatırımların yanı sıra, ekstra şebeke ve altyapı yatırımları da sektör için ayrı bir sorumluluk oluştururken, söz konusu yatırımların hayata geçirilebilmesi için ekonominin iyi sinyaller vermesi ve teşviklerle desteklenmesi gerekiyor.
Küresel yenilenebilir enerji sektöründeki yatırımlar son yıllarda benzeri görülmemiş bir artış yaşadığı için buradaki maliyetler de belli ölçüde aşağı inerken, diğer düşük karbonlu teknolojilerin de aynı şekilde yaygınlaşması gerekiyor.
Yenilenebilir enerjide daha büyük yatırımlar ise esneklik ve altyapıda yeni çalışmalar gerektiriyor.
Kaynak: Eurelectric
Dünyanın güneş enerjisiyle çalışan ilk demiryolu hattı, İngiltere’nin Aldershot şehrinde bir pilot projeyle hayata geçirildi. Bu kapsamda, kentin demiryolu hattının ışıkları ve sinyalizasyon sistemi güneş enerjisiyle çalışacak.
Yaklaşık 100 güneş paneli doğrudan Hampshire’deki Aldershot şehrinin yakınındaki raylara bağlanarak, paneller devreye alındı.
Pilot projeyle, hatta önümüzdeki yıldan itibaren trenlerin de güneş enerjisi ile çalışması hedefleniyor.
İngiltere’de tren istasyonlarında güneş enerjisi halihazırda kullanılıyor. Ancak Aldershot projesi, güneş enerjisinin elektrik şebekesini bypass ederek doğrudan bir demiryolunun çekiş sistemine bağlandığı ilk proje olma özelliği taşıyor. Proje büyümeye devam ederse tüm ülke boyunca kullanılabilecek.
İngiltere Hükümeti demiryollarındaki dizel kullanımını 2040 yılına kadar sonlandırmayı hedefliyor.
Kaynak: Guardian
Elektrikli araç altyapı şirketleri EVgo ve Electrify Amerika, elektrikli araç sürücülerine daha fazla şarj istasyonu hizmeti vermek için bir birlikteliğe imza attı.
Anlaşma ile elektrikli araç sürücüleri her iki şirketin istasyonlarında da araçlarını ekstra ücret ve üyelik olmaksızın şarj edebilecek.
Böylece, Amerika’da yaklaşık bin istasyondaki 3 binden fazla hızlı şarj edici aynı sistem üzerinden birbirine direkt bağlanmış olacak.
Anlaşmayla, elektrikli araç şarj deneyiminin geliştirilmesi ve elektrikli araç şarj istasyonlarına yönelik büyüyen talebin karşılanabilmesi amaçlanıyor.
Kaynak: Smart Energy International
İsveçli enerji şirketi Vattenfall, 407 MW kapasiteli İskandinavya’nın en büyük offshore rüzgâr santrali Horns Rev 3’ü devreye aldı.
İsveçli Vattenfall, Danimarka’nın rüzgâr enerjisi üretimini yaklaşık yüzde 12 oranında arttıracak olan megavat kapasiteli İskandinavya’nın en büyük denizüstü rüzgâr santralini açtığını açıkladı.
406.70 MW kapasiteli Horns Rev 3 bin 425 Danimarka konutunun elektrik ihtiyacını karşılayacak.
49 rüzgâr türbininden oluşan Horns Rev 3 RES, Kuzey Denizi’nde Danimarka’nın 25-40 kilometre açıklarında bulunuyor. Santral Vattenfall’ın şu ana kadar kurduğu ve yine Danimarka’da kurulan en büyük açık deniz rüzgâr santrali olma özelliğini taşıyor.
Kaynak: CNBC
Temiz Enerji Yollarını Arayış: CO2 Depolamanın Rolü
Uluslararası Enerji Ajansı, iklim değişikliğiyle mücadele ve enerjideki hedefleri gerçekleştirmek için önemli bir yer tutacak karbon yakalama ve depolamanın geleceğini analiz ediyor.
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.