Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Türkiye’nin sürekli yaz saati uygulamasıyla yıllık 1 milyar lira civarında tasarruf ettiğini açıkladı.
Dönmez, katıldığı bir televizyon programında gündeme ilişkin soruları yanıtları.
Yaz saati uygulamasına ilişkin soru üzerine, “AB de üye ülkelerin tek saate geçmesi yönünde bir tavsiye kararı aldı. Ne kadar doğru bir karar verdiğimizi görmüş olduk.”dedi.
Bakan Dönmez, şöyle konuştu:
“2016’da tek saat uygulamasına geçme kararı almıştık. Epey eleştiri konusu olmuştu. Bununla ilgili biz o dönem teknik çalışma da yaptırmıştık. Yıllık 1 milyar TL civarında tasarruf etti Türkiye bu uygulama ile. AB de geçtiğimiz aylarda bir karar aldı ve üye ülkelerin artık tek saate geçme yönünde bir tavsiye kararı aldı. Ne kadar doğru bir karar verdiğimizi de görmüş olduk.”
Kaynak: Milliyet
Türkiye'nin kalkınmasında itici güç olacak nükleer enerjiye yönelik yatırımlar tüm hızıyla sürüyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, projenin inşaat döneminde yaklaşık 12 bin, işletme döneminde de 3 bin 500 operatör, mühendis, teknisyen ve işçiye istihdam imkânı sağlayacağını belirterek, "Projenin ilerleyen safhalarında hedef, Akkuyu NGS'nin tamamen Türk mühendis, teknisyen ve işçisi eliyle işletilmesidir" dedi.
Bakan Dönmez, ilk ünitesi 2023'de devreye girecek olan Akkuyu NGS'deki her bir ünitenin tasarım ömrünün 60 yıl olduğunu ifade etti.
Santralde yaklaşık 35 milyar kilowatt-saat elektrik üretiminin beklendiğini belirten Dönmez, "15 yıl boyunca üretilen elektriğin yüzde 50'si ortalama 12.35 sent/kWh'den satın alınacak. Nükleer yakıt, Rus hükümeti ile imzalanan hükümetler arası anlaşma hükümlerine göre temin edilecek" dedi.
Akkuyu NGS'de kullanılan VVER tipi reaktörlerin Finlandiya, Bulgaristan, Macaristan gibi birçok Avrupa ülkesinde işletme halinde bulunduğunu anımsatan Dönmez, "Santral sahasının zemin özellikleri her bir yapı için incelenmiş. İnşaatta kullanılan beton tasarımı mevcut saha koşulları dikkate alınarak yapılmış, sahada yapılan incelemelerde bir sorunun olmadığı görülmüştür. Yapılan denetimlerde çalışmalarda halkın ve çevrenin güvenliğini olumsuz etkileyebilecek herhangi bir durum tespit edilmemiştir" değerlendirmesini yaptı.
Akkuyu'da çalışacak operatör ve mühendis ihtiyacının karşılanması için Rusya'ya gönderilen öğrencilerden 88'inin mezun olup işe başladığını belirten Dönmez, "22 öğrenci de bu yıl yüksek lisans için Rusya'ya gönderildi. Eğitimleri tamamladıktan sonra projede çalışacaklar" dedi.
Dönmez, şöyle devam etti: "Akkuyu NGS'nin soğutma suyu denizden karşılanacak. Deniz deşarjlarına ilişkin radyolojik etki analizinde belirlenen dozlar mevzuatta yer alan limitlerin altında. Santralin işletme sürecinde denizdeki radyolojik izlemeleri sürekli Akkuyu tarafından yapılacak."
Kaynak: AA
Zorlu Holding Enerji Grubu Başkanı Sinan Ak, Zorlu Energy Solutions (ZES) olarak elektrikli araç şarj istasyonu yatırımlarında büyümeyi hedeflediklerini belirterek, "Hesaplamalara göre, Türkiye'deki elektrikli araç sayısı 2030'da 2 milyon 200 bin olacak. Buna göre, elektrik şebekesinin bu kapasite için gerekli şarj istasyonlarını kaldırabilmesi için 10 yılda 3 milyar dolar yatırım yapılması gerekiyor." dedi.
Ak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünyada 5 yıl önce 30 bin megawatt seviyesinde olan batarya kapasitesinin bugün 300 bin megawatta yükseldiğini söyledi. Batarya kapasitesindeki artışın elektrikli araç satışlarını ciddi bir şekilde etkileyeceğini dile getiren Ak, elektrikli araç üreten yeni fabrikaların devreye girdiğini ve bu kapsamda 2020'nin elektrikli araçlar için bir kırılma yılı olabileceğini kaydetti.
Ak, Türkiye'de de teşvikler değişmezse elektrikli araç sayısının hızlı bir şekilde artabileceğini ifade ederek, "Son dönemde faizlerin düşmesiyle araç satışları yeniden hareketlenebilir. Bu durumun elektrikli araçları da etkileyeceğini düşünüyoruz. Türkiye'de gelecek 3 yıl içinde 200 bin elektrikli aracın iç pazarda satılmasını öngörüyoruz. Bu süreçte de itici gücün yerli elektrikli otomobil olacağı görüşündeyiz. 2022'de yerli üretim elektrikli otomobilleri piyasada görebileceğiz." diye konuştu.
Ayrıca çok sayıda otomotiv devi şirketin elektrikli modellerinin hızlı bir şekilde Avrupa pazarına çıkmaya başladığını anlatan Ak, "Bu modeller Türkiye pazarına da gelecek. Bunu engelleyemeyiz. Türk halkının dizel araç kullanmaya yönlenmesindeki gibi kırılımın bir benzerini elektrikli araçlarda da yaşayacağımızı düşünüyorum. Bu çok ani bir geçiş olabilir." değerlendirmesinde bulundu.
Ak, elektrikli araçların yaygınlaşmasında şarj istasyonlarının ve sürelerinin çok önemli olduğunu vurguladı. Araçların şarj işlemlerinin yüzde 80'inin ev ve iş yerlerinde yapıldığını belirten Ak, buralarda elektrik sistemlerinin güçlendirilmesi gerektiğini söyledi. Ak, Türkiye elektrik şebekesinde elektrikli araçlar için yapılması gereken yatırımları ise şu şekilde özetledi:
"Hesaplamalara göre, Türkiye'deki elektrikli araç sayısı 2030'da 2 milyon 200 bin olacak. Buna göre, elektrik şebekesinin bu kapasite için gerekli şarj istasyonlarını kaldırabilmesi için 10 yılda 3 milyar dolar yatırım yapılması gerekiyor. Belediyeler, dağıtım şirketleri ve elektrikli araç şarjı pazarındaki firmaların yapması gereken yatırımlar bunlar. Bu rakamın 2 milyar dolarlık kısmını dağıtım şirketlerinin yapacağı yatırımlar oluşturuyor. Yaklaşık 1 milyar dolarlık kısmını da bizim de içinde bulunduğumuz şarj istasyonlarına yatırım yapan şirketler koyacak. Bu kapsamda, elektrikli araçlarla ilgili yeni bir tarife veya abonelik türü oluşturulabilir ama bunlar henüz netleşmemiş konular."
Avrupa'da şu anda 350 kilowattlık hızlı şarj istasyonları kurulduğunu ve bu kapasitedeki bir şarj istasyonunun maliyetinin 300 bin doları bulduğunu ifade eden Ak, bu istasyonlarla şarj süresinin 15 dakikaya kadar inebildiğini kaydetti.
Ak, Türkiye'de de hızlı şarj istasyonlarının Avrupa'da olduğu gibi otomotiv şirketleriyle birlikte hayata geçirilebileceğini söyledi. Şarj istasyonlarının bakım ve yönetiminin de yeni bir sektör oluşturacağını belirten Ak, "Türkiye'de şarj istasyonu pazarında bizimle birlikte 3 firma var. ZES olarak şu anki pazar payının yüzde 35'i bizde. Mümkün olduğunca pazar payımızı korumaya çalışacağız. Burada şarj istasyonlarının bakım ve yönetim kısmı çok önemli. Biz, işin bu tarafında da olabiliriz. Bizim şu an önceliğimiz alışveriş merkezleri ve havalimanları. Ayrıca, otoyollarda henüz kimse olmadığı için onları da doldurmak istiyoruz ama asıl hedefimiz ev ve iş yerleri diyebilirim."
Ak, Vestel'in gelecek dönemde hızlı şarj istasyonları üretmeye başlayacağını anımsatarak, bu istasyonlarla komşu ülkeler veya Avrupa'da yatırım yapabileceklerini de sözlerine ekledi.
Zorlu Enerji'nin ZES markasıyla devreye aldığı şarj istasyonları şu anda Türkiye'nin 24 şehrinde hizmet veriyor. Toplamda 100 şarj istasyonuyla özellikle Akdeniz ve Ege bölgesinde kesintisiz elektrikli araçlı ulaşım sağlayan ZES şarj istasyonlarının sayısının uzun vadede bine ulaşması hedefleniyor.
Kaynak: AA
Kalyon Enerji, Karapınar güneş enerjisi projesi kapsamında Ankara'da kuracağı entegre güneş paneli fabrikası için Çin'in en büyük devlet şirketlerinden Çin Elektronik Teknolojisi Grubu Şirketi (CETC) ile iş birliği anlaşması imzaladı. Bu kapsamda, Türkiye'de ilk yerli güneş paneli üretimine Nisan 2020'de başlanacak.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın açtığı ve 20 Mart 2017'de gerçekleştirilen Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları güneş enerjisi (YEKA GES-1) ihalesini kilowatt-saat başı 6,99 dolar/cent teklif vererek kazanan Kalyon Enerji, ihale şartlarına göre Konya Karapınar'da bin megawatt kapasiteli güneş enerjisi santrali ve 500 megawatt kapasiteli entegre panel üretim fabrikası kuracak.
AA muhabirinin Kalyon Holding yetkililerinden edindiği bilgiye göre, Ankara Başkent Organize Sanayi Bölgesi'nde 80 bin metrekare kapalı alanda inşaatı tamamlanan fabrikada, bin 300 kişiye istihdam sağlanacak. Toplamda 400 milyon dolar yatırımla hayata geçirilecek fabrika, devreye alındığında "ingot, wafer, hücre ve modül" imalatını tek çatı altında yapabilen Türkiye'nin ilk entegre tesisi olacak.
Kalyon Enerji, tesisi Çinli CETC ile birlikte devreye alacak. Çinli şirket, tesisi teknolojik olarak kuracak ve 2 yıl boyunca fabrikanın işletmesi ile Ar-Ge projelerinde Kalyon Enerji ile birlikte çalışacak. Söz konusu tesisin yapımı için CETC'nin yanı sıra tasarım firması EDRI ve silikon ingot makinaları üreticisi Jıngsheng ile de iş birliği yapıldı.
Kurulacak fabrikanın yıllık üretim kapasitesi 500 megawatt olacak. Tesiste, yüzde 22 verimliliğe sahip "mono perc" hücre teknolojisi geliştirilecek. İstihdam edilen personelin eğitimlerine Çin'de başlanacak ve bu eğitimler, kuruluma paralel olarak Türkiye'de devam edecek.
Yılda 134 milyon dolarlık güneş modülü ithalatı ihtiyacını ortadan kaldıracak entegre tesis, 58 milyon dolar ihracat kapasitesine de sahip olacak. Tesiste, Nisan 2020'de Türkiye'nin ilk yerli güneş paneli üretimi gerçekleştirilecek.
Ayrıca, tesis bünyesinde kurulacak Ar-Ge merkeziyle Türkiye'de yeni ve verimli teknolojilerin geliştirilmesi sağlanacak. Ar-Ge merkezinde 100 mühendis çalışacak ve merkeze 10 yılda 87 milyon dolar yatırım yapılacak.
Konya Karapınar'daki bin megawatt kapasiteli güneş enerjisi santralinin inşasına da Nisan 2020'de başlanacak ve 3 yılda tamamlanacak.
İnşaat süresince 800, operasyona başladığında ise 100 kişiye istihdam sağlayacak santral, 14 bin 386 futbol sahasına eş değer büyüklükteki 22 bin hektarlık alana inşa edilecek. Yaklaşık 3,5 milyon güneş panelinin kullanılacağı santral, yılda 2,5 milyar kilowatt-saat elektrik üreterek, bölgedeki 1 milyondan fazla hanenin enerji ihtiyacını karşılayacak. Santralin toplam yatırımı 1 milyar 100 milyon değerinde olacak. Böylece, Kalyon Enerji santral ve entegre panel üretim fabrikasına 1,5 milyar dolar yatırım yapmış olacak.
Kaynak: AA
Kahramanmaraş’la birlikte Adıyaman’ın elektrik dağıtım hizmetini yürüten AKEDAŞ Elektrik Dağıtım A.Ş, bir taraftan bölgesindeki tüketicinin aldığı hizmet kalitesini yükseltmek için çalışmalarına tüm hızıyla devam ederken diğer taraftan da Ar-Ge misyonu çerçevesinde çevreye duyarlı, teknoloji temelli, verimli, gelişime açık projeler oluşturmaya devam ediyor.
AKEDAŞ Elektrik Dağıtım A.Ş. Ar-Ge projeleriyle, teknoloji alanında önemli adımlar atmak için, gerek firmaya gerekse ulusal ekonomiye katma değer yaratmayı, daha verimli iş süreçleri geliştirmeyi ve Elektrik dağıtım sektöründe büyük kolaylıklar ve verimli çalışma alanları yaratacak bilimsel çalışmalar yapmayı hedefleyerek bu amaçla birçok faaliyet yürütüyor.
Elektrik Dağıtım Sektörünün önemli aktörlerinden biri olan AKEDAŞ Elektrik Dağıtım A.Ş, EPRA Elektrik Enerji firmasından danışmanlık hizmeti alarak tamamladığı ve Enerji Piyasası Denetleme Kurulu (EPDK)’nun da ARGE kapsamında desteklediği ‘’Talep ve Dağıtık Üretim Kaynaklarının Birleştiriciler Üzerinden Piyasaya Katılımı Sonrası İhtiyaç Duyulacak Olan TSO ve DSO Koordinasyonuna Yönelik Araştırma ve Öneri Geliştirme” projesinin tanıtımını 21 Ekim 2019 tarihinde Ankara Bilkent Otel ve Konferans Merkezinde; Enerji Bakanlığı Elektrik İşleri Genel Müdürlüğü, EPDK, EPİAŞ, SHURA, diğer EDAŞ temsilcileri ve Akademisyenlerin katılımını sağladığı sempozyum ile gerçekleştirip proje sonuç çıktılarını paylaştı.
EPDK tarafından desteklenen “Talep ve Dağıtık Üretim Kaynaklarının Birleştiriciler Üzerinden Piyasaya Katılımı Sonrası İhtiyaç Duyulacak Olan TSO ve DSO Koordinasyonuna Yönelik Araştırma ve Öneri Geliştirme Projesi” nin amacı, dağıtık üretim santrallerinin ve dağıtım sistemine bağlı tüketicilerin, talep birleştiriciler (aggregator) üzerinden, İletim sistemi (TSO) ve dağıtım sistemi operatörlerine (DSO) talep yönetimi hizmeti vermesi ile ilgili olarak, uluslararası uygulamalar ve Türkiye’de mevcut durumu araştırmak ve proje paydaşları ile değerlendirmeler de yaparak öneriler geliştirmek.
Proje kapsamında literatür taraması (uluslararası & ulusal mevcut durum ve uygulamalar), proje paydaşları ile çalıştaylar ve TSO & DSO koordinasyon ihtiyacını gösteren bilgisayar simülasyon analizleri gerçekleştirildiği araştırmada, Talep tarafı katılımında uluslararası gelişmiş elektrik piyasalarında genel trendin, iletim seviyesinde işletilen Merkezi Yan Hizmetler Piyasa Modeli ile başlamak olduğuna dikkat çekilen araştırmada, DSO’nun rolünün kısıtlı olduğundan (talep birleştiricileri için ön yeterlilik) bu modelin, DSO’nun rol ve sorumluluklarının kademeli olarak zamanla artması ile birlikte Entegre Esneklik Piyasa Modeline evrileceğinin beklendiği vurgulanıyor. Entegre Esneklik Piyasa Modelinde hem DSO hem de TSO talep birleştiricilerinden piyasa üzerinden hizmet alabiliyor.
Türkiye’de talep birleştiricilerin rol alacağı piyasaların gelişmesi için öncelikle, talep tarafı katılımının, Avrupa ve Amerika’daki örneklerinde olduğu gibi, iletim seviyesindeki piyasalarda (Gün Öncesi, Gün İçi, Dengeleme ve Yan Hizmetler) yer alması sağlanmalıdır. Yani, talep tarafı katılımı düşük frekans röleleri ile aktive edilen anlık talep kontrolü ile sınırlı kalmamalıdır. Büyük sanayi yükleri ile başlamak gerekir. Talep birleştiriciler öncelikle büyük sanayi yüklerine hizmet vermeye başlayacak ve piyasadaki ihtiyaç doğrultusunda zamanla mesken ve ticarethaneleri de portföylerine katacaktır. Dağıtım seviyesinde portföy oluştukça, talep birleştiricilerin DSO’lara da hizmet vereceği mekanizmalar (Entegre Esneklik Piyasa Modeli) için gerekli mevzuatsal düzenlemeler kaçınılmaz olacaktır. Zira, dağıtık jeneratörler, elektrikli araçlar ve depolama sistemlerinin dağıtım sistemlerine entegrasyonu ile birlikte yakın bir gelecekte dağıtım şebekelerinde esneklik ihtiyacı daha çok hissedilmeye başlayacak olup, bu ihtiyacın sağlanmasında talep birleştiricilerin kilit rol üstlenmesi beklenmektedir.
SEDAŞ (Sakarya Elektrik Dağıtım AŞ) 2018 yılından beri yürüttüğü ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin altının çizildiği Fırsat Eşitliği Projesi “Forget the Gender” sloganıyla tüm hızıyla devam ediyor.
Akkök Holding İcra Kurulu Üyesi Özlem Ataünal ve eğitmen Aylin Safiye Deniz’in katılımıyla gerçekleştirilen “Koşuşturan Kadın Sendromu” temalı söyleşide bir araya gelen SEDAŞ’lı kadın çalışanlar; gün boyunca samimi bir ortamda ortak duygu, düşünce ve sıkıntılarını paylaşma fırsatı buldu.
SEDAŞ İcra ve Yönetim Kurulu Başkanı Dr.Necmi Odyakmaz, SEDAŞ’ın proje kapsamında “Birleşmiş Milletler Kadını Güçlendirme İlkeleri’ni (WEPs)” imzaladığını duyurarak; atılan bu adımın bir taahhüt niteliğinde olduğunu ve projenin toplumsal gelişim açısından çok önemli olduğunu aktardı. Gerçek hayat hikayelerinden paylaşımda bulunan Odyakmaz, kadının güçlendirilmesi ve cinsiyet eşitliğinin gelecek nesillere aşılanması açısından yapılan çalışmaları desteklediğini ve şirket olarak bu çalışmalara devam edileceğini belirtti.
Akkök Holding İcra Kurulu Üyesi Özlem Ataünal ise kendi iş yaşamından deneyimlerini de aktardığı konuşmasında, kadınların daha cesaretli ve özgüvenli olması gerektiğinin altını çizerek; 1980’lerde kullanılmaya başlayan ve giderek yaygınlaşan “Cam Tavan” olgusunun günümüzde kırılmaya başladığını belirtti. Kurumsal ve köklü firmalarda yürütülen toplumsal cinsiyet eşitliği çalışmalarından duyduğu memnuniyeti dile getirirken; farklı ülkelerden de örnekler vererek bu projeler ile cinsiyet eşitliği olgusunun toplum her kesiminde yaygınlaşacağına inandığını söyledi.
SEDAŞ İnsan Kaynakları Direktörü Sinem Yorulmaz, yaptığı konuşmada, eşitlik kavramının ailede başladığını ve çocukların eğitiminde bu konuya hassasiyet gösterilmesi gerektiğini belirterek “Benim kendi kızıma hep söylediğim bir cümle var; kadın ve erkek olarak olamayacağımız sadece iki şey var; kadınlar baba olamaz, erkekler anne olamaz. Bunların dışındaki her meslek ve statü, her iki cinsiyet için de eşit mesafededir” diyerek günlük rutinde kullanılan ifadelerin ve dilin bu konuda örnek teşkil ettiğini söyleyip farkındalık çağrısında bulundu. Proje aksiyon planı doğrultusunda Konuşma Dilinde Eşitlik, Okullarda ve Eğitim Fırsatlarında Eşitlik, İş Hayatında Eşitlik gibi konularda çalışmaların devam edeceğini belirten Yorulmaz, toplumun her kesimine temas eden bu çalışmaların önemli bir katma değer yaratacağını ve ilerleyen zamanlarda kapsamının genişletileceğini ifade etti.
Günün devamında; eğitmen Aylin Safiye Deniz’in yönlendirmeleri ve SEDAŞ’lı kadınların katkıları ile yapılan çalışma ve söyleşide; hayatın koşuşturmacası ve sorumluluklar arasında sıkışan kadınların, kendilerini dinlemek için alacakları küçük molaların hayat kalitelerine yansıtacağı olumlu etkiler üzerinde konuşuldu.
Küresel deniz üstü (offshore) rüzgâr enerjisi kurulu gücünün 2040'ta 560 gigawatta yükselmesi ve sektöre yapılan yatırımların 1 trilyon dolara ulaşması öngörülüyor.
Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) 2019-2040 dönemi deniz üstü rüzgâr enerjisi sektörüne ilişkin kapasite tahminlerini içeren "Offshore Rüzgâr Enerjisi Görünümü 2019" raporu yayımlandı.
Buna göre, 2018 sonunda dünyada 23 gigawatt kurulu güce sahip deniz üstü rüzgâr enerjisi sektörü, sistemlerin karbonsuzlaşmasında ve hava kirliliğinin azalmasında önemi artan bir teknoloji haline gelecek. Dünyada deniz üstü rüzgâr enerjisi kurulu gücünün 2040'ta 560 gigawatt seviyesine ulaşması öngörülüyor. Bu dönemde deniz üstü rüzgâr enerjisi santrallerine yapılan küresel yatırımlar ise 1 trilyon doları bulacak. Kapasite artışında azalan maliyetler, devletlerin politikaları ve teknolojik gelişmeler etkili olacak.
Mevcut deniz üstü rüzgâr enerjisi kurulumlarının yüzde 80'ine sahip olan Avrupa, büyümenin merkezi olmaya devam edecek. Avrupa'nın 2018'de 20 gigawatt seviyesinde olan deniz üstü rüzgâr enerjisi kurulu gücü 2040'ta 130 gigawatt seviyesine çıkacak.
Öte yandan, Avrupa "sıfır karbon" hedeflerine ulaşabilirse, deniz üstü rüzgâr enerjisi kurulu gücünü 2040'ta 180 gigawatta kadar yükseltebilecek. Deniz üstü rüzgâr enerjisinde 4 gigawatt kurulu gücü bulunan Çin, bu rakamı 2040'ta 110 gigawatta çıkaracak. Çin'in sürdürülebilir enerji hedeflerine ulaşma çabaları ise bu kapasitenin 170 gigawatta kadar artmasını sağlayacak.
Böylece, 2040'ta küresel deniz üstü rüzgâr enerjisi kapasitesinin yaklaşık yüzde 60'ını Avrupa ve Çin'deki kurulumlar oluşturacak. ABD, Japonya, Hindistan ve Kore, Avrupa ve Çin'i takip edecek.
Deniz üstü rüzgâr enerjisinin şu an yüzde 0,3 seviyesinde olan küresel elektrik üretimindeki payı da 2040'ta yüzde 3'ü aşacak.
Kaynak: Uluslararası Enerji Ajansı
Tesla’nın kiremit şeklindeki güneş paneli “Solar Roof” üçüncü jenerasyonuna terfi etti. Tesla’nın düzenlediği etkinlikte duyurusu yapılan güneş panelleri, CEO Elon Musk’a göre yeni bir çatı ve hariçten takılacak güneş panellerine kıyasla çok daha ucuz bir alternatif oluşturuyor.
Tesla, üçüncü nesil Solar Roof’ların diğer jenerasyonlara kıyasla artırılmış enerji yoğunluğuna ve yarı yarıya daha az parçaya sahip olduğunu, bu sayede üretim maliyetlerinin de önemli ölçüde azaltıldığını vurguluyor.
Elon Musk, çok nadir de olsa yeni bir çatı ve harici güneş paneli alternatiflerinin kendi çözümlerinden daha ucuz olabileceğini kabul etse de Solar Roof’un sektördeki maliyet etkinliğinin tartışılmaz olduğunu belirtiyor. Tesla, Solar Roof’un alternatiflerine kıyasla öne çıktığı konuların başında ise kurulum kolaylığının geldiğini söylüyor. Şirket ilk etapta kendisinin kuracağı sistemi yakın bir gelecekte üçüncü parti şirketlere devretmeye hazırlanıyor.
Tesla’nın yeni bir Solar Roof sisteminin kurulumu için biçtiği süre ise sekiz saat uzunluğunda. Diğer alternatiflerde ise bu sürenin birden çok güne yayılması gerektiği ifade ediliyor. Şu an için sadece siyah cam tarzı panellerin sipariş edilebildiğini belirten Tesla, yakında Akdeniz tarzı evler için kil renginde panellerin satışa sunulacağını duyurdu. Tek bir Solar Roof hücresinin geleneksel bir güneş paneline kıyasla daha az enerji verimliliği sunduğu söylense de bütün bir çatı göz önünde bulundurulduğunda daha fazla alan kaplayan Solar Roof sisteminin daha yüksek performans sunduğu ifade ediliyor.
Ne yazık ki henüz sadece ABD’deki müşterilere hitap eden Solar Roof çözümü, Musk’a göre yakında tüm dünyaya yayılacak. ABD’de ortalama bir çatı dönüşümü için biçilen fiyat ise teşviklerle birlikte 34 bin dolar olarak görünüyor.
Kaynak: Greentechmedia
PG&E, Kaliforniya çapında orman yangınına ilişkin acil durum ilan edilmesinin ardından, bir güvenli elektrik kesintisine başladı.
Kaliforniya yetkililerinin uyarıları üzerine başlatılan elektrik kesintileri, ev ve işyerlerinde 940,000 kişiyi elektriksiz bıraktı.
Kesintilerin etkisini en aza indirgemek için, 75 milyon dolarlık bir program başlatıldı.
Bölgede daha önce çıkan yangınların elektrik hatlarındaki arızalardan kaynaklanmış olabileceğini kaydedilmişti. Sonoma Bölgesindeki Kincade yangınında yaklaşık 200 bin kişi bölgeden tahliye edilmiş ve büyük bir zarar ortaya çıkmıştı.
Kaynak: Smart Energy International
Alman hükümeti 2050'de sıfır karbon bina stoğuna ulaşmak için temel oluşturacak yasa taslağını erteledi.
Bunun yerine, yeni ve mevcut binalarda enerji verimliliği için gereksininlerin belirlenmesi 2023'e kadar ertelendi.
Alman hükümeti, 2017'de binalarda enerji verimliliği standartlarını belirleyecek olan yasayı 2017'de de 2019'a ertelemişti.
Yeni yasa her halükarda petrola dayalı ısınma sistemlerinin kurulmasını 2026'dan itibaren yasaklayacak.
Kaynak: Clean Energy Wire
Bugünün Dijital Dünyasında Liderler İçin Siber Güvenlik Rehberi
Siber güvenlik gelecek 10 yıldaki en büyük küresel 10 riskten biri olarak öne çıkarken, siber güvenlik çalışmaları teknolojideki değişimi yakalayamazsa, 90 trilyon dolarlık bir rakam ortaya çıkabilir.
Dünya Ekonomi Forumu’nun raporu, siber güvenlik çalışmaları için liderlere uygulanması gereken etkili yollara ilişkin bir rehber sunuyor.
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.