Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Verimlilik Artırıcı Proje (VAP) destekleri kapsamında sanayi kuruluşlarına destek vermeye devam edeceklerini belirterek, "Yatırım tutarı 103,5 milyon lira olan 229 VAP projesine, 2009'dan bugüne kadar 25 milyon lira destek ödemesi yaptık." dedi.
Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu (OSBÜK) tarafından Ankara JW Marriott Hotel'de düzenlenen 7. OSB Enerji Zirvesi, Bakan Dönmez ile Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank'ın katılımıyla gerçekleştirildi.
Dönmez, burada yaptığı konuşmada, VAP projeleriyle 2009'dan bugüne kadar 89 milyon lira tasarruf sağladıklarını ifade etti.
Destek verdikleri projelerin yüzde 80'inin elektrik, yüzde 20'sinin ısı projesi olduğunu dile getiren Dönmez, elektrik projelerinin yüzde 30'unun verimli motor ve aydınlatma, ısı projelerinin ise yüzde 50'sinin atık ısı geri kazanımı alanında olduğunu söyledi.
Dönmez, son 10 yılda 493 bin ton eşdeğeri petrol (TEP) birincil enerji tasarrufu sağladıklarını belirterek şöyle devam etti:
"Enerjimizi verimli kullandığımız ölçüde hem biz kazanırız hem ülkemiz kazanır. Bakanlık olarak sanayi kuruluşlarına destek vermeye devam edeceğiz. Yatırım tutarı 103,5 milyon lira olan 229 VAP projesine 2009'dan bugüne kadar 25 milyon lira destek ödemesi yaptık. Yapılan çalışmalarla 598 milyon metreküp doğal gaz ithalatının önüne geçtik. Kamu olarak sağladığımız 1 birim verimlilik desteğine karşılık 3,5 birim tasarruf elde ettik."
Bakan Dönmez, yüzde 20 tasarruf sağlayacak enerji verimliliği projelerinin, yapılacağı bölgeye bakılmaksızın beşinci bölge teşviklerinden faydalanacağına işaret ederek, "Örneğin, 500 TEP enerji tüketimi olan bir imalat sanayi tesisimiz var. Faydalanılacak teşvikler, katma değer vergisi istisnası, gümrük vergisi muafiyeti, vergi indirimi, sigorta primi işveren hissesi desteği, faiz desteği ve yatırım yeri tahsisidir." diye konuştu.
Cumhuriyetin ilk yıllarında sınırlı sermaye ve insan kaynağına rağmen Türk sanayisinin ilk tohumlarının atıldığını anımsatan Dönmez, şunları söyledi:
"Bu tohumlar çoğu günümüze kadar uzanan sanayi kuruluşları olarak meyvesini verdi. Savaştan bitap düşmüş bir ülkeydik ancak hedeflerimiz öylesine büyüktü ki her türlü çileyi sabırla göğüsledik. Neredeyse sıfırdan çıktığımız bu yolda her türlü zorluğa rağmen pek çok ürüne 'Made in Türkiye' damgasıyla can verdik. Dünyanın pek çok ülkesine ihracat yapar hale geldik. Türk sanayisi, her geçen gün küresel rekabetteki yerini daha da sağlamlaştırıyor. Savunma sanayimiz başta olmak üzere pek çok sektörde örnek ve özgün projelerle artık kendi teknoloji hikayemizi yazıyoruz. Son yıllarda elde ettiğimiz bu kazanımların temelinde güven ve istikrar, ülkesine güvenen Türk müteşebbislerinin, sanayicilerinin cesareti ve azmi yatıyor."
Dönmez, geçen yıl yerli ve yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretiminde yüzde 62 seviyesine ulaşılarak önemli bir başarıya imza atıldığını ifade etti.
80 şehirdeki OSB'lerde faaliyet gösteren 50 bine yakın fabrikada 2 milyon kişinin istihdam edildiğini belirten Dönmez, şunları kaydetti:
"Üreten Türkiye'nin dişlileri her zaman güçlü olsun diye OSB'lerimize enerji arzında ciddi aşama kaydettik. Bugün itibarıyla ülkemizde 163 OSB doğal gaz kullanıyor. Sanayide kullanılan yıllık 12 milyar metreküp doğal gazın 5,2 milyar metreküpü, yani yüzde 43'ü OSB'lerimizde üretime dönüşüyor. Ülkemizde sanayinin tükettiği 140 milyar kilovatsaat elektriğin yüzde 30'u OSB'lerimizde emekle birleşti ve katma değere dönüştü. Tüketici portföyümüzde ayrıcalıklı bir yere oturttuğumuz OSB'lerimize istediği tedarik şirketinde ve anlaştığı koşullarda elektrik almalarının önünü açtık. OSB'lerimiz kendi anlaşmasını, kendi şartlarına göre hayata geçirebilir. OSB'lerimizdeki güneş enerjisi santrali kapasitemiz 250 megawatta ulaştı ancak yetmez. Daha fazla üretim için daha fazla enerji gerekiyor. Bu enerjiyi sağlamak için daha fazla yerli, daha fazla yenilenebilir."
Kaynak: AA
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Mustafa Yılmaz organize sanayi bölgelerinde (OSB) sanayi üretimi için ayrılan alanlara enerji üretim tesisi kurulmasının doğru olmadığını belirterek, "İstediğiniz her yere yenilenebilir enerji tesisi kuramazsınız. Anadolu’da bir söz vardır. Önünüzden yiyin derler. Önce bir çatılarımızı bitirelim. Çatılarımızın tamamına enerji üretim tesisleri kurduktan sonra birtakım imkanlar da elverdiği sürece EPDK olarak, biz elimizden geleni yaparız." dedi.
Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu (OSBÜK) tarafından Ankara'da düzenlenen 7. OSB Enerji Zirvesi'nin açılışında konuşan Yılmaz, EPDK olarak yakın geçmişte yeni binalarına taşındıklarını ve çatılarını güneş enerjisi panelleriyle donattıklarını söyledi.
Güneş enerjisi santrallerinin kurulumunda önceliğin OSB'ler için de çatılar olduğunu aktaran Yılmaz, "Siz de bizim yaptığımızı yapın. Üstelik EPDK olarak size şebekeyi depo olarak kullanma imkanını da verdik ama oradaki bir sanayi parseline, sanayi için tesis edilmiş bir yere de güneş enerjisi kurmak ne kadar verimli bir yatırım, bunu da hakikaten iyi düşünmemiz lazım." diye konuştu.
Yılmaz, Ağrı OSB’de de bir yatırımcının sanayi parseline güneş enerjisinden elektrik üretim tesisi kurmasına ilişkin, "Bu yatırımcımız, bize 'ben tesisi kurdum şimdi ne yapacağız' dedi. Biz de dedik ki o zaman bu tesisin altına bir sanayi tesisi yapacaksınız. Altına sanayi tesisini yaptı. Yani o enerji tesisi yine çatı haline getirilmiş oldu." ifadelerini kullandı.
Bazı OSB’lerde dışarıdan gelen dağıtım şirketi temsilcilerinin tesislere girişine izin verilmemesi gibi sıkıntılar yaşandığını kaydeden Yılmaz, şunları kaydetti:
"Servis için gelen doğal gaz dağıtım şirketlerimize zorluk çıkartmayalım. Doğal gazı kullanıyorsunuz, neticede bu ürünü getiren sistem basınçlı borular. Bir sıkıntı olduğu takdirde, orada biz doğal gaz dağıtım şirketine diyoruz ki buraya doğal gazı götür. Oranın bir de teknik bakıma ve servise ihtiyacı var. Bunlarda da doğal gaz dağıtım şirketlerinin temsilcilerine zorluk çıkarmayalım. Elbette orası OSB’ye ait bir yer ama dağıtım şirketi temsilcileri oraya hizmet için geliyor."
Kaynak: Milliyet
Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği (ELDER) Yönetim Kurulu Başkanı Serhat Çeçen, elektrikli araç şarj istasyonlarının şebekeye entegrasyonunun sektörün önemli gündem maddelerinden olduğunu belirterek, "Elektrikli araç şarj istasyonu kurulumlarının dağıtım şirketlerinin kontrolü altında yapılması gerekiyor. Bu konuda Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu (TOGG) ve kamu kurumlarıyla birlikte çalışıyoruz." dedi.
Çeçen, 2016-2020 yılları için 28,5 milyar liralık yatırım taahhüdü bulunan elektrik dağıtım sektörünün 2016'da 7 milyar lira, 2017'de 7,7 milyar lira, 2018'de 5,2 milyar lira olmak üzere yaklaşık 20 milyar liralık yatırım gerçekleştirdiğini ifade etti.
Gerçekleştirilen yatırımın yüzde 80'inin şebeke özelinde yapıldığına dikkati çeken Çeçen, "Sektörde 2019'da yaklaşık 7 milyar liralık yatırımla hedeflerimize ulaşma yolunda önemli bir virajı geride bıraktık. Bu dönemde, yaklaşık 300 milyon lira teknoloji yatırımı ve 316 milyon lirayı aşkın Ar-Ge yatırımı gerçekleştirdik." değerlendirmesinde bulundu.
Çeçen, Türkiye'nin giderek artan yenilenebilir enerji kapasitesinin ve çatı tipi güneş enerjisi santralleri gibi uygulamaların şebekeyle sorunsuz entegrasyonu için dijitalleşme süreçlerine büyük önem verildiğini anlattı.
Bu kapsamda, TOGG bünyesinde gerçekleştirilen "Türkiye'nin Otomobili" projesinin de özellikle elektrik dağıtım sektörünü yakından ilgilendirdiğini vurgulayan Çeçen, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin yerli ve milli kaynaklarla ürettiği ve seri üretim için geri sayıma geçtiği elektrikli otomobil, Türkiye'nin gelişmesi ve kalkınmasında önemli rol üstlenecek. Elektrik dağıtımında dijital altyapının geliştirilmesi elektrikli araçların şebekeye entegrasyonunu da kolaylaştıracak. Elektrik dağıtım şirketleri, yatırım planlamalarını bu doğrultuda gerçekleştiriyor. Büyük şehirlerde, özellikle talebin yoğun olacağı bölgelerde şarj istasyon sayısının çok hızlı artması, dağıtım şebekeleri açısından risklerin de artması anlamına gelecek. Dolayısıyla, şebeke ihtiyaçlarının ve kısıtlarının da dikkate alınması önemli."
Çeçen, şebekedeki etkileri ve kesinti ihtimalini en aza indireceği için elektrikli araç şarj istasyonlarında arz kaynaklı büyümenin daha sağlıklı olacağını belirterek, "Elektrikli araç şarjından kaynaklanacak ilave şebeke yükünün yönetilebilir olması için, şarj istasyonu kurulumlarının dağıtım şirketlerinin kontrolü altında yapılması gerekiyor. Bu konuda TOGG ve ilgili tüm kamu kurumlarıyla birlikte çalışıyoruz." ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA
Türkiye’de elektrikli ve hibrid otomobil satışları geçen yıl bir önceki yıla göre üç kat artarak toplam 4031 adet oldu.
Türkiye Elektrikli ve Hibrid Araçlar Platformu (TEHAD) verilerine göre, Türkiye elektrikli ve hibrid otomobil pazarı 2019 yılında bir önceki yıla göre üçe katlandı. Geçtiğimiz yıl toplam 4031 adetlik satış rakamına ulaşan pazar, 2019 yılını 11 bin 235 adet ile kapattı. (Mild Hibrid modeller dahil değil). 2019 yılında gerçekleşen 11 bin 237 adetlik otomobil satışlarının 222 adetlik bölümünü yüzde 100 elektrikli modeller oluştururken, hibrid motor seçeneğine sahip modellerin satış adeti 11 bin 015 olarak gerçekleşti.
Elektrikli modellerde Jaguar I-Pace 119 adet ile zirvede yer alırken, hibrid modellerde ise Toyota Corolla Hibrid 7bin 605 adetlik satış rakamı ile tüm zamanların en çok satan hibrid modeli oldu. TEHAD Başkanı Berkan Bayram, son rakamlar ile Türkiye’de toplam bin 600 adet yüzde 100 elektrikli otomobilin trafikte olduğunu belirtti.
Türkiye’de şu an 4 model ile temsil edilen Elektrikli Otomobil pazarına 2020 yılında 5 oyuncu daha girecek. Elektrikli MINI ile, Audi e-Tron, Mercedes EQC, Porsche Taycan ve Nissan Leaf’te artık satış listelerinde yer alacak. Bu modellerden eMINI geçtiğimiz ay tanıtılmış, ön siparişe açılmıştı. Diğer modellerin ise en erken ilk yarı itibariyle pazara girmesi bekleniyor.
Kaynak: Enerji Günlüğü
YEDAŞ, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın başlatmış olduğu sıfır atık projesinden ilham alarak, plastik bardak kullanımından cam sürahi ve cam bardak kullanımına geçip 3 yılda ortalama 5 ton geri dönüşüm yaparak plastik atıkların çevremize vermiş olduğu olumsuz etkileri ortadan kaldırdı.
Yeşilırmak Elektrik Dağıtım A.Ş. (YEDAŞ) yürüttüğü Atık Yönetimi ile çalışmalarına bir yenisini eklediği bu projeyle tek kullanımlık plastik atığa son diyerek önemli bir adım atmış oldu. Yıllık 1,5 ton plastik, 20 bin kg kâğıt, 50 bin kg cam, 80 bin kg pil geri dönüşümü ile, 3 yılda yaklaşık 5 ton atığı geri dönüştürerek doğa dostu şirket olma anlayışını sürdürürken, tüm bunlara ek olarak şirket genelinde tek kullanımlık plastik ürünleri kullanmama kararı aldı.
Yeni uygulama ile tek kullanımlık plastik ürün tüketiminin önüne geçilmesi planlanırken; sıfır atık projesine tam destek verildi. Hizmet alanları olan Samsun, Ordu, Çorum, Sinop ve Amasya illerinde tek kullanımlık plastik kullanımını durdurma kararı alan YEDAŞ, bu kapsamda şirket içindeki içme suyu ihtiyaçlarını plastik yerine Cam sürahi ve cam bardak ile kullanımını desteklemeye başladı. Bu kararın ardında, şirket kapsamında yılda yaklaşık 1 ton plastik kullanımlı bardağın kullanımının önüne geçilmesi hedefi bulunuyor.
Şirket genelindeki çevreci uygulamalarla ilgili olarak YEDAŞ Genel Müdürü Hasan Yasir Bora şu ifadeleri kullandı: “Hizmetlerimiz ve kalitemiz ile sadece Türkiye’de değil, Avrupa’nın birçok ülkesinde adımızdan söz ettiriyoruz. Çevreyi koruyan, duyarlı ve doğa dostu bir şirketiz. Şirketimizin sürdürülebilirlik ilkeleri kapsamında, plastik tüketimini ve kâğıt kullanımını azaltma kararı aldık. Bu tarz radikal uygulamaların hızla tüm ülkemizde hayata geçirilmesini umuyoruz. Dünya genelinde hızla artan plastik atık çöp yığınlarının daha da büyümesini engellemek istiyoruz. Biz bu konuda üzerimize düşeni yapmaya hazırız. Atıkların geri kazanımının insan ve çevre sağlığına katkısının yanı sıra ekonomik olarak da büyük önem taşıyor. Geri dönüşebilen atıkların kontrol altına alınması için YEDAŞ olarak bizde plastik bardak kullanımından cam sürahi ve cam bardak kullanımına geçerek insan ve çevreye olan duyarlılığımızı gösteriyoruz. Sıfır atık projesi kapsamında yapılacak tüm çalışmalar, şirketimiz çalışanları tarafından kültür olarak benimsenmiştir. Bu tür projelere ara vermeden devam edeceğiz.”
Enerji sektörünün öncü şirketlerinden Limak Enerji bünyesinde elektrik dağıtım hizmeti veren Uludağ Elektrik Dağıtım A.Ş. (UEDAŞ), Türkiye'nin en önemli kış turizmi ve kayak merkezlerinden olan Uludağ'da olumsuz hava koşullarından kaynaklanan arıza ve kesintileri önlemek için sürdürdüğü zorlu mesaisinde hız kesmiyor. Arıza, onarım ve bakım çalışmalarını artırarak zorlu kış koşullarına karşı yoğun bir çalışma yürüten UEDAŞ ekipleri, bölgede 7/24 esasıyla hizmet veriyor. Arıza merkezlerine gelen bildirimlerle anında harekete geçen ekipler, arazi araçları ve sepetli araçlarla engebeli bölgelere ulaşımı sağlarken, araçların yetemediği yerde yaya ilerleyerek noktaya ulaşıyor.
Kar kalınlığının 1 metrenin altına düşmediği Beyaz Cenneti, UEDAŞ’ın en sert bölgelerinden biri olarak nitelendiren Osmangazi İşletme Müdürü Emir İrgören, “Kış turizminde ülkemiz ve şehrimizin gözde yerlerinden olan Uludağ’da, UEDAŞ olarak enerji kesintilerine müdahale ve olası arızaları önlemek için 7/24 esasıyla hizmet vermekteyiz. Bölgede bulunan ve kışın yüzde yüz doluluk oranına ulaşan işletmelerimize kaliteli hizmet verme noktasında enerji arz güvenliğini önemsiyor ve bu bilinçle çalışıyoruz. Uludağ’ın enerji dağıtım şebekesini uzaktan izleme ve yine uzaktan müdahaleye imkân sağlayan teknolojik altyapımız mevcuttur. Bu yapıyla olası arızalara daha kolay ve süratli müdahale edebilmekteyiz. Ekiplerimiz rutin kontrollerini termal kamera ve izolasyon test cihazlarıyla yapmakta ve olası arıza noktalarını önceden tespit ederek önceden önleme adına müdahalelerini yapmaktadırlar.” diye açıkladı.
Avrupa’da 2015’ten bu yana kömürden çıkacağını açıklayan ülke sayısı 15 oldu.
Europe Beyond Coal (Kömürün Ötesinde Avrupa) ve düşünce kuruluşu Sandbag tarafından hazırlanan son rapora göre, son 4 yılda 15 Avrupa ülkesinin kömürden çıkacağını duyurdu.
Avusturya, Belçika, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Almanya, Yunanistan, Macaristan, İrlanda, İtalya, Portekiz, Slovakya, Hollanda, İsveç, İngiltere. Bunlardan Finlandiya, Fransa ve Hollanda bu ülkeler arasında yer alırken, gerçek anlamda kömürden çıkan tek ülke Belçika oldu.
Finlandiya, Fransa ve Hollanda, kömürden çıkış politikasına yönelik yasasını hazırlayan ilk üç ülke olarak kayıtlara geçti. Birleşik Krallık da bu yönde bir yasa hazırlığı yapan tek ülke oldu.
Rapora göre, kömürden çıkış yasası olmadan bu hedefin gerçekleştirilmesi planlanandan daha fazla zaman alabilir. Bu yüzden, söz konusu ülkelerin kömürden çıkışının 10 yıl veya daha uzun sürmesi bekleniyor.
Kaynak: Sandbag
İklim değişikliğiyle mücadele hedeflerini yakalayabilmek için küresel enerji portföyünde yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanan elektrik üretiminin 2030’a kadar iki kattan fazla artması gerekiyor.
Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı’nın (IRENA) son 10 yılda dünyadaki yenilenebilir enerji kapasitesi gelişimini inceleyen araştırmasına göre, bugün itibarıyla yenilenebilir kaynaklardan sağlanan elektrik toplam içerisinde yüzde 26 pay oluşturuyor.
Bu oranın 2030’da yüzde 57’ye çıkması gerekirken, yenilenebilir enerjiye yapılan yatırımların d aynı oranda artması bekleniyor.
Yenilenebilir enerji kaynaklarına şu an yapılan yıllık 330 milyar dolarlık yatırımın 2030’da yıllık 750 milyar dolara yükselmesine ihtiyaç duyuluyor.
Böylece, 2030 itibarıyla yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılan yatırımın 10,3 trilyon doları bulabileceği hesaplanıyor.
Rapora göre, söz konusu kaynaklara yatırımların iklim değişikliğiyle mücadele hedeflerini yakalamak için kritik önemi bulunuyor.
Kaynak: Modern Diplomacy
ABD’li elektrik şirketi Dominion Energy ABD’nin en büyük offshore rüzgâr santrali için Siemens Gamesa Yenilenebilir Enerji’nin türbinlerini kullanmak üzere anlaştı.
Proje, 650 bin hanenin elektrik ihtiyacını karşılamaya yeterli olacak kadar elektrik üretimi yapacak.
Toplam kapasitesi 2,600 megawatt olan projenin 2026’da tamamlanması bekleniyor.
Virginia eyaletinde önemli oranda istihdam sağlayacak proje için, Dominion Energy ve Siemens Gamesa birlikte çalışacak.
Dominion Energy, projenin inşa ve operasyon planını 2020 sonuna kadar hazır hale getirecek.
İki şirket aynı zamanda projenin maliyetini azaltmak için de çeşitli mekanizmalar üzerinde çalışacak.
Kaynak: Smart Energy International
Dünya'da güneş enerjisinin geri dönüşünü iyileştirmek için uzayda kullanılan PV teknolojilerinin üretimini araştıran ABD Milli Yenilenebilir Enerji Laboratuvarı’ndan (NREL) bir ekip, oldukça pahalı ve çok verimli olan galyum arsenür hücrelerinin maliyetini düşürecek yeni bir çalışma başlattı.
NREL araştırmacıları, güneş enerjisinde bir hücre teknoloji şekli olan III-V hücre teknolojisinde hücrelerin maliyetlerini düşürecek çığır açan bir teknoloji bulduklarını belirtti.
Araştırmacılar, alüminyum indiyum fosfür ve galyum indiyum fosförü bir hidrit buhar epitaksi reaktöründe bir araya getirdi. Buradaki kimyasal tepkime sonrası ortaya çıkacak süreçleri ilerleterek önemli bir aşamaya gelmeyi amaçlayan araştırmacılar, hücre verimliliğindeki en yüksek oranı yakalamayı ve maliyetleri düşürmeyi hedefliyor.
Kaynak: PV Magazine
Yerel Ağ Paylaşım Ekosisteminin Geleceği
E-ticaret için arta talep, kargo araçlarının şehirlerde yüzde 36 daha fazla kullanılmasına yol açacak. Bu da hem emisyonları hem de trafik yoğunluğunu artıracak. Dünya Ekonomi Forumu’nun raporu, bu yoğunluğu ve emisyonları azaltma yollarını analiz ediyor.
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
Solar İstanbul 2020
11 - 13 Mart / İstanbul
2. Uluslararası Enerjide Akıllı Mobilite Forumu
14 - 15 Mart / Marsilya
InnoGrid2020+ Konferansı
05 -06 Mayıs / Brüksel
23. Dünya Hidrojen Enerjisi Konferansı
05 -09 Temmuz / 2020
4. Uluslararası Enerji Araştırma ve Teknoloji Konferansı
19 - 21 Ağustos / Prag