SEKTÖRDEN HABERLER
Deprem Bölgesinde Elektrik ve Doğal Gaz Faturalarının Tahsilatı Ertelendi

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, deprem bölgesinde yıkılan ve hasar gören binalardaki abonelerin ocak ayı elektrik ve doğal gaz faturalarının 90 gün ertelendiğini söyledi.

Elazığ'a gelen Bakan Dönmez, depremde hayatını kaybedenlerin yakınlarına taziye ziyaretinde bulunduktan sonra Tadım köyüne geçti. Köyde deprem esnasında balkondan düşerek ayağını kıran Fatma Aykurt'u evinde ziyaret ederek geçmiş olsun dileğinde bulunan Bakan Dönmez, daha sonra Kültür Parkta çadırda kalan depremzedelerle buluştu.

Dönmez burada gazetecilere yaptığı açıklamada, depremin hemen ardından devletin ilgili kurum ve kuruluşlarının süratle bölgeye intikal ederek, yaşamı normalleştirmek için çalışma yürüttüklerini söyledi.

Deprem anından itibaren elektrik ve doğal gaz hizmetlerinin güvenli bir şekilde arz edilmesi için gerekli müdahaleye yaptıklarını aktaran Dönmez, "AFAD'ın 'güvenlik gerekçesiyle buralarda elektrik ve doğal gazın kullanılması mahsurlu değil' dediği hiçbir yerde elektriğimiz kesik değil, tüm köylerimiz dahil elektriğimiz var. Doğal gaz kullanan aboneler açısından da herhangi bir sıkıntımız söz konusu değil." dedi.

Bölgedeki hidro elektrik santrallerinin inşaat ile su yapılarında deprem dolayısıyla sorun olmadığını vurgulayan Dönmez, şöyle konuştu:

"Oradaki bazı tesislerde lojmanlarda bazı hasarlar söz konusu ama onları da en kısa süre içerisinde telafi edeceğiz. İçişleri Bakanı Süleyman Bey beni arayarak 30 bin ton kömüre ihtiyaç olduğunu söylemişti. Türkiye Kömür İşletmeleri süratle kömür sevkine başladı. Valiliklerimiz hem Elazığ hem de Malatya'da ihtiyaç sahiplerine süratle bu dağıtımı başlattılar."

Bakan Dönmez, bölgede hizmet veren Aksa Doğal Gaz ve Elektrik Dağıtım Şirketinin tahakkuk dönemlerini 2 hafta süreyle ertelediğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Yani fatura düzenlemeleri 2 hafta süreyle Malatya ve Elazığ'da ertelenmiş oldu. Valiliklerin belirlediği, yıkılan ve hasar gören binalarla ilgili olarak ocak ayındaki faturaların tahsilatını 90 gün süreyle erteledik. Herhangi bir gecikme cezası almaksızın bu ertelemeden yararlanacaklar. Dana önceden başka bir nedenle elektrik ve gazı kesik olanlar da başvurmaları halinde bundan yararlanacak. Onlara doğal gaz ve elektrik akışı tekrar sağlanacak. Bu konuyla alakalı çalışmalarımız yine devam ediyor. Vatandaşlarımızdan gelen talepler var. Bugün taziye ziyaretlerinde bu yönde talepler geldi. Onları da ayrıca değerlendireceğiz."

Kaynak: Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı

Kamu Binalarında Tasarruf Hedefi ve Uygulama Rehberi Çalıştayı

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, enerjide dışa bağımlılıktan kurtulmak için yerli ve yenilenebilir kaynakların payının önemli oranda artırıldığına dikkati çekerek, yerli kaynakların miktarını daha da artırmanın en pratik ve rasyonel çözümünün enerji verimliliği olduğunu vurguladı.

Enerji verimliliğinin külfet gibi algılandığının altını çizen Dönmez, tasarrufun bilinçli tüketimle oluşan ilave bir arz kaynağı olduğuna işaret etti.

Bakan Dönmez, mevcut kamu binalarının eski ve verimlilik düzeylerinin de düşük olduğuna değinerek, "2014'te 166 kamu kurumunda 1045 binanın enerji verimliliği etütlerini yaptık. Çıkan sonuçlar bize dönüşümün ne kadar gerekli olduğunu bir kez daha gösterdi. Kamu binalarının elektrik enerjisinin yüzde 13, ısı enerjisinin yüzde 35,5, toplam tasarruf potansiyelinin ise yüzde 27 olduğunu tespit ettik. Bunun parasal karşılığı ise yaklaşık 55 milyon liraya denk geliyor." diye konuştu.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nda da enerji verimliliğine kampüsteki binalarla başlandığını açıklayan Dönmez, kendi enerjisini üreten, "ismiyle müsemma" bir bakanlık için ilk adımı bu şekilde atacaklarını aktardı.

Dönmez, geçen yıl Sağlık Bakanlığı ve üniversitelere ait 9 yerleşkede 29 binanın etütlerinin tamamlandığını belirterek, parasal değeri yıllık 10 milyon liraya denk gelen yüzde 46'lık verimlilik potansiyelinin tespit edildiği bilgisini verdi.

Toplamda 34 milyon liralık yatırıma yıllık 10 milyon liralık geri dönüş sağlandığını ifade eden Dönmez, bu yatırımın kendini ödeme süresinin 3 yıl olduğunu söyledi.

Dönmez, bu yıl 20 bin yeni LED'li sokak ve cadde aydınlatmasının da devreye alınacağını, verimlilik performanslarının takip edileceğini anlattı.

Bu yıl itibarıyla kamunun toplam enerji maliyetinin 8 milyar liranın üzerine çıktığının tahmin edildiğine dikkati çeken Dönmez, "Yaptığımız çalışmalar sonucu burada yüzde 40’lık bir enerji tasarrufunun mümkün olduğunu tespit ettik. Yani 3,2 milyar liralık bir enerji tasarrufundan bahsediyoruz. Bugün kabaca şöyle bir hesaplama yapıyoruz. Enerjide her 1 puanlık yerli ve yenilenebilir kaynak artışının milli ekonomiye katkısı 100 milyon dolar. Biz bunun yaklaşık 6 katı büyüklüğünde bir rakamdan bahsediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Dönmez, geçen yıl "Kamu Binalarında Enerji Tasarrufu" konulu Cumhurbaşkanlığı Genelgesi'nin yayımladığını hatırlatarak, yıllık enerji tüketimi 250 Ton Eşdeğer Petrol (TEP) ve üzeri olan kamu bina ve tesislerinin referans enerji tüketimlerinin mart sonuna kadar toplanacağını açıkladı.

Tasarrufta söz konusu referans değerlerin baz alınacağını ifade eden Dönmez, bu doğrultuda 2020-2023 arası dönemde kurumların genelge uyarınca tüketimlerini yüzde 15 azaltacağını belirtti.

Dönmez, şunları kaydetti:

"Peki, olur da hedefler tutturulamazsa nasıl bir yol izlenecek? Yüzde 14 ve altı tasarruf eden kurumlar 2024 sonuna kadar gerekçeli raporlarını bakanlığımıza iletecekler. Gerekçeleri uygun görülen kurum ve kuruluşlar için 2026 sonuna kadar, referans tüketimi değiştirilmeden yüzde 18 tasarruf hedefini gerçekleştirmeleri yönünde izlemeye devam edeceğiz. Hedef belli, takvim belli, yapılacaklar belli. Kamuda önce büyük binalardan ardından küçük binalarda etütler yapmaya devam edeceğiz. Bakanlık olarak işin etüt tarafındayız. Kuşkusuz bu konudaki uzman kuruluş ve ana omurgayı Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız oluşturuyor. Kamu binalarında verimlilik artırıcı projelerin finansmanı için bakanlığımız, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Dünya Bankası iş birliğiyle 200 milyon dolarlık bir kredi fonu oluşturuldu. Kurumlarımızın projeler geliştirerek bu fonlardan yararlanmasını arzu ediyoruz."

Kaynak: Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı

Elektrikli Araçların Batarya Kapasitesi 2030'da 100 Bin Megawatta Ulaşacak

Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği Başkanı Demirdağ, 2030'da Türkiye'de 1 milyonun üzerinde elektrikli aracın kullanılmasının beklendiğini belirterek, bu araçların 100 bin megawattlık bir batarya kapasitesi oluşturacağını bildirdi.

Güneş enerjisi şirketlerinin bu anlamda yeni bir sayfa açacağını dile getiren Demirdağ, bu süreçte elektrikli araçların önemli rol oynayacağını söyledi.

Demirdağ, bir elektrikli aracın batarya kapasitesinin 100 kilowatta kadar çıktığını belirterek şöyle devam etti:

"Türkiye'de 2030'da 1 milyonun üzerinde elektrikli aracın kullanılabileceği öngörülüyor ki bu çok hızlı oluşabilecek bir kapasite. Bu rakamı dikkate aldığımızda 2030'da 100 bin megawatt batarya kapasitesi oluşacağını söyleyebiliriz. Artık bir sonraki adım, bu araçların bataryalarını sisteme geri elektrik basmak için de kullanabilmek olmalı. Eğer araçlardaki bataryalar için böyle bir imkân oluşturulursa, burada yeni bir kapasite de ortaya çıkmış olacak."

Türkiye'nin şu an elektrikteki kurulu gücü 91 bin 300 megawatt seviyesinde bulunuyor.

"Şu anda 10 kilovatlık bir kurulum, 10 bin dolar seviyesinde"

Demirdağ, bu yıl çatı tipi güneş santralleri sayısının hızla arttığını ancak finansman konusunun süreçleri uzattığını söyledi.

Bu alanda verilen kredilerin elektrik faturası gibi ödenmesinin, kurulumları daha da hızlandıracağını belirten Demirdağ, şu ifadeleri kullandı:

"Meskenler için çatı santrallerinin kapasite 10 kilowattla sınırlı. Şu anda 10 kilowattlık bir kurulum, 10 bin dolar seviyesinde. İzin süreçleriyle birlikte 4 ay gibi bir sürede çatıdan elektrik üretimine başlanabiliyor. Ankara'daki bir çatı kurulumu şu anki fiyatlarla 5-6 yılda kredisini geri ödüyor. Çatı kurulumlarında elektrik faturası yerine krediyi ödüyorsunuz ve kredi bittikten sonraki 20 yılda elektriğe bir ücret ödemiyorsunuz. Güneş enerjisinde maliyetler çok hızla düşüyor, batarya da aynı düşüşün görülmesini bekliyoruz. Gelecek 5 yılda güneş enerjisi, batarya ve depolama teknolojilerinin her şeyi değiştireceğini düşünüyoruz."

"Sektör mini YEKA ihalelerini bekliyor"

Demirdağ, sektörün şu anda mini Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) güneş ihalelerini beklendiğini vurgulayarak, "Çatı kurulumları, lisanssız güneş enerjisi santralleri ve diğer yatırımlarla bu yıl yaklaşık 1000 megawatt güneş enerjisi kapasitesinin devreye girmesini bekliyoruz." diye konuştu.

Yaklaşık 40 ilde 1000 megawatt kapasitenin ihale edileceğini söyleyen Demirdağ, şunları kaydetti:

"Şu anda bir kanun değişikliği söz konusu. Bu değişiklik ihalelerin TL üzerinden yapılmasını sağlayacak. Sektörün talebi ise ihalenin avro bazında gerçekleştirilmesi. Çünkü ülkemizin avro bölgesiyle ticareti çok yüksek. Bugün avro bölgesinde eksi faizli para bulmak mümkün. Yatırımcı bu parayı bulup getirebiliyorsa izin verilmeli. İhaleler, TL'ye döndüğünde bankaların birçok finansal enstrümanı devreye girecek ve bunlar krediyi yine pahalılaştıracak. Bunun da elektrik fiyatlarımız üzerinde ters bir etkisi olacağını ve fiyatları artırabileceğini düşünüyorum."

Kaynak: AA

Mısır Ekip Elektrik Biçiyor

Enerjide dışa bağımlılığı azaltmak için yeni adımlar atan Türkiye’nin en önemli kaynaklarından biri de biyokütle enerjisi.

Özellikle mısır sapı, fındık kabuğu ve şehir çöpünün büyük bir kaynak olduğunu söyleyen Mimsan CEO’su Ahmet İlhan, “Türkiye biyokütle enerjisini kullanarak yılda 10 milyar doları dışarı ödemekten kurtulabilir” dedi.

Enerjide dışa bağımlılığı azaltmak için yeni adımlar atan Türkiye yenilenebilir enerji kaynaklarına büyük önem veriyor. Temiz enerji kaynakları aynı zamanda Türkiye’nin enerji faturasını düşürmek için kritik bir öneme sahip. Güneş ve rüzgâr enerjisindeki potansiyelini verimli bir şekilde kullanmak için yatırımlar yapan Türkiye’nin büyük potansiyele sahip olduğu diğer bir alan ise biyokütle enerjisi. Türkiye’de çok sayıda biyokütle santralı kuran Mimsan CEO’su Hacı Ahmet İlhan, “Enerji için dışarıya ödediğimiz fatura çok yüksek. Ama boşa bıraktığımız ve kullanmadığımız devasa bir kaynak var. O da şehir çöpleri, evsel ve tarımsal atıklardan oluşuyor” dedi.

Türkiye’nin son yıllarda bu alanda da adımlar atmaya başladığını belirten İlhan, “Biyokütle enerjisinde gideceğimiz yol çok uzun. Türkiye’de özellikle şehir çöpleri ve tarımsal atıklar gerçekten kullanılması gerektiği gibi kullanılmıyor. Bizim enerjiye dönüştürebileceğimiz en önemli atık grubu bunlar. Mısır sapını, odun talaşını, çay çöpünü, fındık kabuğunu kullanarak şehirlerimize enerji sağlayabiliyoruz. Şehir çöplerinde toplama ve ayrıştırmada önemli. Belediyelerin yatırımı var ama yeterli değil. Toplama ve ayrıştırma kuralına göre yapıldığında ciddi bir kaynak ortaya çıkıyor” diye konuştu.

Dünyada yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı için kamu otoritesi tarafından ciddi teşvik ve desteğin sağlandığını dile getiren İlhan, “Türkiye’de de biyokütle enerjisinin daha fazla yaygınlaşması için belediyeler buradan üretilen elektrik için bir ödeme modeli üzerinde çalışmalı. Türkiye sadece biyokütle enerjisini kullanarak yılda 10 milyar doları dışarı ödemekten kurtulabilir” ifadelerini kullandı.

Kaynak: Hürriyet

Avrupa Birliği ve TÜBİTAK Destekli Projenin 5. Çalıştayı AKEDAŞ Ev Sahipliğinde Yapıldı

AKEDAŞ Elektrik Dağıtım A.Ş. yüksek hizmet performansı ile tüketici memnuniyetini artırma, verimliliği yükseltme ve bölgenin gelişen ihtiyaçlarını karşılamayı dikkate alan dinamik yatırım planlarıyla faaliyetlerini sürdürüyor.

Ar-Ge projelerini de bu hedef doğrultusunda oluşturan AKEDAŞ Elektrik Dağıtım A.Ş. hizmet verdiği kullanıcıların elektrik dağıtım sektöründe rol almasını sağlayacak bir proje geliştirdi. HORIZON 2020 ERA-NET komisyonu tarafından döneminde birinci olarak kabul edilen Optimum Talep Yönetimi (Smart MLA) projesi, TÜBİTAK ve EPDK tarafından da destekleniyor.

Proje kapsamında; AKEDAŞ, EPRA Elektrik Enerji İnşaat ve Tic. Ltd. Şti. (Türkiye), Bükreş Ekonomi Araştırmaları Üniversitesi (Romanya), STIMA Soft (Romanya), KTH Kraliyet Teknoloji Enstitüsü (İsveç), Güney-Doğu Norveç Üniversitesi (Norveç), Danimarka Teknik Üniversitesi (Danimarka) arasında konsorsiyum oluşturuldu.

Proje ile ülkemizde temiz ve verimliliği yüksek yüzde 100 yenilenebilir enerji hedefinin gerçekleştirilmesi için talep yönetimi ve şebeke esnekliğine yönelik bulut tabanlı çok katmanlı optimum birleştirici (aggregator) çözümleri sunulması amaçlanıyor. Proje kapsamında AKEDAŞ, uygulamaların test edilmesi, sahada kullanılabilirliğinin incelenmesi ve şebeke ana verisinin simülasyon ortamında hazırlanması çalışmalarını sürdürüyor.

Projede gerçekleştirilecek çalışmalar ile yakın gelecekte Türkiye şebekesinde gözlemlenecek değişimler ile ilgili ön çalışma gerçekleştirilmiş olacak ve bu sayede şebeke işletmesi ve piyasanın yeni ve güncel yapıya kavuşması için gerekli mevzuat ve teknik değişiklik önerileri belirlenecek.

İlgili çalışma ile sistemin güvenli ve verimli işletilmesi, piyasa modelinin doğru konumlandırılarak tüm paydaşların kazanımlarının arttırılması ve dağıtım sisteminde gerekli yatırımların verimli bir şekilde yapılabilmesi hedefleniyor.

Proje kapsamında Danimarka, İsveç ve Norveç’ten gelen proje paydaşlarıyla 5.si gerçekleştirilmiş olan Optimum Talep yönetimi (Smart MLA) projesinin toplantısına AKEDAŞ ev sahipliği yaptı.

Yeni Test Araçları Elektrik Arızasına Müdahale Süresini Azaltıyor

TREDAŞ, bünyesine kattığı üç kablo test aracı ile yer altındaki arızalı bölgeleri anında tespit ederek, müdahale sürelerini azaltacak.

Elektrik hizmeti sağladığı Tekirdağ, Kırklareli ve Edirne illerinde modern bir teknolojik alt yapı kurmak için çalışmalarını aralıksız sürdüren TREDAŞ, sahada daha iyi hizmet vermek için bünyesine son teknoloji ile donatılmış 3 yeni kablo test aracı kattı. Böylece TREDAŞ’ın hizmet verdiği üç ilde toplam 6 adet kablo test aracı oldu.

Yeni hizmete giren araçlar, çevreci özellikleri ile de dikkati çekiyor. 40 kilovoltluk yer altı kablo test araçları invertör sistemli (Akülü) olup çevreyi koruyan nitelikte. Yer altı kablosunda meydana gelebilecek arızalarda, kablo test araçları ile ölçüm işlemleri yapılarak arızanın kaç metre uzaklıkta olduğunu tespit edebiliyor. Tespit sonucu arıza onarım bakım ekipleri onarım işlemlerini süratle gerçekleştiriyor. Bunun sonucunda arıza noktalarına müdahale sürelerinde düşüşler oluyor.

Kablo test araçları sayesinde ayrıca, yer altındaki arızalı bölgeleri anında tespit edilerek müdahale edilmesinin yanı sıra, oluşabilecek arızaları da öngörebilecek.

DÜNYADAN HABERLER
ABD’nin Rüzgâr Gücü 105 GW’ı Aştı

Amerika Birleşik Devletleri’nin rüzgâr enerjisine dayalı elektrik üretim kapasitesi 2019 yılında 9.143 MW artış göstererek 105.583 MW’a ulaştı.

Amerikan Rüzgâr Enerjisi Birliği (AWEA) tarafından geçtiğimiz hafta yayınlanan çalışmaya göre 2019 ülke tarihinde 2009 ve 2012 yıllarından sonra en fazla rüzgâr enerjisi gücünün devreye girdiği üçüncü yıl oldu.

En çok kurulum 3.936 MW ile Teksas eyaletinde gerçekleşirken, ikinci sırada 1.737 MW ile Iowa eyaleti geldi.

Yatırımcılara göre ise ABD’li ünlü yatırımcı Warren Buffet’ın sahip olduğu Berkshire Hathaway Energy 990 MW yeni güç ile ilk sırada geldi.

Ülkenin en büyük rüzgâr enerjisi yatırımcısı NextEra 835 MW rüzgâr devreye alırken, Avangrid Renewables şirketi 752 MW, Xcel Energy 728 MW, Enel Green Power North America ise 520 MW güç devreye aldı.

Yatırım çalışmaları devam eden rüzgâr enerjisi projelerinin toplam gücü de bir yıl öncenin aynı dönemine göre yüzde 26 oranında artarak 44.153 MW oldu.

Bu proje stoğunun 22.115 MW’lık bölümünü hâlihazırda inşa aşamasında olan projeler, 22.038 MW’lık bölümünü ise ileri seviyede geliştirme aşamasındaki RES projeleri oluşturuyor.

Bununla birlikte bu projelerin yarıya yakını hâlihazırda alım garantisi sağlamış durumda. Ayrıca yüzde 27’lik bölümü ise doğrudan elektrik dağıtım şirketlerinin yatırımları ile hayata geçecek ve işletilecek.

Rüzgâr enerjisi yatırımcıları 2019’da 5.266 MW’lık bölümü dağıtım şirketleri ile olmak üzere toplamda 8.726 MW gücündeki proje için ikili alım anlaşması imzaladı.

2019’da ülkede devreye giren rüzgâr türbinlerinde GE Renewable Energy yüzde 45’lik pazar payı ile ilk sırada olurken, Vestas yüzde 33 ile ikinci, Siemens Gamesa yüzde 16 ile üçüncü ve Nordex USA yüzde 6’lık pazar payı ile dördüncü sırada oldu.

2019’da ülkede giren türbinlerin yüzde 25’lik bölümünün gücü ise 3,1 MW ile 3,6 MW arasında oldu.

Geçtiğimiz yıl ülkede kıyı ötesi rüzgâr enerjisi alanında da önemli gelişmeler yaşandı ve doğu yakasındaki altı eyalet bu alanda toplamda 16.300 MW’lık kurulu güç hedefi açıkladı ve şimdiye kadar açıklanmış hedef rakamı 25.000 MW’a yükseldi.

Kaynak: Wind Energy Association

Yeni Geliştirilen Esnek Güneş Panelleri, Enerji Üretiminde Çığır Açabilir

İngiltere merkezli Solivus isimli şirketin geliştirdiği ve güneş kumaşı adı verilen esnek güneş panellerinin enerji üretiminde çığır açabileceği ifade ediliyor.

Şebeke elektriğine ihtiyaç duymaksızın binalara ve elektrikli otomobillere enerji sağlayabileceği ifade edilen çözüme “güneş kumaşı” adı verilmiş. Perakende depoları veya kargo şirketlerine ait merkezler gibi büyük endüstriyel yapıların çatılarını kaplayarak bu tür yerlerin kendi enerjilerini üretmelerini sağlamak isteyen şirket, aynı zamanda meskenler için de aynı panellerin kemer ya da yay şeklinde olanlarını tasarlamış. Böylece her açıdan güneş ışığı yakalamak mümkün kılınmış.

Standart güneş panellerine kıyasla oldukça ince, esnek ve hafif olan güneş kumaşlarının karbon temelli olduğu ifade ediliyor. Solivus’un “organik fotovoltaik-OPV” adını verdiği panel bildiğimiz yöntemle güneş ışığını emerek enerji üretiyor. Panellerin esnek yapısı sayesinde istenilen şekilde eğilip bükülebilen kumaş, daha sonra düz, yatay, dikey veya kıvrımlı yüzeylere yapıştırılıyor. Standart güneş panellerinin onda biri ağırlığa sahip olduğu belirtilen güneş kumaşları, nadir ya da toksik elementler kullanılmadan üretiliyor ve 20 yıl ömre sahip.

Verimlilik konusunda da farklı olan güneş kumaşı, standart panellere kıyasla yüzde 5’e varan oranda daha düşük verimlilik sunuyor. Ancak önemli bir avantaja da sahip. Standart paneller ısının yükselmesiyle birlikte stabilite sorunları yaşayarak verimliliklerini kaybederken, yüzde 13 oranında verimliliğe sahip güneş kumaşları ısı artışlarından etkilenmiyor. Daha geniş bir spektrumda ışık yakalayan yeni tür paneller, bu sayede güneş kendini göstermediği günlerde de çok daha verimli işliyor.

Solivus, elde edilen enerjiyi depolamak için ise elektrikli araç pilleri ya da depolanan enerjiyi hızlı bir şekilde aktarmak için volan (enerjiyi kinetik enerji formunda mekanik olarak depolayabilen bir eksende dönen bir kütle) temelli bir sistem kullanmayı planladığını belirtiyor.

Kaynak: Energy Matters

İngiliz Rüzgâr Piyasası Kendi Rekorunu Kırıyor

Dünyanın en büyük offshore rüzgâr çiftliği ve dünyanın en büyük rüzgâr çiftlikleri kompleksi yakında İngiliz kıyılarında ortaya çıkacak ve yenilenebilir enerjilerin görülmemiş bir değerini gösterecek. Danimarka enerji şirketi Orsted’in Hornsea One’ı ve Scottish SSE tarafından geliştirilen Dogger Bank’ın üç projesi, İngiltere’yi dünyanın en büyük offshore rüzgâr pazarı haline getirecek.

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) offshore rüzgâr kapasitesinin dünya çapında büyümesinin süreceğini tahmin ediyor. Şu anda küresel enerji üretiminin sadece yüzde 0.3’ünü sağlayan sistemlerin, potansiyelinin yüksek olduğu belirtiliyor. Küresel offshore rüzgâr pazarı, 2010-2018 arasında yılda yaklaşık yüzde 30 büyüdü. Özellikle İngiltere, Almanya ve Danimarka liderliğindeki Avrupa, teknolojinin gelişimini destekledi.

Kaynak: Forbes

Rolls-Royce Geleceği Mini Nükleer Reaktörlerde Görüyor

Rolls-Royce, nükleer enerjinin geleceğini, klasik nükleer reaktörler yerine küçük modüler reaktör (small modular reactors-SMRs) adı verilen yapılarda görüyor.

Rüzgâr ve güneş santrallerinden elde edilen enerji gibi nükleer reaktörlerden elde edilen elektrik de emisyon değerleri açısından çevreci sayılabilir. Kaza riskleri ve atık yakıtların depolanması gibi önemli sorunları olsa da birçok kişi sıfır emisyon değerlerine ulaşmak ve artan enerji ihtiyaçlarını karşılamak için nükleer santrallere ihtiyaç olduğunu düşünüyor.

Nükleer reaktör inşası alanında çalışmalar yürüten İngiliz sanayi devi Rolls-Royce, pahalı ve idamesi oldukça zor olan klasik nükleer reaktörler yerine küçük modüler reaktör (small modular reactors-SMRs) adı verilen yapılar inşa etmek istiyor.

Şirketin üretmeyi düşündüğü söz konusu rektörler parçalar halinde toplu olarak üretilebiliyor ve kamyonlarla inşaat alanına taşınabiliyor. Bu sayede maliyetlerin çok daha doğru tahmin edilebileceği ifade ediliyor. Rolls-Royce’un Baş Teknoloji Mühendisi Paul Stein bu konuda yaptığı açıklamalarda, “İşin sırrı, çok ileri kaynak tekniklerinin robotik montaj yöntemleri ile harmanlanmasıyla elde edilecek prefabrike parçalara sahip olmak. Daha sonra bu parçalar ilgili bölgelere taşınarak bir araya getirilebilecek.” ifadelerini kullanmış.

Yaklaşık 40 bin m2‘lik toplam alana ihtiyaç duyan SMR’ler bu alanın sadece 6 bin m2’sini kaplıyor. Bir kıyaslama yapmak gerekirse ülkede halen inşası süren Hinkley Point nükleer enerji santralinin ihtiyaç duyduğu toplam alan ise bir SMR’nin 16 katı kadar. Teorik olarak neredeyse her şehrin bir SMR’si olacak kadar küçük olan reaktörlerin önündeki engellerden biri güvenlik gerekçeleriyle her yere inşa edilmelerinin mümkün görünmemesi olarak dikkat çekiyor.

Kaynak: BBC

HAFTANIN RAPORU

Uzay Tabanlı Güneş Enerjisi: Pazar Fırsatları

Uzay tabanlı güneş enerjisinin (SSP), sınırsız potansiyeli nedeniyle enerji üretiminin geleceğinde önemli bir rol oynaması bekleniyor. Güneş panellerinin uzaya taşınması gibi çok az dezavantajı olsa da yeniden kullanılabilir roketlerin gelişmesiyle, gelecekte uzay tabanlı güneş enerjisinin bir gerçeklik haline gelmesi ve Dünya tabanlı enerji ihtiyaçlarının karşılanmasına yardımcı olması bekleniyor. Bu rapor, uzay tabanlı güneş enerjisi sistemleri için gelişen pazar fırsatlarını analiz edecek ve SSP sistemlerinin diğer enerji kaynakları üzerindeki çeşitli avantajlarını da inceliyor.

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

İNFOGRAFİK / GRAFİK