Yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen elektriği kullanmak isteyen vatandaş, isterse ağustos itibarıyla yeşil enerji tarifesine geçebilecek.
Türkiye yeşil enerji alanında devrim niteliğinde bir adım atıyor. Güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen elektriği kullanmak isteyen vatandaşlara özel tarife geliyor. Elektrik tüketicileri ağustos itibarıyla isterlerse 'Yeşil Enerji' tarifesine geçebilecek.
Yeşil Tarife olarak da bilinen YETA'ya ilişkin bir grup gazeteciye değerlendirmelerde bulunan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, bugün itibarıyla başlayan uygulamanın çevre ve doğa temelli bir sosyal sorumluluk özelliği taşıdığını vurguladı. Bakan Dönmez, "Diğer taraftan YETA sektörün sürdürülebilirliğini sağlayacak. Devlet olarak yaptığımız yasal düzenlemeler, teşvikler ve sağlanan avantajlara şimdi de vatandaşlarımızın tercihleriyle ortaya çıkacak sivil teşvik eklenecek. Enerjimizi vatandaşlarımızın tercihleri yenileyecek" diye konuştu.
Türkiye'nin yenilenebilir enerji kaynaklı elektrik kurulu gücünü 2020'nin ilk altı ayında yaklaşık yüzde 46 seviyesine yükseldiğini hatırlatan Dönmez, "Daha fazla yerli, daha fazla yenilenebilir anlayışıyla yatırım ve teşviklerimizi sürdüreceğiz. Kamu, özel sektör ve vatandaş iş birliğiyle yeşil enerjide yeni bir dönemi başlatıyoruz. Başlayacak olan Yeşil Tarife ile yenilenebilir enerjide büyük dönüşüme yeşil ışık yakmış olacağız. Ülkemizin dört bir yanından vatandaşlarımız kendi kullanacakları elektriğin kaynağını belirleme imkânına kavuşacak" ifadelerini kullandı.
Vatandaşların yeşil tarifeye nasıl geçeceğine ilişkin de bilgi veren Dönmez, "Yazılı olarak ilgili tedarik şirketine başvuruda bulunularak yeşil tarifeye geçilebilecek. Talep tarihinin içinde bulunduğu dönem sonundaki faturayı takip eden ilk fatura döneminde de yeni tarifelerini kullanmaya başlayabilecekler. Bir takvim yılı içerisinde en fazla iki kere yeşil tarife talebinde bulunabilecek" dedi.
Milli Enerji ve Maden Politikasıyla yerli ve yenilenebilir enerji alanında önemli adımlar atan Türkiye, 2020 yılının ilk 6 ayında yerli ve yenilenebilir kaynaklı elektrik üretimini yüzde 65'in üzerine çıkarırken, sadece yenilenebilir kaynaklı elektrik üretimini ise yüzde 50'lere kadar yükseltmişti.
Bakan Dönmez, yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarına ilişkin daha önce atılan adımları da değerlendirerek, "YEKA modeliyle büyük ölçekli, Mini YEKA ve lisanssız santrallerle de orta ve küçük ölçekli yatırımcıları yenilenebilir enerji yatırımlarında sürecin aktörleri haline getirdik. Dengeyi tüketici tarafına da yansıtmak için bu tarifeyi devreye alıyoruz" dedi.
Kaynak: Sabah
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, yerli elektrikli otomobilin şarj altyapısı için çalışmalara başladıklarını belirterek, "Her 10 araca 1 olacak şekilde şarj noktası planlaması yapıyoruz. Böylece yaklaşık 250 bin adet şarj noktası oluşturacağız." bilgisini paylaştı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığından yapılan açıklamada, Türkiye'de 2022'de banttan inecek seri üretim ilk yerli otomobilin şarj altyapısının kurulması için Bakanlığın çalışmalara başladığı kaydedildi.
Bakan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez'in ev sahipliğinde Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Başkanı Mustafa Yılmaz'ın katılımıyla bir toplantı gerçekleştirildiği belirtilen açıklamada, ülke genelinde kurulacak şarj istasyonlarının yol haritasının masaya yatırıldığı ifade edildi. Açıklamada, toplantıda şarj istasyonlarının kurulumunda teknik ve idari hususların yanı sıra, şarj yönetimi ve donanım standartlarının oluşturulması, gerekli mevzuat düzenlemeleri, fiyatlandırma, yavaş ve hızlı şarj gereksinimleri, ulusal projeksiyon ve uluslararası gelişmelerin ele alındığı kaydedildi.
Açıklamada toplantıya ilişkin değerlendirmelerine yer verilen Bakan Dönmez, Türkiye’de her bin kişiye 155 araç düştüğünü belirterek, "2030 yılına geldiğimizde 1 ila 2,5 milyon elektrikli aracın yollarda olacağını öngörüyoruz. Bu araçlar için her 10 araca 1 şarj noktası olacak şekilde şarj noktası planlaması yapıyoruz. Böylece yaklaşık 250 bin adet kamuya açık şarj noktası oluşturacağız." bilgisini paylaştı. Dönmez, şarj altyapısının araç piyasaya çıkmadan önce hazırlanması için çalışmalara başladıklarını ifade ederek, konuyla ilgili bir çalışma grubunun oluşturulduğunu bildirdi. Türkiye’nin enerjisini, Türkiye’nin otomobiliyle buluşturacaklarını kaydeden Dönmez, şöyle devam etti:
"Dünyada dijitalleşmenin artmasıyla elektriğin önemi daha da artıyor. Akıllı sistemler, yapay zekâ ve depolama gibi teknolojilerle enerjide ciddi bir değişim yaşıyoruz. Bugün elektriği sadece klasik anlamda tüketici dediğimiz kişi ya da kurumlar tüketmiyor. Tüketici kavramı insan yerine artık nesneleri ve nesnelerin interneti tabanlı bir enerji talebini de oyuncu yapıyor. Günümüzün oyuncuları artık TOGG örneğinde de olduğu gibi cansız nesneler ve yapay zekâ yazılımları da olabiliyor. TOGG’un her türlü yapay zekâ temelli teknolojiyle eşleşecek ve onları yönlendirecek olması bunun en güzel örneklerinden birisi."
Dönmez, enerjideki dönüşüme yakıt ve teknoloji temelli attıkları adımlarla hazırlandıklarına değinerek, "Enerji politikalarımızı hem üretim-tüketim hem de teknoloji noktasında eşgüdüm halinde yürütüyoruz. Enerji portföyümüzde yerli ve yenilenebilir enerjinin payını artırarak hem Türkiye’nin enerjisini yeniliyor hem de konjonktürel gelişmelere karşı daha dirençli bir altyapı oluşturuyoruz. Öte yandan dijitalleşmenin artmasıyla birlikte her türlü gelişmeyi enerji teknolojilerine aktarıyoruz. Yerli otomobille ilgili de bu anlamda gereken bütün süreçleri bir araya getirmek için diğer Bakanlıklarımızla da koordineli olarak çalışıyoruz." ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA
Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması (YEKDEM) başvurularında kullanılacak dilekçe ve bilgi formu formatları değiştirildi.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun (EPDK) konuya ilişkin kurul kararı, Resmi Gazete'de yayımlandı.
Buna göre, YEKDEM başvuruları kapsamında elektronik ortamda oluşacak "Başvuru Dilekçesi ve Bilgi Formu" formatında değişiklik yapıldı.
Bilgi formunda şirketlerin lisans numarası, şirket ismi, tesis adı, telefon, faks, e-posta adresi, kaynak türü, tesis tipinin yanı sıra, kurulu güç, YEKDEM'E esas güç, ünite sayısı, yıllık üretim miktarları ve işletmeye giriş tarihi gibi bilgileri paylaşmaları istenecek.
Ayrıca, kurul kararınca İzmirgaz Doğal Gaz Dağıtım Anonim Şirketi'nin bu yılki yatırım tavanı 28 milyon 905 bin 687 TL, ilave yatırım tavanı ise 66 milyon 438 bin 385 TL olarak belirlendi.
Kaynak: AA
Türkiye'nin elektrik tüketimi, temmuzda geçen yılın aynı ayına göre yüzde 0,51 azalarak 27 milyar 240 milyon 891 bin kilovatsaate geriledi.
AA muhabirinin, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı verilerinden yaptığı derlemeye göre, Türkiye'de geçen ay günlük bazda en yüksek elektrik tüketimi 948 milyon 337 bin kilovatsaatle 28 Temmuz'da, en düşük tüketim ise 661 milyon 562 bin kilovatsaatle 31 Temmuz'da gerçekleşti.
Temmuzda elektrik tüketimi geçen yılın aynı ayına göre yüzde 0,51 azalarak 27 milyar 240 milyon 891 bin kilovatsaate düşerken elektrik üretimi de yüzde 0,69 azalışla 27 milyar 208 milyon 370 bin kilovatsaate geriledi.
Elektrik üretiminin yüzde 27,85'i hidroelektrik santrallerinden, yüzde 21,92'si doğal gaz santrallerinden, yüzde 21,25'i ise ithal kömür santrallerinden sağlandı.
Üretimde rüzgâr enerjisinin payı yüzde 7,12; yerli kömür santrallerinin payı ise yüzde 18,31 olarak kayıtlara geçti. Kalan yüzde 3,55'lik kısım ise jeotermal, güneş, fuel-oil ve biyokütle kaynaklarından sağlandı. Türkiye'nin elektrik ithalatı temmuzda geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 4,82 artarak 172 milyon 25 bin kilovatsaate çıktı. Geçen yıl temmuzda 164 milyon 110 bin kilovatsaat elektrik ithal edilmişti. Temmuzda elektrik ihracatı ise geçen yılın aynı ayına göre yüzde 22,8 azalarak 139 milyon 504 bin kilovatsaat oldu. Temmuz 2019'da 180 milyon 689 bin kilovatsaat elektrik ihracatı yapılmıştı. Öte yandan haziran sonu itibarıyla elektrikte toplam kurulu kapasite 92 bin 97 megawatta ulaştı.
Kaynak: AA
Tüm dünyada etkisini sürdüren Kovid -19 virüsü sonrası oluşan pandemi dönemi, dijital dünyayı bir adım daha ön plana çıkartırken, AKEDAŞ Elektrik Dağıtım A.Ş. mobil uygulamaya imza atarak, şirketin bilgilendirmelerini ve tüketicilerin taleplerini dijital portal üzerinden de değerlendirecek.
Dijital mecranın günlük hayatta daha çok yer edinmesi sebebiyle AKEDAŞ Elektrik Dağıtım A.Ş. mobil uygulamayı faaliyete geçirerek, ilk aşamada planlı elektrik kesintisi, arıza bildirimi, kaçak elektrik ihbarı, duyurular, yeni bağlantı bilgileri, tasarruf bilinci üzerine ipuçları, tüm talep öneriler ve süreç takibi ile ilgili bilgi trafiğini bu uygulama üzerinden yürütecek.
Tüketiciler telefonlarına indirdikleri bu uygulama sayesinde AKEDAŞ Elektrik Dağıtım A.Ş. ile anında iletişim kurabilecek. Şimdilik android tabanlı telefonlara ücretsiz olarak indirilecek olan ‘ AKEDAŞ Dağıtım Mobil” isimli bu uygulama, vatandaşlar için büyük kolaylık sağlıyor.
Uygulama cep telefonuna indirilip, TC kimlik numarası ve tüketim noktası numarası girişi yapıldığında, elektrik tüketimi yapılan noktanın planlı elektrik kesinti zamanları anında uygulama sayesinde öğrenilebilecek. Aydınlatma arızaları, kesinti-arıza bildirimi, kaçak elektrik ihbarları da bu uygulama üzerinden fotoğraflı bir şekilde Şirkete iletilebilecek. Tüketici tarafından yapılan bildirimlerin sonucu da uygulamadan takip edilebilecek. Şirket tarafından yapılan duyurular da yine aynı uygulama üzerinden görülebilecek. Uygulamanın en dikkat çekici bölümünün ise hane içi elektrik kullanımında tasarruf bilinci üzerine verilen ipuçları oluşturuyor. Uygulamayı faaliyete geçiren AKEDAŞ Elektrik Dağıtım A.Ş; uygulamanın çok yakında İOS tabanlı telefonlara da yüklenebileceğini, akıllı telefonlara sahip olmayan ya da cep telefonu kullanmayan abonelerin ise 7/24, 186 nolu çağrı merkezini arayarak tüm talep ve isteklerini iletebileceklerini ifade etti.
Teknolojik imkânlardan maksimum düzeyde faydalanarak tüketicilerine daha hızlı hizmet vermek için çalışan MEDAŞ, teknolojik altyapısını geliştirmeye devam ediyor.
20 kişilik bir ekibin 2.5 yıllık çalışmasının ardından Haziran ayında devreye alınan Şebeke Otomasyon Projesi kapsamındaki Uzaktan İzleme ve Kontrol Sistemi, Kesinti Yönetim Sistemi ve İş Gücü Yönetim sistemleri ile kesintiler, müşteri çağrısı gelmeden önce tespit edilerek enerji kesintisine daha hızlı müdahale edilebiliyor. Tüketicilerin 186 çağrı merkezini arayarak tesisat (abone) numarasını verdikleri takdirde, olası kesinti yeri bilgisayar tarafından otomatik olarak tahmin edilebiliyor. Bu sayede, kesinti noktasına en yakın ekipler canlı harita üzerinden tespit edilerek kesintinin en kısa zamanda giderilmesi sağlanıyor. Kurulan İleri Şebeke Yönetim Sistemi ile arıza yeri tespitinin hızlandırılması, en yakın ekibin yönlendirilmesi, alternatif beslemenin değerlendirilmesi ile daha kısa zamanda enerjilendirme sağlanıyor.
MEDAŞ, söz konusu proje devamında uzaktan izlenebilen ve kontrol edilebilen tüketici besleme noktası sayısının artırılması için yatırımlarını hızlandırdı. 2020 yılında uzaktan izlenen ve kontrol edilebilen istasyon sayısına 100 istasyon daha dâhil ederek mevcut kontrol edilebilen istasyon sayısını yüzde 70 arttıracak çalışmaları yürütüyor. 2021 ve 2022 yıllarında ise 600 istasyonu daha uzaktan izlenebilir ve kontrol edilebilir hale getirmeyi planlayan MEDAŞ, böylece hizmet verdiği 6 ildeki elektrik şebekesinin ana omurgasını uzaktan kontrol edebilecek ve saha ekiplerinin kesinti noktasına ulaşmasını beklemeden, kontrol merkezinden şebekeye müdahale ederek öngörülemeyen kesintileri çok daha kısa sürede giderebilme imkanına sahip olacak.
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) “Etkili Emisyon Ticaret Sistemlerinin Uygulanması” başlıklı raporuna göre, tüm dünyada karbon fiyatlandırma girişimleri hızla yayılıyor.
Çok sayıda ülke, şehir ve eyalette karbon fiyatlandırmaları, emisyon ticaret sistemi ve karbon vergileri ile oldukça dengeli şekilde uygulanıyor.
Emisyon ticaret sistemi ile emisyonların maliyet etkin bir şekilde azaltılabileceğine dikkat çekilen rapora göre bu sistem, teknolojik yenilikleri teşvik edebilir ve çok taraflı işbirliğini destekleyebilir. Emisyon ticaret sisteminin, uzun vadeli politika öngörülebilirliği sayesinde, özel sektör yatırım kararlarını yönlendirme de önemli bir faktör olacağı ifade edilen rapora göre, politika yapıcıların, emisyon ticaret sisteminin uzun vadeli stratejilerde nasıl bir rol oynayacağını, sistemin rolü ve işlevlerinin hem iklim politikası hem de endüstriyel ve sosyal kalkınma için uzun vadeli stratejiler içinde nasıl gelişeceğini göz önünde bulundurması gerekiyor.
Emisyon ticaret sistemi sınırını belirlemek için Paris Anlaşması’nda belirlenen ulusal katkılar veya diğer uzun vadeli stratejilerin emisyon azaltma hedeflerine katkı sunacağı ifade ediliyor. Enerji sektörü, birçok ülkede önemli bir emisyon kaynağı ve bu nedenle dünyadaki pek çok işletme bu sistemin içinde yer alıyor.
Rapora göre, emisyon ticaret sistemi teorik olarak ödenek maliyetlerinin enerji sektöründeki yansıması olarak gösteriliyor ve emisyonları azaltmak için çeşitli düzeylerde teşvik yaratıyor. IEA’ya göre, Çin’in enerji sektöründe emisyon ticaret sistemi uygulamaya başlamasıyla birlikte, karbon fiyatlandırma girişimleri küresel emisyonların beşte birini kapsayabilir.
Kaynak: Uluslararası Enerji Ajansı
Yeşil hidrojenin gelecekte, veri merkezlerini çevrimiçi tutmak için bataryalara benzer bir rol oynayabileceğini düşünen Microsoft, yeşil hidrojen testlerine başladı ve bazı veri merkezlerini 48 saat boyunca hidrojen yakıtlı hücreler ile çalıştırdı.
Microsoft’a göre yapılan test, bu ölçekte bir veri merkezi operatörü için dünyadaki en uzun test olarak gösteriliyor. Microsoft Çevresel Sürdürülebilirlik Genel Müdürü Brian Janous, hidrojen testlerini genişleteceklerini ve yeşil hidrojen endüstrisinin büyümesine yardımcı olmak istediklerini açıkladı.
Janous, yeşil hidrojenin ileride, veri merkezlerini çevrimiçi tutmada ve yenilebilir enerjilerin esnekliğinin sağlanmasında Microsoft’un bataryalarına benzer bir rol oynayabileceğini ifade etti.
Microsoft, veri merkezlerine enerji sağlamak için yeşil hidrojen kullanmanın yanı sıra, sahada elektrolizör ve depolama tankları kurmayı da hedefliyor.
Yeşil hidrojen kaynağına sahip olmaları durumunda şebekeye hizmet sunma ya da diğer yan hizmetleri verebilme şansı yakalayacaklarını dile getiren Janous, “Her yıl yedek üretim ve kesintisiz güç kaynağına milyarlarca dolar harcıyoruz. Neden bu varlıklardan para kazanmanın bir yolunu bulamıyoruz?” dedi.
Çoğu bulut sağlayıcısı gibi Microsoft da elektrik kesintilerinde dizel jeneratörler kullanıyor. Dizel yakıtlar, şirketin toplam emisyonlarının yaklaşık yüzde 1’ini oluşturan küçük ama kalıcı bir bölümünü temsil ediyor. Ancak, dizel yakıtlarla ilgili süregelen bu güven, Microsoft’un 2030 yılına kadar sıfır karbon olma hedefleri ile uyuşmuyor.
Janous, “Özellikle bugün faaliyet gösterdiğimiz ölçek göz önüne alındığında, sektörün dizel yakıt kullanarak büyümeye devam edebileceğini düşünmüyoruz. Başka bir şey yapmamız gerektiğini biliyoruz.” ifadelerini kullandı. Günümüzde dizelin yerini alacak uygun maliyetteki seçenekler sınırlı. Microsoft’un dizel jeneratörlerinin çoğu çok nadiren çalıştırılıyor, hatta bazen sadece düzgün çalıştıklarından emin olmak için ayda bir kez deneme yapılıyor.
Bununla birlikte, kritik olarak bu tür jeneratörler ciddi bir elektrik kesintisi durumunda uzun süre çalışabiliyor. Microsoft dizel jeneratörlere alternatif olarak hidrojen, farklı sentetik dizel yakıt formları ve daha uzun süreli bataryalar ile ilgili araştırmalar yapıyor.
Ticari gerçeklikten hala çok uzak olsa da yeşil hidrojen, elektrik sektörünün karbondan arındırılması için potansiyel bir yol olarak politika yapıcılar ve büyük enerji şirketleri arasında dikkat çekmeye devam ediyor. Geçen hafta Amerika’nın en büyük rüzgâr ve güneş enerjisi jeneratörü NextEra Energy de Florida’daki ilk yeşil hidrojen tesisinde güneş enerjisi kullanmayı planladığını açıklamıştı.
Kaynak: Greentech Media
Çin’de, 2029 itibarıyla 251 gigawatt yeni rüzgar enerji kapasitesinin devreye girmesi bekleniyor.
Wood Mackenzie’ye göre, Çin’deki yatırımcılar teşvik mekanizması bu yıl sona ermeden önce yatırımlarını hızlandırmaya çalışırken, kısa vadede kurulacak ilk kapasitenin 100 GW seviyesinde olacağı öngörülüyor.
Teşvik mekanizmasının sona ermesi söz konusu kapasitenin yüzde 16’sını etkilerken, Çin’de şebekeye bağlanan rüzgar enerjisi kapasitesinin 461 GW’a ulaşacağı hesaplanıyor.
Wood Mackenzie Kıdemli Danışmanı Xiaoyang Li, yeni tip korona virüsün (Kovid-19) bu yılki yeni kapasite eklemelerinin yüzde 10’unu etkilediğini belirterek, “Rüzgâr yatırımcıları için daha büyük zorluk, yılsonunda teşvik mekanizması süresinin dolacak olması.” dedi.
Wood Mackenzie’ye göre, Çin’de rüzgar enerjisi sektörünün güneş enerjisiyle büyük bir rekabet içinde olacak. 2015’ten bu yana büyük büyüme gösteren güneş enerjisi sektörünün Çin’de bu yıl sonunda toplam rüzgâr kapasitesini aşması öngörülüyor.
Kaynak: Smart Energy International
Petrol şirketi BP, yeni stratejisi kapsamında şu anda 2.5 GW seviyesinde olan yenilenebilir enerji kurulu gücünü 2030’da 50 GW’a çıkarmayı hedefliyor.
Entegre bir enerji şirketi olmak amacıyla yeni bir strateji oluşturan BP, düşük karbonlu yatırımlara öncelik verirken gaz ve petrol üretimini azaltacak.
Strateji kapsamında yenilenebilir, hidrojen, biyoenerji, karbon yakalama ve batarya teknolojilerine 2030’a kadar yılda 5 milyar dolar yatırım yapılacak. Bu yatırım, yıllık mevcut 500 milyon dolar seviyesinde bulunuyor.
Ayrıca, elektrikli araç şarj istasyonu sayısı 70 bini aşarken, bu dönemde toplamda 25 milyar dolar yatırım yapılması planlanıyor.
Kaynak: Renewables Now
Küresel Kömür Filosu 2020’de İlk Kez Daraldı
Global Energy Monitor ve Carbon Brief tarafından hazırlanan analize göre, küresel kömür filosu bu yıl ilk kez daralırken, yılın ilk yarısında kapanan kömür santrallerinin kapasitesi yeni açılanları geride bıraktı.
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.