SEKTÖRDEN HABERLER
Türkiye'nin 'Yeşil Elektrik Piyasası' İşleme Açıldı

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, "Yenilenebilir Enerji Kaynak Garanti (YEK-G), gönüllülük esasına dayanacak. Üreticilerimize ve tüketicilerimize kullandıkları elektriğin kaynağını seçme alternatifi sunuyoruz." dedi.

Dönmez, Enerji Piyasaları İşletme A.Ş. (EPİAŞ) bünyesinde 1 Haziran'da devreye giren ve bugün itibarıyla yenilenebilir kaynak bazında işleme açılan YEK-G Sistemi ve Organize YEK-G Piyasası'nın açılış töreninde yaptığı konuşmada, sistemin yenilenebilir enerji kaynaklarının gelişimine önemli katkı sağlayacağını söyledi.

Türkiye'nin yenilenebilir enerji kapasitesinin mayıs sonu itibarıyla 51 bin 388 MW’a ulaştığını ve toplam kurulu gücün yüzde 52,7'sini oluşturduğunu aktaran Dönmez, "Kurulu güçteki bu artışımız elektrik üretimimize de yansıdı. 2002'de yüzde 26 olan yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimi oranımız son 3 yılda yüzde 40-45 bandına geldi." diye konuştu.

Dönmez, böylece Türkiye'nin yenilenebilir enerjiden elektrik üretiminde 2023 hedefine bugünden ulaştığını söyledi. Devreye giren YEK-G sistemi ve piyasasıyla yenilenebilir enerjinin teşviki ve geliştirilmesi için önemli bir adım daha atıldığını dile getiren Dönmez, şunları kaydetti:

"YEK-G gönüllülük esasına dayanacak. Üreticilerimize ve tüketicilerimize kullandıkları elektriğin kaynağını seçme alternatifi sunuyoruz. Böylece yeşil enerji kullanımının bilinçli bir seçenek haline gelmesini sağlayacağız. Bireysel tüketicilerden büyük ölçekli kuruluşlarımıza kadar yenilenebilir enerji kaynaklarını tercih edenler, artık YEK-G ile bu seçimlerini belgelendirebilecek. Böylece üretimden tüketime kadar her aşamada elektriğin hangi yenilenebilir kaynaktan üretildiğini takip edebilecek. Tüketiciler artık satın aldığı elektriğin kaynağını bilecek. Bunu bir sertifikayla ispat edecekler. Üreticiler de portföylerinde yenilenebilir enerji bulundurduklarına dair yükümlülüklerini böylece doğrulamış olacaklar. Yenilenebilir enerjide artık her aşama kayıt altında olacak."

Dönmez, YEK-G sisteminin yüzde 100 yerli imkanlarla blok zincir teknolojisi kullanılarak oluşturulduğuna işaret ederek, "Üretilen her 1 MW elektrik üretimine karşılık özel bir kod tanımlanacak. Bu da sistemin veri doğruluğunu ve takibini sağlayacak. 21 Haziran itibarıyla 100 piyasa katılımcısının 127 yenilenebilir enerji santrali sisteme kaydını yaptı. Bunların 53'ü üretim, 47'si tedarik lisansına sahip. 1 Haziran'da devreye aldığımız sistemimizde bugüne kadar 5,2 TWh’lik YEK-G belgesi ihraç edildi." ifadelerini kullandı.

YEK-G piyasasının iki farklı aşamaya sahip olduğunu belirten Dönmez, ilk aşama olan YEK-G sisteminde elektriğin EPİAŞ tarafından kaynağına göre sertifikalandırılacağını, üretici adına kaydının yapılacağını ve ihraç edileceğini anlattı.

Dönmez, ikinci aşama olan YEK-G piyasasına ilişkin ise "Burası organize bir piyasa. EPİAŞ tarafından işletilecek. Üretilen sertifikalar organize piyasalarda işlem görerek el değiştirecek. Burada fiyat organize piyasada kaynağa bağlı olarak oluşacak. Organize piyasa ayda bir işleme açık olacak." değerlendirmesinde bulundu.

Organize YEK-G piyasasında hidroelektrik, rüzgar, jeotermal, biyokütle ve güneş enerjisinin kaynaklarına bağlı olarak ayrı ayrı işlem göreceğini kaydeden Dönmez, kaynağa bağlı olarak farklı YEK-G belge fiyatları oluşacağını dile getirdi.

Yeşil enerjinin artık ekonomilerin gidişatını belirleyen, oluşturan, onlara yön veren bir niteliğe kavuşmaya başladığını anlatan Dönmez, ülkelerin son zamanlarda iklim değişikliğiyle mücadele için yenilenebilir enerjide önemli düzenlemeleri hayata geçirdiğini belirtti.

Dönmez, bu düzenlemelerden birinin Avrupa Birliği'nin (AB) yayımladığı Yeşil Mutabakat olduğunu anımsatarak, "İlerleyen dönemde YEK-G, AB’nin karbon vergisi yükümlülükleri ve sınırda karbon vergisine karşılık kullanılabilecek. Kaynak ifşası ve bunun sertifikalandırılmasıyla, yenilenebilir enerji, üreticilerimiz için yeni bir ihracat kapısı olacak. YEK-G şirketlerimiz için yeni bir kar kapısı oluştururken, bizim için de enerjide merkez ülke Türkiye hedefimize yönelik önemli bir adım daha olacak. Türkiye’nin yurt dışına açılan yeni gümrük kapılarından biri de YEK-G olacak." diye konuştu.

Bunun için Bakanlığı, EPİAŞ ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığının başını çektiği bir çalışma grubunun görüşmelerini sürdürdüğünü bildiren Dönmez, firmaların karbon salımlarının kayıt altına alındığını, raporlandığını ve doğrulandığını ifade etti.

Dönmez, bundan sonraki sürecin piyasanın kurulması ve mekanizmanın işletilmesine yönelik olacağını ve hazırlık sürecini yakından takip ettiklerini söyledi. Yenilenebilir enerji kullanımını belgeleyen şirketlerin yurt içi ve yurt dışındaki muadillerine göre rekabet açısından daha güçlü bir konuma geleceğini vurgulayan Dönmez, "Sosyal sorumluluk, çevre bilinci ve karbon ayak izinin azaltılmasına yönelik atılan bu adım şirketlerimizin marka değerine de olumlu katkılar sunacak. İtibar yönetiminde önemli bir enstrüman olacak. Firmalarımız, sürdürülebilirlik raporlarında YEK-G belgelerine yer verebilecek. Çevreye karşı duyarlılıklarını bu şekilde kanıtlamış olacaklar." dedi, Dönmez, konuşmasının ardından EPİAŞ'ın şeffaflık butonuna basarak piyasanın açılışını gerçekleştirdi.

Dönmez, piyasada gerçekleştirilen ilk işleme ilişkin, "Organize YEK-G Piyasasında ilk eşleşme jeotermal enerjide oldu. İlk eşleşmede MWh’i 5 lira olmak üzere 10 adet YEK-G Belgesi oluşturuldu." ifadelerini kullandı.

Kaynak: Anadolu Ajansı

EPDK Başkanı Yılmaz: YEK-G Ek Gelir Sağlayacak

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Mustafa Yılmaz, Yenilenebilir Enerji Kaynak Garanti (YEK-G) Sistemi'nin Türkiye'deki şirketlere elektrik üretimlerinin yenilenebilir kaynaklardan tedarik edildiğini kanıtlama imkanı sunacağını ve ek gelir sağlayacağını belirtti.

Yılmaz, Enerji Piyasaları İşletme A.Ş. (EPİAŞ) bünyesinde 1 Haziran'da devreye giren ve bugün itibarıyla yenilenebilir kaynak bazında işleme açılan YEK-G Sistemi ve Organize YEK-G Piyasası açılış töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin yenilenebilir enerji piyasası açısından çok önemli bir adım atıldığını ifade etti.

Yatırımcıların su, rüzgar ve güneşten elektrik üretimi amaçlı yatırım yapma gayretinin gelecek dönemde de devam etmesini beklediklerini kaydeden Yılmaz, "Akıllı şebeke dönüşümü, enerji depolama, elektrikli araçların yaygınlaştırılması, karbon fiyatlaması gibi yeni ilgi alanlarımız da var. Bu alanlarda da hızlı ama dengeli, kapsamlı ama uygulaması kolay politikaları hayata geçirmemiz gerekiyor." diye konuştu.

Yılmaz, YEK-G Sistemi ile Türkiye'de şirketlerin yenilenebilir enerji tedarik ederek, bunun sertifikalandırılacağını belirterek, "YEK-G ile elektrik üreticilerine ek gelir imkanı sağlanacak ve YEK-G belgelerinin AB sistemine dahil edilmesiyle de ihracatçılarımız için sınırda karbon uygulamasına uyum sağlamak için önemli bir fırsat doğacak." dedi.

EPİAŞ Genel Müdürü Ahmet Türkoğlu da bugün piyasa katılımcılarının Organize YEK-G piyasasında yenilenebilir enerji kaynakları su, güneş, rüzgar, jeotermal ve biyokütle bazlı açılacak kontratlarda ticaret yapmaya başlayacaklarını söyledi.

Türkoğlu, YEK-G sistemi ile yenilenebilir enerji sertifikalarını, kurumsal veya bireysel tüm tüketiciler için ulaşılabilir hale getirdiklerini belirterek, şöyle devam etti:

"YEK-G ile amacımız, elektriğin üretimi ve tüketiminde yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını yaygınlaştırmak, sektöre yeni bir kaynak oluşturmak ve çevrenin korunmasına katkı sağlamak. YEK-G Sistemi ile elektrik üretim ve tüketiminde yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının bütün aşamalarda belgelenmesini sağlayacağız, yenilenebilir enerji kullanma bilicinin artırılmasına ve desteklenmesine katkı sunacağız, tüketicilere satın aldıkları enerjinin kaynağı konusunda tercih hakkı sunacak ve bu konuda tüketicileri bilgilendireceğiz. Ayrıca tüketicilerimize, elektrik enerjisi tüketimlerini yenilenebilir kaynaklardan sağladıklarını sürdürülebilirlik raporlarında da belgeleme imkanı sunacağız."

Türkiye'nin enerji ticaret merkezi hedefi doğrultusunda doğru vizyon, strateji ve planlamanın önemine değinen Yılmaz, "Kamu, özel sektör iş birliğiyle ufkumuzu genişletmemiz, hatta ufkun ötesini bile görebilmemiz gerekiyor. Bunun için enerjinin üretiminden tüketimine, yatırımından işletmesine değer zincirinin tümünü kapsayan her alanda 5-10 yıllık değil, 30-50 yıllık planlamalar yapmak, uzun vadeli ve riskleri öngörebilen bir vizyon ortaya koymak gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.

Türkoğlu, YEK-G'de yıl sonuna kadar piyasa işletim ücretinin alınmayacağını ifade etti. Brüksel merkezli İhraç Eden Kurumlar Birliği (AIB) Genel Sekreteri Liesbeth Switten ise Avrupa'da enerji sertifikasyon sistemiyle büyük ve küçük tüketicilerin kullandıkları enerjinin kaynağını seçebildiklerini ve bunu kanıtlayabildiklerini söyledi.

Switten, yıllar geçtikçe yeşil enerjiye olan tüketici talebinin artması nedeniyle sistemin Avrupa'da yenilenebilir enerji üretimine yönelik yatırımları hızlandırdığını belirterek, "AIB, YEK-G'nin Türkiye'de ve uluslararası düzeyde gerçekleşen enerji dönüşümüne katkıda bulunacağına inanmaktadır. Santrallerimizin gelecek nesiller için aynı kalabilmesi için birçok şeyin değişmesi gerekiyor. Enerji sertifikasyonu ve YEK-G sisteminin piyasaya sürülmesi bu yönde atılan bir diğer adım." ifadelerini kullandı.

Kaynak: Milliyet

Türkiye'nin Enerji Haritasında 'Yeşil'in Payı Artıyor

Yenilenebilir enerji kurulu gücündeki artışla dünya sıralamasında basamakları hızla tırmanan Türkiye'nin temiz enerji haritasında, İzmir rüzgar, Konya güneş, Aydın jeotermal, Şanlıurfa hidroelektrik ve İstanbul biyokütle kapasitesiyle lider şehirler olarak öne çıkıyor.

AA muhabirinin, Dünya Yenilenebilir Enerji Günü dolayısıyla yaptığı derlemeye göre, Türkiye'nin yenilenebilir enerji kurulu gücü nisan sonu itibarıyla lisanslı ve lisanssız olmak üzere 50 bin 990 MW’a ulaştı ve elektrikteki toplam 97 bin 377 MW kapasitenin yüzde 52,5'ini oluşturdu.

Bu dönemde, yenilenebilir enerji kaynakları arasında en yüksek payı 31 bin 280 MW’la hidroelektrik santralleri aldı. Bunu 9 bin 543 MW’la rüzgar, 7 bin 70 MW’la güneş, 1595 MW’la jeotermal ve 945 MW’la biyokütle takip etti. Türkiye'de yenilenebilir enerji yatırımlarının büyüklüğü 50 milyar dolar seviyesini aşarken, kurulu güç kaynak ve il bazında farklılıklar gösteriyor.

Şanlıurfa, 3 bin 128 MW’la hidroelektrikte en yüksek kapasiteye sahip şehir olarak ilk sırada geliyor. Elazığ, 2 bin 287 MW, Diyarbakır 2 bin 250 MW, Artvin 2 bin 167 MW ve Adana 1902 MW’la hidroelektrikte en fazla kurulu güce sahip ilk 5 şehir arasında yer alıyor.

Ayrıca, Samsun 1879 MW, Bingöl 1316 MW, Kahramanmaraş 1300 MW, Mardin 1213 MW ve Giresun 940 MW hidroelektrik kapasitesiyle öne çıkıyor. Türkiye'de mevcut durumda, 253 santralde rüzgar enerjisi türbinleri elektrik üretimi gerçekleştiriyor. Rüzgar enerjisinde 1635 MW’la İzmir başı çekerken, İzmir'i 1275 MW’la Balıkesir ve 808 MW’la Çanakkale izliyor. Rüzgar enerjisinde 736,5 MW kurulu güçle Manisa ve 412,5 MW kurulu güçle Hatay da en fazla kapasiteye sahip ilk 5 şehir arasında yer alıyor.

İstanbul 398,7 MW, Aydın 391 MW, Kırklareli 379,2 MW, Afyonkarahisar 323,8 MW ve Kayseri 272 MW rüzgar enerjisi kurulu gücüyle dikkati çekiyor. Türkiye'nin güneş enerjisinde kurulu gücü 6 bin 450 MW’ı lisanssız, 620 MW’ı ise lisanslı olmak üzere toplam 7 bin 70 MW seviyesinde bulunuyor. Bu kapasitenin 843 MW’ına sahip Konya, güneş enerjisinde en yüksek kurulu güce sahip şehir olarak ilk sırada yer alıyor.

Türkiye'de dağıtık elektrik gücünün en belirgin örneği olarak değerlendirilen güneş enerjisinde Ankara 383,8 MW, Şanlıurfa 370 MW, Kayseri 333 MW, İzmir 291 MW, Afyonkarahisar 244,6 MW, Kahramanmaraş 232 MW, Manisa 217 MW, Mersin 201 MW ve Denizli 194 MW kurulu güç bulunuyor. Jeotermal enerjisi kurulu gücünün oluşmasında yer altı kaynakların potansiyeli belirleyici olduğundan, Türkiye'deki jeotermal kapasitesi ağırlıklı olarak Ege bölgesiyle sınırlı kalıyor.

Jeotermalde Aydın 850,4 MW’la en fazla kapasite sahibi şehir olarak başı çekerken, Aydın'ı 354 MW’la Denizli, 349 MW’la Manisa, 27,3 MW’la Çanakkale, 12 MW’la İzmir ve 2,8 MW’la Afyonkarahisar takip ediyor. Türkiye'de diğer temiz enerji kaynaklarına göre daha yavaş ilerlese de yüksek potansiyel barındıran biyokütle kurulu gücünde en yüksek kapasite 139 MW’la İstanbul'da bulunuyor.

Ankara 83,9 MW, İzmir 58,2 MW, Balıkesir 53,2 MW ve Afyonkarahisar 51,5 MW’la en fazla biyokütle kapasitesine sahip ilk 5 şehir olarak öne çıkıyor. Ayrıca, Tekirdağ'ın 44,3 MW, Antalya'nın 40,6 MW, Adana'nın 38,6 MW, Samsun'un 38,3 MW ve Konya'nın 36,2 MW biyokütle kurulu gücüne sahip olduğu biliniyor. Türkiye genelinde 72 şehirde hidroelektrik santrali bulunurken, 62 şehirde de biyokütle tesisi elektrik üretiyor.

Türkiye, temiz enerji kurulu gücüyle geçen yıl dünyada 12'nci, Avrupa'da ise 5'inci sırada yer aldı. 21. Yüzyıl Yenilenebilir Enerji Politikaları Organizasyonu'nun (REN21) 2021 Yenilenebilir Enerji Küresel Durum Raporu'na göre, jeotermal kurulu gücünde dünyada 4'üncü sırada gelen Türkiye, dünyadaki toplam kapasitenin yüzde 11'ini oluşturdu.

Öte yandan, Türkiye geçen yıl Çin'den sonra en yüksek hidroelektrik kapasitesini devreye alan ülke oldu. Türkiye, bu dönemde küresel hidroelektrik kapasitesinin yüzde 3'ünü karşıladı ve bu alanda ilk 10 ülke arasına girdi. Türkiye'nin toplam yenilenebilir enerji kapasitesi ise küresel yenilenebilir enerji kurulu gücünün yaklaşık 1,7'sine karşılık geldi. Temiz enerji kaynakları arasında elektrik üretiminde en yüksek payı hidroelektrik santralleri alıyor. Kuraklık nedeniyle son aylarda hidroelektrik santrallerinin üretimdeki payı düşse de geçen yıl toplam elektrik üretiminin yüzde 25,6’sı hidroelektrik santrallerinden sağlandı.

Londra merkezli araştırma kuruluşu Ember verilerine göre, Türkiye geçen yıl toplam elektrik üretiminin yüzde 12'sini rüzgar ve güneşten karşılayarak dünya ortalamasının (yüzde 9,4) üzerinde performans gösterdi.

Kaynak: Anadolu Ajansı

Gaziantep ve Konya’da Sıfır Karbon Binalar Kurulacak

Sıfır Karbon Binalar projesinde yer alacak iki pilot şehir olan Gaziantep ve Konya’da sıfır karbon binalar için destek sağlanacak. 

Dünya Kaynakları Enstitüsü (WRI) ile Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) tarafından yürütülen Sıfır Karbon Binalar projesi ile iki yıl süreyle teknik destek verilecek Türkiye’de Gaziantep ve Konya pilot şehirler olarak seçildi. 

Türkiye'de WRI Türkiye Sürdürülebilir Şehirler'in destek verdiği projenin ulusal ve yerel olmak üzere iki hedefi var. Ulusal çalışmaların hedefi, merkezi yönetim ile çalışarak, 2050 yılına kadar bina sektörünün karbonsuzlaştırılmasına yönelik Ulusal Katkı Beyanları (NDCs) ve/veya diğer ulusal stratejiler ile ilişkili olmak üzere uzun vadeli ulusal yol haritalarının geliştirilmesi.

Gaziantep ve Konya'da yapılacak yerel çalışmalar ise yerel yönetimlerle çalışarak binaların karbonsuzlaştırılmasına yönelik yerel eylem planlarının/stratejilerin geliştirilmesi ve planların uygulamaya geçirilmesine destek sağlanmasına yönelik. Sıfır karbon binalara yatırım sağlamak üzere yerel yönetimlerle birlikte, özel sektör paydaşları ve kalkınma bankalarının desteği ile finans modellerinin ortaya konması, karbonsuzlaşma alanındaki ilerlemeyi izlemek için bir metodoloji geliştirilmesi, ayrıca yapılan çalışmaların diğer ülkelere duyurularak sıfır karbon bina dönüşümünün ve yatırımların teşvik edilmesi amaçlanıyor.

 “Dünyanın çeşitli yerlerinde ve yaygın olmamakla beraber Türkiye’de de sıfır karbon bina örnekleri görüyoruz. Sıfır karbon binalara pek sık rastlanmamasının pek çok sebebi var. Yasal düzenlemelerdeki eksiklikler, inşaat sektörü profesyonellerinin teknik eksiklikleri, talep yaratacak farkındalığın oluşmaması, finansmanın sıfır karbon yatırımlarına yönlenmemesi ve gerekli piyasanın oluşmamış olması” diyen WRI Türkiye Direktörü Dr. Güneş Cansız, Sıfır Karbon Binalar projesiyle bu konuda önemli gelişmeler kaydedileceğini belirtti. 

Kaynak: Enerji Günlüğü

YEDAŞ’tan Büyük Yatırım Hamlesi

YEDAŞ, sorumluluk sahasındaki Samsun, Ordu, Çorum, Amasya ve Sinop illerinde KOVİD-19 salgınına rağmen yatırımlarını ara vermeden sürdürüyor. ‘Kaliteli ve Kesintisiz’ elektrik dağıtım hizmeti sunan şirket, yıl sonuna kadar toplam 580 milyon liralık yatırım gerçekleştirmiş olacak.

Bölgenin gelişimine katkı sağlayacak yatırım çalışması hakkında açıklamalarda bulunan YEDAŞ Genel Müdürü Hasan Yasir Bora, 2021 yılında toplam 580 milyon liralık yatırım yapmayı planladıklarını belirterek, “Hizmet verdiğimiz 5 ilde yoğun bir şekilde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Kurulduğumuz zamandan bugüne kadar uluslararası standartlarda elektrik dağıtım kalitesi vermeyi hedefleyen YEDAŞ, bu kapsamda şebeke yapısında, teknoloji, Ar-Ge faaliyetlerinde ve çağrı merkezi alanında yenilikçi uygulamalar ve yatırımlarla gelişmesini sürdürdü. Bu kapsamda 2020 yılında 356,5 milyon TL yatırım harcaması gerçekleştirdik” diye konuştu.

2021 Yılı Tesis Yatırım Planına değinen Genel Müdür Hasan Yasir Bora, “Bu yatırımın büyük oranı transformatör ilavesi havai hat yatırımlarını kapsıyor. 2.666 kilometre havai ve 176 kilometre yeraltı olmak üzere Alçak Gerilim (AG) ve Orta Gerilim (OG) şebeke, 98 kilometre aydınlatma, 431 adet trafo tesisi ve 115 adet beton köşk tesisi bu yatırım planı kapsamında hayata geçirilecek. Merkez ilçeler ve kırsaldaki gerilim düşüm sorunlarına öncelik vererek enerjinin en uç noktadaki kullanıcıya kadar kesintisiz ve sürekli dağıtımına yönelik planlamamızı oluşturduk. Bu kapsamda tüm ihaleler yapıldı. Yıl boyunca aylık 700 kişiye yaklaşan çalışan ile yatırımlarımızı sene sonuna kadar tamamlayacağız.” dedi.

Hasan Yasir Bora, son olarak şunları dile getirdi: “Gerçekleştirdiğimiz yatırımlarla müşterilerimize ‘Kaliteli ve Kesintisiz’ elektrik enerjisi hizmeti sunarak sürdürülebilirlik ve müşteri memnuniyeti temelinde oluşturduğumuz ‘Yenilikçi Uluslararası Kurumsal Yapımız’ ile 2021 yılı yatırım hedefine emin adımlarla ilerliyoruz. Bunun için çok hassas çalışmalar ve belirli kriterlere, puanlamaya göre önceliklendirme yapıyoruz. Her sene artan yatırım tempomuz ile çok kısa sürede bölgenin tüm ihtiyacını karşılayacağız. YEDAŞ, öngörülen tüm yatırımlarını en kısa süre içerisinde hayata geçirecektir. Hizmet kalitesini artırma hedefimiz doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”

Çoruh EDAŞ'tan Trabzon'a 20 Milyon Liralık Yatırım

Çoruh Elektrik Dağıtım A.Ş. (Çoruh EDAŞ), Trabzon'a elektrik dağıtım altyapısı kapsamında yapılan 20 milyon liralık 'DM-10' yatırım projesinin ilk etabının tamamlandığını duyurdu.

Şirketten yapılan açıklamaya göre, Artvin, Giresun, Gümüşhane, Rize ve Trabzon illerinde faaliyetlerini sürdüren Çoruh EDAŞ, sorumluluk bölgesindeki illerde abonelerine kesintisiz enerji sunma hedefi doğrultusunda çalışmalarına devam ediyor.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Çoruh EDAŞ Dağıtım Operasyonları Genel Müdürü Ömer Kandemir, 'DM-10' olarak adlandırılan Havaalanı, Konaklar, Pelitli, Çimenli ve Yalıncak mahallelerini kapsayan örnek projede, birinci etabın tesis çalışmalarının tamamlanarak hizmete sunulduğunu belirtti.

Kandemir, '515 yeni aydınlatma armatürü, 5 adet yeni dağıtım trafosu, 48 adet metal muhafazalı modüler hücre, 6 adet ana dağıtım panosu, 1 adet yeni dağıtım merkezi ve 2 adet ekonomik ömrünü dolduran bina tipi trafo merkezinin yıkılarak yerine 2 adet monoblok beton köşk tesis edildi. Proje Trabzon'a elektrik dağıtım altyapısı kapsamında, 20 milyon liralık yatırımla tek seferde yapılan en büyük yatırım. Projenin ilk etabı için ise 14 milyon liralık harcama yapıldı.' değerlendirmesinde bulundu.

İkinci etabın projelendirmesinin yapıldığını, 2022 yatırım planı kapsamında çalışmalara başlanacağını belirten Kandemir, şunları kaydetti:

“Ekiplerimiz, Trabzon'un en büyük projelerinden biri olan DM-10 için 7 gün 24 saat sahada. İş sağlığı ve güvenliği kuralları gereği, enerji altında çalışılamadığı için proje kapsamında planlı elektrik kesintilerini abonelerimizin olabildiğince en az etkileneceği zamanlarda yapmaya özen gösterdik. Gece çalışmalarıyla süreci hızlandırarak, hava şartları ve fiziki koşullara bakmaksızın yoğun bir çalışma temposu ile hizmet veriyoruz. Kesintisiz enerji hedefimize, gelecek dönemde hayata geçireceğimiz vizyon projelerle yaklaşmaya devam edeceğiz.”

DÜNYADAN HABERLER
Berlin’de Güneş Enerjisi Zorunlu Oldu

Berlin Eyalet Senatosu tarafından 17 Haziran 2021 günü kabul edilen “Güneş Yasası” ile şehirdeki binaların çatılarında güneş enerjisi kurulumu yapılması zorunlu hale geldi.

Berlin Senatosu tarafından yapılan açıklamaya göre 1 Ocak 2023 tarihinde yürürlüğe girecek uygulama ile kullanılabilir alanı 50 metrekarenin üzerinde olan yeni binaların çatılarının güneşten elektrik üretimi için kullanılması zorunlu olacak. Mevcut binalarda da büyük çaplı yenilemeler yapılabilmesi için güneş enerjisi kurulumunun projeye dahil edilmedi gerekecek.

Yasaya göre yeni binalarda brüt alanın yüzde 30’luk bölümünün, mevcut binalarda ise net alanın yüzde 30’luk bölümünün asgari olarak güneş enerjisi kurulumları için kullanılması gerekecek. Kurulumların iki daireli apartmanlarda 3 kW, ikiden fazla daireli apartmanlarda 6 kW, konut dışı binalarda ise 6 kW’ın üstünde olması gerekmeyecek. Bununla birlikte bazı durumlarda muafiyet sağlanacak.

Yasaya göre Anıt Koruma Yasası ile korunan, kurulum yapılmasının teknik olarak imkansız olduğu, çatıların kuzeye dönük olduğu, dış yüzeylerinde fotovoltaik sistem kurulumlarının bulunduğu ve Bina Enerji Yasası kapsamında termal güneş enerjisi sistemleri kurulumu olan binalar zorunluluktan muaf tutulacak.

Yapılacak yatırımlar Yenilenebilir Enerji Yasası kapsamında alım garantileri ile desteklenecek iken Berlin Yönetimi halihazırda güneş enerjisi yatırımlarına 15.300 Avroya kadar destek sağlıyor. Fraunhofer ISE Berlin yönetiminin “Güneş Şehri” olma hedefi kapsamında 2019 yılında bir çalışma yapmıştı.

Çalışmanın sonuçlarına göre şehirdeki binaların çatılarında güneş enerjisi kurulumlarını zorunlu kılmak şehrin çatılarında halihazırda 100 MW düzeyinde olan kurulu gücün 4.400 MW’a ulaşmasını ve şehrin elektrik ihtiyacının yüzde 25 oranında güneş enerjisinden karşılanmasını sağlayabilir.

Şehirdeki yaklaşık olarak 530 bin olan binalar üzerinde üç boyutlu modellemeler ile yapılan analize göre şehrin güneş enerjisi potansiyelinin yüzde 58’lik bölümü konut amaçlı kullanılan binalarda, yüzde 32’lik bölümü ticari binalarda, yüzde 9’luk bölümü ise kamu binalarında bulunuyor. Mülkiyet açısından ise potansiyelin yüzde 41’lik bölümü bireylere, yüzde 48’lik bölümü şirketlere ve yüzde 8’lik bölümü de şehir yönetimine tahsis edilebilecek durumda.

Kaynak: Pv Magazine

Petrol Devi BP, İspanya’da 566 Milyon Dolarlık Güneş Yatırımı Yapacak

Petrol şirketi BP’nin yarı hissesini elinde bulundurduğu Lightsource BP, İspanya’da 703 MW’lık üç güneş enerjisi projesine 566 milyon dolar yatırım yapacak. 

BP’nin açıklamasına göre, İspanyol gıda ve enerji şirketi Grupo Jorge'nin İspanya’nın Kuzey’inde bulunan 703 MW güneş enerjisi projelerini satın almak için bir anlaşma imzaladı. Satın alma ile Lightsource BP'nin İspanya'daki enerji varlıkları iki yıl içinde 3 GW'a ulaşarak, küresel olarak planladığı projelerin yaklaşık yüzde 15'ini oluşturacak. 

BP’nin CEO’su Bernard Looney, geçen yıl yaptığı açıklamada, petrol üretimlerini azaltacaklarını ve 2050’ye kadar emisyonlarını ciddi ölçüde düşürmek için yenilenebilir enerji kapasitesinin 10 yılda 20 kat büyüteceklerini açıklamıştı. Lightsource BP’nin İspanya’da planladığı yatırımın 1000 kişilik istihdam oluşturacağı tahmin ediliyor.

Kaynak: Reuters

Çin’in Otomotiv Endüstrisini 2030’da Elektrikli Araçlar Domine Edebilir

Çin’in önde gelen otomobil şirketleri, yaklaşık 10 yıl içinde yeni enerji araçları diye nitelendirdikleri elektrikli ve hibrit araçların dünya otomobil pazarına hakim olacağını öngörüyor.

Çinli otomobil üreticisi BYD’nin paylaştığı verilere göre, ülkede mart ayında yeni otomobil satışlarının yüzde 10’u elektrikli ve hibrit araçlardan oluştu. Bu oran mayıs ayında yüzde 11,4’e yükseldi. BYD mayıs ayında sattığı 31 bin 681 aracın yarısından fazlasının elektrikli araçlardan (18 bin 711) oluştuğunu açıkladı.

Çin basınında çıkan haberlere göre, 2030’da akıllı elektrikli otomobillerin yeni otomobil satışlarının yüzde 90’ını oluşturacağı tahmin ediliyor. Volkswagen gibi birçok yabancı otomobil üreticisi, Çin’de hükümetin elektrikli araçlara sağladığı sübvansiyonlardan dolayı ürünlerini ilk olarak bu pazara sundu.

Pekin, 2025 yılına kadar satılan yeni otomobillerin yüzde 20’sinin elektrikli ve hibrit araçlardan oluşmasını istiyor. BYD’ye göre Çin’de 2030 yılına kadar bu araçların payı yüzde 60’lara çıkabilir.

Kaynak: CNBC

ABD Güneşte 100 GW’ı Aştı

ABD’nin güneş enerjisi kurulu gücü 2021’in ilk çeyreğinde 100 GW sınırını aştı. ABD güneş enerjisi birliği SEIA ile araştırma ve danışmanlık kuruluşu Wood Mackenzie ortak çalışmasına göre 2021’nin ilk çeyreğinde gerçekleşen 5 GW düzeyindeki artış ile ülke güneş enerjisinde 102,8 GW kurulu güce ulaştı.

Çalışmaya göre gelecek üç yıl boyunca her yıl bir öncekinden daha fazla güneş enerjisi gücü devreye girecek iken, 2021-2026 arasındaki dönemde devreye girecek 160 GW yeni güç ile ülke 250 GW seviyesini de 2026 yılında aşabilecek.

Bu dönemde devreye giren güçte arazi kurulumlar 3,6 GW ile en büyük paya sahip olurken, bu alandaki inşa halindeki güç 10,6 GW seviyesine yükseldi. Güneş enerjisi proje geliştiricileri bu dönemde 6,2 GW güç için ikili alım anlaşması imzalarken, anlaşmaya bağlanmış proje stoku 77 GW seviyesine yükseldi.

Çalışmada bu yıl 17,9 GW, 2026 yılına kadarki dönemde de yıllık 18-19 GW düzeyinde arazi kurulumunun devreye girmesinin öngörüldüğü bildirildi. 2021’nin ilk üç ayında konutlarda 905 MW, ticari binalarda ise 347 MW gücünde proje devreye alındı. Çalışmada ilk defa yer verilen kooperatif segmentinde ise 131 MW güç devreye alındığı bilgisi verilirken, 2021’de 909 MW gücünde kooperatif kurulumunun devreye girerek bu alanda rekor kırılacağı öngörüsü de paylaşıldı.

Bununla birlikte raporda emtia fiyatlarındaki artış ve arz dengesizliğinin ABD güneş enerjisi sektöründe olumsuz etki yaratmaya başladığı da yer alıyor. Çelik fiyatlarının pandeminin başından beri iki kat artması, polisilikon arzında yaşanan dengesizlik modül maliyetlerinde yükselişinde ve arzında sıkıntılar yaratmaya başlamış durumda. Bu olumsuzluk küçük ölçekli dağıtık kurulum projelerini nispeten daha az etkilese de bu alanda da proje gecikmeleri yaşanmaya başlamış durumda.

Çalışmaya göre bu olumsuz durumlar en fazla büyük ölçekli arazi kurulumlarını etkilemeye başlamış durumda.

Bu durum nedeni ile proje geliştiricilerinin alım fiyatlarını yükseltmek için ikili alım anlaşmalarını yenileme veya yeniden müzakere etme çabaları, bu piyasadaki aşırı rekabet nedeni ile henüz başarılı olamamış durumda. Çalışmaya göre bu durum ABD güneş enerjisi sektöründe 2021 sonrası izlenmesi gereken en önemli konulardan olacak.

Kaynak: Solar Power World

HAFTANIN RAPORU

Yükselen ve Gelişmekte Olan Ülkelerde Temiz Enerji Dönüşümünün Finansmanı

Uluslararası Enerji Ajansı’nın raporuna göre, dünyanın sıfır emisyon hedeflerini başarması büyük ölçüde yükselen ve gelişmekte olan ülkelerdeki temiz enerji dönüşümünün başarısına bağlı. Bu ülkelerde yıllık 1 trilyon doların üzerinde yatırım yapılması gerekirken, rapor hükümetleri ve finans kuruluşlarını sermayeyi bu ülkelere yönlendirmeye çağırıyor.

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

İNFOGRAFİK / GRAFİK