SEKTÖRDEN HABERLER
Kemerköy Termik Santrali'nde Elektrik Üretimi Başladı

Muğla'nın Milas ilçesindeki orman yangınının 10'uncu gününde, Fesleğen Mahallesi ve Yeniköy Termik Santrali hattında söndürme çalışmaları devam ediyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, sosyal medyadan yaptığı paylaşımda, Kemerköy Termik Santrali'nde bir ünitenin devreye alınarak yeniden elektrik üretimine başlandığını açıkladı.

Zamanında karar verilip, uygulanan tahliye planı ile can kaybı ve yaralanmanın yaşanmadığı Kemerköy Termik Santrali’nde önce güvenlik tedbirleri alındı. Ardından Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in girişimiyle yerli yabancı uzmanlar getirildi. Bu uzmanlar tarafından, ilk tespitlere göre santraldeki yüksek ısıya maruz kalması nedeniyle oluşmuş olabilecek görünmeyen diğer hasarların tespitleri yapıldı.

652 MW kurulu güce sahip, 620'den fazla çalışanı olan santral, 5-6 gün gibi kısa sürede devreye alınarak elektrik üretimine başlanıldı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Kemerköy Termik Santrali'nde bir ünitenin devreye alınarak elektrik üretimine başlandığını açıkladı. Bakan Dönmez, "Kemerköy Termik Santrali'ndeyiz. Yapılan kontroller ve arızalı ekipmanların onarılmasıyla, bir ünite devreye alınarak elektrik üretimine başladı. Kalan üniteler, bakım ve kontrolleri de tamamlanınca devreye girecek." dedi.

Kaynak: Hürriyet

Türkiye'nin Rüzgar Enerjisi Kurulu Gücü 10 Bin MW’ı Aştı

Türkiye'nin rüzgar enerjisi kurulu gücü 10 bin MW’ı aşarken, bu alanda faaliyet gösteren şirket sayısı 3 bin 580'e, doğrudan ve dolaylı istihdam ise 25 bin kişiye ulaştı.

AA muhabirinin, Türkiye Elektrik İletim A.Ş.'nin (TEİAŞ) verilerinden derlediği bilgilere göre, Türkiye'nin emre amade elektrik kurulu gücü 98 bin 800 MW seviyesine yükseldi.

İklim değişikliğiyle mücadele ve cari açığın azaltılması için Türkiye'nin elektrik üretim portföyünde önemli bir yer tutan temiz enerji kaynakları, bu kapasitenin 51 bin 900 MW’ını oluşturdu.

Türkiye'nin temiz enerji kurulu gücü içinde hidroelektrikten sonra en yüksek kapasiteye sahip rüzgar enerjisi kurulu gücü 10 bin 10 MW’a ulaşmasıyla, bu alanda yeni bir eşik aşıldı. Bu yıl ocak-temmuz döneminde Türkiye'de üretilen 187,3 milyar kWh’lik elektriğin 16,8 milyar kWh’i rüzgar enerjisinden elde edildi. Bu dönemde rüzgar enerjisinin toplam elektrik üretimi içindeki payı yüzde 9 olarak kayıtlara geçti. Rüzgar enerjisinin Türkiye'nin toplam elektrik kurulu gücündeki payı yüzde 10'a ulaşırken, rüzgar enerjisi toplam yenilenebilir enerji kurulu gücünün ise yüzde 19,3'ünü oluşturdu.

Böylelikle, Türkiye'nin rüzgar enerjisi kurulu gücü 10 bin MW’ı aşarken, bu alanda faaliyet gösteren şirket sayısı 3 bin 580'e, doğrudan ve dolaylı istihdam ise 25 bin kişiye ulaştı. Rüzgar enerjisinde il bazında en yüksek kapasite yaklaşık 1700 MW’la İzmir'de bulunurken, bunu 1300 MW’la Balıkesir, yaklaşık 850 MW’la Çanakkale, 750 MW’la Manisa ve 420 MW’la İstanbul izledi. Hatay ve Kırklareli 415’er MW, Aydın 400 MW, Afyonkarahisar 325 MW, Kayseri 272 MW, Osmaniye 260 ve Konya 242 MW, Muğla 220 MW, Bursa 205 MW ve Mersin yaklaşık 200 MW’la rüzgar enerjisi kurulu gücü en yüksek 15 şehir arasında yer aldı.

Rüzgar enerjisinde en yüksek kurulu güç sıralamasında Borusan EnBw 660 MW’la ilk sırada yer alıyor. Demirer Enerji 613,7 MW’la ikinci, Güriş Enerji 588,25 MW’la üçüncü, Polat Enerji 559 MW’la dördüncü sırada bulunuyor. Rüzgar enerjisinde yatırım kararının ardından elektrik üretimine kadar geçen süre yaklaşık 5 yılı buluyor. Rüzgar enerjisi yatırımlarında maliyetin yüzde 80'ini türbin oluşturuyor.

Projelerden önce sahalarda türbinin kurulacağı yerin potansiyelinin tespit edilmesi için en az 2 yıl güç ölçümleri gerçekleştiriliyor. Ölçümler sonrasında rüzgar enerjisi yatırımcısına kapasite tahsisi yapılması, her bir türbin için yaklaşık 30 farklı kurumdan ayrı ayrı gerekli izinlerin alınması, mühendislik çalışmalarının ardından projelendirme aşamasına geçilmesi gerekiyor.

Toplamda 8 bin parçadan oluşan rüzgar türbinlerinin ana parçalarını kule, kanat, jeneratör, nasel iç aksamları, kule içi aksamları oluşturuyor. Bu parçaların büyük bir kısmı Türkiye'de üretiliyor. Türkiye'nin rüzgar enerjisi sanayisi, enerji kaynakları içinde yüzde 65 ile en fazla yerliliği sağlayan sektörlerden biri olarak öne çıkıyor. Fabrikalarda üretilen kanat, kule ve naseller tırlarla taşınarak santral sahasında monte ediliyor. Rüzgar türbininin ana parçalarından biri olan kule uzunluğu ise 120 ve kanat uzunluğu 80 metreyi buluyor. Böylece, türbinlerin toplam uzunluğu 200 metreye ulaşıyor.

Rüzgar türbinlerinin kapasiteleri proje ve sahanın özelliklerine göre değişiklik gösteriyor. Özellikle türbinlerin üretimi proje bazlı gerçekleştiriliyor. Piyasada yaklaşık 6 MW kapasiteli türbinler bulunuyor. Bu kapasitede bir türbin yaklaşık 6 bin hanenin ihtiyacını karşılayabilecek miktarda elektrik üretebiliyor. Böyle bir türbinin maliyeti ise 3 milyon avroyu buluyor. Türkiye’deki 77 rüzgar ekipmanı üreticisi şirket, 6 kıtada 45 ülkeye ihracat gerçekleştiriyor.

Kaynak: Anadolu Ajansı

Aspilsan Batarya Üretimi için Süper Teşvik Sağladı

Aspilsan Kayseri’de hayata geçireceği Lityum-iyon batarya üretim tesisi için “süper teşvik” olarak da adlandırılan “Proje Bazlı Devlet Yardımı” sağladı.

Resmi Gazete’de yayınlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile sağlanan destek ile şirket Kayseri’de yıllık 414.491 adet Silindirik Batarya, 3.432 adet de Prizmatik Batarya üretimi gerçekleştirecek bir fabrika yatırımı yapacak.

Başlangıç tarihi 1 Mart 2020 olan yatırımın süresi 7 yıl, toplam sabit yatırım tutarı ise 722 milyon 501 bin 056 TL olacak. Yatırım ile 481 ilave istihdam sağlanacak ve 40 nitelikli personel istihdam edilecek. Teşvik ile şirkete gümrük vergisi muafiyeti, KDV istisnası, KDV iadesi, vergi indirimi, sigorta primi işveren hissesi desteği, gelir vergisi stopaj desteği, nitelikli personel desteği ve enerji desteği sağlanacak.

Kaynak: Yeşil Ekonomi

EBRD, Aydem'in Yeşil Tahvillerine 75 Milyon Dolar Yatırım Yaptı

Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Aydem Yenilenebilir Enerji'nin yeşil tahvil ihracına 75 milyon dolar yatırım yaptı. 

Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), Aydem Yenilenebilir Enerji’nin yeşil tahvil ihracına 75 milyon dolarlık yatırım yaptığını açıkladı. EBRD açıklamasında ihracın Türkiye'de gerçekleştirilen en büyük ölçekli yeşil eurobond ihracı olduğunun altı çizildi.

Açıklamada, Aydem Yenilenebilir Enerji’nin yeşil tahvil ihracına 1,6 milyar dolarlık talep geldiği ve şirketin 750 milyon dolar kaynak sağladığı vurgulandı.

Ayrıca Uluslararası Sermaye Piyasaları Birliği'nin Yeşil Tahvil Prensipleri sertifikası ile uyumlu olan ihracın Türkiye piyasaları için yeni bir gösterge oluşturabileceği de kaydedildi. Açıklamada Aydem'in EBRD ile iş birliği kapsamında istihdamda kadınlara daha fazla yer vereceği de vurgulandı. 

Kaynak: Enerji Günlüğü

SEDAŞ Normlara Uygun Olmayan Tesisatları Etiketliyor

Sakarya Elektrik Dağıtım A.Ş. (SEDAŞ) can ve mal güvenliğini tehdit eden uygun olmayan durumdaki elektrik bağlantı tesisatlarını uyarı etiketiyle işaretliyor. Etiketler sayesinde müşterilerin tehlikelere karşı bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi ile tesisat sahibinden 1 ay içerisinde gerekli onarımları yerine getirmesi isteniyor.

Kocaeli, Sakarya, Bolu ve Düzce İllerini kapsayan 20 bin kilometrekarelik alanda 3,7 milyon nüfus ve 1,9 milyon kişiye elektrik hizmeti sunan SEDAŞ, iş sağlığı ve güvenliği alanındaki uygulamalarına bir yenisini daha ekledi.

“Mutlu yarınlar iş güvenliği ile başlar” mottosuyla iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini çeşitlendiren SEDAŞ, müşterilere ait pano ve tesisatları kontrol ederek can ve mal güvenliği riski bulunan, yüksekte tesis edilmiş, deforme olmuş ve buna benzer uygun olmayan panoları uyarı etiketleri ile işaretliyor. Güvenlik uyarıları bulunan etiketler ile müşterilerin tehlikelere karşı bilgilendirilerek olası kazaların önüne geçilmesi hedefleniyor.

Pano veya tesisatında uyarı etiketi bulunan müşterilerin, Elektrik İç Tesisleri Yönetmeliği’ne istinaden 1 ay içinde normlara uygun düzeltme yapmaları bekleniyor. Bu süre içinde düzenlemelerin tamamlanmadığı, risk teşkil eden tesisatlardaki elektrik akımının ilgili yönetmelik uyarınca güvenlik nedeniyle durdurulacağı açıklandı.

Ağaç Elektrik Direklerinin Ömrü 'Bor'la Uzatılacak

Samsun’da hazırlanan “Bor Madeni ile Ağaç Direklerin Korunması, Ürün Tasarımı ve Pilot Uygulamaların Yapılması” isimli Ar-Ge projesi ile ağaç elektrik direklerinin ömrünün uzatılması hedefleniyor.

Samsun'da hazırlanan “Bor Madeni ile Ağaç Direklerin Korunması, Ürün Tasarımı ve Pilot Uygulamaların Yapılması” isimli Ar-Ge projesi ile ağaç elektrik direklerinin ömrünün uzatılması hedefleniyor. Samsun, Ordu, Çorum, Amasya ve Sinop illerinde gösteren YEDAŞ, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) tarafından her yıl düzenlenen Ar-Ge proje yarışması ile enerji kalitesinin artırılması ve verimlilik sağlanmasına yönelik buluşlarıyla dikkatleri üzerine çekiyor.

YEDAŞ'tan yapılan açıklamada, “Dünya bor rezervlerinin yüzde 73'üne sahip olan Türkiye'de, bor madeninin kullanımına yönelik Ar-Ge projeleri her geçen gün artıyor. Yerli ve milli kaynaklarımızı dikkate alarak geliştirdiğimiz ‘Bor Madeni ile Ağaç Direklerin Korunması, Ürün Tasarımı ve Pilot Uygulamaların Yapılması' isimli Ar-Ge projemizin EPDK'dan onay alması ile çalışmalara başlanılmıştır. Bu proje ile YEDAŞ sahasında 500 ağaç direkte yapılacak çalışmayla, ağaç direklerin toprak ile temas ettiği noktada, üretimini YEDAŞ'ın yapacağı ve doğa ile uyumlu olan bor katkılı bulamaçla direklerin çürümesi önlenecektir. Yerli hammadde, yerli üretim, yerli ürün anlayışı ile ağaç direklerin çürümesinin önüne geçilecektir” denildi.

Yeşilırmak Elektrik Dağıtım A.Ş. (YEDAŞ) Genel Müdürü Hasan Yasir Bora, “Bu proje ile elektrik dağıtım sektöründe bor madeninin, ağaç direklerde çürümeyle mücadele noktasında görünürlüğü ve bilinirliğinin artırılması amaçlanmaktadır. Etkinliği kanıtlanmış ürün tip ve karışımının ticari olgunluğa kavuşturulmasıyla yerli ve milli ürün elde edilmesi hedeflenmektedir. Günümüzün rekabetçi koşullarında sürdürülebilir başarının sırrı, yenilikçi düşünce, değişim-gelişim ve yeni teknolojiye sahip olmaktan geçmektedir. Bu sürecin anahtarı ise Ar-Ge çalışmalarına verdiğimiz önemdir” dedi.

DÜNYADAN HABERLER
İklim Değişikliği Yaygınlaştı, Hızlandı ve Yoğunlaştı

Küresel ısınmanın temel sebebi insan faaliyetleri kaynaklı emisyonlar olarak görülürken emisyon azaltımına yönelik en iddialı senaryoların uygulanması halinde dahi küresel sıcaklık artışının gelecek 20 yıl içinde 1,5 dereceyi aşma riski yükseliyor.

Küresel sıcaklık artışının 1,5 dereceyle sınırlandırılabilmesi için ülkelerin emisyonlarını 2030’a kadar yarıya indirmeleri ve sıfır emisyon yol haritalarını planlarının merkezine koymaları gerekiyor. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) tarafından hazırlanan 6. Değerlendirme Raporu’nun ilk kısmı olan "İklim Değişikliği 2021: Fiziksel Bilim Temeli" çalışmasına göre, küresel ısınma, insan faaliyetlerinin etkisiyle son 2 bin yılda görülmemiş bir oranda arttı.

Atmosferdeki karbon emisyonu yoğunluğu 2019’da 2 milyon yıl içinde en yüksek seviyesine ulaştı. Önemli sera gazları olan metan ve azot oksit gazlarının konsantrasyonları 2019’da 800 bin yıldaki en yüksek seviyesinde gerçekleşti. Okyanus, buz tabakaları ve küresel deniz seviyelerindeki değişiklikler, yüz yıl ila bin yıllık zaman dilimlerinde geri döndürülemez hale geldi.

Son yılda Arktik deniz buzunun seviyesi 1850’den beri en düşük seviyesine geriledi.

Deniz seviyelerindeki küresel ortalama yükseliş, 1900’den beri son 3 bin yıldaki en hızlı artış olarak kayıtlara geçti. Denizel ısı dalgalarının oluşma sıklığı 1980’lerden beri iki katına çıktı. Toplam 234 bilim insanı ve 195 hükümet tarafından onaylanan rapora göre, insan faaliyetleri kaynaklı emisyonlar, gezegenin değişmesinin ve daha az istikrarlı hale gelmesinin temel sebebi olarak görülürken bu etkilerin bazılarının geri dönüşü bulunmuyor.

Emisyon azaltımına yönelik en iddialı adımların atıldığı senaryoda dahi ortalama küresel sıcaklık artışının gelecek 20 yıl içinde 1,5 dereceye ulaşacağı hatta bu seviyeyi aşacağı tahmin ediliyor. Bu eşiğin aşılmasından sonra ortalama sıcaklık artışının ancak yüzyılın sonuna doğru yeniden 1,4 dereceye düşeceği öngörülüyor. Küresel ısınma 1,5 derece eşiğini ne kadar aşarsa dünyada öngörülemez ve ciddi risklerin oluşma ihtimali de o kadar artıyor.

Buz tabakası oluşumu ve erime süreçlerindeki belirsizlik nedeniyle küresel ölçekte deniz seviyesindeki artışın 2100 yılında 2 metreye, 2150 yılında ise 5 metreye kadar olan olası aralığın üzerinde gerçekleşmesi, emisyonların en fazla arttığı senaryoda göz ardı edilemiyor. Deniz seviyesindeki yükselişin iklim değişikliğiyle en iddialı şekilde mücadelenin amaçlandığı yol haritalarında dahi yüz binlerce yıl devam edeceği öngörülüyor.

Rapora göre, Kuzey Amerika, Avrupa, Avustralya, Latin Amerika, Afrika’nın bazı bölgeleri, Sibirya, Rusya ve Asya’nın da içinde bulunduğu gezegenin büyük bir bölümü sıcak hava dalgalarını içeren aşırı sıcaklara maruz kalıyor. Son zamanlarda aşırı sıcakların gerçekleşmesi, insan etkisi olmadığı durumda ise son derece düşük bir ihtimal olarak değerlendiriliyor. Yaz aylarında yaşanan yangınlar ve seller, insan kaynaklı küresel ısınma sonucu iklim sisteminin değişmesiyle aşırı hava olaylarının seyrine örnek oluşturuyor.

Mevcut iklim politikaları ve Paris Anlaşması kapsamında sunulan ulusal katkı beyanları doğrultusunda küresel ısınma, en iyi tahminle 2100'de 2,7 dereceye ulaşıyor. Bu nedenle, küresel sıcaklık artışının 1,5 dereceyle sınırlandırılabilmesi için ülkelerin emisyonlarını 2030’a kadar yarıya indirmeleri ve sıfır emisyon yol haritalarını planlarının merkezine koymalarına ihtiyaç duyuluyor.

İnsan kaynaklı küresel ısınmayı belirli bir düzeyde sınırlandırmak, toplam karbon emisyonlarının sınırlandırılmasının yanı sıra net sıfır emisyona ulaşılmasını ve diğer sera gazı emisyonlarında önemli azaltım gerçekleşmesini gerektiriyor.

Bu kapsamda bilim insanları, küresel sıcaklık artışını 1,5 dereceyle sınırlandırmak için acilen harekete geçme çağrısında bulunuyor.

Kaynak: IPCC ve Anadolu Ajansı

Almanya, 1 Milyon Elektrikli Araç Hedefine Ulaştı

Almanya Hükümeti, tamamen elektrikli ve plug-in hibrit araçlardan oluşan 1 milyonluk araç hedefine yarım yıl gecikmeyle de olsa ulaşıldığını açıkladı.

Kayıtlara göre, ülkede elektrikli araçların yüzde 54’ü tamamen elektrikli, yüzde 46’sı ise plug-in hibrit araçlardan oluşuyor. Hedefe ulaşmayı bir dönüm noktası olarak nitelendiren Almanya Ekonomi Bakanı Peter Altmaier, “Ulaşımımız geri dönülmez bir şekilde yenilenebilir enerjiye dönüştürülecek.” dedi.

Almanya’da hali hazırda ulaşım kaynaklı emisyonların yüzde 60’ı binek araçlardan kaynaklanıyor ve Almanya yollarında yaklaşık 48 milyon araç bulunuyor. Hükümet ayrıca, elektrikli araçlar için prim programını 2025 yılına kadar uzatacağını da açıkladı. Ancak bazı çevre aktivistleri plug-in hibrit araçların nadiren elektrikli modda sürülmesi nedeniyle bu araçların sübvansiyonlar kapsamına alınmasını eleştiriyor ve Hükümet’e 2030 yılına kadar yaklaşık 14 milyon elektrikli araç hedefine ulaşılması çağrısında bulunuyor.

Danışmanlık firması PwC tarafından yapılan bir araştırmaya göre, 2021’in ikinci çeyreğinde dünya çapında üretilen altı elektrikli araçtan biri Alman otomobil üreticilerine ait. Elektrikli araç üretim pazarına hakim olan ülkeler ise ABD ve Çin. Araştırmanın verilerine göre Alman otomobil üreticilerinin, nisan ve temmuz ayları arasında ürettikleri araçların yüzde 17’si tamamen elektrikli, yüzde 50’si de plug-in hibrit araçlardan oluşuyor.

Kaynak: Clean Energy Wire

ABD Ordusu, 90 Gün Uçabilen Güneş Enerjili Uçak Üretecek

ABD, güneş enerjisiyle çalışan ve 90 gün boyunca uçabilen insansız bir uçak için Amerikan-İspanyol havacılık firması Skydweller Aero ile 5 milyon dolarlık bir sözleşmeye imza attı.

ABD donanması ise güneş enerjisini uçaklarda da kullanabilmek için kolları sıvadı. Donanma, 90 güne kadar gökyüzünde kalabilen ve gücünü güneşten alan bir uçak geliştiriyor. Söz konusu uçağın, gözetleme aracı ve potansiyel olarak iletişim platformu işlevi göreceği bildirildi.

ABD’li yetkililer, Amerikan-İspanyol havacılık firması Skydweller Aero’yla uçağın geliştirmesi için 5 milyon dolarlık sözleşme imzaladı. Uçak, Solar Impulse 2 adlı güneş enerjisiyle çalışan daha geliştirilmiş bir donanım parçası üzerine inşa edilecek. Uçağın donanma versiyonu, pilotu ortadan kaldırarak daha fazla donanım kurulmasına izin veriyor ve havada kesintisiz kalma süresini 90 güne çıkarıyor.

Kaynak: News Scientist

Norveçli Gen2Energy Şirketi, Birleşik Krallık’a Yeşil Hidrojen İhraç Edecek

Norveçli Gen2Energy şirketi, Birleşik Krallık’a 2023’ten itibaren sertifikalı yeşil hidrojen ihraç edecek.

Hidrojen, Birleşik Krallık merkezli Element 2 şirketinin geliştirdiği hidrojen yakıt ikmal istasyonlarında kullanılacak. Hidrojen, alkalin elektrolizörlerden üretilecek ve 2 bin 350 bara sıkıştırılacak. Sıkıştırılan hidrojen, özel hidrojen konteyner gemileriyle taşınacak.

Gen2Energy, 2023’e kadar Ryfylke bölgesine 10 MW’lık, 2024’e kadar ise Trondelag'da 20 MW’lık bir elektrolizör tesisi kuracak. Şirket altı yıl içinde günde yaklaşık 450 ton hidrojen üreterek 1 GW'a kadar üretim kapasitesine sahip olmayı hedefliyor. Hidrojeni kullanacak olan Element 2 ise, 2027'ye kadar Birleşik Krallık'ta 800 hidrojen istasyonu ve 2030'a kadar 2.000 hidrojen istasyonu kurmayı planlıyor.

Kaynak: Argus Media

HAFTANIN RAPORU

Sıfır Emisyon Hedefi 2030’a Kadar Emisyonlarda Ciddi Azalma Gerektiriyor

Bloomberg NEF’in raporuna göre, dünyadaki emisyonların yaklaşık yüzde 70’i için sıfır emisyon hedefi konuldu. Sıfır emisyona ulaşmak için 2030’a kadar küresel emisyonlarda önemli ölçüde azaltım sağlanmasına ihtiyaç var.

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

İNFOGRAFİK / GRAFİK