SEKTÖRDEN HABERLER
“Rüzgar Enerjisi Potansiyelimizin 150 Bin Megavata Çıkabileceğini Öngörüyoruz”

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, bu yıl “Rüzgarın Yüzyılı” temasıyla düzenlenen 12. Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi’nde (TÜREK 2023), son 20 yılda birincil enerji yoğunluğunun yüzde 27 azaltılmasına rağmen talebin iki katına çıktığını söyledi. Bakan Bayraktar, gelecek 20 yılda enerji talebinin artacağına işaret ederek, “Geçtiğimiz 20 yılda elektrik talebi aynı dönemde yıllık yüzde 5 arttı. Önümüzdeki 20 yılda da yıllık yüzde 3’ün üzerinde artacağını öngörüyoruz” diye konuştu.

Elektriğin nihai enerji talebindeki payının gelecek 20 yılda yüzde 30’a çıkacağının tahmin edildiğini dile getiren Bayraktar, şöyle devam etti:

“Arz güvenliğinden taviz vermeden, temiz enerji dönüşümünün altyapısını hazırladık ve bu dönüşümü başlattık. Elektrikte dönüşüm için enerji verimliliği, yenilenebilir enerji, nükleer, geçiş yakıtı olarak doğal gaz, hidrojen, depolama teknolojileri, dijitalleşme ve kritik mineralleri öncelikli alanlarımız olarak belirledik. Öncelikli alanların geliştirilmesi için uygulama araçlarımızı da uluslararası finansmana erişim, teknolojilerin geliştirilmesi ve yerlileştirilmesi ile kapasite gelişimi olarak belirledik.”

Bayraktar, artan talebin karşılanmasında karbonsuz enerji kaynaklarının öne çıktığını belirterek, “Güneş ve rüzgar enerjisinden mümkün olan en üst seviyede faydalanılması, iletim ve dağıtım şebekesine, depolama, hidrojen, dijitalleşme gibi destekleyici teknolojilere gerekli yatırımın yapılması ve yerli teknoloji gelişimi ile küresel tedarik zinciri çeşitliliğinin desteklenmesi gerekiyor” ifadesini kullandı.

Rüzgar enerjisi sektörünün 11 bin 609 MW kurulu güç ve yıllık yaklaşık 2 milyar Euro ciroya ulaştığını ve ülke elektrik ihtiyacının yaklaşık yüzde 11’ini karşıladığını belirten Bayraktar, şunları kaydetti:

“Rüzgar enerjisinin toplam üretimdeki payına dair dünya ortalaması ise yüzde 7,5. Yani ülkemizde mevcut kullandığımız potansiyel dünya ortalamasından daha fazla. Bununla birlikte çok daha büyük bir potansiyelimiz var. Bu nedenle 20 yıl sonra bu oranı artırmayı ve elektrik ihtiyacımızın yüzde 25’lik kısmını rüzgar enerjisinden karşılamayı hedefliyoruz. Bu hedeflere ulaşmak için birçok alanda iyileştirme, reform ve yeni düzenlemelere ihtiyaç duyuyoruz. Lisanslı, lisanssız, depolamalı, YEKA olmak üzere kapasite tahsisi yapılmış fakat yatırımları henüz devreye alınmamış 28 bin megavatın üzerinde kapasite şu anda yatırımcılarımızın elinde bulunuyor. En kısa zamanda bu tahsis edilen kapasitenin devreye girmesini istiyoruz.”

Bakanlığın 2017’den itibaren ulusal ve uluslararası kuruluşlarla iş birliği içinde sürdürdüğü Rüzgar Enerjisi Potansiyel Atlası güncellenmesi çalışmalarının tamamlandığını ifade eden Bayraktar, “Güncellenen atlas verilerine göre rüzgar potansiyelimizin mevcut teknoloji ve şartlarda yaklaşık 100 bin MW olduğunu, rüzgar türbini teknolojilerindeki gelişmeler sayesinde ise 150 bin MW seviyelerine kadar çıkabileceğini öngörüyoruz. Bu potansiyel mevcut kurulu gücümüzü göz önünde bulundurduğumuzda ilave yaklaşık 140 bin MW’lik kapasite anlamına geliyor. Bu miktar günümüz rakamlarıyla 140 milyar dolarlık bir yatırıma tekabül ediyor” dedi.

Bayraktar, YEKDEM’deki elektrik ve yerli katkı destekleri sayesinde rüzgar enerjisi santralleri için jeneratör, kanat, kule ve kule bağlantı elemanlarının ülkede üretildiğini ve kanat ile türbin kulesi aksamlarında Türkiye'deki sanayicilerin üretimlerinin yüzde 80'ini dünya piyasalarına ihraç edecek seviyeye geldiğini söyledi. Bayraktar, sektörde yaklaşık 25 bin kişiye yeşil istihdam imkanı sağlandığını da sözlerine ekledi.

Kaynak: AA

Depolamalı Rüzgar ve Güneş Enerjisi Santrallerine 280 Milyar Dolarlık Yatırım Talebi

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Mustafa Yılmaz, Anadolu Ajansı’nın (AA) "Global İletişim Ortağı" olduğu, bu yıl "Rüzgarın Yüzyılı" temasıyla düzenlenen 12. Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi’nde (TÜREK 2023) konuştu. Enerji arz güvenliği ve iletişim sistemi güvenliği kapsamında kaynak çeşitlendirme yapılmasının sektörde yeni ve farklı yatırımların önünü açacağını vurgulayan Yılmaz, “Yeni dönemin doğasına uygun olarak yeni kapasitelerle ilgili çalışmanın arz ve sistem güvenliği açısından sağlıklı yapılabilmesi için yeni depolamalı rüzgar ve güneş ön lisans başvurularını durdurduk. Yatırımcımızdan bu süreci çok iyi değerlendirmesini, doğru projeksiyonları ve analizleri yaparak hem kendisi hem de ülkemiz için en verimli yatırımlara yönelmesini bekliyoruz” değerlendirmesini yaptı.

Yılmaz, 2023-2028 dönemi için TEİAŞ tarafından ilan edilen bağlanabilir kapasitelerin tamamı için kurulu gücü 260 bin MW’yi aşan 5 bin 968 depolamalı rüzgar ve güneş ön lisans başvurusu aldıklarını belirterek, şunları kaydetti:

“Bunun içinde 126 bin 729 MW gücünde 1883 RES başvurusu bulunuyor. Tahsis edilen yaklaşık 33 bin MW kapasite için 23 bin MW’yi aşan 428 başvuruya ön lisans verdik. Bu başvurulardan toplam 12 bin MW gücündeki 176’sı RES, 11 bin MW gücündeki 252’si ise GES kapsamındadır. Bu ön lisansların karşılığı olarak sahaya yaklaşık 35 milyar dolar düzeyinde yatırımın yansımasını bekliyoruz.”

Depolamalı RES ve GES başvurularında da hiçbir kişiye ya da şirkete ayrıcalık tanımadıklarına dikkati çeken Yılmaz, “Başvuru süreçleri sırayla, tamamen şeffaf bir şekilde ilerledi ve Türkiye'nin enerjisini yükseltmek isteyen herkese kapılarımızı sonuna kadar açtık. Sektörümüzün bereketini gösteren gurur verici bir tablo ile 280 milyar dolar düzeyinde bir yatırım iştahıyla karşılaştık” ifadelerini kullandı.

Kaynak: AA

Yeşil Enerji Dönüşümünün Kalbinde Elektrik Dağıtım Şebekeleri Yer Alıyor

Cumhuriyetimizin 100. yılında “Rüzgârın Yüzyılı” temasıyla gerçekleştirilen 12. Türkiye Rüzgâr Enerjisi Kongresi’ne katılan Elder Genel Sekreteri Özge Özden, “Rüzgârın Yüzyılında Tahsis Edilen Kapasiteler Sonrası Şebeke Planlamasının Önemi” konulu oturumda konuşmacı olarak yer aldı.

Şebeke planlaması ile ilgili Türkiye ve dünyadaki gelişmeleri anlatan bir konuşma yapan Elder Genel Sekreteri Özge Özden, Türkiye’de elektrik şebekesinin tamamının özel sektör tarafından işletildiği 2014-2022 döneminde abone sayısındaki yıllık büyüme oranın yüksekliğini işaret ederek, “Bu dönemde yıllık net şebeke büyümesi 40 bin km’ye ulaşırken, büyüme oranı da yüzde 4’e ulaştı. Elektrik dağıtım şirketleri 2021-2025 döneminde güncel TÜFE ile her yıl 46 milyar TL’lik yatırım yapıyor. Bu rakamın üçte ikisi yani çok büyük bir kısmı olan 30 milyar TL’lik bölümü yeni bağlantı yatırımları için harcanmakta” dedi.

“Dağıtık üretim, elektrikli araç şarj istasyonları ve ısı pompaları gibi yeni teknolojiler elektrik dağıtım sektörünü dönüştürmekte” diyen Özden, yatırımların önden yüklemeli (anticipatory) olarak hayata geçirilmesi ile kapasitelerin önceden oluşturulmasının önemine işaret etti. Elder Genel Sekreteri Özden, “Yatırım bütçelerinin uygun vade ve oranlarla finansmanının sağlanması, enerji izin süreçlerinin hızlandırılması, şebeke esnekliği ve dengeleme fonksiyonlarının önem kazanması, süreçlerin dijitalleşmesi, büyük veri ve yapay zeka gibi uygulamaların devreye alınması ve yeni nesil iş gücünün geliştirilmesi gerek” ifadelerini kullandı. 

Konuşmasında dünyadan da örnekler veren Özden sözlerini şöyle sürdürdü: “Gelişmiş ekonomilerde toplam şebeke uzunluğunun, 2021’deki 30 milyon km’den yüzde 50’den fazla artışla 2050'de 46 milyon km’ye; gelişen ekonomilerde ise 42 milyon km’den yüzde 150’den fazla artışla 2050'de 120 milyon km’ye ulaşacağı öngörülüyor. Büyüklüklerin yüzde 90'ını dağıtım şebekeleri temsil edecek. Şebeke yatırımlarının yapılmaması durumunda; 2050’ye kadar kümülatif CO2 emisyonları 58 Gigaton artacak ve 1,5°C hedefi yakalanamayacak. Ayrıca 2030'dan itibaren her yıl 80 milyar metreküp ek doğalgaz ve 50 milyon ton ek kömür ithalatı gerçekleşecek.”

Kamu Binalarında Enerji Tasarrufu Hedefi Yüzde 30’a Çıktı

Cumhurbaşkanlığı’nın “Kamu Binalarında Enerji Tasarrufu” başlıklı genelgesine göre kamu kaynaklarının verimli kullanılması ve enerji maliyetlerinin azaltılması amacıyla enerji yöneticisi görevlendirmekle yükümlü olan kamu kuruluşlarının binaları için daha önce belirlenen yüzde 15 enerji tasarrufu hedefi, 2030 yılına kadar yüzde 30’a yükseltildi. 

Genelgede, belirlenen tasarruf hedefine ulaşılarak enerji verimliliğinin ve emisyon azaltımının sağlanması amacıyla Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının koordinasyonunda, 2024-2030 yıllarında kullanılmak üzere, Kamu Binalarında Tasarruf Hedefi ve Uygulama Rehberi hazırlanacağı bildirildi. Rehber Bakanlığın resmi web sitesinde yayınlanacak. Kamu kuruluşları, tasarruf hedefine yönelik uygulamaları ve enerji tasarrufu hesaplarını rapor halinde hazırlayarak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına bildirimde bulunacaklar. 

Kaynak: ENERJİ GÜNLÜĞÜ

Elektrik Dağıtım Sektöründe Kaliteyi Artıracak İşbaşı Eğitimleri Devam Ediyor

Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği (Elder) öncülüğünde yürütülen "Elektrik Dağıtım Sektöründe Mesleki Eğitim ve Öğretim Sektörel Yetkinlik Geliştirme Merkezinin Kurulması Projesi” ile ilgili çalışmalar devam ediyor. Lüleburgaz Teknik Eğitim Merkezi’nde geniş katılım ile gerçekleştirilen toplantıda, projenin detayları ile ilgili bilgilendirmede bulunduktan sonra TREDAŞ uzmanları tarafından, T.C. Millî Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden seçilen 17 öğretmene teknik konularda işbaşı eğitimleri verildi.

Avrupa Birliği (AB) ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilen, T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Avrupa Birliği ve Maili Yardımlar Dairesi Başkanlığı tarafından desteklenen “Elektrik Dağıtım Sektöründe Mesleki Eğitim ve Öğretim Sektörel Yetkinlik Geliştirme Merkezi Kurulması Projesi”, Elder öncülüğünde yürütülüyor. 

Trakya Elektrik Dağıtım AŞ’nin de aralarında yer aldığı 7 dağıtım şirketinin de eğitim sahalarını kullanıma açarak dahil olduğu proje kapsamında eğitici ile eğitilen dengesinin sağlanması, öğretmenlerin elektrik dağıtım sektörünün temel teori ve uygulama konu başlıkları ile donatılması hedefleniyor. Özel sektör temsilcileri ile eğitim kurumlarında çalışan öğretmenleri bir araya getiren proje ile elektrik - elektronik teknolojileri alanında görev yapmakta olan toplam 200 öğretmene teorik, uygulamalı, işbaşı eğitimleri verilmesi, bu eğitimler ile birlikte öğretmenlerin bilgi, beceri ve deneyimlerinin artırılması amaçlanıyor.

Aras EDAŞ ile Milli Eğitim Müdürlüğü Arasında İş Birliği Protokolü İmzalandı

Mesleki eğitim-öğretim ilişkisini güçlendirmek amacıyla Valilik Toplantı Salonu’nda Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi, İl Milli Eğitim Müdürü Yakup Yıldız, Aras EDAŞ Genel Müdürü Fikret Akbaş’ın katılımıyla bir protokol imzalandı.

Protokol çerçevesinde; İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından belirlenen Mesleki Eğitim Merkezlerinde Yüksek Gerilim Sistemleri; Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerinde ise, Elektrik Tesisatları ve Dağıtımı (Elektrik Tesisat ve Pano Montörlüğü) ve Endüstriyel Bakım-Onarım Alanında öğrenci kontenjanı oluşturulması ve başarılı öğrencilerin sektöre kazandırılması hedefleniyor. Yüksek Gerilim Sistemleri, Elektrik Tesisatları ve Dağıtımı (Elektrik Tesisat ve Pano Montörlüğü) ve Endüstriyel Bakım-Onarım alanlarında mezun öğrenciler, şirket bünyesinde teknik eğitim sonrası, yazılı sınavdan başarılı oldukları takdirde, şirket tarafından ihtiyaca göre belirlenen pozisyonlarda işbaşı yapacak. Aras EDAŞ Genel Müdürü Fikret AKBAŞ, “Eğitime verdiğimiz önemi bir kere daha kanıtlayarak, Erzurum Valiliği, Erzurum İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile yaptığımız "Eğitim İş Birliği Protokolü" kapsamında mesleki ve teknik lise öğrencilerine yıl içerisinde uygulamalı eğitimler verecek, istihdam imkânı sağlayacağız” dedi.

İmzalanan protokolün hayırlı olması dileğinde bulunan Vali Çiftçi, bu sayede gençlerin istihdam edileceğini, sektörün ihtiyacının da nitelikli işgücüyle karşılanmış olacağını ifade etti.

DÜNYADAN HABERLER
İngiltere ile Almanya Yeşil Enerji İttifakı Kuruyor

İngiltere ve Almanya hükümetleri, vatandaşları için uzun vadeli, sürdürülebilir ve güvenli enerji arzını güçlendirmeyi amaçlayan anlaşma imzaladı. Bu stratejik anlaşma, İngiltere’nin Enerji Güvenliği Bakanı Claire Coutinho ve Almanya’nın Şansölye Yardımcısı Robert Habeck tarafından Londra’da resmileştirildi.

Anlaşma, net sıfır hedefine ulaşma ve enerji geçişini ilerletme yönündeki karşılıklı kararlılığın altını çizerken, önde gelen iki Avrupa ekonomisi, Paris Anlaşması kapsamında küresel ısınmayı 1,5 dereceyle sınırlama yönündeki taahhütlerini yoğunlaştırıyor.

İki ülke, açık deniz rüzgârı ve enerji bağlantısına yoğun bir şekilde odaklanarak yenilenebilir enerji alanında gelişmiş bir iş birliği taahhüt etti. Anlaşma, düzenleyici engelleri ortadan kaldırarak deniz üstü rüzgâr santralleri hibrit girişimlerinin uygulanmasını hızlandırmayı amaçlıyor.

İngiltere’nin Enerji Güvenliği Bakanı Claire Coutinho, “Birleşik Krallık ve Almanya temiz, uygun fiyatlı enerjinin önemi konusunda hemfikir ve ikimiz de bunun ekonomilerimizi büyütmede ve ulusal ve küresel enerji güvenliğini garanti etmedeki hayati rolünün farkındayız” dedi.

Ortaklık aynı zamanda kışa hazırlık ve altyapı ile tedarik zincirlerinin sağlamlığına ilişkin görüşmelerle bölgesel ve küresel enerji güvenliğini güçlendiriyor.

Almanya, Birleşik Krallık’ın ikinci büyük ticaret müttefiki olup, Birleşik Krallık’ın toplam ticaretinin yüzde 8’ini temsil ediyor. İngiliz ve Alman şirketleri arasındaki iş birliği, ortak Kuzey Denizi projelerinde zaten açıkça görülüyor. Bu girişimler, Birleşik Krallık’ın 2030 yılına kadar 5 GW’ı yüzen rüzgâr santrallerinden olmak üzere 50 GW açık deniz rüzgârı hedefini desteklerken, Almanya da 2030 yılına kadar 30 GW’ı hedefliyor.

Kaynak: TEMİZ ENERJİ

“Fosil Yakıt Talebinin Zirveye Çıkmasında Çin Kilit Bir Rol Oynuyor”

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Fatih Birol, CNBC’de yaptığı konuşmada, “Çin son 10 yılda küresel enerji sistemini değiştirdi ve Çin'in kendisi de artık değişiyor” dedi. Birol, bunu IEA’nın fosil yakıtlara yönelik küresel talebin 2030 yılına kadar zirveye ulaşacağı inancının arkasındaki iki “önemli itici güçten” biri olarak nitelendirdi. Yorumlar, IEA'nın küresel enerji sistemi hakkında önemli bir rapor olan Dünya Enerji Görünümü 2023'ü yayınlamasının ardından geldi. IEA’nın raporu, Çin ile ilgili olarak, Çin’in son on yılda “küresel enerji talebindeki artışın yüzde 50’sinden fazlasını ve enerji sektörü CO2 emisyonlarındaki artışın yüzde 85’ini” oluşturduğunu belirtiyor. Fatih Birol'un sözlerine paralel olarak değişimin yaklaştığı belirtiliyor.

CNBC'ye konuşan Birol, Çin ekonomisinin artık çelik ve çimento üretiminin yanı sıra demiryolları ve altyapı gibi sektörlere olan eski bağımlılığından uzaklaştığını belirterek “Dolayısıyla Çin’in fosil yakıtlara olan talebi son 10 yıla göre çok daha az olacak” diye ekledi.

Birol'a göre fosil yakıtların zirve yapmasının ardındaki diğer önemli etken, elektrikli arabaların artan popülaritesi ve elektrik üretiminde yenilenebilir enerjinin artan önemi de dahil olmak üzere temiz enerji.

Kaynak: CNBC

Macron, Kazakistan’da: Stratejik Ortaklığımızı Güçlendirelim

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Orta Asya gezisinin ilk ayağında Kazakistan'da temaslarda bulundu. Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev ile bir araya gelen Macron, Orta Asya'nın en büyük ekonomisiyle "stratejik ortaklığın" güçlendirilmesi çağrısında bulundu.

Fransa'nın ana uranyum tedarikçilerinden biri olan Kazakistan'ın lideri Tokayev, ülkesinin özellikle yeşil enerji, lojistik, transit, tarım, sağlık, dijitalleşme ve eğitim alanlarında iş birliğini genişletmeye hazır olduğunu kaydetti. Tokayev ayrıca Fransız kültürünün ve dilinin Kazakistan'da tanıtılması gerektiğini ifade etti. Macron da Eylül 2024'te kapılarını açacak olan Kazak-Fransız üniversitesi ile eğitim ve bilim alanında yapılan anlaşmalara vurgu yaptı. Fransa Cumhurbaşkanına aralarında EDF (elektrik), Suez (su) ve Orano (uranyum) CEO'larının da bulunduğu geniş bir iş heyeti eşlik etti. Stratejik mineraller sektörü, ilaç, enerji, sanayi ve kültür alanlarında bir dizi sözleşme imzalandı.

Petrol zengini Kazakistan, Rusya'nın arzını kesen Avrupa ülkelerinin ham petrol tedarikçisi ve Moskova'yı bypass eden yeni Çin-Avrupa ticaret yolunun önemli noktalarından biri olarak biliniyor.

Kazakistan Enerji Bakanı tarafından Fransız EDF'in bu ülkenin ilk nükleer enerji santralini inşa etme projesinin adaylarından biri olduğu teyit edildi. Santralin inşasının yılsonundan önce referandumla onaylanması bekleniyor. Fransa, özellikle Hazar Denizi'ndeki büyük Kachagan sahasını ortaklaşa işleten petrol grubu TotalEnergies'in varlığıyla birlikte Kazakistan'daki beşinci en büyük yabancı yatırımcı konumunda.

İkili ticaret 2022 yılında ağırlıklı olarak hidrokarbonlar olmak üzere 5,3 milyar Euro'ya ulaştı. Kazakistan ayrıca Fransa'ya uranyumun neredeyse yüzde 40'ını tedarik ediyor. Tokayev, karşılıklı ticaretin geçen yıl yüzde 30 artışla 4 milyar dolara ulaştığını, 2023'ün sekiz ayında ise yüzde 21 artışla 2,7 milyar dolara yükseldiğini kaydetti.  İki ülke enerji, inşaat, havacılık, ilaç, madencilik, kimya ve makine mühendisliği gibi alanlarda ortak projeler yürütüyor.

Kaynak: EURONEWS

Endonezya 2050 Yılına Kadar 264,6 GW Güneş Enerjisi Kapasitesi Kurmayı Planlıyor

Endonezya hükümeti, Endonezya'nın 2050 yılına kadar net sıfıra ulaşmayı ve ülkenin kurulu güneş enerjisi kapasitesini yüzyılın ortasına kadar 264,6 GW'a genişletmeyi içeren karbondan arındırma girişimlerini ortaya koymak için Kapsamlı Yatırım ve Politika Planı’nın (CIPP) taslağını yayınladı.

Taslak CIPP, 14 Kasım’a kadar halkın katılımına açık olacak ve Endonezya’nın Adil Enerji Geçiş Ortaklığı (JETP) programının karşılanmasına katkısını temsil ediyor. Hükümet, geçen yıl Endonezya’da düzenlenen G20 Zirvesi sırasında JETP girişimlerini kabul etti ve karbondan arındırma hedeflerini desteklemek için 20 milyar ABD doları tutarında fon aldı.

JETP, Endonezya enerji karışımının geleceği için, 2030 yılına kadar yüzde 44’lük yenilenebilir enerji üretim payına ulaşmak da dahil olmak üzere bir dizi senaryo ortaya koyuyor.

Taslağa göre, güneş enerjisinin, ülkenin kurulu kapasitesinin ve enerji üretiminin diğer kaynaklardan daha fazlasını karşılaması beklenmektedir. Hükümet, 2030’da 29,3 GW ve 2050’de 264,6 GW kurulu güneş enerjisi kapasitesi hedefliyor; bu, Endonezya’da kurulu tüm enerji üretim kapasitesinin 518,8 GW’ının yarısından fazlasını oluşturacak.

Bunun büyük bir kısmı ülkenin kayda değer güneş enerjisi potansiyelinden kaynaklanıyor; hükümet, Endonezya’nın ülkenin aldığı güneş ışığı miktarına bağlı olarak 3,3TW güneş enerjisi kapasitesi kurma potansiyeline sahip olduğunu tahmin ediyor. Bu, kayda değer bir farkla tüm yenilenebilir kaynaklar arasında en yüksek olanı; açık deniz rüzgârı ise 94,2 GW ile ikinci en yüksek potansiyele sahip.

Taslak, Endonezya’daki yüzen güneş enerjisi potansiyeli konusunda da iyimser. Bu yılın başlarında Masdar ve PLN NP, 145 MW’lık Cirata yüzen güneş enerjisi parkının kapasitesini üç katına çıkarmayı planladıklarını duyurdular ve hükümetin tek başına yüzen güneş enerjisi sektörünün 28,4 GW kapasite potansiyeline sahip olduğunu tahmin etmesiyle, yeni yüzen güneş enerjisi parkının geliştirilmesine büyük ilgi var. Hükümet, güneş enerjisi üretiminin 2030’ların ortasında doğal gaz üretimini, 2040’ların başında kömür üretimini ve 2040’ların başında da kömür üretimini aşacağını tahmin ediyor.

Kaynak: TEMİZ ENERJİ

HAFTANIN RAPORU

2050 Yılına Kadar Güneş Enerjisi 22 Kat, Rüzgar Enerjisi 12 Kat Artacak

Statkraft, 2050 yılına kadar küresel enerji geçişinin itici güçlerini ve engellerini analiz eden yıllık "Düşük Emisyon Senaryosu" raporunu yayınladı. Rüzgar ve güneş enerjisi, iklim açısından en az iyimser senaryoda bile elektrik karışımındaki en önemli teknolojiler oldu.

Düşük Emisyon Senaryosu, güneş ve rüzgar enerjisinde 2022 raporunun ötesinde güçlü bir büyüme öngörüyor. 2050 yılına gelindiğinde rekabet gücü, enerji güvenliği ve iklim politikalarının desteğiyle güneş ve rüzgar enerjisinin sırasıyla 22 ve 12 kat artması bekleniyor. “Düşük Emisyon Senaryosu”na göre ulaşımda, endüstrilerde ve binalarda derin elektrifikasyon ve yeşil hidrojen, 2050 yılına kadar küresel elektrik tüketimini iki kattan fazla artırıyor. Birincil enerji tüketimi ise artan enerji verimliliği ve elektrifikasyon nedeniyle bir miktar azalıyor. Düşük Emisyon Senaryosu, küresel ısınmayı geçen yılın tahminlerinden biraz daha hızlı bir şekilde 2 °C’nin altında sınırlayacak bir emisyon yolu öngörüyor.

Raporun tamamına BURADAN ulaşabilirsiniz.

İNFOGRAFİK / GRAFİK