SEKTÖRDEN HABERLER
“Karadeniz’de Petrol için Keşif Kuyusu Kazılacak”

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, NTV canlı yayınında Ankara Temsilcisi Ahmet Ergen’in sorularını yanıtladı. Gabar’daki petrol üretiminden Karadeniz doğal gazına, yenilenebilir enerjiden enerji iş birliklerine ve yeni keşiflere dair birçok önemli açıklamalar yapan Bakan Bayraktar, özetle şunları kaydetti:

Çifte Bayram Oldu: Bugün Şırnak, Türkiye’nin açık ara en çok petrol üreten ili haline geldi. 40 bin varil günlük üretimi geçmiş durumdayız. 2024 yılı bitmeden yılsonuna doğru hedefimiz 33 kuyunun 95’e çıkmak. Ara hedefimiz Haziran başında 50 bin varile, yıl sonunda ise hedefimiz Gabar’ı 100 bin varil üretim rakamına ulaştırmak. Hem Türkiye Petrolleri’nin hem özel sektörün ürettiği petrolle beraber Türkiye günlük 200 bin varil petrol üreten bir ülke haline gelmiş olacak. Gabar’da bugüne kadar yaklaşık 10 milyon varil üretim gerçekleştirdik.

İddialı Arama Programı: Hakkari-Van, Gabar’ın hem kuzeybatısında hem daha güneyde tam sınırda kazmayı düşündüğümüz, tespit ettiğimiz kuyular var. 2024 yılı için çok iddialı bir arama programımız var. 2024’te toplamda biz arama amaçlı 140 kuyu açacağız. Hem Gabar’da, hem Hakkâri’de, Van’da, özellikle Van’da Çatak sınırları içerisinde, Van-Hakkâri-Şırnak’ın tam kesişim noktasında kazmayı düşündüğümüz kuyu. Hakkâri’de kazmayı düşündüğümüz, Beytüşşebap’ta, buralarda hakikaten çok ümitvar olarak o kuyuları kazacağız. Sismik çalışmalarımızı yaptık, benzer yapıların olduğunu düşünüyoruz.

Irak-Türkiye Boru Hattı: Arızalı olan, depremden veya sellerden etkilenen lokasyonlarda da gerekli tamiratları, bakımlarımızı yaptık. “4 Ekim 2023 itibariyle petrol boru hattımız teknik olarak çalışmaya hazırdır” dedik. Ama o gün bugündür hala petrol boru hattından bir akış yok. Bu petrol boru hattındaki petrol akışındaki eksiklikler veya yaşanan sıkıntıların aslında müsebbibi Türkiye değildir, burada özellikle Kuzey Irak yönetimiyle merkezi hükümet arasındaki anlaşmazlıktan kaynaklanan bir sıkıntı var. Burada Erbil ve Bağdat arasında bize düşen bir rol varsa bunu yapmaya hazırız.

Somali Petrolü: Somali’yle alakalı hedefimiz şudur; 2024 yılı bitmeden biz orada tespit ettiğimiz bir lokasyonda sismik çalışmaya başlayacağız, üç boyutlu bir sismik yapacağız ve oradan gelecek değerlendirmelerle 2025 yılında bir keşif amaçlı bir derin deniz sondajını yapmayı hedefliyoruz.

Karadeniz Gazı: Şimdi Karadeniz gazı üretimimiz devam ediyor orada şu anda 3.7 milyon metreküp yani yaklaşık 1.4 milyon haneye yetecek kadar doğal gazı üretiyoruz. Önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde 10 milyon metreküpe ulaşmayı hedefliyoruz. Yaklaşık 4 milyon haneye, hane nüfusunu 4 ederseniz 16 milyon insanımıza kendi ürettiğimiz doğal gazdan teslim edebileceğiz. Ara hedefimiz mayıs ayı gibi 5 milyon metreküp güne çıkmak. Akabinde de faz-2 ve faz-3’te de 40 milyon metreküp günlük üretimlere çıkmayı hedefliyoruz.

Yeni Keşifler: Sakarya Gaz Sahasında daha farklı lokasyonlarla rezervi yükseltecek yeni keşifler çok yakın zamanda gelebilir. Çok güçlü büyük bir filomuz var, gemilerimiz son derece yoğun bir şekilde çalışıyorlar. Bu anlamda hem Karadeniz’deki hem üretimi destekleyecek hem de yeni keşifleri yapacak bir lojistik operasyonu da yapmaya gayret ediyoruz. Bu anlamda Abdülhamit Han gemimiz Karadeniz’e yakın bir zamanda gidecek ve yeni keşif haberlerini orada bize vermiş olacak.

Karadeniz’de Petrol: Biz Karadeniz’de hep doğal gaz konuşuyoruz, ama Karadeniz’de petrol emaresi olduğunu düşündüğümüz bir keşif kuyusunu da önümüzdeki süreçte birkaç ay içerisinde kazacağız.

Zam Beklentisi Yok: Elektrik ve doğal gazı en uygun şekilde vatandaşlarımıza nasıl sunabiliriz onun çabası içerisindeyiz. Nisan ayında zam yapmadık. Mayıs ayında da şu anda herhangi bir zam beklentisi gözükmüyor, onu da yönetebileceğimizi düşünüyoruz. Gelişmelere göre piyasadaki durumlara göre bunları önümüzdeki süreçte değerlendireceğiz.

Çin Ziyareti: Sayın Cumhurbaşkanımızla Katar, Suudi Arabistan, yani Körfez bağlamında Birleşik Arap Emirlikleri ziyaretimiz olmuştu, Suudi Arabistan’la da benzer şekilde yürüttüğümüz bir süreç var, bunları önümüzdeki haftalarda artık somut anlaşma zeminine ve önümüzdeki süreçte de yatırıma döndürmeyi hedefliyoruz. Sadece Körfez ülkeleriyle sınırlı değil, önümüzdeki süreçte Mayıs ayında planladığımız bir Çin ziyareti var. Oradan da özellikle Türkiye’nin yenilenebilir konusuyla alakalı çok ciddi bir ilgi var. Elbette nükleerle alakalı konular da gündemde olacak. Nadir toprak elementleri konusunu konuşulacak.

Kaynak: ETKB

Elder ve Schneider Electric, “İnovasyon Günleri: Dijital Şebekeler” Etkinliğini Gerçekleştirdi

Elektrik Dağıtım Şirketleri Derneği (Elder) ev sahipliğinde ve Schneider Electric sponsorluğunda “İnovasyon Günleri: Dijital Şebekeler” etkinliğinde sektör temsilcileri bir araya geldi.

Etkinlikte açılış konuşmasını yapan Elder Genel Sekreteri Fakir Hüseyin Erdoğan, elektrik enerjisinin toplumsal kalkınma ve refahın sürdürülmesinde tarihte hiç olmadığı kadar önemli, hatta hayati olmaya başladığının altını çizerek sözlerine şöyle devam etti;

“Enerji ve bilhassa elektrik dağıtım sektörü, dünyanın içinden geçmekte olduğu baş döndürücü dönüşüm sürecinin kalbinde yer alıyor. Karbon salımı, dağıtık sistemler ve dijitalleşme gibi kavramlar geleceğimizi şekillendiriyor. Yakın gelecekte, artan elektrik talebinin güvenilir ve sürdürülebilir olarak karşılanması için daha hızlı ve kapsamlı dönüşümler yaşayacağız. Verimlilik artık uzak bir kavram olmaktan çıkıp, davranışlarımıza yön veren bir olgu haline gelecek.

Elektrifikasyonun belirleyiciliğiyle dönüşüm sürecinin omurgasını oluşturan dağıtım şebekelerini işleten bizler, doğal olarak inovasyon ve yeni teknolojileri benimseme konusunda öncü bir konumdayız, olmak da zorundayız. Zira ülke genelinde devasa bir şebekeyi yöneten ve tüm yurttaşlara dokunan yegane işi yapan dağıtım şirketlerimiz, kendilerinden beklenen kalitede ve süreklilikte dağıtım hizmetini ancak inovasyon ve teknoloji desteği ile daha da iyi bir noktaya taşıyabilirler. Bu bağlamda, 12’nci Kalkınma Planının dayandığı ikiz dönüşümün, dağıtım sistemlerinin dijitalleşmesiyle çok yakından ilişkili olduğunun altını çizmek isterim. Nitekim, akıllı şebeke dönüşümünü destekleyerek ülkemizin enerji altyapısının güçlendirilmesi ve sektörümüzün geleceğine yönelik önemli bir adımı temsil eden Milli Akıllı Sayaç Sistemleri - MASS Projesi ile dijitalleşme sürecinde yeni bir aşamaya geldik. Elektrik Piyasası Ölçüm Sistemleri Yönetmeliği uyarınca 2025 yılından itibaren sayaç dönüşümüne başlayacağız.

Milli akıllı sayaçların kullanımının yaygınlaşması, tüketicilerimizin piyasa süreçlerine daha aktif katılımını sağlayarak, şebeke planlaması ve işletilmesi süreçlerimizi yeniden şekillendirmemize ve iyileştirmemize olanak tanıyacak. Bu yenilikçi adım, enerji verimliliği ve tüketici farkındalığının oluşmasıyla sürdürülebilirlik hedeflerimize ulaşmamızda bize büyük katkılar sağlayacak.

Tüm elektrik dağıtım şirketlerimizin katılımıyla ve Schneider Elektrik sponsorluğunda gerçekleştireceğimiz etkinliğimizde, sektörümüzün geleceğine ışık tutacak önemli konuları ele alacağız. Yenilikçi teknolojilerin sektörümüze sunacağı fırsatları değerlendireceğiz. Gelecekteki iş birliklerinin, iş modellerinin ve teknoloji entegrasyonlarının sektörümüzü nasıl şekillendireceğini tartışacağız. Daha etkin ve verimli hizmet sunumunda yeni ve yenilikçi yaklaşımları konuşacağız. Bu etkinliğin bu anlamda faydalı sonuçlar üreteceğine inanıyoruz. Bu itibarla, bu etkinliği organize eden Schneider Elektrik ailesine ve katılımlarınız için de siz değerli yol arkadaşlarımıza tekrar teşekkür ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

“2025-2026'da Nükleerden Elektrik Üretiminin En Yüksek Seviyeye Çıkacağını Düşünüyoruz”

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Fatih Birol, 2025-2026 yıllarında dünya nükleer elektrik üretiminin en yüksek seviyeye çıkacağının öngörüldüğünü belirtti. Birol, Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezinin (IICEC) düzenlediği "İş Dünyası ve Sürdürülebilir Enerji" temalı IICEC Konferansı'nda, küresel enerji piyasalarındaki güncel gelişmelere ilişkin değerlendirmede bulundu.

Petrol talebindeki büyümenin geçmiş yıllara kıyasla zayıfladığını belirten Birol, "Bunun iki ana nedeni var. Birincisi, Çin ekonomisinin yavaşlamaya başlaması, ikincisi ise elektrikli araçların payının artması" dedi.

Birol, arz tarafında ise Amerika kıtasında ciddi bir üretim artışı beklendiğini ifade ederek, "ABD, Kanada, Brezilya ve Guyana'dan çok ciddi bir artış geliyor. Buna rağmen petrol fiyatlarının 90 dolar seviyesinde olmasının iki nedeni var. En önemlisi, Suudi Arabistan ve Rusya'nın başını çektiği OPEC+ ülkelerinin üretim kesintileri. Bu öyle bir seviyeye geldi ki şu anda atıl üretim kapasitesi dediğimiz 'spare capacity' tarihi seviyeye ulaştı. Günlük 6 milyon varili aşan önemli bir atıl üretim var. Bir diğer neden ise Orta Doğu'daki gerilim" diye konuştu.

Doğal gaz piyasalarına ilişkin de Birol, 2025-2026 yılları itibarıyla piyasada ciddi bir sıvılaştırmış doğal gaz (LNG) dalgası yaşanacağını söyledi. Birol, bu LNG arzının piyasaya girmesiyle fiyatlarda aşağı yönlü bir baskının beklendiğini dile getirdi. Bunun birçok dengeyi değiştireceğine dikkati çeken Birol, "Satıcıların ellerinin güçlü olduğu piyasadan alıcıların ellerinin güçlü olduğu piyasaya gideceğiz" dedi.

Birol, kömüre olan iştahın ise azaldığını, bunun esas nedeninin daha ucuz alternatiflerin ortaya çıkması olduğunu belirterek, "Sadece Çin ve Hindistan yeni kömür tesisleri kuruyor ama bu büyüme de geçmiş yıllara göre son derece yavaş" ifadesini kullandı.

Enerjinin parlayan yıldızının yenilenebilir enerji olduğunu dile getiren Birol, "2023 yılında dünya genelinde devreye giren elektrik santrallerinin yüzde 85'inden fazlası yenilenebilir enerji santralleri. Bunun içinde en büyük payı da güneş alıyor. Esas nedeni maliyetlerin çok düşmüş olması" dedi. Birol, Çin'in bu alanda da başı çektiğini belirterek, "Geçen yıl tarihi bir rekor oldu dünyada. 510 gigawatt yenilenebilir enerji devreye girdi. Çin bunda çok büyük bir rol oynadı" diye konuştu.

Dünya genelindeki elektrik şebekelerini tek tek incelediklerini anlatan Birol, şebeke kapasitesi olmaması nedeniyle 1500 GW hazır yenilenebilir enerjinin ise atıl olarak beklediğini ifade etti.

Birol, dünya genelinde nükleer enerjiye yönelimin yeniden başladığına dikkati çekerek şunları kaydetti: "Bunun 3 şekilde yaşanacağını düşünüyoruz. Birincisi, 'nükleer tesislerimi kullanmayacağım', 'nükleerin payını azaltacağım' diyen ülkeler tamamıyla fikir değiştirdi. Kimdi bu ülkeler? Mesela Japonya, mevcut santrallerini tekrardan işletmeye almaya başladı. Güney Kore ve İsveç de aynı politikayı izliyor. İkincisi, yeni nükleer santraller hemen hemen birçok ülkede yapılmaya başlandı. Bunun başını da Çin çekiyor. Fransa, Polonya, Türkiye ve Amerika'da da konvansiyonel yeni nükleer santraller yapılıyor. Birleşik Arap Emirlikleri'nde de yeni bitti. Üçüncüsü de yeni nükleer teknolojileri."

Finansman sorunlarına rağmen nükleere ilginin arttığını belirten Birol, "Biz 2025-2026 yıllarında dünya nükleerden elektrik üretiminin şimdiye kadarki en yüksek seviyeye çıkacağını düşünüyoruz” ifadesini kullandı.

Birol, nükleer enerjiye yönelimdeki artışta enerji güvenliği ve emisyon salımı olmayışının etkili olduğunu söyledi. Türkiye için önemli ticaret partneri olan Avrupa Birliği'nde (AB) enerji alanındaki gelişmelerin yakından takip edilmesinin önemli olduğunu dile getiren Birol, şunları kaydetti:

"AB enerji fiyatları, enerji güvenliği açısından baktığınız zaman oldukça zor durumda. AB stratejik hatalar yaptı. Bunun da şimdi vebalini ödüyor. Hatalardan biri, bir ülkeye enerji açısından çok fazla göbekten bağımlı olmak. Bu ülke kim olursa olsun, bu kadar büyük bir bağımlılık büyük hata. Kimdi bu ülke? Rusya. AB, 24 Şubat'a kadar (Rusya-Ukrayna Savaşı'nın başlangıcı) doğal gazın yüzde 75'ini, petrolün yüzde 65'ini Rusya'dan alıyordu."

Birol, bir diğer hatanın ise 25 yıl önce elektrik üretiminin yüzde 30'unu nükleer enerjiden karşılayan Avrupa'nın bazı nedenlerle nükleer enerjiye sırtını dönmesi olduğunu belirterek, "Şu anda bu yüzde 15'lere doğru düşmek üzere. Şimdi yeniden bir politika değişikliği oluyor ama bu hata Avrupa'nın elini bayağı zayıflattı" değerlendirmesinde bulundu.

AB'nin üçüncü stratejik hatayı da güneş teknolojileri alanında yaptığını ifade eden Birol, "Dünyadaki güneş panellerinin yüzde 85'i tek bir ülkede imal ediliyor, o da Çin. Avrupa'nın hatası ne diyeceksiniz burada? Avrupa'nın hatası şu, esasında yaklaşık 25 yıl önce güneş panellerinin imalatına ilk başlayan yer Avrupa'ydı. Özellikle İtalya, Almanya, İspanya sübvansiyonlar verdiler, bunu kurdular ama 5-6 yıl sonra işin peşini bıraktılar, sonra da Çin aldı" dedi.

Kaynak: AA

Elektrik ve Doğal Gaz Sektöründe Çalışan Sayısı Yüzde 2,4 Arttı

Türkiye’de Şubat ayında sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörlerinde ücretli çalışan sayısı bir önceki yıla göre yüzde 4 oranında artarak 15 milyon 104 bin 259 kişi oldu.   Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısının 2024 yılı Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 4,1 arttığını duyurdu. Ücretli çalışan sayısı bir önceki yılın aynı ayında 14 milyon 515 bin 778 kişi iken, 2024 yılı Şubat ayında 15 milyon 104 bin 259 kişi oldu. Şubat ayında sanayi alt sektörlerinden elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektöründe ücretli çalışan sayısı bir önceki yıla göre yüzde 2,4 artarak 136 bin 710 oldu. Madencilik ve taş ocakçılığı sektöründe ücretli çalışan sayısı da bir önceki yıla göre yüzde 0,3 artarak 137 bin 389 oldu. Yayımlanan verilere göre Şubat ayında ücretli çalışan sayısı sanayi sektöründe bir önceki yıla göre yüzde 0,5, inşaat sektöründe yüzde 14,1 ve ticaret-hizmet sektöründe yüzde 4,4 arttı.

Kaynak: ENERJİ GÜNLÜĞÜ

Enerjisa Atatürk İlkokulu Hatay’da Açıldı

Sabancı Vakfı ve Enerjisa Enerji, depremden zarar gören Hatay bölgesinde eğitimi desteklemek amacıyla çalışmalarına devam ediyor. Hassa ilçesinde E.ON’un da desteklediği yeni Enerjisa Atatürk İlkokulu, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramında açılışı gerçekleşti. Açılış törenine Hassa Kaymakamı Osman Acar, Hassa İlçe Milli Eğitim Müdürü Sait Sancaktar, Sabancı Vakfı Genel Müdürü Nevgül Bilsel Safkan, Enerjisa Dağıtım Şirketleri Genel Müdürü Oğuzhan Özsürekci, Enerjisa Enerji CFO’su Dr. Philipp Ulbrich, E.ON Vakfı Genel Müdürü Dr. Stephan Muschick ile öğrenci ve öğretmenler katıldı.

Deprem bölgesinde eğitim-öğretimin aksamaması için imkanlarını seferber ettiklerini ifade eden Sabancı Vakfı Genel Müdürü Nevgül Bilsel Safkan, "Toplumsal sorunların çözümünde eğitimin öncelikli alan olduğunu biliyoruz ve 50. yaşına giren Vakfımızın kuruluşundan bu yana çalışmalarımızı bu kapsamda gerçekleştiriyoruz. Ülkemizi derinden sarsan büyük depremlerin ardından, öğrencilerin ve öğretmenlerin okul ortamında bir arada olması, güvenli bir şekilde eğitim-öğretim faaliyetlerinin sürdürülmesi önceliklerimiz arasında yer alıyordu. Bu amaç doğrultusunda, depremin ilk şokunu atlattıktan sonra kesintisiz eğitim için ‘Hatay’a 3 Ayda 3 Okul’ sözüyle yola çıktık. Ne mutlu ki Enerjisa Hatay Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Sabancı Lassa Ortaokulu ve Sabancı Arsuz Ortaokulu’nu rekor bir sürede tamamladık. Geçtiğimiz yıl, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı gibi bizim için anlamı büyük olan bu tarihte birinci okulumuzun açılışı için heyecan duyarken, aradan geçen bir yılda dördüncü okulumuzu öğrenci ve öğretmenlerle buluşturmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Enerjisa Atatürk İlkokulu’nu Enerjisa Enerji ve yabancı hissedarı E.ON’un bağışlarıyla hayata geçirdik. İş birliği yapmanın etkisini tecrübe etmiş bir kurum olarak nitelikli eğitim için farklı paydaşlarla güçlerimizi birleştirmeye ve var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz" dedi.

Kaynak: İHA

Aras EDAŞ’tan Kars’taki Gençlere İstihdam İmkânı

Aras Akademi kapsamında iş birliği protokollerine bir yenisini daha ekleyen Aras Elektrik, bölge istihdamına katkı sağlamaya devam ediyor. Bölgedeki kurum/kuruluşlarla protokol imzalayan Şirket, gençlere iş imkânı sağlıyor. Bu iş birliği ile Serhat Kalkınma Ajansı’nın 2024 yılı Çalışma Programı’nda yer alan faaliyetlerinden birisi olan “Kadınlar ve Gençler İçin Eğitim Modülleri” kapsamında Kars’ta “Elektrik Dağıtım Şebekesi İşletme Bakım ve Şebeke Varlıkları Eğitimi” Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği (Elder) uzmanları tarafından verildi.

Aras Elektrik Genel Müdürü Fikret Akbaş: “Amacımız sektörün ihtiyaç duyduğu nitelikli eleman gücünün bölgede istihdam edilmesine katkı sağlamak. Bunu da sorumluluk alanımızdaki kurum/kuruluşlarla yaptığımız protokoller sayesinde gerçekleştiriyoruz. Enerji sektörü olarak, teknik liseler ve mezun öğrenciler arasında oluşan bu köprü ile bölge istihdamına katkı sağlayarak sektör için nitelikli ve başarılı gençler yetiştirmeyi hedefliyoruz.” derken Kars İl Koordinatörü Zafer Demir ise projenin katkılarını “Aras EDAŞ olarak müşterilerimize kesintisiz ve kaliteli hizmet sunma misyonumuzun yanı sıra tüm bölgemizin refah seviyesini artırmayı ve hayat boyu öğrenmeyi desteklemeyi amaçlıyoruz. Bu kapsamda SERKA ile görüşmelerimiz sürekli devam ediyor. Bu proje de lise mezunu öğrencilerimizin sektöre kazandırılması için büyük bir imkan sağladı. Farklı projelerde SERKA ile çalışmaya devam etmeyi planlıyoruz.” ifadeleri ile kullandı.

Kars’ta Elder tarafından genç adaylara verilen eğitimleri ve projeye katılımını değerlendiren Aras Elektrik’ten Eğitim Müdürü Murat Caf: “Mesleki ve teknik lise öğrencilerine, mezun öğrencilere kariyer fırsatı sunduğumuz projenin her adımını hızlı bir şekilde gerçekleştiriyoruz. İlk adımında, eğitim programına katılacak olan adayları belirlediğimiz projenin, sonraki adımında da bu adaylara Elder tarafından teknik eğitimler vererek devam ettik. Geçen yıl hayata geçirdiğimiz iş birliği protokolü kapsamında Kars’ta eğitimler vermiştik. Bu yıl da iş birlikçimiz olan SERKA ve eğitim boyunca desteğini sürdüren Elder ile nisan ayında tekrar Kars’ta yaşayan yaklaşık 30 kişiye teknik eğitim verildi. Bu eğitimden Kars ili Haydar Aliyev Mesleki ve Teknik Eğitim Anadolu Lisesi ve Gazi Ahmet Muhtar Paşa Lisesi başta olmak üzere ildeki diğer bazı mesleki eğitim veren liselerden ve yüksekokullardan mezun gençler faydalandı. Bölge istihdamında sürdürülebilirliği sağlamak adına iş birliği içerisinde olduğumuz SERKA ve desteklerini sürdüren Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği - Elder’e çok teşekkür ediyorum.” 

Eğitimler sonunda, teknik açıdan gerekli ve yeterli becerilerle donanmış ve Aras Elektrik tarafından yapılan sınavda başarılı olan gençler, Aras Elektrik tarafından TRA2 Bölgesi illerinde (Ağrı, Ardahan, Iğdır ve Kars illeri) ve ilçelerinde istihdam edilecek.”

DÜNYADAN HABERLER
İklim Değişikliğinin Zararı 2050’ye Kadar Yılda 38 Trilyon Dolara Mal Olabilir

Alman hükümeti tarafından desteklenen bir araştırmaya göre, iklim değişikliğinin tarıma, altyapıya, üretkenliğe ve sağlığa vereceği zarar 2050 yılına kadar yılda 38 trilyon dolara mal olacak ve bu rakam insan faaliyetleri daha fazla sera gazı saldıkça neredeyse kesin olarak artacak.

İklim değişikliğinin ekonomik etkileri tam olarak anlaşılabilmiş değil ve ekonomistler genellikle bu etkilerin boyutları konusunda hemfikir değiller. Alman hükümeti tarafından desteklenen Potsdam İklim Etkileri Araştırma Enstitüsü'nün (PIK) çalışması, bulgularının ciddiyetiyle öne çıkıyor. İklim değişikliğinin yüzyılın ortasına kadar küresel ekonominin GSYH'sini yüzde 17 oranında azaltacağını hesaplıyor. Çalışmanın yazarlarından Potsdam iklim verileri araştırmacısı Leonie Wenz, “Dünya nüfusu iklim değişikliği olmasaydı olacağından daha yoksul. İklimi korumak, korumamaktan çok daha az maliyetli” dedi.

Rapora göre, küresel ısınmayı 2050 yılına kadar sanayi öncesi sıcaklıkların 2 santigrat derece ile sınırlandırmaya yönelik tedbirlerin maliyeti tahmini 6 trilyon dolarla, ısınmanın bu seviyeyi aşmasına izin verilmesinin yol açacağı tahmini zararın altıda birinden daha az olacak. Daha önceki çalışmalar iklim değişikliğinin bazı ülkelerin ekonomilerine fayda sağlayabileceği sonucuna varmış olsa da PIK'in araştırması neredeyse tüm ülkelerin zarar göreceğini ve bundan en çok yoksul ve gelişmekte olan ülkelerin etkileneceğini ortaya koyuyor.

Bulgulara göre, emisyonlar bugünkü hızda devam ederse ve ortalama küresel sıcaklık 4 C'nin üzerine çıkarsa, 2050'den sonra tahmin edilen ekonomik bedel 2100 yılına kadar yüzde 60 gelir kaybına denk geliyor. Sıcaklık artışının 2 oC ile sınırlandırılması bu kayıpları ortalama yüzde 20'de tutabilecek.

Kaynak: REUTERS

Kendi Kendini Temizleyen Güneş Paneli Teknolojisi Geliştirildi

Güney Kore’deki DGIST’teki (Daegu Gyeongbuk Bilim ve Teknoloji Enstitüsü) bir araştırma ekibi, panelleri tozdan ve diğer kirletici maddelerden uzak tutarak güneş enerjisi üretimini artıran cihaz geliştirdi. Rüzgâr gücünden yararlanan bu kendi kendini temizleyen cihaz, temiz enerji devriminin hayati bir bileşenini otonom olarak sürdürüyor.

Geleneksel olarak paneller, maliyetli ve emek yoğun bir süreç olan manuel temizlik gerektirir. Interesting Engineering’de detayları yer alan habere göre, elektrodinamik bir ekran, yüksek voltajlı elektrik alanlarını kullanarak insan yardımı olmadan bir güneş panelini temizleyebiliyor. Ancak ekranın aynı zamanda harici bir kaynaktan da beslenmesi gerekiyor ve rüzgâr enerjisi burada devreye giriyor. Rüzgârın sürtünme enerjisinden yararlanan bir triboelektrik nanojeneratörün tanıtılmasıyla araştırmacılar, elektrodinamik ekrana güç sağlamak için yeterli elektrik üretebildiler ve böylece güneş panelini sonsuza kadar yüzde 90 civarında temiz tutabildiler.

Araştırmayı yöneten Profesör Lee Ju-hyuck, “Bol rüzgâr enerjisini panelin hücre verimliliğini koruyacak bir araca dönüştürmenin bir yolunu bulduk. Bu, güneş enerjisinin daha temiz bir gelecek için baskın bir çözüm olarak kalmasını sağlamaya yönelik önemli bir adımdır.” diye konuştu.

Kaynak: TEMİZ ENERJİ

Ekvador'da Enerji Krizi Nedeniyle OHAL İlan Edildi

Güney Amerika ülkesi Ekvador'da, enerji santrallerine yönelik düzenlenen saldırılar nedeniyle Olağanüstü Hal (OHAL) ilan edildi.  Devlet Başkanlığı kararnamesi kapsamında, enerji santrallerine yapılan sabotajların engellenmesi için ordu ve polise geniş çaplı yetkiler verildi.

Enerji santrallerine yapılan saldırıların yanı sıra Kolombiya'nın da Ekvador'a elektrik ihracatını durdurması ülkedeki günlük elektrik kesintilerini 8 saate çıkardı. Ekvador'da bu yıl yaşanan kuraklığın enerji krizini daha da derinleştirildiği bilgisi paylaşıldı.

Ekvador'daki enerji şirketleri de başkent Kito dahil çok sayıda şehirde elektriklerin hangi saatlerde kesileceğine dair kamuoyunu bilgilendirmişti. Enerji Bakanlığı'ndan 17 Nisan'da yapılan açıklamada, sıcaklıkların artması, su debilerinin azalması ve kuraklık gibi durumların ülkenin enerji sisteminin etkilediği belirtilmişti.

Kaynak: NTV

Fransa Yılda Bir Milyon Isı Pompası Üretmeyi Planlıyor

Fransa Başkanı Emmanuel Macron, Eylül 2023’te Fransa’nın 2027 yılı sonundan önce bir milyon ısı pompası üretmesi gerektiğini duyururken, Fransa Ekonomi ve Enerji Bakanı BrunoLe Maire ve Enerji ve Sanayiden Sorumlu Bakan Delegesi Roland Lescure, hükümetin bunu gerçekleştirme planını açıkladı.

Avrupa’nın en büyük ısı pompası pazarı ve üreticisi olan Fransa’da halihazırda 27 ısı pompası fabrikası bulunuyor ve hükümet, 2027 yılına kadar Fransa’da yılda bir milyon yeni ısı pompasının üretilmesini hedefliyor. Le Maire tarafından açıklanan planın iki temel unsuru var: İlk olarak talebi artırmak için, hükümetin bürokrasiyi azaltmaya daha fazla odaklanmasına paralel olarak, çatılara ısı pompası kurulumuna yönelik düzenleyici ve idari süreç basitleştirilecek. Tüketicilerin ısı pompası satın almasına yardımcı olacak ‘MaPrimeRénov’ ve enerji tasarrufu sertifikaları gibi çeşitli programlar sürdürülecek. İkinci olarak hükümet, Avrupa’nın stratejik yeşil endüstrileri destekleme konusundaki yeni açıklığını temel alarak üreticilere doğrudan destek sağlayacak. Fransa’nın programı, yatırım yardımında fabrika başına 200 milyon avroya kadar ulaşabilecek vergi kredileri yoluyla fabrika inşasını destekleyecek.

Le Maire, Avrupa’da daha fazla temiz enerji üretimini teşvik eden Net Sıfır Sanayi Yasası’nın (NZIA) Şubat ayı başında kabul edilmesine atıfta bulunarak, “2025’ten itibaren kamu yardımını Fransız ve Avrupa ısı pompalarına yönlendirmeye başlayacağız” dedi.

Avrupa’daki ısı pompası stoku 19,8 milyon adet olup, bu da yaklaşık 174 GW’lık bir termal kapasiteye eşdeğerdir. 2022 yılında Avrupa’da 3,01 milyon ısı pompası satıldı; bu da yaklaşık 28,2 GW termal kapasiteye denk geliyor. Isı pompası pazarı, yıllık bazda yüzde 39’luk bir dağıtım artışıyla hızlı bir şekilde büyüdü. On ülke tek başına Avrupa pazarının yüzde 86’sını oluşturuyor. 2022 yılında mutlak satışlarda Fransa (622 bin adet), İtalya (514 bin adet) ve Almanya (276 bin adet) başı çekerken, bir önceki yıla göre en büyük artış 110 bin adet ile Polonya’da kaydedildi.

Kaynak: TEMİZ ENERJİ

HAFTANIN RAPORU

Rüzgar Santralleri Araziyi Tahmin Edilenden Daha Verimli Kullanıyor

McGill Üniversitesi tarafından yürütülen “Rüzgar Enerjisi Gelişimi için Arazi Kaynakları Bölgesel Karakterizasyonlar Gerektirir” adlı çalışma, rüzgar enerjisi gelişimi için arazi kullanımının nasıl optimize edilebileceğini inceliyor.

ABD'deki 320'ye yakın rüzgar santralinin arazi kullanımının değerlendirilmesine dayanan araştırma, rüzgar santrallerinin genellikle sadece çok küçük bir kısmının tarım arazisi olarak kullanıldığını ortaya koyuyor. Bu durumda, mevcut altyapıya sahip olan tarım arazileri gibi alanlara rüzgar türbinleri yerleştirilmesi, yeni projelerin altyapıdan doğrudan etkilenen arazi başına üretilen enerji miktarını yaklaşık yedi kat artırabiliyor.

Raporun tamamına BURADAN ulaşabilirsiniz.

İNFOGRAFİK / GRAFİK