SEKTÖRDEN HABERLER
“Elektrik Dağıtım Sektörü, Yeşil Dönüşümün En Önemli Taşıyıcısı”

Dünyadaki ve Türkiye’deki enerji görünümünü ve elektrik dağıtım sektörünün enerji dönüşümündeki stratejik pozisyonunu değerlendirmek için basın mensupları ile bir araya gelen Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği (Elder) Yönetim Kurulu Başkanı Barış Erdeniz, “Şebeke dönüşümünü gerçekleştirecek olan elektrik dağıtım şirketleri, yeşil enerji dönüşümünün en önemli taşıyıcısı konumundadır. Elektrik dağıtım sektörü olarak, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da ülkemizin kalkınmasına güç vermeye devam edecek, yeşil dönüşümde üstleneceğimiz “dönüşümün omurgası” rolümüzle Türkiye’nin enerji arz güvenliğinin teminine tam destek vereceğiz” değerlendirmesinde bulundu.

Elder’in 10. Olağan Genel Kurulu’nda, Yönetim Kurulu Başkanlığı’na seçilen Barış Erdeniz, basın ile ilk toplantısını 20 Mayıs Pazartesi günü İstanbul’da gerçekleştirdi. “20 Mayıs tarihi derneğimiz için özel bir gün. 1999 yılından bu yana ülkemizdeki elektrik dağıtım şirketlerinin çatı örgütü olarak faaliyet gösteren Elder, tam 25 yaşında” diyen Barış Erdeniz sözlerine şöyle devam etti:

“Üretiminden tüketiciye kadar uzanan elektrik ekosistemi 2023 rakamlarıyla 915 milyar TL’lik büyüklüğü ile gayrisafi yurtiçi hasılamızın yüzde 3,5’ini oluşturan dev bir yapı. Bizler, bu ekosistemin dağıtım ayağı olarak, bir kamu hizmeti niteliğindeki elektrik dağıtımını kesintisiz, kaliteli ve sürekli bir şekilde yaklaşık 50 milyon abonemize sunmakla mükellefiz. Operasyonel giderleri, yatırım harcamaları ve gelirleri regüle olan sektörümüzde, toplam 21 elektrik dağıtım şirketi doğrudan ve dolaylı olarak yaklaşık 100 bin çalışanıyla tüm vatandaşlarımızın elektriğe 7/24 ulaşması için durmaksızın çalışmalarını sürdürmekte. Dağıtım sektörü, 2011-2023 yılları arasında yaptığı 16 milyar dolarlık yatırım ile özelleştirme sürecinde ülkemizin hazinesine kazandırdığı 13 milyar dolarlık özelleştirme bedelinin üzerinde yatırımı hayata geçirdi. Türkiye ekonomisine bu dönemde sağladığımız katkı 29 milyar doları buldu.”

Dünyada ve Türkiye’deki enerji görümü ile ilgili de bilgi veren Erdeniz, “Araştırmalar bize önümüzdeki dönemde gerçekleştirilecek elektrik üretimi yatırımlarının küresel net-sıfır hedeflerine paralel olarak yenilenebilir kaynaklı olacağını ve 2040 yılında toplam küresel kurulu gücün yarısından fazlasının yenilenebilir kaynaklardan karşılanacağını gösteriyor. Bu öngörünün hayata geçirilmesi ve yeşil dönüşümün sağlanmasında elektrik dağıtım şirketlerinin rolü stratejik” diye konuştu. 

Yenilenebilir enerji kaynaklarının kurulu güç içerisindeki artışına da dikkat çeken Erdeniz, “Türkiye’de 2023 yılsonu itibarıyla 330 teravatsaat olarak gerçekleşen elektrik tüketiminin Türkiye Ulusal Enerji Planı projeksiyonları kapsamında 2035 yılında yüzde 55 artışla 511 teravatsaat olması öngörülmekte. Bu talep artışına paralel olarak kurulu gücümüzün de yüzde 78 artışla 190 bin megavatsaat mertebesine çıkacağı tahmin ediliyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımızın projeksiyonları, ülke olarak 2053 net-sıfır hedeflerimiz ve enerji arz güvenliği politikalarımız doğrultusunda, elektrik üretiminde fosil yakıtların kullanımından, yenilenebilir kaynaklara geçişin hızlanarak devam edeceğini gösteriyor. Son 10 yılda ülkemizin kurulu gücü içerisinde rüzgar ve güneşin payı 8 kat artışla yüzde 22 seviyesine ulaşırken, 2035 yılında bu oranın yüzde 43 mertebesine yükselmesi öngörülüyor” dedi.

Hem dünyada hem de Türkiye’de elektrik tüketiminde artış trendi olduğunu belirten Erdeniz, “Farklı enerji formları kullanılan sektör ve süreçlerde elektrik enerjisine geçişe elektrifikasyon diyoruz. Bu yeni yapı, elektriğe olan talebi artırırken, iklim değişikliğiyle mücadelenin bir gereği olarak elektriğin temiz kaynaklardan üretimini de çok daha kritik hale getiriyor. Elektrik üretimindeki yeşil dönüşüm ile elektrifikasyon odaklı artan tüketim arasındaki köprü elektrik dağıtım şirketlerinin gerçekleştireceği şebeke dönüşümü olmadan yeşil dönüşüm döngüsünü tamamlayamayız. Elektrifikasyonun en hızlı yaygınlaştığı sektör ise şüphesiz ulaştırma. 2023 yıl sonu verilerine göre ülkemizde kayıtlı yaklaşık 81 bin adet elektrikli araç bulunuyor. Bu rakam toplam otomobil stoku içinde binde 5’e tekabül ediyor. 2035 yılında bu rakamın 52 kat artışla 4,2 milyon seviyesine çıkması, yani otomobillerin yüzde 13’ünün elektrikli olması öngörülüyor. Elektrikli araçlardaki artışa paralel olarak araç şarj soket sayısının da 29 kat artışla yaklaşık 248 bin mertebesine ulaşması EPDK’nın projeksiyonları dahilinde. Şüphesiz artan ihtiyacın karşılanabilmesi için önümüzdeki 10 yıl içerisinde elektrik dağıtım şirketlerinin bu bölgelere yeni bağlantı ve trafo yatırımları daha kritik hale gelecek” ifadesini kullandı. 

Yarının dünyasında her geçen gün daha fazla yenilenebilir enerji kaynaklı üretim tesisinin sisteme dahil olacağına işaret eden Elder Yönetim Kurulu Başkanı Barış Erdeniz, “Ulaşımda elektrifikasyonla 100 binlerce yeni elektrikli araç şarj istasyonu şebekeye dahil olacak. Bununla birlikte, tüketiciler de birer üretici pozisyonuna gelebilecekler. Böylelikle dağıtım şebekesinde çift yönlü elektrik akışı yaşanacak. Bunun için şebekenin yeşil ve dijital dönüşümünün hızla gerçekleştirilmesi lazım. Bu açıdan şebeke yatırımları enerji arz güvenliğimiz için stratejik öneme sahip. Yeni yatırımlar ve eskiyen şebekelerin yenilenmesi de dahil tüm şebeke yatırımlarının sağlıklı finansmanı için sürdürülebilir fiyat politikasına olan ihtiyaç artık daha fazla. Elektrik faturalarının yatay seyri için devletimizin üstlendiği sübvansiyonun faturalandırma bedellerinin mevcut seyrini koruması durumunda bu yılsonunda 5,7 milyar dolar seviyesine ulaşacağı öngörülmekte. Elektrik ekosisteminin gayrisafi yurtiçi hasıla içindeki payı ve ulusal kalkınmamızdaki rolü göz önünde bulundurulduğunda, sürdürülebilir sektör gelişimi için fiyatların maliyetleri yansıtan bir düzleme taşınması önem arz etmekte. Şebeke dönüşümünü gerçekleştirecek olan elektrik dağıtım şirketleri, yeşil enerji dönüşümünün en önemli taşıyıcısı konumundadır. Sektör olarak, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da ülkemizin kalkınmasına güç vermeye devam edecek, yeşil dönüşümde üstleneceğimiz “dönüşümün omurgası” rolümüzle Türkiye’nin enerji arz güvenliğinin teminine tam destek vereceğiz” diye konuştu.

Dünya Bankası ile Yenilenebilir Enerjide 1 Milyar Dolarlık Anlaşma İmzalandı

Dünya Bankası ve Türkiye, yenilenebilir enerji kullanımını artırma çabalarını destekleyecek 1 milyar dolarlık program için anlaşma imzaladı. Kurumdan yapılan açıklamaya göre, söz konusu programın, Ulusal Enerji Planı’nı destekleme hedefi doğrultusunda Türkiye’nin dağıtık güneş enerjisi piyasasının kurularak genişletilmesine ve bir batarya depolama programının pilot uygulamasının gerçekleştirilmesine yardımcı olması bekleniyor.

Açıklamada, hükümetin 2022 itibarıyla 9,5 GW olan güneş enerjisi kurulu gücünü 2035’e kadar 52,9 GW’a çıkarmayı hedeflediği belirtilerek, batarya depolama kapasitesi için hedefin 7,5 GW olduğu anımsatıldı. Yenilenebilir enerji kullanımını artırma çabaları doğrultusunda desteklenecek 1 milyar dolarlık program Türkiye’nin önde gelen kamu ve özel sektör kalkınma bankaları tarafından uygulanacak. Buna göre, kamuya ait Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası (TKYB) ve özel sektöre ait Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) paralel şekilde çalışarak Türkiye’nin dağıtık enerji piyasasını iki aşama halinde geliştirecek.

Açıklamaya göre, ilk olarak, ticari ve sınai müşteriler için çatı üzeri ve zemine monte edilen güneş enerjisi sistemlerini geliştiren özel sektör yatırımcılarına doğrudan finansman sağlanacak. İkinci olarak, güneş enerjisi yatırımcılarına benzer krediler sağlamaları için yerel ticari bankaları veya kiralama şirketlerini desteklenecek. Program böylece dağıtık güneş enerjisinin kullanımının artırılması için giderek daha fazla çeşitlenen finansman kaynakları piyasası geliştirecek. Açıklamada görüşlerine yer verilen Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Humberto Lopez, “Türkiye son zamanlarda enerji dönüşümü ile ilgili olarak gelişmekte olan piyasa ekonomileri arasında görülen en iddialı programlardan birine imza attı. Dünya Bankası, 2035’e kadar yenilenebilir enerjiyi iki katına çıkarma yönündeki bu kararlılığı olumlu karşılamakta ve bugün imzaladığımız gibi projelerle enerji güvenliğini sağlama, tüketiciler için enerji maliyetlerini düşürme ve iklim değişikliğiyle mücadele çabalarında ülkeye eşlik etmekten mutluluk duymaktadır” değerlendirmesinde bulundu.

Dünya Bankasının programdan sorumlu Baş Enerji Uzmanı Manuel Berlengiero da “Proje artan elektrik talebini karşılamanın yanında, dağıtık güneş enerjisi ve depolama çözümleri için özel yatırımları çekebilecek ve sonuçta daha az kamu desteği veya imtiyazlı destek ile işleyebilecek olgunlaşmış bir piyasaya geçiş için gerekli temelleri oluşturarak piyasa gelişiminin bir sonraki aşamasını hızlandıracaktır” ifadelerini kullandı.

Dünya Bankası finansmanı, Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankasından (IBRD) sağlanacak 600 milyon Euro’luk (yaklaşık 657 milyon dolar) kredi ve Temiz Teknoloji Fonu’ndan (CTF) sağlanacak 30 milyon dolarlık kredinin yanında, Dünya Bankası’nın Enerji Sektörü Yönetim Yardım Programından (ESMAP) sağlanacak 3 milyon dolar tutarında hibe finansmanından oluşacak. Programın ayrıca 259 milyon dolar tutarında özel sermayeyi de harekete geçirmesi bekleniyor.

Kaynak: TEMİZ ENERJİ

İBB, İGDAŞ’ı Halka Arz Etmeyi Planlıyor

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, şehrin doğal gaz dağıtım şirketini halka arz etme planını yeniden canlandırıyor. İBB Mali Hizmetler Daire Başkanı Neslihan Vural, belediye meclisinde CHP’nin çoğunluğu elde etmesinin, İGDAŞ’ın halka arzı da dahil olmak üzere fonlama sağlama planlarında ilerlemeye imkan tanıdığını söyledi. Vural “Eskiden bir projeyi kabul etmek için  yaklaşık bir yıla ihtiyaç duyarken, şimdi oldukça hızlı karar alabiliyoruz” dedi.

İGDAŞ’ın halka arz planı ilk olarak 2010’larda gündeme gelmiş ancak hayata geçememişti. Daha yüksek doğal gaz tarifesinin onaylanması durumunda İGDAŞ’ın 10 milyar dolara kadar değerleme yakalayabileceğini söyleyen Vural, İGDAŞ’taki İBB hissesini yüzde 90’ı aşkın seviyeden yüzde 20’nin altında bir seviyeye indirmeyi hedefleyeceklerini kaydetti. İGDAŞ 2022’de 35,8 milyar lira (1,1 milyar dolar) gelir elde etti. Vural, “Bir finans insanı olarak özelleştirmeden yanayım. Belediyenin nihayetinde sadece belediye işlerine geri dönmesi gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.

İBB Meclisi’nin halka arz izninin hala geçerli olduğunu belirten Vural, yatırım bankalarını yetkilendirme aşamasından önce yapılması gereken bazı çalışmalar olduğunu ve bunlar arasında şirket ana sözleşmesinin yeniden düzenlenmesinin de olduğunu ifade etti.

Vural otopark şirketi İspark’ın, su şirketi Hamidiye’nin ve ucuz ekmek üreticisi Halk Ekmek’in de satış için potansiyel varlıklar arasında olduğunu belirtti. Vural İGDAŞ’ın ardından sıranın İspark’a gelebileceğini, ancak bunun henüz masada olmadığını söyledi.16 milyon kişiye ev sahipliği yapan İstanbul Türkiye ekonomisinin üçte birini oluşturuyor. Şehirde fonlamaya ihtiyaç duyan bir dizi proje bulunuyor. Vural, bu projeler arasında atık kaynaklı enerji santrali, yeni ve tamamlanmamış metro hatları ve mevcut taksi filosunu yüzde 50 büyütecek 10 bin yeni taksi projesinin bulunduğunu söyledi.

Vural, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in kasım ayında çıkılan 715 milyon dolarlık İBB yeşil tahvil ihracını onayladığını ve aralarında 925 milyon dolarlık kredi hattının da olduğu dört metro projesi finansmanının onaylanmasının beklendiğini belirtti. Vural, İBB’nin bu yıl sermaye piyasaları ve EBRD gibi uluslararası finans kuruluşlarından 1 milyar Euro’luk (1,1 milyar dolar) finansman sağlamayı hedeflediğini duyurdu.

Kaynak: BLOOMBERGHT

LED Dönüşümü 1 Milyon Konutun Elektrik Tüketimi Kadar Tasarruf Sağlayabilecek

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in 13 Mayıs Pazartesi günü açıkladığı "Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi"nde enerji tasarrufu da öncelikli alanlar arasında yer alıyor. Bakan Şimşek, bu kapsamda enerji verimliliğine dikkati çekerek, 2024'te sokak ve cadde aydınlatması için öngörülen ödeneğin 35 milyar lira olduğunu, LED dönüşümünün hızlandırılmasının ciddi tasarruf sağlayabileceğini ifade etti.

Enerji ve Tabii Kaynakları Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada da genel aydınlatmada 2030'a kadar 1,2 milyon LED armatür kurulumunun sağlanacağı, bunun için elektrik dağıtım şirketleri ve yerel yönetimlerle koordineli çalışılacağı bildirildi.

Kısa, orta ve uzun vadeli enerji planlamalarında verimliliği temel öncelik alanı olarak belirleyen Türkiye'nin, ilk Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı (UEVEP) 2017-2023 dönemini kapsıyordu. Bu dönemde, genel aydınlatma tesislerinde LED armatür kurulmasına yönelik ilk uygulamalar başladı. Türkiye, enerji verimliliği konusunda elde edilen kazanımları Türkiye Yüzyılı'nda daha ileriye taşımak amacıyla Enerji Verimliliği 2030 Stratejisi ve 2024-2030 dönemini kapsayan II. UEVEP'yi ise bu yıl uygulamaya başladı. Bu dönemde de genel aydınlatmada verimliliğin artırılması amacıyla LED kullanımının yaygınlaştırılması hedefleniyor. LED dönüşümüyle sağlanabilecek tasarruf miktarı yıllık yaklaşık 2,2 milyar kilovatsaat olarak hesaplanırken, bu da yaklaşık 1 milyon konutun yıllık elektrik tüketimine karşılık geliyor.

Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği (Elder) Yönetim Kurulu Başkanı Barış Erdeniz, AA muhabirine, enerji verimliliği konusunda alınacak önlemlerin sadece enerji tüketiminin azaltılması değil aynı zamanda mevcut enerji kaynaklarının daha etkin ve verimli kullanılmasını sağlaması açısından da önemli olduğunu söyledi.

Erdeniz, enerji tasarrufu sağlayan, daha uzun ömürlü olan ve daha az atık üreterek karbon emisyonlarının azaltılmasına yardımcı olan LED armatürlere geçişle ilgili I. UEVEP uygulama döneminde önemli adımlar atıldığını vurgulayarak, "Plan çerçevesinde genel aydınlatma tesislerinde LED armatür kurulmasına yönelik uygulamalar devreye alınırken 2023 yılı sonu itibarıyla elektrik dağıtım şirketleri tarafından 110 bin genel aydınlatma tesisinde LED uygulaması yapıldı" dedi.

II. UEVEP'de de genel aydınlatmada verimliliğin artırılması için LED kullanımının yaygınlaştırılmasının öngörüldüğünü dile getiren Erdeniz, şunları kaydetti:

"Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca 2028'e kadar LED armatürlü genel aydınlatma tesisi sayısının 1 milyona çıkarılmasına yönelik çalışmalar devam ediyor. TEDAŞ verilerine göre mart sonu itibarıyla gerçekleştirilen projeler esas alındığında bu yıl içinde toplam LED armatürlü genel aydınlatma tesisi sayısı 160 bine ulaşacak. Buna, planlama ve ihale aşamasındaki tesisler de dahil edildiğinde 2024 sonunda LED armatürlü genel aydınlatma tesisi sayısının 200 bine ulaşması mümkün görünüyor."

Erdeniz, elektrik dağıtım şirketlerinin yer altı şebekesi bulunan noktalarda yeni aydınlatma tesislerini LED armatürlü olarak kurduğunu belirterek, "Mevcut cıva buharlı ve sodyum buharlı armatür kullanılan aydınlatma tesislerinin LED armatüre dönüştürülmesi öngörüsünün hayata geçirilmesi enerji verimliliğini artırırken kamusal harcamalarda da daha fazla tasarruf imkanı yaratacaktır. Elder olarak, elektrik dağıtım şirketlerimize bu konuda hedef gösterilmesi ve hedefle uyumlu imkanlar tanınmasıyla birlikte bu dönüşümün çok daha hızlı bir şekilde sağlanabileceğini düşünüyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

Elder olarak, sokak ve cadde aydınlatmalarında LED dönüşümüyle sağlanabilecek faydanın belirlenmesi amacıyla önceki yıllarda bir AR-GE projesi başlattıklarını anımsatan Erdeniz, şu bilgileri paylaştı:

"Kurumumuz koordinasyonunda yürütülen ve kısa adı 'Hasat-2' olan Genel Aydınlatmada Enerji Verimliliği AR-GE Projesi'nde, geleneksel aydınlatma tesislerine göre tipine bağlı olarak LED armatürlü aydınlatma tesislerinin yüzde 42 ila 74 tasarruf potansiyeli olabileceği ortaya kondu. Elde ettiğimiz bu sonuçtan hareketle, Türkiye genelinde 8 milyon adedin üzerinde genel aydınlatma tesisinin tamamında LED armatürlerin kullanılması durumunda yıllık yaklaşık 2,2 milyar kilovatsaat tasarruf yapılabileceğini söyleyebiliriz."

Erdeniz, söz konusu tasarrufun parasal değerine ilişkin de "Tasarruf edilecek miktarın parasal değeri, enerji fiyatlarına göre her zaman değişim gösterebileceğinden, LED dönüşüm ile sağlanabilecek faydayı ortaya koymak için genel aydınlatmalardaki toplam tüketim değeri üzerinden hareket edilebilir. 2023'te genel aydınlatmalarda 5 milyar kilovatsaat düzeyinde elektrik tüketildiği görülüyor. LED dönüşümü ile genel aydınlatmalarda yüzde 40'ın üzerinde tasarruf sağlanabilirdi” ifadelerini kullandı.

Kaynak: AA

Aras EDAŞ Müzesi’ne Öğrencilerden Yoğun İlgi

Sorumluluk bölgesinde yaptığı faaliyetler ve yenilikçi misyonu ile sektöre değer katmaya devam eden Aras Elektrik, Türkiye’deki 21 elektrik dağıtım şirketi arasında bir ilke imza atarak özel müze statüsü kapsamında ilk elektrik müzesini kurmuştu. Elektrik tarihine ışık tutan 1930’lara ait sayaçlardan kablo test araçlarına, trafolardan, ölçü aletlerine kadar çok sayıda eserin yer aldığı müze, öğrenciler tarafından büyük ilgi görüyor.

Öğretmenleri eşliğinde müzeyi gezen elektrik bölümü öğrencileri, zamanda yolculuk yaptı. Geçmişin izlerini taşıyan eserlerin yer aldığı müzeye öğrenciler hayran kaldı. Her eseri dikkatlice inceleyen öğrenciler, günümüzdeki elektrik malzemelerinin geçmişteki hallerini görme fırsatı yakaladı. Müzedeki eserleri ayrıntılı bir şekilde anlatan Akıllı Şebekeler ve Ar-Ge Müdürü Ali Geyikoğlu öğrencilerden gelen soruları da yanıtladı.

Müzedeki eserleri tek tek öğrencilere anlatan Geyikoğlu, “Müzemizde, geçmiş yıllarda kullanılan elektrik malzemeleri bulunuyor. 1930’lardan günümüze gelen eserleri burada görmek mümkün. Farklı ülkelere ait ekollerle üretilen sayaç türlerinden, günümüzde artık çok küçük ve daha işlevsel olan ölçüm aletleri, kesiciler, trafolar yer alıyor. Özellikle elektrik bölümündeki öğrenciler, hiçbir yerde göremeyeceği malzemeleri müzemizde görebiliyor” dedi.

Aras Elektrik Genel Müdürü Fikret Akbaş da “Müzeler Haftası kapsamında Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerinin Elektrik Bölümü öğrencilerini müzemizde ağırladık. Elektrik tarihine ışık tutan müzemizi, özellikle öğrencilerin ziyaret etmesini çok anlamlı buluyoruz. Hem eğitimlerine katkı sağlayacak bilgiler öğreniyor, hem de sosyal ve kültürel alanda gelişimlerine katkı sağlıyorlar. Bu vesileyle tüm vatandaşlarımızın Müzeler Haftası’nı kutluyor, müzemize ziyarete bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

Elektrik ile ilgili birçok eseri barındıran müze, hafta içi 08:00 - 17:00 saatleri arasında ziyaretçiler tarafından ücretsiz olarak yerinde gezileceği gibi sanal ortamda da ziyaret edilebilecek. Müze, ziyaretçilerine https://my.matterport.com/show/?m=nJ4SvrRXtKX adresinden sanal bir tur yaptırarak, adım adım panoramik bir şekilde gezme fırsatı sunuyor.

OEDAŞ, Tüketicilerine WhatsApp Üzerinden de Hizmet Veriyor

Afyonkarahisar, Bilecik, Eskişehir, Kütahya ve Uşak’ta faaliyet gösteren Osmangazi Elektrik Dağıtım AŞ (OEDAŞ), tüketici memnuniyetini ve deneyimini sürekli olarak iyileştirmeye yönelik dijitalleşme çalışmaları kapsamında WhatsApp üzerinden de hizmet veriyor.

Buna göre ‘0222 186 00 00’ numaralı WhatsApp hattını cep telefonuna kaydeden OEDAŞ tüketicileri; planlı-plansız kesintiler ve elektrik dalgalanmaları hakkında bilgi alıp, aydınlatma ile ilgili ihbarda bulunabiliyor. WhatsApp hattında aynı zamanda işletme bilgileri ile diğer işlemler seçenekleri de bulunuyor.

WhatsApp hattı hakkında bilgi veren OEDAŞ Direktörü Muzaffer Yalçın, “Tüketicilerimizle karşılıklı etkileşime dayanan açık iletişim politikamız doğrultusunda çeşitli kanallardan yararlanıyoruz. Özellikle saha çalışmalarımızda zorunlu olarak yapılması gereken planlı kesintilerde ve olası arıza durumlarında tüketicilerimize farklı kanallardan hızlı bir şekilde bilgi vermeye odaklanıyoruz. Bu kapsamda çağrı merkezimiz, SMS, sesli yanıt sistemi (IVR) gibi iletişim kanallarımızın yanı sıra web sitemiz ve mobil uygulama gibi kanallar üzerinden 7 gün 24 saat kesintisiz iletişim sağlıyoruz. Bu kanallardan biri de WhatsApp hattımız. WhatsApp, neredeyse hepimizin telefonunda olan, iletişim için sıklıkla kullandığımız bir uygulama. Tüketicilerimiz WhatsApp hattımızı telefon rehberlerine ekledikleri takdirde WhatsApp listelerindeki diğer kişiler gibi bizimle de anında iletişime geçebiliyor. Burada ilk etapta yapay zeka destekli bot ile yazışıyorlar. Ancak talep etmeleri veya farklı bir soru sormaları durumunda bu kez müşteri temsilcilerimiz devreye giriyor. Böylece yazışma aynı kanal üzerinden kesintisiz devam ettirilerek konu çözüme kavuşturuluyor” dedi.

DÜNYADAN HABERLER
Birleşik Krallık Açık Deniz Rüzgar Yatırımları 2030'a Kadar Yılda 15 Milyar Sterline Ulaşacak

Offshore Energies UK (OEUK) tarafından hazırlanan yeni bir rapor, Birleşik Krallık'ta açık deniz rüzgar enerjisinin yaygınlaştırılması için önemli fırsat ve zorlukları ortaya koydu. Wind Insight raporu, yatırımı çekmek ve yüzer rüzgar teknolojisi de dahil olmak üzere yeni nesil projeleri ilerletmek için maliyet enflasyonu ve planlama izni gecikmeleri gibi sorunları ele almak için yenilikçi yaklaşımlara duyulan ihtiyacı vurguladı.

Rapor, Birleşik Krallık'ın şu anda 15 GW kurulu açık deniz rüzgar kapasitesine sahip olduğunu ve küresel olarak ikinci en büyük pazar konumunda bulunduğunu ortaya koyuyor.Açık deniz rüzgarı Birleşik Krallık'ın elektrik üretiminin yaklaşık yüzde 30'una katkıda bulunuyor.

Ancak raporda Birleşik Krallık'ın 2030 yılına kadar 5 GW'lık yüzer açık deniz rüzgarı da dahil olmak üzere 50 GW'lık açık deniz rüzgar kapasitesi kurma hedefinin çeşitli engeller nedeniyle tehlikeye girdiği uyarısına da yer veriliyor. Ana bulgulardan biri, açık deniz rüzgarına yapılan harcamaların önemli ölçüde artacağı öngörüsü. Mevcut yıllık yatırım miktarı 7,7 milyar sterlin olmakla birlikte, bu miktarın 2030 yılına kadar yılda 15 milyar sterline yükselmesi ve 2035 yılına kadar da yılda 29 milyar sterline ulaşması bekleniyor.

Kaynak: ENERGYLIVENEWS

Biden, Rusya'dan Uranyum İthalatını Yasakladı

Biden, nükleer yakıt için Rusya'dan uranyum ithalatını yasaklayan yasa tasarısını imzaladı. Enerji Bakanlığı yaptığı duyuruda, ABD'nin 11 Ağustos'tan itibaren Rusya'dan ithal edilen uranyumu yasaklayacağını duyurdu. Enerji Bakanlığı'na göre Rusya, dünyadaki zenginleştirilmiş uranyum arzının neredeyse yarısını kontrol ediyor ve ülkenin 94 nükleer reaktörüne güç sağlamak için kullanılan ABD'nin zenginleştirilmiş uranyumunun yaklaşık dörtte birini sağlıyor.

Başkan Joe Biden'ın 13 Mayıs Pazartesi günü yasalaştırdığı yasak, aynı zamanda ülkenin uranyum endüstrisini genişletmek için 2,72 milyar dolarlık federal fonun da kilidini açıyor.

Enerji Bakanı Jennifer Granholm yaptığı açıklamada, "Ülkemizin temiz enerji geleceği Rusya'dan yapılan ithalatlara bağlı olmayacak. Burada, Amerika Birleşik Devletleri'nde güvenli bir nükleer yakıt tedarik zinciri oluşturmak için yatırımlar yapıyoruz" dedi.

ABD, zenginleştirilmiş uranyumunun yüzde 20'sinden fazlasını Rusya'nın devlete ait nükleer enerji şirketi Rosatom'dan ithal etmeye devam ederken, Kremlin'in Ukrayna'yı işgal ettiği Şubat 2022'den bu yana şirketin 35'ten fazla yan kuruluşuna yaptırım uyguladı. Senato Enerji ve Doğal Kaynaklar Komitesi'nin kıdemli üyesi R-Wyo'dan Senatör John Barrasso, bu son hamlenin ABD'nin emtia konusunda Rusya'ya olan bağımlılığının sona erdiğini işaret ettiğini söyledi.

Kaynak: BLOOMBERGHT

Hindistan’ın Yenilenebilir Enerji İhaleleri 69 GW’a Ulaşarak Rekor Kırdı

Enerji Ekonomisi ve Finansal Analiz Enstitüsü (IEEFA) ve JMK Araştırma ve Analitik tarafından hazırlanan bir rapora göre, Hindistan’ın yenilenebilir enerji ihaleleri, merkezi hükümetin güçlü desteği sayesinde 69 GW’lık rekor seviyeye ulaştı. 2024 mali yılı boyunca, kamu hizmeti ölçeğindeki yenilenebilir projelerin kiraları 50 GW hedefinin üzerindeydi. İhraçların başında güneş ve rüzgar ihaleleri geliyor ve toplamın yüzde 57’sini oluşturuyor. Geri kalan ihaleler rüzgar-güneş hibriti ve yenilenebilir enerji ile enerji depolama sistemleriyle birleştirildi.

IEEFA Güney Asya Direktörü Vibhuti Garg, Hindistan pazarının, salgının ve Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin yol açtığı tedarik zinciri sorunları nedeniyle küresel fiyat artışları nedeniyle 2019’dan 2022’ye kadar yaşanan düşüşün ardından toparlandığını söyledi. Garg, “Hindistan kamu hizmeti ölçekli yenilenebilir enerji piyasasına güçlü bir yatırımcı ilgisi var. Bunun temel nedenlerinin büyük ölçekli pazar büyümesi potansiyeli, hedefler ve düzenleyici çerçeveler açısından merkezi hükümet desteği ve daha yüksek işletme marjları” dedi.

IEEFA ve JMK, ülkenin 2024 mali yılında düzenlenen ve 4 GW’a ulaşan ilk büyük ölçekli açık deniz rüzgar ihalesini içermesi nedeniyle yenilenebilir enerji ihalelerinin türlerinde yenilikler olduğunu ekledi. Önümüzdeki yıl 500 MW’lık konsantre güneş ve termal depolama ihalesi yapılacak.

JMK Araştırma Kurucusu Jyoti Gulia, raporda ayrıca ESS proje ihalelerinde bir artış olduğunu, bunun da enerji alımı yapanların daha az aralıklı ve iyileştirilmiş yenilenebilir enerji üretimi profillerini tercih ettiğini gösterdiğini söyleyerek, “2018 yılında hibrit ihalelerin başlatılmasından bu yana, yenilenebilir enerji ihaleleri güneş ve rüzgardan hibrit ve yenilenebilir enerji artı ESS’ye doğru güçlü bir ivmeye tanık oldu. Çıkış gücü kalitesine verilen önem önümüzdeki yıllarda güçlenmeye devam edecek” diye ekledi.

Kaynak: TEMİZENERJİ

Yapay Zeka Güncellemesi Rüzgar Türbini Verimliliğini Artırabilir

Rüzgar türbinlerinin verimliliğini yaklaşık yüzde 0,3 oranında artırabilecek yeni bir yapay zeka geliştirildi. Bu kulağa çok fazla gelmese de dünya çapındaki tüm rüzgar türbinleri bu yazılım güncellemesini alsa, mütevazı büyüklükteki bir ülkeye elektrik sağlamak için yeterli ekstra güç üretileceği anlamına geliyor.

Rüzgar türbinleriyle ilgili temel sorun sürdürülebilirliklerinin tartışmalı olmasının yanı sıra, maksimum çıktı sağlamak için doğrudan rüzgara bakmaları gerekmesi. Halihazırda rüzgar türbinleri ağır ve hantal şeyler olduğu için bunu başarmak çok zor.

Çoğu rüzgar türbini, sofistike kontrol sistemleri ve aerodinamik tasarım sayesinde kendilerini rüzgarla aynı hizaya getiriyor. Türbinin birkaç kanattan oluşan rotoru, rüzgara bakacak şekilde ayarlanabilen yatay veya dikey bir eksen üzerine monte edildi. Anemometreler ve rüzgar pervaneleri gibi sensörler rüzgar yönünü ve hızını tespit ederek bu bilgileri türbinin kontrol sistemine gönderiyor. Bu girdilere dayanarak kontrol sistemi, türbin gövdesinin tamamını rüzgara bakacak şekilde döndüren sapma tahrikine komut veriyor. Bu sürekli izleme ve ayarlama, türbinin rüzgar yönü ile optimum hizalamayı koruyarak enerji yakalamayı en üst düzeye çıkarmasını sağlıyor.

Yeni yapay zeka, rüzgar türbinlerinin mevcut reaktif sistemlerini yapay zeka tarafından hesaplanan güvenilir bir tahmin unsuruyla birleştirerek bu durumu önemli ölçüde iyileştirmek üzere geliştirildi. Bu tekniğin küresel olarak yaygınlaştırılması, elektrik üretimini yılda 5 terawatt-saat gibi önemli bir oranda artırabilir. New Scientist, bunun Arnavutluk'un yıllık tükettiği elektrik miktarına ya da 1,7 milyon tipik Birleşik Krallık hanesine eşdeğer olduğuna dikkat çekiyor.

Araştırmacılara göre, yüzde 1,2'lik enerji artışının dünyadaki mevcut tüm rüzgar çiftliklerine uygulanması, 3.600'den fazla yeni rüzgar türbini eklenmesine eşdeğer olacak. Bu da yaklaşık 3 milyon eve yetecek kadar enerji üretecek ve enerji üreticileri için yılda neredeyse bir milyar dolarlık toplam kazanç sağlayacak.

Kaynak: INTERESTINGENGINEERING

HAFTANIN RAPORU

İklı̇m Değı̇şı̇klı̇ğı̇nı̇n Makroekonomik Etkileri̇

Ulusal Ekonomik Araştırma Bürosu’nun, “İklı̇m Değı̇şı̇klı̇ğı̇nı̇n Makroekonomik Etkileri̇: Küresel vs. Yerel Sıcaklık” adlı raporu, iklim değişikliğinin neden olduğu ekonomik zararların önceki tahminlerden altı kat daha kötü olduğunu ortaya koydu. Araştırmacılar, küresel sıcaklıktaki 1 derecelik bir artışın, dünya gayri safi yurt içi hasılasında (GSYH) yüzde 12’lik bir düşüşe yol açtığını belirledi; bu, önceki analizlere göre çok daha yüksek bir tahmin olarak değerlendiriliyor. Rapora göre, dünya sanayi öncesi dönemden bu yana zaten 1°C (1,8°F) üzerinde ısındı ve birçok iklim bilimci, fosil yakıtların yakılmaya devam etmesi nedeniyle bu yüzyılın sonuna kadar sıcaklığın 3°C (5,4°F) artacağını öngörüyor. Bu durumun küresel ölçekte çok büyük ekonomik maliyetler getireceği belirtiliyor.

Raporun tamamına BURADAN ulaşabilirsiniz.

İNFOGRAFİK / GRAFİK