SEKTÖRDEN HABERLER
Türkiye'nin Enerji Dönüşümü ve Yenilenebilirde 2035 Yol Haritası Açıklandı

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Türkiye'nin 2035'te 120 bin megavatlık rüzgar ve güneş kurulu gücü hedeflediğini ve bunun için 80 milyar dolara yakın yatırıma ihtiyaç duyduğunu bildirdi.

Bayraktar, Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde düzenlenen "Enerji Dönüşümü - Yenilenebilir Enerji 2035" tanıtım toplantısında yaptığı sunumda, Türkiye'nin enerji politikalarının, arz güvenliği, enerjide dışa bağımlılığı azaltmak ve 2053 net sıfır emisyon olmak üzere 3 temel hedef üzerinde şekillendiğini söyledi.

Ülkede son 20 yılda doğal gaz ve elektrik talebinin yaklaşık 3 kat büyüdüğüne ve 2035'te 510 teravatsaate ulaşacağına dikkat çeken Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Bayraktar, Türkiye’nin gelecek 30 yılda enerjide net ihracatçı bir ülke olmasını hedeflediklerini aktardı.

Yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının azami düzeyde kullanılması gerektiğine işaret eden Bayraktar, Türkiye'nin enerji ithalatını düşürmek için petrol ve doğal gaz aramalarına ağırlık vererek ekonomiye katkı sağlanacağını ifade etti.

Elektrik piyasasında Avrupa Birliği normlarında bir yapıya kavuşulduğuna da dikkat çeken Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı, "Daha öngörülebilir yatırım ortamı, daha güçlü bir Türkiye enerji piyasası sağlamak durumundayız. Önümüzde ısı kanunu, jeotermal kanunu, mutlaka küçük modüler reaktörlerle alakalı bir kanuni düzenleme altyapısı hedefimiz var. Bunun yanı sıra fiyatlamanın daha rasyonel olduğu, maliyet esaslı bir fiyatlamaya doğru bir hedef bizi bekliyor." dedi.

Enerji sektöründe dijitalleşmenin akıllı şebekeler, akıllı sayaçlar, akıllı ölçüm mekanizmaları gibi sektör için önemli birçok fırsatı getirdiğine değinen Bayraktar, siber güvenliğin de dikkat edilmesi gereken konular arasında yer aldığını dile getirdi. Bayraktar, Türkiye'nin doğal gaz ve petrolde önemli atılımlar yaptığını belirterek, Gabar'da mevcut durumda günlük yaklaşık 51 bin varil petrol üretildiğini ve hedefin 100 bin varil olduğunu söyledi. Sakarya Gaz Sahası'nda yaklaşık 7,2 milyon metreküp doğal gaz üretildiğini de vurgulayan Alparslan Bayraktar, bu sahadan 2025'in ilk çeyreğinde 9,1 milyon metreküp günlük gaz üretilerek 4 milyon hanenin doğal gaz ihtiyacının karşılanacağını ifade etti.

Bayraktar, Türkiye'nin 2024-2030’u kapsayan dönemde enerji verimliliği yatırımlarının kamu ve özel sektörde 20 milyar doları bulacağını bildirdi. Güçlü ve modern bir altyapıya sahip olunması gerektiğine de dikkat çeken Bayraktar, şu ifadeleri kullandı:

"Elektrik iletim ve dağıtım şebekesi güçlü değilse tüm yatırımlarda büyük problem olabilir. Bu yüzden, çok güçlü bir iletim sistemine sahip olmamız lazım. Doğal gazda LNG altyapısıyla, depolama kabiliyetiyle, boru hatlarıyla, uluslararası projelerle beraber güçlü bir altyapıya sahip olmaya başladık. Kritik madenler, bakırdan nikele, kobalta, nadir toprak elementlerine kadar unsurlar da bizim mutlaka geliştirmemiz gereken, Türkiye'yi bu alanda çağa atlatacak, bir üst sınıfa getirecek en önemli alanlar olarak öne çıkıyor. Önümüzdeki süreçte bu konuyla alakalı güzel gelişmeleri sizlerle paylaşmış olacağız."

Enerji Bakanı, TEİAŞ, BOTAŞ, TPAO, ETİ MADEN ve EÜAŞ şirketlerinin geçen yılki cirolarının 50 milyar doları bulduğunu aktardı. Sadece BOTAŞ'ın cirosunun 26 milyar dolar olduğuna dikkati çeken Bayraktar, "Türkiye'nin açık ara en büyük şirketi diyebiliriz. Bir önceki yıl yaklaşık 46 milyar dolarlık bir satış geliri olan BOTAŞ'tan bahsediyoruz. Bu şirketleri modern bir anlayışla klasik kamu işletmeciliği mantığından mutlaka çıkarmamız gerekiyor. Biz bu şirketleri bölgesel oyuncu, bölgesel milli şampiyonlar haline getirmek istiyoruz. Bu şirketlerimizdeki kurumsal dönüşüm, yeniden yapılandırma bizim en önemli reform alanlarımızdan. Elbette dönüşüm yapacağımız alanlardan biri de EPİAŞ, onu da karbon piyasasının içerisine katarak, karbonu fiyatladığımız bir yapıya dönüştürerek, İstanbul Finans Merkezi'nde çok daha güçlü, çok daha geniş bir kapsamda madenlerin de ticaretinin yapıldığı bir formata dönüştürmek istiyoruz." diye konuştu.

Bayraktar, Eylül ayı itibarıyla yenilenebilir enerjinin elektrik kurulu gücündeki oranının yüzde 59'a ulaştığını da belirtti ve şöyle konuştu:

"20 yıl içerisinde Türkiye 1648 teravatsaat elektriği yenilenebilir kaynaklardan üretti. Biz bunu yenilenebilirden, hidrolik santrallerden, güneşten, rüzgârdan değil de doğal gazdan üretseydik, 330 milyar metreküp doğal gaz ithal etmemiz gerekiyordu bu sürede. Doğal gaza yaklaşık 132 milyar dolar para verilmiş. Dolayısıyla, bu yenilenebiliri devreye almak suretiyle bu kadarlık doğal gaz ithalatından imtina etmiş olduk. 892 milyon ton da karbon gibi bir sorunu önlemiş olduk. Son 20 yıl bu anlamda büyük bir başarı hikayesi."

Bugün sanayicilere tahsis edilen, yatırım sürecinde 70 bin megavatlık kapasite olduğunu ve bunun hızlı bir şekilde devreye alınması gerektiğini vurgulayan Bayraktar, "Şu anda biz rüzgarda ve güneşte 31 bin megavata yaklaştık. Bunun iki katından daha fazla bir güç şu anda yatırımcıların elinde. Bunun yaklaşık yüzde 70'i GES, geri kalan kısmı da RES'lerden oluşuyor. Kırılımına baktığımızda ağırlıklı olarak depolama yatırımları, depolama RES ve GES’ler 34 bin megavat. Şu anda 23 bin 500 megavat sanayicilerimizin elinde lisanssız öz tüketim amaçlı bulunan kapasiteler söz konusu. 9 bin 200 megavatı EPDK'den lisans almış diğer lisanslı projeler ve 3 bin megavatlık da YEKA projeleri var. Dolayısıyla bu yatırım sürecindeki kapasite bizim en çok hızlandırmamız, en yoğunlaşmamız gereken alan." bilgisini paylaştı. Bayraktar, Türkiye'nin 2035'te 120 bin megavatlık rüzgar ve güneş kurulu güç hedeflediğini belirterek, "Bunun için 80 milyar dolara yakın bir yatırım ihtiyacı var ve inanıyorum ki biz bunu el birliğiyle, bütün ilgili paydaşlarla beraber, finansal kuruluşlarla, uluslararası, ulusal kuruluşlarımızla beraber, yatırımcılarımızla birlikte başaracağız. Süreçleri hızlandıran, orada da adeta bir 'süper izin' dediğim bir reform sürecini de en yakın zamanda hayata geçirmek istiyoruz." dedi.

Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) yarışmaları hakkında  değinen Bayraktar, "28 Ekim'de şartnamelerini açıklayacağız. 5 rüzgar projesi var. Bunların 2'si Sivas'ta, 1'i Edirne'de, diğer 2'si de Kırklareli'de. Yaklaşık 1200 megavatlık verimleri son derece yüksek ve Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) izinleri mevcut. Bu sahaları ilk RES 2024 projesi olarak devreye alacağız. Güneşte 6 saha söz konusu. Bunların da ÇED izin süreçlerini işletiyoruz. Hedefimiz 2025'te de buraya geldiğimizde 2026'da takip eden yıllarda ÇED izinleri alınmış, dolayısıyla yatırımcının bir an önce yatırıma gireceği, yatırım sürecini kısalttığı bir ihale sürecini tamamlamak. Biz 2024'te 2 bin megavatla başlıyoruz." diye konuştu.

Bayraktar, söz konusu projelerin en hızlı şekilde hayata geçirilmesinin hedeflendiğini belirterek, şunları kaydetti:

"Güneşte 60 ay, rüzgarda 72 ay süresince santralinizi devreye aldığınız andan itibaren elektriğinizi sisteme satabileceksiniz. Yatırımcımıza o günkü piyasa fiyatından satma hakkını veriyoruz. Serbest piyasada fiyat 4,95 sentin altına gelirse, bunu taban olarak muhafaza edeceğiz. Santrallerin hızla devreye alınmasıyla belki bazı projelerde 3 yıl, 3,5, 4 yıl, belki 2 yıl ama bu süre içerisinde özellikle yatırım döneminde biraz daha geliri artırıcı bir modeli öngörmeye gayret ediyoruz. Ondan sonraki 20 yıllık süreçte de ihalede oluşan fiyat neyse o fiyata elektrik alım garantisini vermiş olacağız. Ama bu ihalelerde artık daha aşağı, neredeyse negatiflere gitmeyi durduruyoruz. Artık bir taban fiyat olacak. Onu da önümüzdeki hafta göreceksiniz. Taban fiyat belki 3,5 sent olacak." Bu süreçlerle uluslararası finansmanı çekecek bir modelin kurgulandığını ifade eden Bayraktar, "İletim bedeli bu fiyatların içerisinde olmayacak. 28 Ekim'de rüzgâr için, 4 Kasım'da da güneş santralleri için detayları açıklamış olacağız. Yarışmalar için önümüzde 3 aylık bir süreç var. Ocak sonunda rüzgâr, 4 Şubat'ta da güneş ihalelerini yapma suretiyle ilk yeni YEKA sürecini başlatmış olacağız." dedi.

Bayraktar, mevcut durumda yaklaşık 48 ayı bulan izin süreçlerinin de kısaltılmasını hedeflediklerini kaydederek, "Bu 48 ayı 2 yıl ve altına indireceğiz. Bu sayede bu yatırımlar çok hızlı bir şekilde hayata geçecek." ifadesini kullandı. Türkiye'nin dünyadaki en büyük iletim şebekesine sahip ülkelerden olduğunu vurgulayan Bayraktar, sözlerine şöyle devam etti:

"75 bin kilometre iletim şebekesine sahibiz. 800'e yakın trafo merkezimiz var ve Türkiye'nin bütün komşularıyla enterkonneksiyon kapasitesi var ama bu kapasiteler ihracatta 2 bin 300 megavat, ithalatta 1360 megavat civarında. AC şebekeli 2035 için hedefimiz şu, biz yaklaşık 90 bin kilometrelik bir iletim hattına sahip olmalıyız. Yaklaşık 45-50'ye yakın yeni trafo merkezini sisteme almamız lazım. Mutlaka komşularımızda enterkonneksiyon kapasitemizi 3-4 katına çıkarmamız lazım. Dolayısıyla bu iletim altyapısındaki en önemli odaklanacağımız alanlar bunlar. İhracat kapasitemizi 6 bin 750 megavata, ithalatta da 6 bin 600 megavata çıkarmayı hedefliyoruz. Bunların yanında, Türkiye'yi doğudan batıya, güneyden kuzeye 40 bin megavatlık HVDC bir hatla bağlamayı ve şebekemizi adeta şampiyonlar ligine çıkarmayı hedefliyoruz."

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, bunun için gelecek 11-12 yıllık dönemde 28 milyar dolarlık yatırım ihtiyacı bulunduğunu kaydederek, "90 bin megavatlık yeni yenilenebilir gücü, yeni iletim şebekesi, yeni bir altyapı, yaklaşık 108 milyar dolarlık yeni bir yatırım ve reform sürecini başlatmış olacağız." diye konuştu.

Kaynak: AA

Türkiye, 2025'te Elektrik Üretiminde Yenilenebilir Kaynakların Payını Yüzde 47,8'e Çıkarmayı Hedefliyor

AA muhabirinin, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı 2025 Yılı Bütçe Teklifi'nden yaptığı derlemeye göre, gelecek yıl güneş enerjisi santralleri (GES), rüzgar enerjisi santralleri (RES), jeotermal enerji santralleri (JES) ve hidroelektrik santrallerinin (HES) elektrik üretimindeki payının artırılması, doğal gaz depolarının günlük geri üretim kapasitesinin artırılması, gazın elektrik üretimindeki payının ve elektrik dağıtım ile iletimdeki kayıp oranının azaltılması hedefleniyor.

Türkiye Elektrik İletim AŞ (TEİAŞ) verilerine göre, Türkiye'nin 32 bin 195 megavat HES, 12 bin 369 megavat RES, 18 bin 756 megavat GES, 1691 megavat JES kurulu gücü bulunuyor. 

Teklif kapsamında, yenilenebilir enerji kaynaklarının güvenilir, ekonomik ve kaliteli elektrik enerjisi üretimi amaçlı kullanımının yaygınlaştırılması öngörülüyor.

Buna göre, 2025'te kurulu gücün GES'lerde 22 bin 600 megavat, RES'lerde 14 bin 800 megavat, HES'lerde 32 bin 395 megavat, JES'lerde 4 bin 487 megavata çıkarılması, yenilenebilir kaynaklarının elektrik üretimindeki payının ise yüzde 47,8'e çıkarılması planlanıyor.

Geçen yıl 42,7 olarak gerçekleşen yenilenebilir kaynaklarının elektrik üretimindeki payının 2024 sonunda yüzde 45'e ulaşması bekleniyor.

Doğal gazın elektrik üretimindeki payı düşecek

Elektrik üretim portföyünde bulunan ithal kaynak oranının azaltılması, arz güvenliğin güçlendirilmesi yönelik çalışmalar Bakanlığın öncelikli hedefleri arasında yer alıyor. Bu çerçevede, yerli kaynakların elektrik enerjisi üretiminde kullanımının artırılması, enerjide dışa bağımlılığın azaltılmasının yanı sıra elektrik ve doğal gaz arz güvenliğinin sağlanmasına yönelik planlamalar öne çıkıyor. Elektrik üretiminin yanı sıra elektrik iletim ve dağıtımında kayıp kaçak oranının düşürülmesi de öncelikli hedefler arasında yer alıyor. Enerjide dışa bağımlılığın azaltılması amacıyla yerli kaynakların elektrik üretimindeki payının yıl sonu itibarıyla yüzde 58,9, 2025 itibarıyla yüzde 59,4 olması hedefleniyor. Doğal gazın elektrik üretimindeki payının ise yıl sonu itibarıyla yüzde 20,7, 2025'te ise yüzde 18,9 seviyesine düşmesi hedefleniyor. Doğal gazın elektrik üretimindeki payı 2023'te yüzde 21,4 olarak kayıtlara geçmişti. Öte yandan, doğal gaz depolama tesislerinde geri üretim kapasitesinin 2025'te günlük 155 milyon metreküpe çıkarılması, gaz iletim şebekesi giriş kapasitesinin yıl sonu itibarıyla günlük 525 milyon metreküpe çıkarılması ve 2025'te bu miktarın korunması, doğal gaz yer altı depolama kapasitesinin ise mevcut 5,8 milyar metreküpten 2025'te 6,3 milyar metreküpe çıkarılması planlanıyor.

Elektrik iletim ve dağıtımındaki kayıplar azaltılacak

Elektrik iletimindeki kayıp oranının yıl sonu itibarıyla yüzde 1,98'e, 2025 itibarıyla yüzde 1,96'ya gerilemesi planlanıyor. Elektrik dağıtımındaki teknik ve teknik olmayan kayıp oranının ise yıl sonu itibarıyla yüzde 9,98, 2025 itibarıyla yüzde 9,68 düzeyinde olması öngörülüyor. İl, ilçe ve beldelerin sokak ve caddelerinin aydınlatılmasının enerji tasarrufu odaklı yapılması çerçevesinde, yeni yapılacak genel aydınlatma tesislerinde kullanılacak LED armatür sayısının 2024 sonunda 240 bin, 2025'te ise 400 bine ulaştırılması planlanıyor.

Bu hedefler doğrultusunda, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına 2025 yılı bütçesinden 45,3 milyar lira ödenek tahsis edilmesi bekleniyor.

Kaynak: AA

Türkiye’nin Temiz Enerjideki Potansiyeli Büyüyecek

Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ENSİA) ve İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA) iş birliği ile hayata geçirilen Best for Energy zirvesinin ikincisi İzmir’de gerçekleştirildi. Ulusal ve uluslararası sektör temsilcilerinin bir araya geldiği zirvede konuşan ENSİA Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı, projenin Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti mali iş birliği çerçevesinde finanse edildiğini ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yürütülen Rekabetçi Sektörler Programı kapsamında faaliyetlerini sürdürdüğünü ifade etti, “Best for Energy projesi sektörümüzün büyük heyecanla beklediği ve Ege İhracatçı Birlikleri bünyesinde kurulması planlanan ‘Yenilenebilir Enerji Ekipmanları ve Hizmet İhracatçılar Birliği’ kurulması için gerekli veri tabanını da sağlamış oldu” dedi.

Türkiye’nin 2035 senesi için temiz enerji özelinde çok ciddi hedefleri olduğunu söyleyen Kalaycı, “Bugünden sonra önümüzdeki 11 yıl içerisinde devreye alacağımız tüm enerji santrallerinin yüzde 45’i güneş enerjisi santrali olacak. O yüzden gençlerimizin sektörde yer almalarını öneriyorum” dedi.

YEKA-5, YEKA-6 gibi sıradaki ihale takvimlerinin açıklanmasının, gerek yatırımcı gerekse ekipman üreticilerinin önlerini görmeleri açısından çok yararlı olacağını da vurgulayan Kalaycı, “YEKA ihalelerinin en büyük ve önemli kısmı yerlilik başlığında düğümleniyor. Kanat, kule, jeneratör veya güneş paneli gibi kısımları yerli üretmek için önümüzdeki yıllarda Türkiye'de ne kadar kapasite devreye gireceğini görmek ve ona göre yatırım yapmak ve üretim zincirini şekillendirmek gerekiyor” dedi.

AB Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Jurgis Vilcinskas da İzmir’de temiz enerji alanında çok önemli bir kümelenme olduğunu söyleyerek, yeşil enerji alanında daha yapılacak çok şey olduğunu vurguladı. Vilcinskas, “AB ve üye ülkeler yeşil dönüşüm ve dijital geçiş trendini kaçırdı. Birlikte çalışmalıyız. Bu sektöre yatırım yapmalıyız” dedi.

Sektörde genel bir durgunluk yaşandığına da dikkat çeken Alper Kalaycı, “Özellikle rüzgâr enerjisinde Yenilenebilir Kaynak Alanları (YEKA) yarışmalarında yaşanan gecikmeler, yüksek enflasyon ve finansmana erişimde yaşanan sıkıntılar, bu kritik endüstride genel bir durgunluk yaşandığını gösteriyor. Geçen mart ayında üretimini durduran rüzgâr türbin kanadı üreticisi LM Wind Power şirketinin kapanma kararının, sektörümüzde moral bozukluğu ve hayal kırıklığı yarattığını da söylememiz gerekiyor. Dünya genelinde tüm türbin üreticileri bir süredir zarar ederek üretimlerini sürdürüyorlar, bu doğru. Ancak sektördeki iniş çıkışlar fabrika kapamalarını gerektirecek boyutta değil” diye konuştu.

İzmir Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Dr. Mehmet Yavuz, İzmir’de temiz enerjinin son 25 yılda geliştiğini söyleyerek, “AB’den aldığımız destekle hayata geçirdiğimiz Best For Energy Projesi ile yeniden yapılanma anlamında, önümüzdeki 10-15 yıllık süre zarfında İzmir merkez olmak üzere özellikle Ege Bölgesi’nde bu sanayinin gelişmesi açısından neler yapılması gerektiği konusunda bilgilendik. Biz bu projenin bize sağladığı bilgi tabanından hareketle çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Özellikle önümüzdeki dönemde, rüzgâr özelinde deniz üstü rüzgar enerji santrallerinin çok önemli olduğunu değerlendiriyoruz ve İzmir’in de sahip olduğu bu sanayi alt yapısı ile yakın zamanda gelişecek bu sektöre hızla adapte olabileceğini ve karasal rüzgar santrallerindeki sahip olduğu bu sanayi gücünü deniz üstü rüzgar santrallerine de taşıyacağını düşünüyoruz” dedi.

Kaynak: Dünya Gazetesi

GES ve RES'te Kapasite Artacak

Türkiye, 2025 yılına kadar güneş, rüzgar, hidroelektrik ve jeotermal enerjiden elde edilen elektrik üretimini artırarak yenilenebilir kaynakların payını yüzde 47,8’e çıkarmayı planlıyor. Doğal gazın elektrik üretimindeki payı ise yüzde 18,9 seviyesine düşecek.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, 2025 yılına kadar yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilen elektrik üretiminde önemli bir artış hedefliyor. Bakanlığın 2025 Yılı Bütçe Teklifi'ne göre, güneş enerjisi santralleri (GES), rüzgar enerjisi santralleri (RES), hidroelektrik santralleri (HES) ve jeotermal enerji santrallerinin (JES) kurulu kapasitelerinin artırılmasıyla yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik üretimindeki payının yüzde 47,8’e yükseltilmesi planlanıyor. Türkiye Elektrik İletim AŞ (TEİAŞ) verilerine göre, şu an 32 bin 195 megavat HES, 12 bin 369 megavat RES, 18 bin 756 megavat GES ve 1691 megavat JES kurulu gücü bulunuyor. 2025 yılına kadar bu kapasitenin GES’te 22 bin 600 megavat, RES’te 14 bin 800 megavat, HES’te 32 bin 395 megavat ve JES’te 4 bin 487 megavata çıkarılması hedefleniyor.

Elektrik üretiminde doğal gazın payının azaltılması da 2025 hedefleri arasında yer alıyor. 2023 yılında yüzde 21,4 olan doğal gazın elektrik üretimindeki payının, 2024 sonunda yüzde 20,7’ye, 2025’te ise yüzde 18,9’a düşmesi öngörülüyor. Aynı dönemde, yerli kaynakların elektrik üretimindeki payının 2025 yılı itibarıyla yüzde 59,4’e ulaşması bekleniyor.

Doğal gaz depolama tesislerinde geri üretim kapasitesinin günlük 155 milyon metreküpe çıkarılması ve doğal gaz yer altı depolama kapasitesinin mevcut 5,8 milyar metreküpten 2025’te 6,3 milyar metreküpe yükseltilmesi planlanıyor.

Elektrik iletimindeki kayıp oranının 2025 sonunda yüzde 1,96’ya, elektrik dağıtımındaki kayıp oranının ise yüzde 9,68’e düşürülmesi hedefleniyor. Ayrıca, sokak ve caddelerin aydınlatılmasında enerji tasarrufu sağlamak amacıyla LED armatürlerin kullanımı yaygınlaştırılacak. 2024 sonunda 240 bin olan LED armatür sayısının, 2025 yılında 400 bine çıkarılması planlanıyor. Bu hedefler doğrultusunda, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na 2025 yılı bütçesinden 45,3 milyar lira ödenek ayrılması öngörülüyor.

Kaynak: Dünya Gazetesi

Enerji Sektörünün “Dinamik” Girişimcileri Ödüllendirildi

BEDAŞ, AEDAŞ ve ÇEDAŞ’ın desteğiyle hayata geçirilen, elektrik dağıtım sektörünü yeni girişimler, yenilikçi enerji çözümleri ile buluşturmayı hedefleyen “Dinamik Hızlandırma Programı”nda finale kalan 9 proje arasında ilk 3’e giren projeler toplam 1,5 milyon TL’lik ödülün sahibi oldu.

Türkiye’nin üç bölgesindeki 7 ilde, 8,4 milyondan fazla aboneye elektrik dağıtım hizmeti sunan Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş (BEDAŞ), Akdeniz Elektrik Dağıtım A.Ş (AEDAŞ) ve Çamlıbel Elektrik Dağıtım A.Ş (ÇEDAŞ) ile Viveka İnkübasyon Merkezi’nin iş birliğiyle hayata geçirilen Dinamik Hızlandırma Programı’nın Demo Day etkinliği, 2 Ekim Çarşamba günü İstanbul’da gerçekleştirildi.

Elektrik dağıtım sektörü ve dağıtım teknolojileri konularında yenilikçi, teknolojik, ekonomik ve çevresel açıdan çözümler üreten akademisyen, öğrenci ve start-up’ların prototip seviyesindeki Ar-Ge projelerini hayata geçirmelerine destek olmayı amaçlayan Dinamik Hızlandırma Programı’nın Demo Day etkinliğinde sahneye çıkan 9 proje arasından ilk 3’e giren projelere toplam 1 milyon 500 bin TL’lik nakdi ödül verildi. Jürinin oyları ile birinci seçilen Smart City and Partners, uydu görüntüleri ile enerji nakil hatlarındaki ağaç yaklaşımı kaynaklı riskleri tespit projesi ile 750 bin TL, ikinci olan Bomensoft, drone’lar ve yapay zeka algoritmaları kullanarak enerji nakil hattı bileşenlerindeki anomalilerin tespit projesi ile 500 bin TL ve üçüncü olan Buluttan da dağıtım operasyonlarında hava kaynaklı arızaları, kesintileri ve gecikmeleri önlemek, insan ve varlık güvenliğini sağlamak için hiper-yerel ve yüksek doğrulukta hava durumu tahminlerinin sunan projesi ile 250 bin TL ödülün sahibi oldu.

“3 Dağıtım Şirketinde Ar-Ge’ye 600 Milyon TL Kaynak Ayırdık”

Dinamik Hızlandırma Programı’nda finale kalan projelerin sahne aldığı Demo Day etkinliğinde konuşan CK Enerji Genel Koordinatörü Utku Guruşçu, son yıllarda farklı alanlarda yenilikçi girişimlere odaklandıklarını belirterek, “2024 güncel fiyatlarıyla 3 dağıtım bölgemizde Ar-Ge çalışmalarımıza son 4 yılda 600 milyon TL kaynak ayırmış bulunmaktayız. Hayata geçen ve yaygınlaşan Ar-Ge ürünlerimizin yanı sıra “Başka Dünya Yok” sloganıyla start verdiğimiz karbonsuzlaşma programımıza kadar birçok konuda enerji sektörünü dönüştürmeye devam ediyoruz. Teknolojisini kanıtlamış ve ürünü faydaya dönüşmüş girişimleri destekleme konusundaki heyecanımız ve kararlılığımız her geçen gün artıyor. Girişimcilik ekosistemine olan bu bağlılığımız, sadece sektördeki yeniliklerin gelişimine katkıda bulunmakla kalmıyor, aynı zamanda geleceğin enerji çözümlerine de ışık tutuyor. Girişimcilik, yaratıcı düşünceyi, cesareti ve kararlılığı bir araya getirerek hem bireyler hem de toplumlar için ekonomik ve sosyal değer yaratma potansiyelini ifade eder. Başarının anahtarının sadece büyük fikirler değil, o fikirleri hayata geçirme cesaretinde yattığını biliyoruz. Bugün burada sunulan projelerin, PoC uygulaması yapılmış ürünlerin geleceğin şekillenmesine katkı sağlayacağı muhakkak, şimdiden tüm arkadaşlarımızı cesaretleri için tebrik ediyorum” dedi.

“Sektörün Dönüşümünde Ar-Ge ve İnovasyonun Rolü Büyük”

BEDAŞ Genel Müdürü Murat Yiğit de sektörün dönüşümünde Ar-Ge ve inovasyonun oynadığı önemli role işaret ederek, “Bu alanlarda yapılan çalışmalar, enerji dünyasında büyük değişimlere öncülük etmekte ve bizi daha sürdürülebilir, daha verimli bir geleceğe taşımakta. Dijital dönüşüm ve akıllı şebekeler konusu, enerji sektöründeki operasyonları daha güvenli, verimli ve esnek hale getirmek için büyük öneme sahip. Bu kapsamda, dağıtım şirketleri olarak bizler de çeşitli Ar-Ge projeleri yürütüyoruz ve bu projelerin somut sonuçlarını almaya başladık. İnovatif çözümlerimiz hem sahadaki operasyonları hem de enerji arz güvenliğini güçlendirmeye odaklanıyor” diyerek geliştirdikleri bazı projeleri şöyle sıraladı: “Örneğin, faydalı model belgesi aldığımız “Akıllı Sepet Projesi” ile, enerji nakil hatlarında olası belirsizlikler ve aksaklıklar sonucu ortaya çıkabilecek hayati, teknik ve mali zararları en aza indirmeyi hedefliyoruz. Bir diğer önemli Ar-Ge projemiz, İTÜ MATAM Merkezi ile yürüttüğümüz “MASS-Afet Mukavemet (Deprem) Projesi”. Bu projede, trafo merkezlerine karot örneği ve zemin etüdü yerine, sensör teknolojileri kullanarak deprem dayanıklılığını ölçmeyi hedefliyoruz. Bu da deprem sonrası enerji arz güvenliği ve acil müdahaleleri hızlandıracak önemli bir gelişme. Son olarak, “Afet Uydu Projesi”sini vurgulamak istiyorum. BEDAŞ yürütücülüğünde, İTÜ UHUZAM Merkezi ile ortaklaşa gerçekleştirdiğimiz bu projede, Marmara Bölgesi’nde faaliyet gösteren bizim dışımızdaki 4 dağıtım şirketini daha projemize paydaş olarak eklemiş bulunmaktayız. Proje, afet sonrasında uydu görüntüleri kullanılarak geliştirilecek yapay zekâ tabanlı sistemler aracılığıyla enerji arz güvenliğini ve tehlike oluşturan envanterlerin hızlı müdahale süreçlerini optimize etmeyi amaçlıyor. Sektörümüzün yeni fikirlere, bizi çok daha ileriye götürecek projelere ihtiyacı var. Bu sektörde var olan bizler bu yeni projelerin ortaya çıkmasını sağlayacak fırsatları kendimize görev olarak kabul ediyoruz. Bugün burada bizlere sunulacak startup ekosistemimizdeki projelerin elektrik dağıtım sektöründe atacağımız yeni adımlar için önemli bir hızlandırma yaratacağını düşünüyorum.”

“En Kritik Konu Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Sisteme Entegrasyonu”

Elektrik dağıtım sektöründe en kritik konularından birinin, yenilenebilir enerji kaynaklarının dağıtım sistemlerine entegrasyonu olduğuna işaret eden AEDAŞ Genel Müdürü İlkay Baydar da, “Enerji sektöründeki dönüşüm açısından; net sıfır şeklinde ifade ettiğimiz karbonsuz enerjiye geçiş nasıl varılması gereken büyük bir kilometre taşı ise aynı şekilde dağıtım ve iletim sektörleri için yenilenebilir enerji sistemlerinin, özellikle güneş ve rüzgâr gibi kaynakların, şebekelere entegrasyonu sırasında ortaya çıkan problemleri ve teknik zorlukları aşmak da, tüm dünyada bu sektörün en önemli “Ar-Ge – İnovasyon” konusu. Bugün sürdürülebilir enerji çözümlerinin geliştirilmesi hem mükemmeliyet odaklı hizmet anlayışımız hem de çevre hassasiyetimiz açısından hayati öneme sahip. Girişimcilerimizin projeleri, bu hedeflere ulaşmamıza yardımcı olacak ve enerji sektörünün ilerlemesine katkıda bulunacaktır. Bu nedenle, burada sunumlarını yapacak, finale kalmış her bir girişimciyi tebrik ediyorum” değerlendirmesinde bulundu.

Projenin bir diğer destekçisi olan ÇEDAŞ’ın Genel Müdürü Mustafa Altun ise konuşmasında şunları söyledi: “Enerji sektöründeki gelişmeler, toplumun her kesimini etkiliyor. Bizler, enerjiye erişim sağlayan şirketler olarak, toplumumuzun ihtiyaçlarını karşılamakla sorumluyuz. Bu nedenle, girişimcilerimizin fikirlerine büyük önem veriyoruz. Onların yaratıcı çözümleri, sektördeki en büyük ihtiyaçlara cevap verebilir ve Türkiye’nin enerji dönüşümüne katkı sağlayabilir. Enerji dağıtım sektöründe hem regülasyonlar hem de müşteri beklentileri alanında önemli değişimler yaşanıyor. Bu değişimler; enerji verimliliğinden, talep tarafı katılımına ve toplayıcılık faaliyetlerine kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor. Artık sadece enerji arzını güvenli ve sürdürülebilir şekilde sağlamak yeterli değil; aynı zamanda tüketicilerin beklentilerine cevap verebilen ve enerji kullanımını optimize eden çözümler üretmemiz gerekiyor. Enerji maliyetlerinin yükseldiği, çevre bilincinin arttığı günümüzde, tüketiciler ve regülasyonlar bizden daha verimli çözümler talep ediyor. Tüketiciler, enerji kullanımını azaltmak, karbon ayak izini düşürmek ve maliyetleri kontrol altına almak istiyor. Biz de bu talepleri karşılayabilmek için akıllı sayaç ve OSOS teknolojilerini hayata geçiriyoruz. Aynı zamanda, dağıtım şirketleri olarak altyapı modernizasyonuna odaklanıyoruz. Bu sayede kayıpları en aza indirirken, verimliliği artıracak çözümleri devreye sokuyoruz. Biz dağıtım şirketleri olarak, dönüşümü en iyi şekilde yönetmek ve müşteri memnuniyetini en üst seviyede tutmak için inovatif çözümler üretmeye devam edeceğiz. Bu noktada, girişimcilik ekosistemini desteklemek ve teknoloji geliştiren şirketlerle iş birliği yapmak da geleceğin enerji sektörünü şekillendirmemize yardımcı olacaktır.”

TREDAŞ, Yeni Bağlantı Süreçlerinde Dijital Dönemi Başlattı

Trakya Elektrik Dağıtım AŞ (TREDAŞ), yeni bağlantı taleplerine çok daha hızlı yanıt vermek ve işlemleri kolaylaştırmak hedefiyle Bağlantı Başvuru Portalı’nı devreye aldı. Bu adımla birlikte yetkili fen adamları, yeni bağlantı taleplerini işletmeye gitmelerine gerek kalmadan dijital platform üzerinden kolaylıkla gerçekleştirebilecek.

TREDAŞ, abonelerine çok daha hızlı hizmet vermek ve hayatlarını kolaylaştırmak hedefiyle yeni bağlantı süreçlerinde “dijital döneme” adım attı. Yetkili fen adamları tarafından gerçekleştirilen yeni bağlantı başvuru işlemleri online olarak dijital platform üzerinden yapılabilecek ve TREDAŞ tarafından bu taleplere çok daha hızlı ve kolay şekilde yanıt verilebilecek.

Yılda 15 bin bağlantı görüşü gerçekleştiriliyor

TREDAŞ’ın bir süredir canlı uygulamalarını yürüttüğü Bağlantı Başvuru Portalı ile yeni bağlantı süreçlerinde attığı dijital adım, işlemleri hızlandırmanın yanı sıra sürdürülebilir bir geleceğe de hizmet edecek. Böylece, TREDAŞ’ın yıllık 15 bini bulan bağlantı görüşü dijital ortama taşınırken, bu süreçte harcanan 100 bin adet kâğıt israf edilmeyecek. Yeni sistemle tüm süreçlerin takibi anlık olarak yapılabilecek ve süreçlerle ilgili SMS ile bilgilendirme sağlanacak.

Çevresel etkiler minimize edilecek

TREDAŞ’tan yapılan açıklamada, dijital sistem sayesinde kâğıt kullanımı ve postalama maliyeti gibi alanlarda tasarruf sağlanırken, belge yönetimi ve depolama gibi alanlarda önemli ölçüde gelişme sağlanacağına işaret edilerek şöyle denildi: “Yeni sistem, yetkili fen adamları tarafından yüklenen evrakların hızlı bir şekilde değerlendirilmesiyle süreçlerin akışını hızlandırırken, işlerin daha çabuk tamamlanmasına destek olacak. Dijital ortamda gerçekleştirilen işlemlerde başvuru evraklarına daha kolay ulaşılabilecek, evrakların takibi daha kolay yapılabilecek ve veri güvenliğinde artış sağlanacak. Bu sistem ile iş akışının hızlanması, zaman kaybının en aza indirilmesi ve böylece kaynakların daha verimli kullanılması gibi avantajlar elde edilecek. Ayrıca, kâğıt tüketiminin önemli ölçüde azalması ile çevresel etkilerin minimize edilmesi sağlanacak.”

DÜNYADAN HABERLER
Elektrik Talebinde Her Yıl Bir Japonya Ekleniyor

Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) enerji analizi ve projeksiyonlarında en yetkili küresel kaynak olarak değerlendirilen Dünya Enerji Görünümü'nün (WEO) bu yılki raporu yayımlandı. Rapor, artan jeopolitik belirsizlikler, yeni teknolojiler, temiz enerji dönüşümü ve iklim değişikliğinin enerji güvenliğine etkilerini incelerken, mevcut jeopolitik gerginliklerin, enerji güvenliği ve sera gazı emisyonlarını azaltmaya yönelik küresel çabalar için büyük riskler yarattığını vurguluyor. Rapora göre, jeopolitik gerginlikler, küresel enerji sistemindeki kırılganlıkları ortaya çıkararak temiz enerjiye daha hızlı geçiş ihtiyacı olduğunu gösteriyor.

Raporda, ülkelerin mevcut politikaları baz alınarak hazırlanan senaryoya göre, küresel enerji piyasası, 2020'lerin ortasından itibaren petrol ve sıvılaştırılmış doğal gazda (LNG) arz fazlasının ve aynı zamanda özellikle güneş enerjisi ve bataryalar gibi önemli temiz enerji teknolojilerinde büyük üretim kapasitesinin görüleceği bir yönde ilerliyor.

Düşük emisyonlu enerji kaynaklarının, 2030 yılından önce dünyanın elektrik talebinin yarısından fazlasını üretmesi beklenirken, kömür, petrol ve doğal gaz dahil tüm fosil yakıtlara yönelik talebin 2030 sonu itibarıyla zirveye ulaşması ve sonrasında düşüşe geçmesi bekleniyor.

Temiz enerji teknolojilerinde benzeri görülmemiş bir hızda büyümeye rağmen, büyümenin dağılımı, teknolojiler ve pazarlar arasında geniş çaplı farklılıklar gösteriyor. Son 10 yılda küresel elektrik talebi ise enerji talebinin iki katı büyüdü. Dünya elektrik talebinde her yıl Japonya'nın talebine eş değer artışın görüldüğü bu ortamda, "yeni ve daha elektrikli bir enerji sisteminin hatları" belirginleşiyor. Temiz enerjinin hızla büyümeye devam edebilmesi ve artan talebin bu kaynaklarla karşılanabilmesi için özellikle elektrik şebekeleri ve depolama alanında yatırımların hızla artması gerekiyor. Elektrik sektörünün güvenli şekilde karbonsuzlaşması için yenilenebilir enerji ile şebeke ve batarya yatırımlarının eşit seviyede ilerlemesine ihtiyaç duyuluyor. IEA'e göre, temiz enerji dönüşümünde artan ivmeye rağmen, dünya hala net sıfır emisyon hedefleriyle uyumlu bir patikadan oldukça uzakta. Bugünkü politikalar, küresel karbondioksit emisyonlarının yakın zamanda zirve yapmasını ve sonrasında düşüşe geçmesini sağlayacak ancak bu düşüşün keskin olmaması halinde 2100'e kadar küresel sıcaklık artışının sanayi öncesi dönem ortalamasının, 2,4 derece üzerine çıkma riski bulunuyor. Bu da Paris Anlaşması'nda küresel sıcaklık artışını 1,5 dereceyle sınırlandırma hedefinin üzerinde.

Kaynak: NTV

Almanya Yeni Şebeke Ücretleriyle Enerji Adaleti Adımı Atıyor

Almanya, yenilenebilir enerji maliyetlerini daha adil hale getirmek için yeni şebeke ücretlerine geçiyor. CLEW’in aktarımına göre, Federal Ağ Ajansı’nın (BNetzA) yeni duyurduğu fiyatlandırma modeliyle, 2025’ten itibaren rüzgâr ve güneş enerjisinin yoğun olduğu bölgelerdeki Alman elektrik tüketicileri, şebeke ücretlerinde önemli indirimlerle karşılaşacak. Özellikle yıllık 3.500  kWh elektrik tüketen haneler, 2024 yılına kıyasla 200 avrodan fazla tasarruf edebilecek.

BNetzA Başkanı Klaus Müller, “Rüzgâr ve güneş enerjisinin yoğunlaştığı bölgelerde şebeke ücretleri ciddi şekilde düşecek. Tedarikçilerin bu avantajları müşterilere yansıtması gerekiyor” şeklinde konuştu.

Almanya, merkezi olmayan yenilenebilir enerji sistemlerini güçlendirmek amacıyla şebekelerde modernizasyon yapıyor. Önceden bu masraflar, yerel tüketicilerin omuzlarına yüklenirken, yeni modelle bu maliyetler ülke genelinde dengeli bir şekilde paylaşılacak. Bu sayede, özellikle kuzeydeki açık deniz rüzgâr enerjisi projelerinin mali yükü sadece yerel tüketiciler tarafından değil, tüm ülke genelinde karşılanacak.

Kaynak: Temiz Enerji

HAFTANIN RAPORU

Durum Değerlendirmesinden Eyleme Geçmeye: COP28 Enerji Hedefleri Nasıl Uygulanır?

Uluslararası Enerji Ajansı'nın (IEA) yeni raporuna göre, geçen yıl Dubai'de düzenlenen COP28 iklim konferansında belirlenen çığır açıcı enerji hedeflerinin tam olarak uygulanması, sera gazı emisyonlarını azaltacak ve küresel enerji sektörünün dönüşümünü önemli ölçüde hızlandıracak. Rapor, ülkelerin ortak taahhütlerini eyleme dönüştürmeleri için rehber niteliğinde.

Raporun tamamına BURADAN ulaşabilirsiniz.

İNFOGRAFİK / GRAFİK