Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, enerjide dünyada yaşanan gelişmeleri dikkate alarak, Türkiye'nin sahip olduğu kaynakları ve kendine has ihtiyaçlarını tanımlayan, bu ihtiyaçların azami düzeyde karşılanabilmesi için ulaşılması gereken hedefleri belirleyen stratejik yol haritası niteliğindeki 2024-2028 Stratejik Planı'nı yayımladı.
Plana göre, yerli kaynaklardan üretilen elektrik enerjisi miktarının 2028'de yıllık 270 milyar kilovatsaate, yerli kaynakların elektrik üretimindeki payının yüzde 63'e, kurulu güç bakımından güneş enerjisi santrallerinin 33 bin 100 megavata, rüzgar enerjisi santrallerinin 19 bin 300 megavata çıkarılması, 4 bin 800 megavatlık nükleer enerji kapasitesinin devreye alınması amaçlanıyor.
Bu kapsamda günlük üretimin yurt içi ham petrolde 210 bin varile, doğal gazda 42,5 milyon metreküpe, doğal gaz depolama kapasitesinin 12 milyar metreküpe ve yıllık maden ihracat değerinin 10 milyar dolara çıkarılması hedefleniyor.
Planda, sürdürülebilir enerji arz güvenliğinin sağlanması, dışa bağımlılığın azaltılması, net sıfır karbon odaklı enerji dönüşümünün yapılması, güvenli, sürdürülebilir ve katma değerli madencilik, enerji ve maden piyasalarının ulusal ve uluslararası etkinliğinin artırılması, enerji ve tabii kaynaklar alanında yerli teknolojilerin desteklenmesi, kurumsal kapasitenin artırılması şeklinde 7 amaç ve 30 hedef belirlendi.
Bu amaçlara yönelik hedeflerin detaylı şekilde anlatıldığı planda, sürdürülebilir enerji arz güvenliğinin sağlanması amacıyla elektrikle kurulu gücün artırılacağı, elektrik tüketim ve dağıtım şebekesinin güçlendirileceği, yenilenebilir enerji kapasitesinin artması için şebeke esnekliğinin sağlanacağı, petrol ve gaz altyapısının güçlendirileceği, enerjide uluslararası yatırımlara ilişkin iş birliklerinin artırılacağı kaydedildi.
Dışa bağımlılığın azaltılması kapsamında, yerli kaynaklardan elektrik üretiminin, petrol ve gaz arama ve üretiminin, yerli kömür arama ve üretiminin, yurt dışında enerji ve maden kaynaklarının aranması ve üretiminin artırılacağı vurgulandı.
Net sıfır karbon odaklı dönüşüm çerçevesinde elektrik üretiminde temiz enerji kaynaklarının payı, enerji verimliliği çalışmaları artırılacak, enerjide karbon yoğunluğu azaltılacak, elektrik araç dönüşümünü destekleyen güçlü bir altyapı kurulacak, yeşil hidrojen ve yenilenebilir gaz değer zinciri geliştirilecek.
Güvenli, sürdürülebilir ve katma değerli madencilik hedefi doğrultusunda kritik ve stratejik mineraller öncelikli olmak üzere Türkiye'nin maden potansiyelinin ortaya çıkarılması ve ekonomiye kazandırılması sağlanacak. Madenlerin yurt içinde işlenerek katma değeri artırılacak. Madenciliğin uluslararası standartlarda güvenli ve çevreye duyarlı şekilde sürdürülmesi sağlanacak. İş sağlığı ve güvenliği kültürü yaygınlaştırılacak. Sektörle ilgili kurum ve kuruluşların daha etkin şeffaf ve yönetim odaklı bir kamu hizmeti yapısına geçilecek.
Enerji ve maden piyasalarının uluslararası piyasalara entegrasyonu sağlanarak ticaret hacmi artırılacak ve bu iki sektörde yatırım ortamının iyileştirilmesine yönelik çalışmalar yapılacak.
Ayrıca enerji ve tabii kaynaklar alanlarında teknoloji geliştirme ve Ar-Ge çalışmaları yürütülecek, teknoloji ve ekipmanlar yerlileştirilecek.
Bunlara ek olarak Bakanlığın kurumsal altyapısı güçlendirilecek, bağlı ve ilgili kurumların kurumsal yönetim kapasitesi geliştirilecek, dijital dönüşüm ve siber güvenlik altyapısı güçlendirilecek, afet ve acil durumlara müdahale kapasitesi takviye edilecek.
EPDK ve Elder koordinatörlüğünde, İTÜ ARI Teknokent iş birliğinde gerçekleştirilen, bu yıl 180’in üzerinde projenin katılım gösterdiği Enerjim Sensin Hızlandırma Programı’nın demo günü Ankara’da geniş bir katılım ile gerçekleştirildi. Finale kalan 15 projenin sahnede sunulmasının ardından jürinin değerlendirmeleri sonucunda, “Gelecek Vadedenler” sahnesinde 1,5 milyon TL’lik Elder özel ödülünü paylaşan ilk üç girişim Aylara, SmartIR ve Torkman oldu. “Geleceği Şekillendirenler” sahnesinde ise elektrik dağıtım sektörüne doğrudan katılma ve iş birliği yapma fırsatı özel ödülünü almaya hak kazanan girişim Buluttan oldu.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) ve Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği (Elder) koordinatörlüğünde, İTÜ ARI Teknokent iş birliğiyle gerçekleştirilen, “Enerjim Sensin Hızlandırma Programı”nın demo günü yoğun katılımcı ilgisiyle gerçekleştirildi. Enerji sektöründe inovatif proje geliştiren girişimleri desteklemeyi hedefleyen Enerjim Sensin Hızlandırma Programı 180 başvuru içerisinden finale kalan 15 girişimci proje sunumlarını gerçekleştirdi. “Gelecek Vadedenler” sahnesinde sunumlarını yapan finalistler arasında başarılı olan ilk 3 girişimciye toplamda 1,5 milyon TL ödül verildi. “Geleceği Şekillendirenler” sahnesinde 1’inci olan girişim ise elektrik dağıtım sektörüne doğrudan katılarak iş birliği imkanına erişecek.
“Kamu – özel sektör güç birliği dünya çapında rekabetçi bir oyuncu olunmasına olanak tanıyacaktır”
Açılışta konuşan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Nevzat Şatıroğlu, 5 yıl önce başlayan ve bugüne kadar devam eden ‘Enerjim Sensin’ programının çok değerli olduğunu vurgulayarak, “Bu ve benzeri etkinlikler, sektördeki mevcut durumu değerlendirmenin ötesinde, ülkemizin kalkınma hedefleri arasında yer alan dijital dönüşüm, sürdürülebilirlik, yenilikçi çözümler ve geleceğe yönelik fırsatların enerji sektörü özelinde fikir jimnastiği yapılmasına imkan tanıyan kıymetli bir platform sunuyor. Enerjim Sensin bu platformlardan en önemlilerinden biri. Bugün geldiğimiz noktada, enerji sektörü her zamankinden daha dinamik ve dönüştürücü bir süreçten geçiyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarının artan payı, dijitalleşme, yapay zeka uygulamaları, enerji depolama teknolojileri ve enerji verimliliği gibi konular sektördeki en önemli odak noktaları haline geldi. Bu süreçte karşımıza çıkan büyük küresel mücadeleler aynı zamanda büyük fırsatları da beraberinde getiriyor. Bu fırsatları değerlendirebilmek, sadece mevcut sistemlerin iyileştirilmesiyle değil, aynı zamanda çığır açacak fikirlerin ve mütemadiyen cesur girişimcilik ruhunun bu alanda aktif bir şekilde devreye girmesiyle mümkündür. Girişimciler, ürettikleri yenilikçi çözümlerle, enerji değer zincirinde verimliliğin artırılmasından kesintili enerji kaynaklarının daha etkin kullanılmasına, akıllı şebekelerden, elektriklendirmenin yaygınlaştırılmasına kadar pek çok alanda sektöre yön veriyor, değer katıyorlar. Bakanlık olarak, Ar-Ge alanında atılan her adımı, yapılan her harcamayı Türkiye’nin geleceğine yapılan yatırım olarak görüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından ilan edilen 2053 Karbon Net Sıfır hedefi doğrultusunda Bakanlık olarak enerji sektöründe net sıfır hedefini sağlayacak politikaları devreye aldık. Çalışmalarımızdaki en önemli başarı faktörünün çevre dostu yeni teknolojileri geliştirerek önce insanımıza sonra da ekonomimize kazandırmak olduğuna inanıyoruz. Bugün, enerji sektöründeki birçok girişimci, devletimizin sağladığı teşvikler, Ar-Ge destekleri ve vergi avantajları ile projelerini hayata geçirme fırsatı bulmaktadır. Özel sektör ise, girişimcilerin yaratıcı fikirlerini hayata geçirebilmeleri için yatırım olanakları sunarak, enerjinin geleceğine katkı sağlayacak projelere destek olmaktadır. Bu güç birliği, ülkemizin enerji sektöründeki dönüşümünün hız kazanmasına ve dünya çapında rekabetçi bir oyuncu olmasına olanak tanıyacaktır.”
“Artık temel enerji tüketim formumuzun elektrik olmaya başladığı bir dünyadayız”
Enerji sektörümüzün geleceğini şekillendirecek Ar-Ge ve yenilikçiliğin önemini vurgulayan EPDK Başkan Yardımcısı ve Ar-Ge Komisyonu Başkanı Hacı Ali Ulutaş, “Enerjim Sensin adıyla artık markalaşan, EPDK ve ELDER tarafından İTÜ ARI Teknokent iş birliği ile gerçekleştirilen bu etkinlik, ülkemizin enerji alanındaki vizyonunu daha ileriye taşımak adına çok değerli bir fırsat sunmaktadır. 2019 yılında girişimcilik ekosistemine destek sunmak ve elektrik dağıtım sektörü ile girişimcileri buluşturmak amacıyla başlattığımız Enerjim Sensin Organizasyonu kapsamında bugüne kadar 600’ün üzerinde girişimci ile buluştuk. Destek sağladıklarımızın beşte birinden fazlasının globale açılmış olduğunu görmekten gurur duyuyoruz. Hali hazırda birçok girişimcimizin de elektrik dağıtım şirketlerimiz ile ortak Ar-Ge projeleri yürüttüğünü görmekten memnuniyet duyuyoruz. Artık temel enerji tüketim formumuzun elektrik olmaya başladığı bir dünyadayız. Bu dünyada elektriğin kesintisiz, kaliteli, çevreyle uyumlu ve en ekonomik şekilde tedarik edilmesi temel amacımız. Hepimiz bunun için çalışıyoruz. Türkiye olarak enerji sektöründe köklü bir dönüşüm sürecine girmiş bulunuyoruz. Yenilenebilir enerji kaynaklarının üretim ve tüketim süreçlerindeki payını artırarak, enerji bağımlılığımızı azaltmayı hedefliyoruz. Ancak, bu dönüşüm süreci yalnızca kaynakların değiştirilmesiyle sınırlı değildir. Bu alanda atacağımız her adımda, teknoloji geliştirmeyi, yenilikçi olmayı ve bilim üretmeyi ilke edinmeliyiz. Hep birlikte Türkiye’yi enerjide tam bağımsız, sürdürülebilir ve yenilikçi bir geleceğe taşımak için el birliğiyle çalışmalıyız” ifadelerini kullandı.
“Globalleşme desteklerini genişlettiğimiz bir yıl oluyor”
İTÜ ARI Teknokent olarak sektörel kümelenmeleri güçlendirmeye devam ettiklerini ifade eden İTÜ ARI Teknokent Genel Müdürü Prof. Dr. Attila Dikbaş da, “Teknoloji bazlı girişimleri artırmak, sektörle buluşmalarını sağlamak ve küresel ölçekte büyümelerini desteklemek ülkemizin teknolojik kalkınması için çok değerli. Enerji dikeyinde EPDK ve Elder’le yürüttüğümüz iş birliğimiz de bu anlamda benzersiz” değerlendirmelerinde bulundu. Dikbaş, “Yıllardır enerji kümelenmesi kapsamında değer üreten ve enerji teknolojilerini öncelikli stratejik alanlarından biri olarak belirleyen, Türkiye’nin enerji alanında Ar-Ge faaliyeti yapan firmalarının faaliyet gösterdiği binasıyla önemli bir ekosistem yarattık. EPDK, Elder ve İTÜ ARI Teknokent olarak güçlerimizi birleştirdiğimiz ‘’Enerjim Sensin’’ programıyla üç yıldır sektöre değer yaratmak için enerji alanında inovatif teknolojiler geliştiren girişimleri destekliyoruz. İTÜ Çekirdek’te yıl boyunca desteklenen en iyi girişimlerin yatırımcılar, özel sektör ve kamuoyu ile buluştuğu; geçtiğimiz sene içerisinde EPDK ve Elder’in “Enerjim Sensin” dikey sahnesi de olan Big Bang Startup Challenge’da 1,28 milyar TL’lik kaynağı girişimlerimize ulaştırdık. Bu yıl da 18-19 Aralık’ta Uniq İstanbul’da gerçekleşecek etkinliğimizin ‘’Enerjim Sensin’’ sahnesinde 8 girişimi ekosistemle buluşturacağız. Biz İTÜ ARI Teknokent olarak sektörel kümelenmelerimizi daha fazla genişletmek için yeni program ve platformlar üretmeye, çok kıymetli paydaşları ve mentorları bünyemize dahil ederek girişimleri desteklemeye devam edeceğiz. Bu yıl ayrıca hedeflediğimiz gibi, girişimlerimize sunduğumuz globalleşme desteklerini genişlettiğimiz bir yıl oluyor. Tüm hedefimiz, ülkemizin global arenadaki görünürlüğünü, girişimlerimizin ihracat kapasitesini, istihdamı ve yabancı yatırımcının ülkemize ilgisini artırmaktır. Bugüne kadar girişimlerimizin aldığı 280 milyon doların üzerindeki yatırım tutarı ekosistemimizin potansiyelini ortaya koyuyor” diye konuştu.
“Büyük enerji dönüşümü için enerji ekosisteminde yer alan yenilikçi girişimleri destekleyerek katkı sağlıyoruz”
Enerji sektöründe dünya çapında uzun süredir gündemde olan başlıca konuların elektrifikasyon, yeşil dönüşüm ve karbon hedefleri, dijital dönüşüm ve akıllı şebekeler olarak öne çıktığını vurgulayan Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği (Elder) Yönetim Kurulu Başkanı Barış Erdeniz, “Biz bu küresel değişimi ‘Büyük Enerji Dönüşümü’ olarak adlandırıyoruz. Bu dönüşüme ayak uydurabilmek için üretim teknolojileri, yenilenebilir enerji çözümleri, akıllı şebeke sistemleri ve dijital uygulamalar gibi alanlarda yenilikleri hızla benimsemeli ve dönüşüm yarışında geri kalmamalıyız. Biz Elektrik Dağıtım Sektörü olarak, bu dönüşüm sürecinde stratejik bir sorumluluğumuz olduğunun farkındayız. Bu farkındalıkla yenilikçi projelere yatırım yaparak gençlerimizin enerjisini yanımıza alıyoruz. Bu girişimcilik ekosistemini genişleterek sektöre daha çok yenilikçi girişimin girmesini sağlayacağız.”
“Enerjim Sensin” programı girişimcilik ekosistemine katkı sağlarken Türkiye’nin ekonomik kalkınmasına da önemli destek sunmaya devam ediyor. Bu yıl 5’inci kez hayata geçirilen Enerjim Sensin etkinliğinin önceki dört döneminde toplam 600 başvuru alınırken, bu başvurulardan 182 girişim desteklenerek 1.200 kişilik istihdam yaratıldı. Desteklenen girişimcilerden 34’ü yurtdışına açılma başarısı gösterdi. Desteklenen girişimlerin yıllık cirosu 145 milyon dolara ulaştı ve şirket değerlemeleri ise 400 milyon dolara yükseldi.
Kazanan girişimlere BIG BANG sahnesinde 2 milyon TL Elder özel ödülü şansı
Enerjim Sensin Hızlandırma Programı dahilinde yer alan 8 girişim, 18 – 19 Aralık’ta Uniq İstanbul’da gerçekleşecek olan Türkiye’nin en büyük girişimcilik etkinliği Big Bang Startup Challenge’ta 2 milyon TL’lik Elder Özel Ödülü’nden pay alma şansına sahip olacaklar. Herkese açık ve ücretsiz olan etkinliğe bigbang.itucekirdek.com adresinden kayıt oluşturulabilecek.
Geleceği Şekillendirenler Sahnesinde Elektrik Dağıtım Sektörüne Doğrudan Katılım Ve İş Birliği Yapmaya Hak Kazanan Girişim:
Girişimin adı: Buluttan
Proje Özeti:Buluttan, sunduğu hava zekâsı çözümleri ile iş ortaklarının operasyonel ve finansal süreç verimliliğinin artırılmasını, aşırı hava olayları kaynaklı insan ve varlık güvenliği risklerinin azaltılmasını hedeflenmektedir. Bünyesinde meteoroloji mühendisliği, veri mühendisliği, veri bilimi ve yazılım teknolojileri ekiplerini bir araya getiren Buluttan, meteorolojik tahmin modellemesi ve yapay zeka yetenekleri ile hiper-yerel yüksek tutarlılıkta tahmin üreten; Türkiye’nin en büyük ve bu minvalde tek meteoroloji organizasyonudur. Avrupa Birliği’nin 10 ülkeden 16 paydaş ile ECMWF liderliğinde fonladığı, 2024 yılında başlayan ve 4 yıl süre ile “Dünya Çapında Üretken Yapay Zeka ile Hava Tahminlemesi” HORIZON projesinde konsorsiyumda Türkiye adına tek paydaştır.
Gelecek Vadedenler Sahnesinde Elder Özel Ödülünü Alan İlk 3 Proje:
750 BİN TL’LİK ÖDÜL KAZANAN PROJE
Girişimin adı: Aylara
Proje Özeti:Aylara Güç Çözümleri, alçak gerilim (AG) elektrik dağıtım şebekelerinde faz dengesizlikleri, gerilim düşümü/ artışı, harmonikler ve reaktif güç tüketimi problemlerini çözen güç elektroniği cihazları geliştirmekte ve elektrik dağıtım şirketlerine, endüstriyel tesislere ve hizmet sektörüne yönelik çözümler sunmaktadır. Aylara Güç Çözümleri ilk ürün olarak PostarⓇ adlı bir aktif dinamik filtre ürünü geliştirmektedir. Postar ile üç-faz dört-telli inverter topolojisi ve ileri kontrol teknikleri kullanılarak toplam yük akımının fazlar arasında dengeli dağıtılması sağlanır. Şebekede gerilim düşümü olduğunda dinamik olarak şebekeye reaktif güç basılarak, şebekede gerilim artışı olduğunda da dinamik olarak şebekeden reaktif güç çekilerek gerilim kabul edilebilir limitler içinde tutulur. Geleneksel aktif filtrelerdeki gibi akım harmonikleri bastırılır. Ayrıca, statik var kompansatörü (SVG) gibi set edilen güç faktörünü sağlayacak şekilde reaktif güç alınır veya verilir. Piyasadaki diğer ürünlerden farklı olarak PQstar tüm bu fonksiyonları, tek bir cihazda ek bir cihaz alımına gerek kalmadan gerçekleştirir. PQstar'ı öne çıkaran diğer bir fark, 3 seviyeli inverter topolojisinde SiC (silikon karbür) MOSFET güç yarı iletkenleri kullanımı ile daha yüksek verimde, daha düşük hacimli ve daha hafif olmasıdır. Ürün, MVP aşamasındadır. Trafo binası içerisinde kullanım için rack tipi ve duvar monteli, açık alanda kullanım için direk üstü monteli olacak biçimde geliştirilmektedir.
450 BİN TL’LİK ÖDÜL KAZANAN PROJE
Girişimin adı: SmartIR
Proje Özeti: SmartIR, Vital Signs Monitoring (VSMS) alanındaki uzmanlığını altyapı sektörüne taşıyarak, cep telefonu kamerası kullanımıyla elektrik direkleri gibi kritik altyapıların yapısal sağlığını hızlı ve düşük maliyetle izlemeyi sağlayan yenilikçi bir sistem geliştirmiştir. Bu teknoloji, insan sağlığı analizinde kazanılan deneyimi altyapıların titreşim ve dinamik yüklerini tespit etmeye uyarlayarak, düşük uzmanlık gerektiren ve saniyeler içinde sonuç veren bir çözüm sunar. SmartIR, erken müdahaleyi mümkün kılarak operasyonel verimliliği artırır ve geleneksel yöntemlere kıyasla daha uygun maliyetli bir alternatif sağlar.
300 BİN TL’LİK ÖDÜL KAZANAN PROJE
Girişimin adı: Torkman
Proje Özeti:Elektrik dağıtım sektörüne özgü, bölge, operasyon, çalışan, donanım, kimyasal, çevre ve iş güvenliği alanlarında 100'den fazla operasyonel iyileştirme fikrini değerlendirme ve hayata geçirme sorumluluğunu taşır. Görevler arasında, sektördeki 8 Büyük Kayıp'ı azaltmaya yönelik yeni fikirlerin geliştirilmesi ve uygulanması yer alır. Pozisyon aynı zamanda kablo başlığı hazırlama operasyonunda kullanılmak üzere; güvenli, kaliteli, hızlı, operatör hatalarını minimize eden, çevreye duyarlı, metodik, otomatik ve standartları karşılayan bir cihazın geliştirilmesini sağlamayı hedefler. Bu görev, elektrik dağıtım operasyonlarında güvenliği, kaliteyi ve verimliliği artırmaya odaklanmaktadır.
Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) Başkanı İbrahim Erden, 2,2 milyar dolar seviyesindeki Türkiye rüzgar enerjisi endüstrisinin, sağlanan desteklerle 2035'te 7,5-8 milyar dolar büyüklüğe ulaşabileceğini belirtti.
Türkiye'nin rüzgar ve güneş enerjisinde 2035'e kadar 120 bin megavat kurulu güç hedefi doğrultusunda sektörün her yıl 5 bin megavatlık rüzgar yatırımını hedeflendiğini anımsatan Erden, şunları kaydetti:
"Bu hedef 2035'e kadar Türkiye'de devreye alınacak tüm rüzgar yatırımlarının toplam 50 bin megavata ve rüzgardan üretilen elektriğin yılda 138 teravatsaate ulaşmasını sağlayacak. Bugün ürettiğimiz elektriğin 430-440 teravatsaat civarında olduğunu, 2035'te de 510-520 teravatsaat civarında olduğunu düşünürsek yüzde 25-30 arasında rüzgar kaynaklı elektrik üretimini hedeflediğimiz ortaya çıkacak."
Erden, bu doğrultuda sektörün çeşitli ihtiyaçlarının bulunduğunun altını çizerek, "Bu ihtiyaçlarla beraber 2035 hedefleri ve Sanayi Bakanlığımızın açıkladığı HIT-30 Programı kapsamında yürütülecek önemli destekler var. Bu destekler sanayi kazanımlarımız açısından çok önemli." ifadesini kullandı.
Bu desteklerin rüzgar endüstrisinin büyümesine katkı sağlayacağını belirten Erden, "HIT-30 ve benzeri Sanayi Bakanlığı'nın destekleriyle bugün 2,2 milyar dolar seviyesindeki rüzgar endüstrisi büyüklüğümüz 2035'te 7,5-8 milyar dolar seviyesine çıkabilir." dedi.
Erden, bunun Türkiye'nin cari açığına olumlu etki edeceğini ve ülkenin ihracatını artırarak daha büyük bir sanayi etki alanı oluşturulmasını destekleyeceğini dile getirdi.
Gelecek 10 yılda düzenli kapasite artışının ve HIT-30 ve benzeri destekleme mekanizmalarının aktif kullanımının önemine dikkati çeken Erden, "İthalat rejimimizde gördüğümüz eksikliklerin giderilerek yerel sanayimizin ve pazarımızın adil rekabete uymayan koşulların elimine edilmesiyle ve rekabet koşullarının sağlanmasıyla desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Lojistik altyapımızın, kara yolları ve deniz yolları değerlendirilerek genişletilmesi ve kapasitesinin artırılması sektörümüzün gelişimi açısından çok önemli." dedi.
Erden, deniz üstü rüzgar enerjisi sanayisi ve tersanecilik sektörlerinin de bir "master plan" çerçevesinde irdelenmesi ve desteklenmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
"Yerli katma değer oranımızı yüzde 70'lerin üzerine taşımak istiyoruz"
Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Zekeriya Çoştu da stratejik yapısal dönüşümlerin gerçekleştirilmesi için enerji alanına odaklanılması gerektiğini söyledi.
Çoştu, dünya genelinde artması beklenen yenilenebilir enerji yatırımlarının Türkiye için önemli bir ihracat potansiyeli oluşturduğunun altını çizerek, şu ifadeleri kullandı:
"2000'li yılların başında adımları atılan, gelişmeye başlayan Türk rüzgar enerjisi endüstrisi bugün Avrupa'nın önemli üretim üslerinden biri olmayı başardı. Bugün, rüzgar enerjisi noktasında üretim kapasitesi itibarıyla Avrupa'nın 5. en büyük endüstrisine sahibiz. Ürettiğimiz her 4 üründen 3'ünü 50'ye yakın ülkeye ihraç edebilir konumdayız. İhracat hacmimiz yıllık 1,5 milyar avroyu, sektörümüzün cirosu ise yıllık 2,2 milyar doları geçmiş durumda."
Türkiye'nin yenilenebilir enerji üretimi ve kullanılması noktasında sektörün ihtiyaç duyacağı destekleri Bakanlık olarak sağlamaya gayret gösterdiklerini belirten Çoştu, bu kapsamda TÜBİTAK aracılığıyla şimdiye kadar 118 AR-GE projesini desteklediklerini anlattı.
Çoştu, sektörün önünü açacak, gelişimine ivme kazandıracak adımların atılacağını vurgulayarak, "Tıpkı savunma sanayinde başardığımız gibi çok kuvvetli bir yerli sanayiyi Türkiye'de inşa etmek, geliştirmek istiyoruz. Yerli katma değer oranımızı yüzde 70'lerin üzerine taşımak istiyoruz." dedi.
Türk rüzgar enerjisi sanayicileri için Avrupa pazarı büyüyor
WindEurope Başkanı Giles Dickson ise 150 ana tedarikçi ve 350 de alt tedarikçiye sahip Türkiye rüzgar enerjisi tedarik zincirine dikkati çekerek, "Bu gerçekten etkileyici. Avrupa'nın geri kalanı bunun için size son derece minnettar. Çünkü fabrikalarınızın ürettiklerinin çoğu Avrupa'nın geri kalanına ihraç ediliyor." ifadelerini kullandı.
Dickson, Türkiye hariç tüm Avrupa'nın her yıl 18 gigavat yeni rüzgar santrali inşa ettiğini belirterek, "Bugün ile 2030 arasında bu sayı artacak. Ortalama olarak her yıl 27 gigavat yeni rüzgar santrali inşa edeceğiz. Yani fabrikalarınız için pazar büyüyor. Avrupa'nın geri kalanı, bu ülkede ürettiğiniz ekipmanlara daha da aç olacak." diye konuştu.
Türkiye'de üretilen ekipmanların kalitesinin de Avrupa'da takdir edildiğini dile getiren Dickson, "Bu ülkede ürettiğiniz türbinler ve ekipmanlar mükemmel kalitede." dedi.
Dickson, Avrupa Birliği'nin, Türkiye tedarik zincirini Avrupa rüzgar enerjisi tedarik zincirinin bir parçası olarak gördüğünü sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Fatih Birol, temiz enerji alanında attığı "umut verici" adımlarla Avrupa'nın önde gelen ülkelerinden olan Türkiye'nin, bu alanda çok büyük potansiyele sahip olduğunu söyledi.
Birol, Türkiye'nin geçen ay Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar tarafından açıklanan Yenilenebilir Enerji 2035 Yol Haritası'nı değerlendirdi.
Birol, "Türkiye'nin temiz enerjide attığı adımlar son derece güzel ve umut verici. Türkiye, Avrupa'da bu konuda en önde gelen ülkeden biri. Potansiyelimiz çok büyük. Umarım bu hedeflere en yakın zamanda ulaşabiliriz" dedi.
Temiz enerji teknolojilerindeki hızlı büyüme nedeniyle artan rekabet ortamında pozisyon almak isteyen ülkelerin ticari tedbirlere başvuracağını, bu nedenle 2025'in "dünya ticaret savaşlarının başladığı yıl" olmasından kaygı duyduğunu dile getiren Birol, şu ifadeleri kullandı:
"Yeni enerji teknolojileri giderek dünya ekonomisinin büyük bir parçası oluyor. Bu yeni enerji teknolojilerinde ülkeler önemli bir pozisyon almaya çalışıyorlar. Bu önemli. Pozisyon almaları iki sayede olabilir. Birincisi kendi üretimini artırmak. Bunlar, temiz enerji teknolojilerinde güneş panelleri, bataryalar, elektrikli araçlar olabilir. Diğeri de kendi ülkelerine daha ucuz olan malların girmesini ticari kurallarla, vergilerle engellemek. Ben her ikisinin de olacağını düşünüyorum. Bunun ülkeler arasında ciddi bir ticari savaşa yol açabileceğini, bundan da dünya ekonomisinin zarar görebileceğini düşünüyorum, eğer doğru bir şekilde yapılmazsa"
Geçen ay açıklanan Yenilenebilir Enerji 2035 Yol Haritası'nda, mevcut durumda yaklaşık 30 bin megavat olan güneş ve rüzgar enerjisi kurulu gücünün 2035'e kadar 4 kat artarak 120 bin megavata ulaşması hedefleniyor. Bu doğrultuda iletim altyapısının geliştirilmesini de öngören plana göre, ihtiyaç duyulan toplam yatırım tutarı ise 28 milyar dolar olarak hesaplanıyor.
Kaynak: Oksijen
Kaçak elektrik ile mücadelesini, teknoloji ve Ar-Ge odaklı yatırımlarıyla sürdüren Dicle Elektrik, yerüstünde olduğu gibi yer altında gerçekleşen kaçak kullanımlara da geçit vermiyor.
Dicle Elektrik Dağıtım Şirketi, son 3 ayda gelişmiş teknolojileri kullanarak Şırnak’ın Cizre ve Silopi ilçelerindeki kontrollerde, 23 ayrı lokasyonda 63 abonenin yer altı kablolarından kaçak bağlantı yaptığını tespit etti. Söz konusu lokasyonlarda kaçağın neden olduğu maddi zarar 1.2 milyar TL olurken kaçak kullanan abonelerin haklarında kamu malına zarar vermek ve genel güvenliği tehlikeye sokmaktan suç duyurusunda bulundu.
Dicle Elektrik, kaçak elektrikle mücadelede yer altı bağlantılarına yönelik teknolojik izleme ve tespit çalışmalarını sürdürüyor. Yüksek teknoloji ürünü cihazlarla donatılmış ekipler, özellikle yerin altına yapılan kaçak bağlantıları hızlıca tespit ederek hem kamu malına zarar verilmesini engelliyor hem de tüm aboneler için kesintisiz ve güvenli enerji sağlamak amacıyla gerekli müdahaleleri yapıyor.
Yerin bir metre altında kaçak bağlantı
Güneydoğu Anadolu’da 6 ili kapsayan dağıtım bölgesinde 2013 yılından bu yana yaklaşık 45 milyar TL’lik yatırım gerçekleştiren Dicle Elektrik, özellikle il ve ilçe merkezlerindeki altyapı dönüşüm çalışmaları sayesinde şehir merkezlerindeki kayıt dışı tüketimi ülke ortalamasına yaklaştırdı. Tüm abonelerine kesintisiz ve kaliteli enerji sunmayı hedefiyle kaçak elektrikle mücadelesini sürdüren şirket, bu kapsamda son 3 ayda gelişmiş teknolojiler kullanarak Şırnak’ın Cizre ve Silopi ilçelerinde 23 ayrı lokasyonda kaçak elektrik kullanımına müdahale etti. Yerin yaklaşık bir metre altında yer alan kaçak bağlantıları tespit eden Dicle Elektrik Şırnak İl Müdürlüğüne bağlı ekipler, kazı işleminin ardından kaçak bağlantıları iptal ederek onarım çalışmaları gerçekleştirdi.
Dicle Elektrik Şırnak İl Müdürü Rıdvan Çatır, yer altındaki kaçak elektrik hattının büyük kısmını Cizre’de bir kısmı da Silopi’de tespit ettiklerini belirterek, “Abonelerimizin daha güvenli, kesintisiz ve kaliteli hizmet alabilmesi için milyonlarca liralık şebeke yatırımı gerçekleştiriyoruz. Ancak küçük kazançlar elde etmek amacıyla yapılan kaçak elektrik kullanımı bu yatırımlara zarar veriyor. Son 3 ayda, ekiplerimiz Cizre ve Silopi ilçelerinde yaptıkları kontrollerde, bazı meskenler ve ticarethanelerin de dahil olduğu 63 abonenin kabloları yer altına gizleyerek kaçak kullanım yaptığını tespit ettik." bilgisini verdi.
Kaçak bağlantıların yatırım dönemi veya sonrasında kaldırımları ve yolları kazarak yapıldığını dile getiren Çatır, “Sadece şebekemize fiziki olarak verdiği zarar, hesaplamalarımıza göre yaklaşık 1.2 milyar TL’yi buldu. Bu tamamen kamu malına zarar vermektir. Ayrıca diğer abonelerin kesintisiz elektrik almasını engelleyen bu müdahalelerle milyonlarca liralık kaçak elektrik kullanımı da söz konusudur. Ekiplerimiz gerekli müdahaleleri yaparak tüm kaçak bağlantıları iptal etti. Bu aboneler hakkında idari işlemler yapılacak. Ayrıca bu 63 abone hakkında kamu malına zarar vermenin dışında genel güvenlik ile can ve mal güvenliğini tehlikeye sokmaktan savcılığa suç duyurusunda bulunuldu. Bu vesile ile bir kez altını çizmek isterim; günümüzde hiçbir şekilde kaçak tüketiminin gizlenme şansı yok. Yüksek teknoloji ürünü aletlerle her şartta kaçakları noktasal olarak tespit edebiliyoruz. Bu nedenle abonelerimizden, kendilerine ve diğer abonelere zarar vermek, genel güvenliği riske sokmak, kamu malına zarar vermekten ötürü hapis cezası alabilecekleri bu tür girişimlerden kaçınmalarını ve kaçak elektrik kullanmamalarını istiyoruz” dedi.
Kaynak: Ekonomim
Doğu Anadolu Bölgesi’nde 7 il 58 ilçe 4 bin köye hizmet veren Aras Elektrik, Erzurum’da arıza giderme süresini ortalama 5 saatten 1,5 saat gibi rekor bir saate indirerek %70’lik iyileşme oranı sağladı.
Hizmet bölgesinde hayatına dokunduğu 2 milyondan fazla insana kaliteli, güvenilir ve hızlı enerji arzı sağlamak adına yatırımlarına devam eden Aras Elektrik, özel sektöre devredildiği 2013 yılından bu yana faaliyetlerini aralıksız sürdürüyor. 2013 yılından bugüne kadar olan dönemde toplam 7.187 Milyar TL’lik yatırım yapan Şirket, arıza giderme sürelerinde ciddi bir iyileşme sağladı.
Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği gereğince, enerjinin, kentsel ve kentaltı dağıtım bölgesinde 24 saat içerisinde, kırsal dağıtım bölgesinde 48 saat içerisinde bağlanması gerekirken, Erzurum’da bu süre 1,5 saat gibi rekor bir saate indi.
“%70’lik Oranda İyileşme Sağladık”
Enerji arzındaki iyileşme oranına dikkat çeken Erzurum İl Koordinatörü Hüseyin Öcal: “Devirden bu yana şebeke altyapısında, enerji nakil hatlarında, aydınlatma çalışmalarında, arıza giderme sürelerinde ve diğer birçok konuda sürekli iyileştirmeler yaptık. Şirket olarak teknolojiyi yakından takip ederek sistemlerimiz için çok ciddi yatırımlar sağladık. Yaptığımız bu yatırımlarla da her geçen yıl arıza giderme sürelerimizi büyük oranda düşürdük ve hala düşürmeye devam ediyoruz. Özelleşmenin ilk yıllarında arıza giderme süremiz 5 saat iken şimdi 1,5 saate indirmeyi başardık. Bu da ödeme, abonelik vb. durumlarındaki enerji açmalarında ciddi bir oranı yakaladığımızı gösteriyor.” dedi.
“Bakım Bizim İçin Oldukça Önemli”
Kente daha kaliteli ve kesintisiz enerji hizmeti sunmak adına bütün bakımların düzenli olarak yapıldığını ifade eden Öcal: “Yaptığımız yatırımlarla bakım çalışmalarımızda ileri seviyeye ulaştık. Aydınlatma, şebeke, box/pano, vb. bakım çalışmalarını düzenli olarak yapıyoruz. Yaptığımız yatırım ve bakım çalışmalarıyla her yıl bir önceki yıla oranla daha iyi sonuçlar elde ediyoruz. Bu da Aras Elektrik olarak, doğru adımlar attığımızı gösteriyor. Müşteri memnuniyeti misyonumuz ile gelen her talebi büyük bir hassasiyetle çözüme ulaştırma gayreti ile hareket ediyoruz.” dedi.
“Çalışmalarımız Aralıksız Devam Ediyor”
Çalışmaların aralıksız devam ettiğini belirten Öcal: “2024 yılı havai hat ve yeraltı şebeke yenilemelerini planladığımız doğrultuda gerçekleştiriyoruz. Tüm bu yenileme çalışmaları ile birlikte kentteki çoğu ilçe ve belde merkezlerindeki planlanan yatırımlarımızı tamamlamış olacağız. Müşterilerimizin mağduriyet yaşamaması adına tüm gücümüzle, özverili bir şekilde çalışarak kesintisiz hizmet için mücadele veriyor; Aras Elektrik olarak müşteri memnuniyeti odaklı misyonumuz ile13 farklı iletişim kanalı üzerinden hizmet sunmaya devam ediyoruz.” dedi.
Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) İcra Sekreteri Simon Stiell, iklim kriziyle her ülkenin mücadele etmesi gerektiğini belirterek, 'Küresel iş birliği insanlığın küresel ısınmada hayatta kalabilmesinin tek yolu. Sadece konuşarak ve bu iş birliğini sağlayarak krizi atlatabiliriz.' dedi.
Stiell, Azerbaycan'ın ev sahipliği yaptığı Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 29. Taraflar Konferansı'nda (COP29) düzenlenen basın toplantısında konuştu.
Uluslararası Enerji Ajansı tahminlerine göre, temiz enerji ve altyapısına bu yıl 2 trilyon dolar yatırım yapılacağını kaydeden Stiell, “Ancak bu küresel ekonominin küçük bir kısmı ve bu yatırım önemli oranda bazı büyük pazarlarda gerçekleştiriliyor.' dedi.
İklim yatırımlarının en çok ihtiyaç duyulan bölgelere yapılması gerektiğini ifade eden Stiell, 'Her ülkenin iklim konusunda adım atmasını sağlamak en büyük ve zengin ülkeler dahil bütün ülkelerin çıkarınadır. Neden? Çünkü iklim krizi hızla ekonomiyi öldüren bir hale bürünüyor.' diye konuştu.
Stiell, emisyonların hızla düşürülmemesi halinde tüm dünyanın sürekli bir enflasyon mücadelesi içinde kalacağını sözlerine ekledi.
COP29'da finansmanla ilgili anlaşmanın son derece önemli olduğunu vurgulayan Stiell, 'Milyarlarca insan, hükümetlerinin finansmanla ilgili güçlü bir sonuç elde edememesini karşılayabilecek durumda değil.' dedi.
BM nezdinde merkezileştirilmiş karbon piyasasıyla ilgili 6. Madde'ye ilişkin tarafların önemli bir anlaşma sağladığına işaret eden Stiell, bunun iyi bir başlangıç olduğunu ancak atılması gereken çok sayıda adım bulunduğu vurguladı.
İçinde bulunulan 10 yıl içinde ülkelerin emisyonlarını yarıya indirmeleri için önemli mesafe alınması gerektiğini anlatan Stiell, 'Ancak karbon piyasalarına ilişkin COP29’da atılan bu adım, yarışı tekrar başlattı. Gelişmekte olan ülkelerin bu yeni finans akışından faydalanmasını sağlamamız önemli.' diye konuştu.
Simon Stiell, iklim konusunda siyasi gelişmelere rağmen güçlü adımlar attıklarını belirterek, 'Küresel iş birliği, insanlığın küresel ısınmada hayatta kalabilmesinin tek yolu. Sadece konuşarak ve bu iş birliğini sağlayarak krizi atlatabiliriz.' ifadesini kullandı.
Azerbaycan COP29 Başkanlığı Başmüzakerecisi Dışişleri Bakan Yardımcısı Yalchin Rafiyev de toplantıda yaptığı konuşmada, dün 6. Madde konusunda kritik bir ilerlemenin kaydedildiğini söyledi.
Rafiyev, dün tarafların standartlar ve bunları güncellemek için dinamik bir mekanizma konusunda fikir birliğine vardıklarını belirterek, 'Bu, 6. Madde müzakerelerini sonuçlandırmaya doğru kritik bir adım. Bu, kaynakları, gelişmekte olan dünyaya yönlendirmek ve iklim planlarımızı uygularken yılda 250 milyar dolara kadar tasarruf etmemize yardımcı olmak için oyunun kurallarını değiştiren bir araç olacaktır.' dedi.
Zirvede, Kayıp ve Zarar Fonu'nun çalışır hale gelmesi için tarihi adımların atılacağını, taahhütleri somut fonlara dönüştürecek bir dizi anlaşmanın imzalanacağını kaydeden Rafiyev, 'Bu, desteğin 2025'te akmaya başlamasını sağlayacak.' değerlendirmesinde bulundu.
Rafiyev, başarının herkesin çabasını gerektirdiğini belirterek, 'Herkes küresel çabalarımıza katkıda bulunmak için kendi rolünü nasıl oynayabileceğine odaklanmalıdır.' ifadesini kullandı.
Kaynak: AA
İngiltere Başbakanı Keir Starmer, ülkesinin emisyonları 2035’e kadar yüzde 81 azaltacağını duyurdu.
Bakü’de düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 29. Taraflar Konferansı’nda (COP29) kapsamında, İngiltere’nin iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında yeni taahhütlerini açıkladı.
Starmer, emisyonları 2035’e kadar 1990 seviyelerine göre yüzde 81 düşürmeyi planladıklarını bildirdi.
Ayrıca İngiltere elektrik sektörünün 2030’a kadar yüzde 100 temiz enerjiye geçeceğini belirten Starmer, "İklim güvenliği olmadan ulusal güvenlik, ekonomik güvenlik ve küresel olarak da güvenlikten bahsedemeyiz. Bu hedefler, İngiltere’de yatırımlar ve çalışanlar için büyük bir fırsat oluşturacak." dedi.
İngiltere’nin daha önceki taahhüdü emisyonları 2030’a kadar 1990 seviyesine göre yüzde 68 düşürmekti.
Araştırma kuruluşu Climate Action Tracker’ın İngiltere Lideri Neil Grant, Başbakan Starmer’in açıkladığı yeni taahhütlerin küresel sıcaklık artışını 1,5 dereceyle sınırlandırma hedefiyle uyumlu olduğunu ifade etti.
Grant, şimdi bu hedeflerin pratiğe dönüşmesi gerektiğinin altını çizdi.
Sivil toplum kuruluşu We Mean Business Üst Yöneticisi (CEO) Maria Mendiluce, Starmer’ın temiz enerji dönüşümünün durdurulamaz olduğunu anladığını ifade ederek "Fosil yakıt bağımlılığını azaltmak, İngiltere’nin güvenliği ve ekonomik enerji tedariki için en iyi yöntem. Şimdi iş dünyası bu planın detaylarını bekliyor." değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: Bloomberght
ABD ve Almanya hükümetleri, elektrik şebekelerinin karbonsuzlaşmasını desteklemek amacıyla düşük maliyetli bir deniz altı enerji depolama teknolojisinin geliştirilmesini hedefleyen iki projeye toplam 7,7 milyon dolar fon sağladı.
Offshore Energy’nin aktarımına göre, ABD merkezli US Sperra, Güney Kaliforniya açıklarında 10 metre çapında ve 500 kW/600 kWh kapasiteli bir deniz altı enerji depolama ünitesi tasarlayıp üretmek için ABD Enerji Bakanlığı’ndan (DOE) 4 milyon dolarlık hibe almaya hak kazandı. Bu hibeyle, pompalı depolamalı hidroelektrik teknolojilerindeki yeniliklerin test edilmesi amaçlanıyor.
Bu projeye Almanya’dan da destek geliyor. Almanya Ekonomi ve İklim Eylem Bakanlığı (BMWK), Fraunhofer IEE ve PLEUGER Industries tarafından yürütülen paralel bir pompa ve türbin geliştirme projesi için 3,7 milyon dolar kaynak sağladı. İki ülkenin bu iş birliğiyle, düşük maliyetli bir deniz altı enerji depolama teknolojisi geliştirilerek elektrik şebekelerinin karbonsuzlaştırılmasına katkı sağlanması hedefleniyor.
US Sperra’ya göre, deniz altı pompalı depolama hidroelektrik (SPSH) sistemi, enerjiyi ABD’nin büyük şehirlerine yakın deniz tabanında saklayarak, geleneksel kara tabanlı depolama sistemlerinin karşılaştığı zorlukların çoğunu ortadan kaldırıyor. Görünmez bir altyapı olarak konumlanan bu sistem, hem pil üretiminde ihtiyaç duyulan kritik malzemelere bağımlılığı azaltıyor hem de beton gibi yerel kaynaklarla üretilebilmesi sayesinde ekonomik bir çözüm sunuyor.
Proje ekibi, projeyi WSP ABD, Purdue Üniversitesi ve Ulusal Yenilenebilir Enerji Laboratuvarı’nın (NREL) katkılarıyla genişletilirken, çeşitli paydaşlardan oluşan bir danışma kurulu da projeye destek veriyor.
Kaynak: Temiz Enerji
Avrupa Çevre Ajansı’nın (EEA) yayımladığı son “Trendler ve Projeksiyonlar” raporu, Avrupa Birliği'nde sera gazı emisyonlarının net toplamı geçen yıl yüzde 8 oranında azalarak AB'nin iklim nötrlüğüne ulaşma hedefine önemli bir adım attığını gösterdi.
Avrupa Çevre Ajansı’nın (EEA) yayımladığı son “Trendler ve Projeksiyonlar” raporu, Avrupa Birliği’nde sera gazı emisyonlarının net toplamı geçen yıl yüzde 8 oranında azalarak AB’nin iklim nötrlüğüne ulaşma hedefine önemli bir adım attığını gösterdi. Bu düşüş, kömür kullanımındaki ciddi azalmanın yanı sıra yenilenebilir enerji kaynaklarının artması ve Avrupa genelinde enerji tüketiminin düşmesiyle sağlandı.
EEA’nın 2023 yılı için hazırladığı ön rapor verilerine göre, AB’nin sera gazı emisyonları 1990 seviyelerine kıyasla yüzde 37 oranında azaldı. COVID-19 krizi sonrası toparlanma ve enerji krizinin etkisiyle daha yavaş seyreden iki yılın ardından AB, emisyonlarını azaltmada güçlü bir ivme yakalayarak iklim nötrlüğüne doğru ilerlemeye devam ediyor. Ancak, 2030 ve sonrası için de bu sürecin devam etmesi gerekecek.
AB İklim Yasası, 1990 seviyelerine göre 2030’a kadar net yüzde 55, 2050’ye kadar ise iklim nötrlüğü sağlama hedefini belirliyor ve bu hedef, Paris Anlaşması çerçevesindeki Avrupa taahhütlerine dayanıyor. Ayrıca, 2040 için yüzde 90 net azaltım hedefi önerisi de bulunuyor. Bu hedeflere, arazi kullanımı, arazi değişikliği ve ormancılık (LULUCF) sektöründen elde edilen karbon giderimleri ile uluslararası havacılık ve deniz taşımacılığı gibi sektörlerin emisyonları da dahil.
Trendler ve projeksiyonlar raporu, mevcut iklim önlemlerinin uygulanması durumunda AB ülkelerinin 2030 yılına kadar emisyonları 1990 seviyelerine göre yüzde 43 azaltacağını öngörüyor. Ancak, 22 üye ülke henüz uygulamaya konmamış ek tedbirleri de içeren projeksiyonlar sundu. Bu ek önlemlerle birlikte AB’nin net emisyonları 2030’a kadar yüzde 49 oranında azaltılabilecek ve AB İklim Yasası hedeflerine yaklaşılabilecek. Ulusal enerji ve iklim planlarında yapılacak güncellemeler, bu hedeflere ulaşmada ek tedbirlerin alınması için bir fırsat sunuyor.
EEA İcra Direktörü Leena Ylä-Mononen, son Avrupa iklim risk değerlendirmesinin, iklim değişikliğinin etkilerinin hızlandığını gösterdiğini belirterek, bu durumun AB’yi dayanıklılığı artırma ve sera gazı emisyonlarını azaltmaya yönelttiğini vurguluyor. Bu yılki Trendler ve Projeksiyonlar Raporu, sera gazı emisyonları ile karbon giderimlerini dengelemek için tüm sektörlerde kapsamlı bir eylem çağrısı yapıyor.
Avrupa’nın karbon salınımını azaltmasında yenilenebilir enerjinin hızla genişlemesi ve fosil yakıt kullanımının azalması önemli rol oynadı. EEA verilerine göre, AB’nin toplam enerji tüketimindeki yenilenebilir enerji payı 2005’te yüzde 10 iken 2023’te yüzde 24’e yükseldi. Ayrıca, AB enerji tüketimini de azaltmaya devam etti; 2005’ten bu yana birincil enerji tüketiminde yüzde 19, nihai enerji tüketiminde ise yüzde 11 oranında düşüş görüldü.
Avrupa’da sektörler arasında emisyon azaltımında enerji arz sektörü öne çıkıyor; bu sektördeki emisyonlar 2005 seviyelerine göre yarı yarıya azaldı. Sanayi sektörü de süreç iyileştirmeleri ve verimlilik artışları sayesinde son 20 yılda emisyonlarını üçte bir oranında azalttı. Bu iki sektör, Avrupa’nın emisyon ticaret sistemi (ETS) kapsamında yer alıyor ve 2030 hedeflerine ulaşmak için önemli bir katkı sağlıyor.
Ancak, binalar, ulaşım, atık ve tarım gibi alanları kapsayan ve ulusal emisyon hedefleri belirleyen Gayret Paylaşımı Yönetmeliği (ESR) kapsamındaki sektörlerde durum farklı. Özellikle binalar sektörü yüzde 30’un üzerinde emisyon azaltımı sağlarken, ulaşım ve tarım sektörlerinde ilerleme daha yavaş. Bu durum, ulaşımda sürdürülebilir modellere geçişi ve tarımda emisyon azaltımı potansiyelinin açığa çıkarılmasını gerektiriyor.
EEA raporu, iklim nötrlüğüne ulaşmak için 2030 sonrasında da açık, öngörülebilir politikalar gerektiğini vurguluyor. 2040 yılı için önerilen yüzde 90 net azaltım hedefi ve gelecekteki sıfır emisyonlu ekonomi için yeterli yatırımların sağlanması bu çerçevede büyük önem taşıyor.Kaynak: Temiz Enerji
Uluslararası Enerji Ajansı, “Enerji Verimliliği 2024” raporunu yayımladı. IEA tarafından hazırlanan bu son piyasa raporu, ülkelerin enerji güvenliğini güçlendirmenin ve küresel enerji sektörü emisyonlarını azaltmanın temel dayanaklarından biri olan enerji verimliliği için küresel manzaranın derinlemesine bir analizini sunuyor.
Raporun tamamına BURADAN ulaşabilirsiniz.
COP29 -BM İklim Değişikliği Konferansı, Bakü/Azerbaycan
11 - 22 Kasım 2024
Big Bang Startup Challange, İstanbul/Türkiye
18 - 19 Aralık 2024
Dünya Sürdürülebilir Enerji Günleri 2025, Wels/Avusturya
5 - 7 Mart 2025
Enerji Teknolojileri Zirvesi 2025, Bilbao/İspanya
9 - 10 Nisan 2025
ICCI 2025 – 29. Uluslararası Enerji ve Çevre Fuar ve Konferansı, İstanbul/Türkiye
24 - 26 Nisan 2025
ENTECH Enerji Fuarı ve Kongresi Ankara/Türkiye
30 Nisan - 3 Mayıs 2025