Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, yenilenebilir enerjide 2035 yılı yol haritasını İngiltere’nin başkenti Londra’da küresel yatırımcılarla ve finans kuruluşlarıyla paylaştı. Yol haritası kapsamında rüzgar ve güneş enerjisinde 30 gigavat olan kapasiteyi 120 gigavata çıkarmayı planladıklarını kaydeden Bakan Bayraktar, "Önümüzdeki dönemde büyük bir finansmanı ülkemize getireceğimize inanıyorum." dedi.
Enerji ve İklim Diyaloğu
Bakan Bayraktar, İngiltere temaslarının ardından Londra’da görev yapan Türk gazetecilerle buluştu. Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Bakan Bayraktar, İngiltere Enerji Güvenliği ve Net Sıfır Bakanı Ed Miliband ile oldukça verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini söyleyerek iki ülke arasında Enerji ve İklim Diyaloğu’nu başlatan bir mutabakat zaptı imzalandığını aktardı.
2035 Yol Haritası
Bayraktar, temasları kapsamında küresel enerji sektörünün önde gelen yatırımcıları ve finans kuruluşlarının temsilcileriyle de bir araya geldiğinin altını çizerek Yenilenebilir Enerjide 2035 yol haritası doğrultusunda rüzgâr ve güneş enerjisinde kapasitesini 30 gigavat seviyesinden 120 gigavata çıkarmayı planladığını anımsattı. Bayraktar, yatırımcılar ve finans kuruluşlarından Türkiye'nin bu planlarına büyük ilgi gösterdiğine işaret ederek, "Önümüzdeki dönemde büyük bir finansmanı ülkemize getireceğimize inanıyorum." dedi.
2 Milyar Sterlinlik Finansman
Yenilenebilir Enerji 2035 Yol Haritası doğrultusunda 108 milyar dolar yatırım planladıklarını bildiren Bayraktar, bu anlamda Birleşik Krallık İhracat Finansmanı Dairesi'nin Türkiye'ye 2 milyar sterlinlik bir finansman sağlamayı planladığını ve bunun için kendilerine üç temel alandaki projeleri önerdiklerini bildirdi. Bayraktar, sanayinin kurmak istediği 24 bin megavatlık yenilenebilir enerji kapasitesi, deniz üstü rüzgâr enerjisi ve Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) projelerinin bu kapsamda önemli olduğunu dile getirdi.
SMR’da Farklı Modeller Olabilir
Bakan Bayraktar, nükleer enerjide kullanılan küçük modüler reaktörler (SMR) konusunda farklı modeller düşündüklerini ifade ederek Meclis’e gelmesi beklenen bir düzenlemeye konunun hukuki bir çerçeveye, altyapıya kavuşacağını söyledi. Alım garantisi modelinin yanı sıra özel sektörün de bu alana yatırım yapabileceğine işaret eden Bakan Bayraktar, karbon ayak izlerini küçültmeleri gereken enerji yoğun sektörlerden bu alana yatırım yapanların çıkabileceğini belirtti.
Uzun Yıllara Dayanan İlişki
Bayraktar, doğal gaz ihracatında yapılan ödemeler için kullanılan Gazprombank’ın ABD tarafından yaptırım listesine alınmasıyla ilgili bir soru üzerine Türkiye ile Rusya arasındaki enerji ilişkilerinin uzun yıllara dayandığını kaydederek doğal gazdan önce Türkiye’nin Rusya’dan petrol ve petrol ürünü tedarik ettiğini anlattı.
Türkiye’nin Yüzde 84’üne Gaz Gidiyor
Doğal gaz tarafının daha hassas, önemli olduğunu ve doğal gazın ikamesi zor bir ürün olduğunu vurgulayan Bayraktar, Rusya’nın önemli ve güvenli bir tedarikçi, Türkiye’nin de güvenli ve önemli bir Pazar olduğuna işaret etti. Bayraktar, “Gaz ticaretinin bir aksamaya mahal vermeden devam etmesi lazım.” derken 208 bin kilometrelik bir hat ile Türkiye’nin yüzde 84’üne doğal gaz gittiğini bildirdi.
Akışı Etkileyecek Her Şeye Karşıyız
Hanelerin yanı sıra sanayide ve elektrik üretiminde de doğal gazı kullandıklarını anımsatan Bayraktar, “Bu gazın önemli miktarını Rusya’dan alıyoruz. Yakın ve orta vadede bunu ikame etme imkânımız yok.” dedi. Bayraktar, doğal gazda arz çeşitliliği konusunda birçok adım attıklarını, LNG alımı için altyapıya büyük yatırım yaptıklarını, gazlaştırma kapasitesine 5 katına çıkarttıklarını ifade ederek “Günün sonunda ihtiyaçlar fazla. Bu akışı etkileyecek her şeye karşıyız.” diye konuştu.
Anlaşma Uzayabilir
Rus doğal gazının Ukrayna üzerinden Avrupa'ya akışını sağlayan transit anlaşmanın 2024 sonunda sona ereceğine ilişkin ise Bayraktar, "31 Aralık 2024'te bu anlaşma bitiyor gibi görünüyor ancak o güne geldiğimizde bir şekilde bu anlaşma uzatabilir. Uzaması Avrupa için de iyi olur ama o gazın parasını Gazprombank'a nasıl ödeyecekler? Bir soru işareti. Anlaşmanın uzaması fiyatlar ve piyasa açısından iyi olacaktır. Bu noktada Türkiye üzerine düşeni yapmaya hazır ama ben uzayabileceğini düşünüyorum." dedi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Alman yatırımcılara yenilenebilir enerji alanında Türkiye’ye yatırım yapma çağrısında bulundu. Türkiye’de yenilenebilir enerjide 100 milyar doları bulacak önemli bir yatırım alanı bulunduğuna işaret eden Bakan Bayraktar, “Bu alanda birçok tecrübesi olan Alman yatırımcıları ve yeni yatırımcıları Almanya’dan ülkemize bekliyoruz.” dedi.
6. Türk-Alman Enerji Forumu, Almanya’nın başkenti Berlin’de düzenlendi. Etkinliğe Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Bayraktar’ın yanı sıra Almanya Ekonomi ve İklim Bakanı Robert Habeck de katıldı. İki bakan forumun ana oturumunda Türk ve Alman iş insanlarına hitap etti.
Bakan Bayraktar konuşmasında enerjide artan talep için gerekli yatırımları yaptıklarını, enerji ithalatını düşürmek için de yerli ve yenilenebilir kaynaklara yöneldiklerini anlatarak “Bunlardan daha zorlu olan, önümüzdeki 30 yılda 2053 yılında Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu karbon nötr bir ekonomi olma hedefi. Bu üç hedefi sağlayabilmek için politikalarımız şekillendiriyoruz.” dedi.
Bu hedeflere ulaşmak için yenilenebilir enerjiyi en üst seviyeye çıkarmak gerektiğini belirten Bayraktar, “Türkiye bugün rüzgâr ve güneşte 31 bin megavatı bulmuş durumda. Yenilenebilir enerjide 2035 yol haritasını açıkladık. Bu gücü, 2035’te rüzgâr ve güneşte 120 bin megavata ulaştıracağız.” diye konuştu.
Bayraktar, ekonominin omurgası olan iletim altyapısını çok güçlü hale getirmek için çalıştıkların ifade ederek , “Türkiye’nin artık iletim 2,0’a, yani yeni bir iletim mantalitesine geçmesi gerekiyor. Türkiye’nin 15 bin kilometre HVDC hatta ihtiyacı var. Bu alanda 28 milyar dolarlık bir yatırım planlıyoruz.” dedi.
Avrupa ile enterkonneksiyon kapasitesini 3 katına çıkarmayı hedeflediklerini söyleyen Bayraktar, “Tüm bunları yaptığımızda Türkiye 2035’e geldiğinde elektriğinin yüzde 77’sini yerli ve yenilenebilir kaynaklardan sağlayacak hale gelecek. Yenilenebilirde önümüzde çok önemli bir süreç var. 100 milyar doları bulacak önemli bir yatırım alanı var. Projelerimiz var. Bu alanda birçok tecrübesi olan Alman yatırımcıları ve yeni yatırımcıları Almanya’dan ülkemize beklediğimizi ifade ediyorum.” diye konuştu.
Bayraktar, Türkiye’nin doğal gazda altyapıya büyük yatırım yaptığına, tedarik portföyünü çeşitlendirdiğine değinerek mevcut potansiyel ile Balkanlar’ın ve Orta Avrupa’nın arz güvenliğine katkı yapabileceklerini vurguladı.
Konuşmasının sonunda Alman Bakana ve katılımcılara bir öneride bulunan Bayraktar, enerji dönüşümünün madenler olmadan olmayacağını söyledi. Bayraktar, enerji forumunu enerji ve madenler forumuna dönüştürülmesini teklif etti.
Konuşmaların ardından bakanların refakatinde Pomega ile Nordex Enerji A.Ş. arasında batarya ürünlerinin satın alımı, Enercon ile İş Enerji ve Polat Enerji ortaklığı arasında rüzgâr türbini kurulması ve Enerjisa ile Hamburg Uygulamalı Bilimler Üniversitesi arasında ortak araştırma girişimleri alanında iş birliği anlaşmaları imzalandı.
Tören sonrasında basına açıklamalarda bulunan Bayraktar ve Habeck, Türk ve Alman enerji şirketlerinin üst düzey yöneticilerinin katıldığı yuvarlak masa toplantısına katıldı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) iş birliğinde hazırlanan, Türkiye'nin iklim değişikliğiyle mücadele çalışmalarının yer aldığı çevrim içi platform İklim Portal'ı kullanıma açıldı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik çevrim içi platform olan İklim Portal’ını hayata geçirdi. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Türkiye iş birliğiyle hazırlanan İklim Portalı’nın tanıtım toplantısına İklim Değişikliği Başkan Yardımcısı Orhan Solak, UNDP Türkiye Mukim Temsilci Yardımcısı Miodrag Dragisic, AB Delegasyonu Yeşil ve Kapsayıcı Büyüme Bölüm Başkanı Virve Vimpari katıldı.
Türkiye’ye Özgü Bir Çalışma Tasarlandı
Toplantıda konuşan İklim Değişikliği Başkan Yardımcısı Orhan Solak, portalın Türkiye’de doğrulanmış, bilimsel ve güncel bilgilerin paylaşımı açısından önemli bir araç olarak öne çıktığını aktardı. Solak, portalda Avrupa Çevre Ajansı'nın ve ajansa üye ülkelerin veri tabanını dikkate aldıkları bilgisini vererek, böylelikle e-Devlet üzerinden de erişilebilecek, Türkiye'ye özgü bir çalışmayı tasarladıklarını söyledi.
Veri Girişinde Kamu, Özel Sektör, STK ve Akademisyenler Katkı Gösterdi
Kamu, özel sektör, STK'lar ve akademisyenlere İklim Portal'a girmiş oldukları veriler için teşekkür eden Solak, konuşmasına şöyle devam etti: Bundan sonrasında da bu platformun sağlıklı şekilde ilerleyebilmesi için bu veri girişlerinin düzenli olarak devamının gerektiğini de belirtmek istiyorum. Sadece veri tabanı olarak değil, aslında doğa temelli çözümler, fayda-maliyet analizleri ve sera gazı envanterlerinin hazırlanması için gerekli olan araçları da bu veri tabanı üzerinden sizlerle paylaşmış olacağız. Aynı zamanda İklim Değişikliği Başkanlığı olarak hazırladığımız strateji, eylem planları ve iklim projeksiyon çalışmalarımızın sonuçlarını bu İklim Portalı üzerinden paylaşacağız.
İklim Portalı Nedir?
İklim Portalı’nda, sera gazı emisyonları, sıcaklık değişimleri ve yağış oranları gibi Türkiye'nin iklim değişikliği verilerine ilişkin analizler yer alıyor. Kamu kurumlarından akademisyenlere, özel sektörden bireylere kadar birçok paydaşa hizmet verecek olan portal, kullanıcılarına projeler, çalıştaylar ve eğitimler gibi etkinlikleri takip etme, analizlere erişme ve politika geliştirme süreçlerine katkıda bulunma imkânı sağlayacak.
Akademisyen ve Araştırmacılar için Bilgi Kaynağı
Portal, çeşitli paydaşlar için kapsamlı bir bilgi kaynağı işlevi görecek. Kamu kurumları ve politika yapıcılar, iklim politikalarının geliştirilmesi ve uygulanması için gerekli bilgi ve kaynaklara erişebilirken; akademisyenler ve araştırmacılar, bilimsel veriler, raporlar ve güncel araştırmalardan yararlanarak çalışmalarına katkı sağlayabilecek. Özel sektör ve yatırımcılar, iklim finansmanı ve iklim değişikliği alanındaki yatırım fırsatları hakkında bilgi edinebilecek. Sivil toplum kuruluşları ve bireyler ise farkındalık kampanyaları ve toplumsal katılım için gerekli materyallere erişebilecekler.
Kaynak: T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı
Türkiye'de 2024, güneş enerjisinden elektrik üretiminde saatlik, günlük ve aylık bazda rekorların kırıldığı yıl oldu.
Londra merkezli uluslararası enerji düşünce kuruluşu Ember'in yeni analizinde, puant talep olarak ifade edilen maksimum elektrik talebinin karşılanmasında güneş enerjisinin Türkiye'nin elektrik üretimine katkısı incelendi.
Analize göre, bu yılın ocak-ağustos döneminde güneşten elektrik üretimi 2023'ün aynı dönemine göre yüzde 40'ın üzerinde artarken, Türkiye'de yazın en yüksek seviyeye çıkan elektrik talebinin karşılanmasında güneş enerjisi önemli rol oynadı.
Bu yıl güneşten elektrik üretiminde saatlik, günlük ve aylık bazda rekorlar görüldü.
Geçen yıl güneş enerjisinden elektrik üretimi en yüksek seviyeye temmuzda ulaşırken, rekor bu yıl nisanda aşıldı. Bu rekor nisan, mayıs ve haziran aylarında üst üste üç kez tazelendi.
Güneş enerjisinin toplam elektrik üretimi içindeki payı haziranda yüzde 11'e ulaşarak tarihi yüksek seviyeye ulaştı.
Güneş enerjisi 16 Haziran'da Türkiye'nin elektrik üretiminin yüzde 46'sını karşılayarak saatlik bazda rekor kırdı. Aynı gün, güneş enerjisinin elektrik üretimindeki payı yüzde 17 ile günlük bazda da rekor tazeledi.
Güneş enerjisi, puantın gerçekleştiği Temmuz 2024'te 10 milyonun üzerinde kişiye elektrik sağlarken, puant elektrik talebindeki artışın üçte ikisini karşıladı.
Analize göre, bu yıl aşırı sıcak geçen yaz aylarında 81 ilin 74'ünde soğutma ihtiyacı artış gösterdi. Bu durum, elektrik talebinin rekor seviyelere çıkmasına yol açtı.
Soğutma ihtiyacının temel göstergelerinden olan soğutma gün dereceleri (CDD) 5 yıllık ortalamaya göre haziranda üç kat, temmuzda ise yüzde 50 arttı. Böylece, Temmuz 2024'te puant elektrik talebinde yüzde 6,9 artış görüldü ve elektrik talebi 58 gigavatsaat ile rekor kırdı.
Türkiye'de güneş enerjisinin elektrik talebindeki payı hızla artarken, güneş 2019'dan beri puant elektrik talebindeki büyümenin yüzde 70'ini karşıladı.
Güneş enerjisinin 2017'de yüzde 2,5 olan saatlik puant talebini karşılama oranı, 2024'te bu yıl yüzde 18'e yükseldi.
Türkiye'de bugüne kadar yapılan güneş enerjisi yatırımları sayesinde, 16 gigavatlık fosil yakıt santrali ihtiyacı ortadan kalktı ve böylece fosil yakıt bağımlılığından kaynaklanan maliyetler de azaldı.
Ember Analisti Bahadır Sercan Gümüş, rapora ilişkin değerlendirmesinde, güneş enerjisinin puant talebi karşılamadaki oranının 2017'den beri 7 kat arttığını ifade etti.
Gümüş, bu durumun, enerji arz güvenliğinin sağlanmasında ve fosil yakıtlara bağımlılığın azaltılmasında, güneş enerjisinin dönüştürücü potansiyelini ortaya koyduğunu belirterek, 'Türkiye'nin yüksek potansiyeli ve enerji depolama sistemlerinin entegrasyonu ile güneş enerjisi, enerji güvenliğini sağlamada ve temiz enerji dönüşümünü hızlandırmada öncü rol oynamaya devam edecek.' dedi.Kaynak: AA
Bursa, Balıkesir, Çanakkale ve Yalova’da 5 milyonun üzerinde nüfusa enerji sağlayan
UEDAŞ’ın Genel Müdür pozisyonuna enerji sektörünün deneyimli ismi Cihangir Gençoğlu atandı.
Güney Marmara Bölgesi’nde kesintisiz ve güvenilir elektrik dağıtım hizmeti veren Uludağ Elektrik Dağıtım A.Ş. (UEDAŞ)’ın yeni Genel Müdürü Cihangir Gençoğlu oldu. Sektörel tecrübesi ve uluslararası alandaki kapsamlı bilgi birikimi ile tanınan Cihangir Gençoğlu, yeni görevinde UEDAŞ’ın operasyonel verimlilik ve sürdürülebilir büyüme faaliyetlerine liderlik edecek.
Ankara’da doğan Cihangir Gençoğlu, Lisans ve Yüksek Lisans eğitimini Orta Doğu Teknik
Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü’nde tamamladı. 2008 yılında profesyonel iş hayatına adım atan Gençoğlu, elektrik iletimi ve dağıtımı alanlarında kamu ve özel sektörde yaklaşık 20 yıllık uluslararası deneyime sahip. Son olarak, 2019-2024 yılları arasında elektrik dağıtım sektöründe çeşitli yöneticilik pozisyonlarında görev alarak sektörde derinlemesine bilgi ve birikimiyle tanınan bir lider haline geldi. Gençoğlu, evli ve iki çocuk babasıdır.
Enerjisa Dağıtım Şirketleri Başkent EDAŞ, Ayedaş ve Toroslar EDAŞ sorumluluk sahasında kesintisiz, kaliteli ve sürdürülebilir enerji hizmeti kapsamında 2024 yılının ilk 9 ayında bakım, onarım ve yatırımlarını sürdürdü.
Enerjisa Dağıtım Şirketleri elektrik dağıtım hizmeti sunduğu 14 ilde 97.152 trafo ve 329.92 km hat uzunluğunda kapsamlı bakım, yenileme ve yatırım çalışmalarına devam ederken toplam 102.612 aydınlatma armatürünün bakımını tamamladı. Ayrıca 869 trafo ve 3883 dağıtım merkezinin bakımını yaptı. Aynı dönemde 16.538 km hattın bakımını da gerçekleştirerek sürdürülebilir enerji dağıtımına kaktı sağladı.
Yılın ilk 9 ayında yatırım hedeflerini başarıyla gerçekleştiren Enerjisa Dağıtım Şirketleri müşterilerine daha kesintisiz ve kaliteli enerji verebilmek adına 604.861 km yeni kablo döşeme ve 30.994 yeni aydınlatma armatürünün montajını tamamladı. Ayrıca 2743 yeni elektrik panosu ve 971 trafo kurarak altyapısını güçlendirdi.
Elektrik dağıtım sektörünün dijital dönüşümüne öncülük eden şirket, Şebeke Yönetim Sistemi, Filo Bildirim Portal & Platformlu Araç Kontrolleri, CBS ile Enerji Müsaadesi Verilmesi, Doküman Yönetim Sistemi Uygulama Projesi, EPDK Deprem ve Doğal Afet Projesi ve Tesisatın Yaşam Serüveni başta olmak üzere yaklaşık 52 milyon TL bütçeyle çok sayıda dijital projeyi hayata geçirdi.
Operasyonel iş süreçlerini daha verimli hale getirebilmek için dijital dönüşümüne ağırlık veren Enerjisa Dağıtım Şirketleri kullanıcı memnuniyetini en üst seviyeye çıkarmak için çalışmalarını sürdürüyor.
TREDAŞ’ın kullanım ömrünü tamamlamış armatürleri sokak hayvanları için mama ve su kaplarına dönüştürdüğü “Enerjimiz Küçük Dostlarımız İçin” projesi, Dünya Gazetesi Toplumsal Fayda Ödülleri 2024’te “Topluma Değer Katan Projeler - Geri Dönüşüm ve Atık Yönetimi” kategorisinde ödüle layık görüldü.
Edirne, Tekirdağ ve Kırklareli’nde elektrik dağıtım hizmetini üstlenen Trakya Elektrik Dağıtım AŞ (TREDAŞ), sosyal sorumluluk projeleri ile sürdürülebilir bir geleceğe katkı sağlama ve hayvan dostlarımızın yaşam koşullarını iyileştirme konusundaki duyarlılığını, kazandığı anlamlı ödül ile bir kez daha ortaya koydu. TREDAŞ’ın, “Enerjimiz Küçük Dostlarımız İçin” projesi, Dünya Gazetesi tarafından düzenlenen Toplumsal Fayda Ödülleri 2024’te, “Topluma Değer Katan Projeler (DKP)- Geri Dönüşüm ve Atık Yönetimi” kategorisinde ödüle layık görüldü. 28 Kasım Perşembe günü Hilton İstanbul Maslak’ta gerçekleştirilen törende, ödülü şirket adına TREDAŞ Kurumsal İletişim Şefi Burak Baran aldı.
Döngüsel Ekonomiye Katkı Sağlıyor
“Enerjimiz Küçük Dostlarımız İçin Projesi, sürdürülebilirlik vizyonumuzu ve doğaya olan duyarlı yaklaşımımızı yansıtması açısından bizim için ayrı bir önem taşıyor” değerlendirmesinde bulunan TREDAŞ Genel Müdür Vekili Veysel Toprak, “Küçük dostlarımızın yaşam koşullarını iyileştirme amacımıza hizmet ederken, aynı zamanda döngüsel ekonomiye sağladığımız katkının da takdir edilmesi bizim için büyük bir gurur kaynağı. Geri Dönüşüm ve Atık Yönetimi kategorisinde ödül almış olmak ve bu alandaki çabalarımızın değer bulduğunu görmek bizi mutlu ediyor” sözleriyle ödülün kendileri için taşıdığı anlamı vurguladı.
400’den Fazla Armatür Mama ve Su Kabına Dönüştürüldü
TREDAŞ’ın Toplumsal Fayda Ödülleri kapsamında “DKP- Geri Dönüşüm ve Atık Yönetimi” kategorisinde ödüle layık görülen projesi, kullanım ömrünü tamamlamış armatür başlıklarının geri dönüşümünü sağlarken sokak hayvanlarının yaşam mücadelesine destek olmayı amaçlıyor. Proje kapsamında zararlı materyallerden arındırılarak mama ve su kabı haline getirilen armatürler, Edirne, Tekirdağ ve Kırklareli’nde sahipsiz sokak hayvanlarının yoğun olarak bulunduğu alanlara yerleştiriliyor. Yaklaşık 5 yıldır devam eden proje kapsamında bugüne kadar 400’den fazla armatür başlığı, sokak hayvanları için mama ve su kabına dönüştürülmüş durumda.
Proje Sürdürülebilir Bir Yapı Kazandı
Sahipsiz hayvanların yaşam mücadelesine dokunan, topluma sorumluluk bilinci aşılayarak hayvan sevgisini artırmayı ve farkındalık yaratmayı amaçlayan Enerjimiz Küçük Dostlarımız için projesi, bunu yaparken kullanım ömrünü tamamlamış armatür başlıklarını dönüştürerek döngüsel ekonomiye de katkı sağlıyor. Proje, uygun alanların titizlikle belirlenmesi ve mama kaplarının düzenli bakımı sayesinde sürdürülebilir bir yapı kazandı. Böylece, sokak hayvanlarının yaşam kalitesinin artırılması ve çevre bilincinin güçlendirilmesi adına önemli bir adım atılmış oldu.
Erzincan’ın Kemaliye ilçesinde etkili olan kar ve tipi, arızalara ulaşımı zorlaştırdı. Aras Elektrik ekipleri, kanyon bölgesindeki bir arıza ihbarına, kara ulaşımının mümkün olmadığı koşullarda tekne ile müdahale etti.
Doğuda zorlu bir coğrafyada elektrik dağıtım hizmeti veren Aras EDAŞ, bölge genelinde etkili olan kar yağışı ve soğuk havadaki arızalar için alternatif yollarla müdahale ediyor. Kemaliye ilçesine bağlı köylerde etkili olan yoğun kar ve fırtına nedeniyle elektrik hatlarında meydana gelen arızalara, alternatif ulaşım yollarıyla müdahale ediyor. Bölgede enerji akışını yeniden sağlamak için arıza ihbarına giden ekipler, kanyon bölgesinde yol olmadığı için gelen ihbara tekne ile gitti. Tekne aracılığıyla olay yerine giden ekipler, arızayı kısa sürede gidererek bölgeyi enerjilendirdi.
Aras Elektrik tarafından yapılan açıklamada, “Erzincan’ın Kemaliye ilçesinde kar ve tipi nedeniyle kanyon bölgesindeki arıza ihbarına tekne ile gidildi. Aras Elektrik ekipleri, Kemaliye ilçesine bağlı köylerde etkili olan kar ve fırtına nedeniyle arızalara alternatif yollarla ulaşım sağlıyor. Kanyon bölgesindeki ihbara, tekne ile müdahale eden ekipler, müşterilere kaliteli ve kesintisiz enerji arzı sağlıyor.” ifadeleri yer aldı.
Yeni bir araştırmaya göre, yenilenebilir enerji tüketimi ve yeşil teknoloji inovasyonu, karbon emisyon yoğunluğunu azaltmada gelişmekte olan ülkelerde daha etkili.
Yeni bir araştırma, yenilenebilir enerji tüketimi, yeşil teknoloji inovasyonu ve doğrudan yabancı yatırımların (FDI) karbon emisyon yoğunluğu üzerindeki etkilerini gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında karşılaştırdı. 2000-2019 yılları arasında 33 gelişmiş ve 42 gelişmekte olan ülke verilerini analiz eden çalışma, çarpıcı bulgular ortaya koydu.
Araştırmaya göre, yenilenebilir enerji kullanımı karbon emisyon yoğunluğunu azaltmada önemli bir rol oynuyor. Ancak bu etkinin en güçlü olduğu yerler, yüksek karbon emisyon seviyelerine sahip olan gelişmekte olan ülkeler. Rüzgâr ve güneş gibi yenilenebilir kaynakların kullanımı, bu ülkelerde karbon salımını düşürerek sürdürülebilir kalkınmaya katkı sağlıyor.
Yeşil teknolojilerin karbon emisyonlarını azaltmadaki etkisi hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde gözlemlendi. Fakat, gelişmekte olan ülkelerde bu etkinin daha belirgin olduğu ortaya çıktı. Araştırmacılar, bu ülkelerde teknolojik yeniliklerin fosil yakıtlara olan bağımlılığı daha hızlı azalttığını vurguladı.
Doğrudan yabancı yatırımlar (FDI) ise farklı sonuçlar doğuruyor. Gelişmekte olan ülkelerde FDI, genellikle “kirletici sanayi etkisi” yaratarak çevreyi olumsuz etkileyebiliyor. Gelişmiş ülkelerde ise, beklenen “çevre dostu etkisi” tam anlamıyla gerçekleşmiyor. Araştırma, FDI’nin yeşil teknoloji inovasyonunun etkisini de azaltabildiğini, bu nedenle yatırım politikalarının çevresel faktörleri göz önünde bulundurarak düzenlenmesi gerektiğini belirtiyor.
Araştırma, karbon emisyonlarının azaltılması için politika yapıcıların ülke özelinde çözümler geliştirmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde, çevresel sürdürülebilirliği ekonomik büyüme ile dengelemenin zorluğuna rağmen, yeşil önlemlerin daha etkili olduğu vurgulanıyor.
Kaynak: Temiz Enerji
New Economics Foundation'ın (NEF) İngiltere'de yapılan yeni analizine göre, temiz enerji projelerine yatırımı teşvik eden yeşil faiz oranı, yenilenebilir enerjiyi canlandırabilir ve elektrik maliyetlerini yılda 1,9 milyar sterlinden fazla azaltabilir.
Fosil yakıtların fiyatı enflasyonu artırmaya devam ederken ve karbon emisyonlarını azaltma ihtiyacı artarken, bağımsız düşünce kuruluşu New Economics Foundation araştırmacıları, İngiltere Merkez Bankası’nın yenilenebilir enerjiye yatırımı teşvik edebileceğini ve temiz enerji yatırımları için oranları düşürerek faturaları azaltabileceğini söyledi.
Analiz, yenilenebilir enerji ve şebeke yükseltmeleri için faiz oranlarında yüzde 2,5’lik bir düşüşün, 2030’dan itibaren elektrik maliyetini yılda 1,9 milyar sterlinden fazla azaltabileceğini gösteriyor. Bu, hane başına faturaları her yıl 24 sterlin azaltacaktır.
Analizde bunun, Bankanın, ticari bankalara, Banka faiz oranının altında bir oranda, temiz enerji projelerine ve bina iyileştirmelerine ucuza kredi verebilmelerini sağlayacak geçici bir Enerji Fiyat İstikrarı için Vadeli Finansman Planı (TFSEPS) yürürlüğe koymasıyla başarılabilir olduğu belirtiliyor.
Faiz oranlarının düşürülmesinin, temiz enerji arzını artırmaya ve fosil yakıtlara olan talebi azaltmaya yardımcı olacağı ifade edilirken, böylece ülke genelindeki hanelerin temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanmasına neden olan daha fazla fiyat şokundan ekonomiyi koruyacağı öngörülüyor.
Konuya ilişkin değerlendirme yapan NEF Ekonomi Politikaları Araştırmacısı Theo Harris, İngiltere’deki enflasyon sorununun fosil yakıt fiyatlarıyla doğrudan bağlantılı olduğunu belirterek, İngiltere Merkez Bankası’nın temel nedenleri ele almadığını vurguladı. Enflasyonla mücadelede yerli temiz enerjiye geçişin desteklenmesi gerektiğini ifade eden Harris, Banka’nın yüksek faiz oranlarıyla temiz yatırımları engellediğini söyleyerek, aksi takdirde yeni bir jeopolitik şokun benzin fiyatlarını artırarak ülkeyi yeniden enflasyon ve hayat pahalılığı kriziyle karşı karşıya bırakacağı uyarısında bulundu.
Kaynak: Temiz Enerji
Alman enerji şirketi E.ON, Almanya'da yeşil hidrojen pazarının gelişiminin hâlâ büyük ölçüde kamu harcamalarına bağlı olduğunu ve kamu sübvansiyonlarına rağmen hidrojen gelişiminin zayıf kaldığını duyurdu.
Almanya'nın 2032 yılına kadar boru hatları ve nakliye yoluyla yılda 2.700 TWh'ye kadar hidrojen ithal edebileceği tahmin ediliyor.
Alman enerji şirketi E.ON yaptığı açıklamada, Almanya'da hidrojen ekonomisinin yükselişinin zayıf kaldığını kaydetti.
Yalnızca IPCEI fonunun (Ortak Avrupa Çıkarına Yönelik Önemli Projeler için) finansman kararlarının üretim kapasitesi ve yatırım kararlarına destek sağladığı belirtilen açıklamada, “İnşaat halindeki veya yatırım kararı olan projelerin payı, 2030 yılına kadar planlanan üretim kapasitesinin yaklaşık yüzde üçünden yaklaşık yüzde dokuzuna yükseldi. Böylece, Şubat 2024'teki 10,1 gigawatt'tan 11,3 gigawatt'a yükseldi.” denildi.
Mevcut elektroliz kapasitesi de Şubat 2024'ten bu yana yüzde 68 artarak 111 MW seviyesinde bulunuyor. Büyük ölçekli projelerin bu kapasiteyi artırması bekleniyor.
Ayrıca, hidrojenle çalışan arabalar elektrikli araçlara karşı kaybediyor ancak ağır taşımacılıkta hidrojenle çalışan kamyonlarda bir artış görülüyor.
Köln Üniversitesi Enerji Ekonomisi Enstitüsü (EWI) yaptığı araştırmada, Almanya'nın 2032 yılına kadar boru hatları ve nakliye yoluyla yılda 2.700 TWh'ye kadar hidrojen ithal edebileceğini tahmin ediyor.
E.ON Hydrogen Genel Müdürü Gabriël Clemens yaptığı açıklamada, “Bazı endüstriler için hidrojene geçiş karbondan arındırmanın tek yoludur. Yeşil hidrojenin çok dar ve karmaşık tanımı, elektrik tedarik maliyetinin gereksiz artmasına ve dolayısıyla hidrojen fiyatlarının yükselmesine yol açmaktadır. Düşük karbonlu hidrojenin tanımı da bundan daha iyi görünmüyor. Bu nedenlerden dolayı endüstri için hâlâ uygun fiyatlı teklifler bulunmuyor ve başarılı bir pazar yükselişi için bunlara acilen ihtiyaç var.” dedi.
Kaynak: Enerji Günlüğü
Avrupa Isı Pompası Birliği’nin (EHPA) yeni raporu, Avrupa ülkelerinin büyük çoğunluğunun, endüstriyel ısı pompası yatırımlarını teşvik ettiğini ortaya koyuyor. Norveç, İsviçre ve İngiltere dahil olmak üzere incelenen 24 ülkede, endüstriyel ısı pompası kurulumları için hibe, kredi veya vergi indirimleri gibi çeşitli destek mekanizmaları mevcut.
Rapora göre, 200°C’ye kadar ısı üretebilen bu büyük ölçekli ısı pompaları, kağıt, süt ürünleri, tekstil ve ahşap gibi çeşitli endüstrilerde giderek daha yaygın ve başarılı bir şekilde kullanılıyor. EHPA, endüstriyel ısı pompalarının Avrupa’nın sanayi sektörünün karbonsuzlaşmasında kilit bir rol oynadığını vurguluyor.
Avrupa’da endüstriyel enerji kullanımının yaklaşık yüzde 60’ı ısıya dayalı ve bu ısının tamamının, AB’nin 2050 yılına kadar net sıfır emisyon hedefine ulaşmak için karbonsuzlaştırılması gerekiyor. Ancak, farkındalık eksikliği başta olmak üzere, endüstriyel ısı pompası kullanımının yaygınlaşmasının önünde hâlâ bazı engeller bulunuyor.
EHPA Genel Müdürü Paul Kenny, yüksek sıcaklıklı ısı pompalarının atık ısı geri kazanımı sayesinde Avrupa’nın sanayi ve ofislerinin karbonsuzlaştırılmasında etkili bir çözüm sunduğunu belirterek, “Bu ısı pompaları, fosil yakıtların yerini alarak hem maliyetleri düşürecek hem de emisyonları önemli ölçüde azaltacak. AB’nin 2050 net sıfır hedefi doğrultusunda endüstrinin karbonsuzlaştırılması sürecinde bu teknolojinin öncelikli olması gerekiyor.” dedi.
Yakında göreve başlayacak Avrupa Komisyonu’nun, enerji yoğun sektörler ve genel ekonomi için yeşil dönüşümü desteklemek amacıyla “Endüstriyel Karbon Azaltma Hızlandırma Yasası”nı hayata geçirmesi bekleniyor.
Kaynak: Temiz Enerji
Ember, bu yılın ilk 8 ayında Türkiye’nin enerji görünümü inceledi. 2017’den bu yana güneş enerjisinin Türkiye’nin puant elektrik talebini karşılama oranı yedi kat artarak yüzde 2,5’ten yüzde 18’e yükseldi. Güneş enerjisinin kaynak olarak ön plana çıktığı dönemi inceleyen raporun tamamına BURADAN ulaşabilirsiniz.
Big Bang Startup Challange, İstanbul/Türkiye
18 - 19 Aralık 2024
Dünya Sürdürülebilir Enerji Günleri 2025, Wels/Avusturya
5 - 7 Mart 2025
Enerji Teknolojileri Zirvesi 2025, Bilbao/İspanya
9 - 10 Nisan 2025
ICCI 2025 – 29. Uluslararası Enerji ve Çevre Fuar ve Konferansı, İstanbul/Türkiye
24 - 26 Nisan 2025
ENTECH Enerji Fuarı ve Kongresi Ankara/Türkiye
30 Nisan - 3 Mayıs 2025
