Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, “Türkiye Yüzyılı’nı, ‘Temiz Enerji Yatırım Yüzyılı’ yapmak için kararlıyız.” dedi.
Bakan Bayraktar, dijitalde İngilizce yayın yapan Türkiye Today’de “2035 Net Sıfır Hedefine Bir Adım Daha Yakın” başlığıyla bir yazı kaleme aldı. Bakan Bayraktar yazısında, bu yıl Bakü’de düzenlenen COP29’un enerji dönüşümü için akıllı, yani pratik, esnek, rasyonel ve duyarlı hedefler ortaya koyulması gerektiğini bir kez daha gösterdiğini söyledi.
Bayraktar, Yenilenebilir Enerjide 2035 Yol Haritası’nı açıkladıklarını ifade ederek bu doğrultuda güneş ve rüzgar enerjisinde kurulu gücü 4 katına çıkartarak toplam 120 gigavata ulaşmayı hedeflediklerini kaydetti.
Nükleer enerjinin yenilenebilir enerji kaynaklarını desteklemede önemli bir rol üstleneceğini vurgulayan Bayraktar, “Geçen yıl Dubai’de düzenlenen COP28’de ABD liderliğinde 25 ülke ‘Nükleer Enerjiyi Üç Katına Çıkarma Deklarasyonu’nu imzalamıştı. Bu yıl COP29’da Türkiye de bu devletlere katıldı ve imzacı sayısı 31’e çıktı. Bu deklarasyon, teknolojideki gelişmeleri, kapasite artırımını ve finansman olanaklarını da destekleyecek.” dedi.
Bayraktar, Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı verilerine göre; Türkiye’nin toplam yenilenebilir enerji kurulu gücünde Avrupa’da 5’inci, dünyada ise 11’inci sırada yer aldığını belirterek “Avrupa’da ilk 3’e, dünyada ise ilk 9’a girmeyi hedefliyoruz.” diye konuştu.
Türkiye’nin 2005-2024 arasında yenilenebilir enerji kapasitesini 13 GW’dan 67,5 GW’a çıkararak 892 milyon ton CO2 emisyonunu engellediğini kaydeden Bayraktar, yazısında temiz enerjinin artmasına destek olacak stratejik altyapı ve yatırım planlarını da anlattı.
Bayraktar, Türkiye’de önümüzdeki 10 yılda yüzde 54’lük bir elektrik talebi artışı öngörüldüğünü aktararak bu talebi karbon nötr ekonomiyi desteleyen politikalarla karşılamak için rüzgar ve güneşte Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) ihaleleri yapacaklarını bildirdi.
YEKA ihaleleri için sözleşme şartlarının uluslararası yatırım standartlarına uygun olarak yeniden tasarladıklarını vurgulayan Bayraktar, “Yeni düzenlemeler, dolar üzerinden teklif verilebilmesi ve uluslararası tahkim hakkı bulunması gibi kurallar içeriyor. Ayrıca maliyetler ve ücretler daha uygun hale getirilirken Piyasa Takas Fiyatı (MCP) ile özel sektöre daha hızlı giriş imkânı sağlanacak.” değerlendirmesini yaptı.
Yenilenebilir enerji kapasitesinin şebekeye düzenli olarak eklenmesinin de önemine işaret eden Bayraktar, “2035 yılına kadar enterkonneksiyon kapasitemizi ihracatta 6 bin 750 megavata ve ithalatta 6 bin 600 megavata yükseltecek ülkemizin bir ucundan bir ucuna 90 bin 500 kilometrelik yeni AC hatları planlıyoruz. Bu kapasite 40 GW’lık yüksek gerilim doğru akım (HVDC) koridoruyla desteklenecek.” ifadelerini kullandı.
Bakan Bayraktar, yazısını “Türkiye Yüzyılı’nı, “Temiz Enerji Yatırım Yüzyılı” yapmak için kararlıyız.” sözleriyle tamamladı.
Elder ve MEDAŞ’ın düzenlediği basın saha gezisinde MEDAŞ, kesintisiz enerji arzında hedeflediği projeleri, sektörde yakaladığı inovasyon, dijitalleşme ve sürdürülebilirlik alanlarında yaptığı çalışmaları anlattı.
Konya, Aksaray, Niğde, Kırşehir, Nevşehir ve Karaman illerinde 79 bin kilometrekarelik geniş bir alanda hizmet veren Meram Elektrik Dağıtım AŞ (MEDAŞ), yalnızca teknolojik altyapıya değil, aynı zamanda sosyal sorumluluk ve sürdürülebilirlik projelerine yaptığı yatırımlarla da öne çıkıyor. MEDAŞ Genel Müdürü Erol Uçmazbaş ve Elder Genel Sekreteri Fakir Hüseyin Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleşen basın saha gezisinde şirket, enerji sektöründeki yenilikçi projelerini ve yatırımlarını tanıttı.
2024 yılında yatırım oranında yüzde 95’lik başarı oranı
MEDAŞ, geniş hizmet ağı ve yaptığı yatırımlarla Türkiye’nin elektrik dağıtım sektöründe lider konumda. Şirket, özelleştirme sürecinden bu yana 1,2 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirdi. 2024 yılında tamamlanması planlanan 190 milyon dolarlık yatırımların yüzde 95’ini tamamlayan MEDAŞ, enerji altyapısını yenileme, yeni yerleşim alanlarına enerji sağlama ve havai hatların yer altına alınması gibi projelerle dikkat çekiyor. Bu yatırımlar, enerji arzında süreklilik sağlamanın yanı sıra müşteri başına düşen kesinti süresinde yüzde 54’lük bir iyileşme sağladı.
SCADA sistemiyle dijitalleşmede öncü
MEDAŞ, dijitalleşme alanında Türkiye’de pek çok “ilk”e imza atarak, enerji hizmetinde kalite ve verimliliği artırmayı hedefliyor. Şirket, SCADA altyapısı sayesinde, geçmişte 45 dakika süren kesintileri 3 dakikaya indirdi. Otomatik Sayaç Okuma Sistemi (OSOS) ve uzaktan anahtarlama teknolojileri ile hem kesintilerin hızlıca tespit edilmesini hem de enerji tüketiminin detaylı analizini mümkün kılıyor. Bağlantı süreçlerini dijitalleştiren MEDAŞ, 16 gün süren bağlantı görüşü işlemlerini e-imza sayesinde 1 günde tamamlayarak sektörde önemli bir yenilik gerçekleştirdi.
Ar-Ge ve girişimcilik faaliyetleriyle yerli ve milli teknolojiye destek
MEDAŞ’ın Ar-Ge faaliyetleri, enerji sektöründe yerli ve milli teknolojileri desteklemeyi amaçlıyor. 48 Ar-Ge projesinden şu an 17’sinin aktif olduğu MEDAŞ, enerji altyapısında sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler geliştirmeyi hedefliyor. Müşteri Bilgi Sistemi (MBS), Kurumsal Kaynak Planlama (ERP) ve İş Gücü Yönetim Sistemi (WFM) gibi projeler, dijital altyapının etkinliğini artıran yeniliklerden yalnızca bazıları. Ayrıca, genç girişimcileri desteklemek amacıyla düzenlenen programlarla enerji sektörüne katkı sağlayacak fikirler geliştirilmesine olanak tanınıyor.
MEDAŞ, merkeze gelen çağrıların yüzde 96’sını 20 saniyenin altında cevaplıyor
MEDAŞ, müşteri memnuniyetini en üst seviyeye çıkarmayı hedefleyen çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. Türkiye genelinde kamu kurumları, Elder ve özel şirketler tarafından yapılan memnuniyet anketlerinde ilk sırada yer alan şirket, çağrı merkezinde yıllık 1,5 milyon çağrıyı yüzde 96 oranında 20 saniyeden kısa sürede yanıtlayarak müşterilerine hızlı hizmet sunuyor. Ayrıca, elektrik şebekesinde İHA (drone) kullanımını artırarak enerji dağıtımını daha verimli hale getiriyor.
“MEDAŞ, müşteri memnuniyeti konusunda diğer şirketlere örnek oluyor”
Basın saha gezisinde konuşan MERAM Elektrik Dağıtım AŞ Genel Müdürü Erol Uçmazbaş MEDAŞ’ın çalışmalarından bahsederek, “MEDAŞ, enerji sektöründe dijitalleşmenin ve sürdürülebilirliğin öncüsü konumunda. Şirketin SCADA altyapısı, kesinti sürelerini minimuma indirerek müşteri memnuniyetini artırıyor. Diğer elektrik dağıtım şirketleri için örnek teşkil eden bu yenilikler, Türkiye’nin enerji sektöründe daha ileriye gitmesini sağlayacak” dedi.
Hedef sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek
MEDAŞ, çevreye duyarlı uygulamaları ve yenilenebilir enerji projeleriyle sürdürülebilir bir gelecek inşa etmeyi hedefliyor. Genel Müdürlük Hizmet Binası’nda kurulan yağmur suyu toplama sistemiyle yıllık su tüketimini azaltan MEDAŞ, karbon salımını düşürme hedefi doğrultusunda dijital süreçlerle bin 80 ağacın kesilmesini önledi ve bu sayede 863 metreküp karbon salımı da engellenmiş oldu.
Sosyal sorumluluk projeleriyle topluma katkı sağlıyor
MEDAŞ, teknolojik yatırımlarının yanı sıra topluma değer katan sosyal sorumluluk projeleriyle de dikkat çekiyor. “Dilek Ağacı” projesiyle çocukların hayallerini gerçekleştiren MEDAŞ, sokak hayvanlarına barınak sağlama, çevre temizliği etkinlikleri ve otizm farkındalık projeleri gibi birçok alanda topluma katkı sağlıyor. Ayrıca, genç yeteneklere yönelik düzenlenen üniversite programlarıyla geleceğin mühendislerini sektöre kazandırıyor.
Kaynak: Gündem Enerji
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan (EPDK), depolamalı rüzgar enerjisi santrali (RES) ve güneş enerjisi santrali (GES) ön lisans başvuruları ve çeşitli konularda bir süredir ortaya atılan iddialara ilişkin açıklama yapıldı.
“EPDK'nin bir gecede yönetmelik çıkardığı, kimsenin haberi olmadan ön lisans dağıttığına” dair iddiaya değinilen açıklamada, “Öncelikle EPDK'nin bir gecede yönetmelik çıkarması ve bunu Resmi Gazete'de yayımlatarak yürürlüğe sokması mümkün değildir, zira bu durum yasalarımıza ve ilgili mevzuatımıza aykırıdır” ifadesine yer verildi.
Açıklamada, “Depolamalı RES/GES ön lisans süreci 5 Temmuz 2022 tarihinde yürürlüğe giren kanunla kurumumuza görev olarak verilmesi ile başlamıştır. Bu kanunla depolamalı RES/GES ön lisans süreçlerine yönelik 'ihale ve yarışma yapılmayacağı' ölçüm zorunluluğunun dahi istenmeyeceği hüküm altına alınmıştır. İlgili kanunun amacı emre amade olmayan rüzgar ve güneş kaynaklı üretilen elektriğin depolanarak sisteme bağlanması ve elektrik üretimindeki yenilenebilir enerji payının artırılmasını sağlamaktır” bilgisi paylaşıldı.
Ön lisans başvurularının alınmasından “4 ay önce' sürecin resmiyet kazandığı ve Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmesiyle konudan tüm Türkiye'nin haberdar olduğu belirtilen açıklamada, 'Kurumumuz tarafından ön lisans başvurularının alınmasından “2 ay önce” sürecin teknik detaylarını içeren bir taslak hazırlanmış ve “kamuoyu” görüşüne açılmıştır. Bu taslağa son şekli verilmeden önce enerji sektörünü takip eden, ilgisi olan herkesin katkısı alınmış bu süreç de tamamen kamuoyunun gözleri önünde, şeffaf bir biçimde ilerleyerek tamamlanmıştır” denildi.
Açıklamada, vatandaşların da katkısıyla son şekli verilen söz konusu yönetmeliğin kurul tarafından görüşülerek kabul edildiği ardından yine Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdiğine dikkati çekilerek, şunlar kaydedildi:
“Görüldüğü üzere 1 gecede yönetmelik çıkarılması ve sessiz sedasız ön lisans dağıtılması söz konusu değildir. 19 Kasım 2022 - 28 Eylül 2023 tarihleri arasında kurumumuza 5 bin 968 başvuru yapılmıştır. Ön lisans sürecinde de EPDK tarafından sık sık kamuoyuna bilgilendirme yapılmış, yatırımcının bu alandaki ilgisi kamuoyu ile paylaşılmıştır. Söz konusu 5 bin 968 başvuru, birbirinden farklı yaklaşık 1500 adet şirket tarafından yapılmıştır. Sırayla alınan başvurular kurumumuz tarafından titizlikle değerlendirilmiş ve hazırlıklarını eksiksiz yapan 263 şirkete 663 ön lisans verilmiştir.”
“Ön lisans başvuruları Mayıs 2019'dan bu yana online olarak yapılıyor”
“EPDK yönetiminin yakınlarına ön lisans vermek için sadece online başvuruları kabul ettiği, belgelerini hazırlamak isteyen yatırımcılara yeterince süre tanınmadığına” dair iddiaya da yer verilen açıklamada, ön lisans başvurularının Mayıs 2019'dan bu yana online olarak yapıldığının tüm sektör oyuncuları tarafından bilindiği vurgulandı.
Açıklamada, “Ön lisans sürecinde istenen belgeler 10 yılı aşkın bir süredir kurumumuzun internet sitesinde yer almaktadır. Yine bu durum da tüm sektör oyuncuları tarafından bilinen bir gerçektir. Diğer bir deyişle online başvuru süreçlerinde depolamalı ön lisans başvurularına özel bir uygulama yapılmamıştır. Yani ilgili Kanunun yürürlüğe girmesi ardından ilgili yönetmelik taslağının kamuoyu görüşüne açılması ve nihayetinde yönetmeliğin de Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmesini içeren 4 aylık süreci takip eden 'herkes' ön lisans başvurusunda bulunabilmiştir. Kurumumuzun bu konuda herhangi bir gizli iş yapması, bazı çevreleri kayırması söz konusu değildir, mümkün de olamaz. Zira online başvurulara fiziken ve hukuken müdahale imkanı yoktur. Hiçbir ayrım yapılmaksızın, kurumsal tarafsızlık prensibi ile tüm başvurular sırasıyla alınmıştır.” ifadeleri kullanıldı.
“Kurulu güç ile tüketim arasında mukayese yapılması kötü niyetli bir çabadır”
Ayrıca açıklamada, 5 Temmuz 2022'de yürürlüğe giren kanunla kuruma görev olarak verilen depolamalı RES/GES yatırımlarına ilişkin ön lisans sürecinde bir yetki aşımının söz konusu olmadığı, Enerji ve Tabii Bakanlığı'nın kasım ayında ilan ettiği enerji lisans tahsisi ihalesinin depolamalı RES/GES yatırımları ön lisans süreci ile ilgisinin bulunmadığı belirtildi.
“Türkiye, kurulu gücünün yarısı kadar elektrik tüketebiliyorken EPDK'nin elektrikte kurulu gücü artırmaya karar verdiğine' ilişkin iddiaya da değinilen açıklamada, 'Elektrikte kurulu güç ile tüketim arasında mukayese yapılması kötü niyetli bir çabadır ve enerji alanındaki cehaleti de ortaya koymaktadır. Kurulu gücü arttırmaya karar verildiği iddia edilen kaynaklar 'yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarımızdır" ve bu kaynaklar enerjide dışa bağımlılığımızın azaltılmasına katkı sağlamaktadır. Zira teknik yönden kurulu gücün emre amade olması yani istenildiğinde tüketime hazır olması gibi önemli bir kriter de söz konusudur. Hatırlatmak isteriz kurulu gücün artırılması veya bağlantı kapasitesinin oluşturulması yetkisi kurumumuzda değildir.” ifadelerine yer verildi.
“Hiçbir düzenleyici kurumun alım garantisi verme yetkisi yok”
Açıklamada, “6 dolar-sentlik lisans tarifesi kapsamında ön lisans dağıtıldığına, bu rakamın 3,375 dolar-sent olabileceğine ancak bu fark sebebiyle elektriğe 30 yılda 129,6 milyar dolarlık fatura ödeneceğine” dair iddiaya ilişkin de, şunlar kaydedildi:
“1 Mayıs 2023'te Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile belirlenen 6 dolar-cent’lik tarife EPDK tarafından belirlenmemiştir. Enerji sektörü ile asgari düzeyde ilgisi olanların bileceği üzere anılan düzenleme 01/07/2021 tarihinden 31/12/2030 tarihine kadar işletmeye girecek olan YEK Belgeli yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik üretim tesisleri için uygulanacak fiyatları ve süreleri kapsamaktadır. Bu fiyatların ve sürelerin belirlenmesi EPDK’nin görev alanında değildir ve EPDK’nin bu alanda fiyat ve süre belirleme yetkisi de yoktur. Herkesin ulaşabileceği Cumhurbaşkanlığı kararında 30 yıl ibaresi ise yer almamaktadır ve uygulanacak süre 10 yıl olarak düzenlenmiştir.”
EPDK'nin verdiği bir alım garantisinin olmadığı, hiçbir düzenleyici kurumun alım garantisi verme yetkisinin bulunmadığı vurgulanan açıklamada, “Kurumumuz da hiçbir yatırımcıya böyle bir garanti vermemiştir, vermesi de mümkün değildir. Kurumumuzun başkanı ve yöneticileri hakkında bu iftiraları atan söz konusu kişiler hakkında maddi-manevi tazminat davası dahil olmak üzere hukuki süreç başlatılmıştır.” denildi.
Kaynak: Enerji Terminal
Küresel danışmanlık şirketi Bain & Company Partneri Armando Guastella, yenilenebilir enerji dönüşümünün Türkiye'nin enerji kaynaklarını çeşitlendirirken, bölgesel enerji piyasasında rekabetçi bir oyuncu olarak konumlanmasını da sağlayarak daha fazla yatırım çekebilecek ekonomik bir itici güç olduğunu belirtti.
Guastella, AA muhabirine, mevcut makroekonomik zorlukların ortasında sürdürülebilirliğin iş dünyası için en önemli öncelik olarak kalması gerektiğini, bu doğrultuda enerji dönüşümünün de içinde bulunduğu dört kritik alanda şirketlere stratejik planlamadan somut eylemlere geçiş için rehberlik ettiklerini söyledi.
COP29 öncesi Dünya Sürdürülebilir Kalkınma İş Konseyi (WBCSD) iş birliğinde yayımladıkları 'Küresel İş Dünyası Atılım Barometresi' raporuna dikkati çeken Guastella, 'İş dünyası liderlerinin yüzde 91'i net sıfır dönüşümünü bir yatırım fırsatı olarak görüyor, ancak yüzde 1'den azı bu dönüşümün planlandığı gibi ilerlediğine inanıyor.' diye konuştu.
Guastella, dönüşüm için gerekli teknolojilerin erişilebilir durumda olduğunu belirterek, 'Bazı bölgelerde standartlar, sübvansiyonlar ve doğrudan yatırımlar gibi güçlü politikalar enerji dönüşüm çabalarını yönlendirmekte ancak değişim hızı hala yetersiz. Bu on yıl çok kritik ve düşük karbon teknolojilerinin yaygın bir şekilde benimsenmesini sağlayacak piyasa koşullarını oluşturmak için ek politika desteği şart.' değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin 2053 net sıfır emisyon hedefine de değinen ve kömür kullanımının yanı sıra daha geniş kapsamlı emisyon raporlama ve düzenleyici çerçevelerin oluşturulması ihtiyacını bu hedef doğrultusunda başlıca zorluklar olarak değerlendiren Guastella, şunları kaydetti:
'Türkiye'nin sürdürülebilir sistemler geliştirme konusunda olgun ekonomilerin önüne geçme potansiyeli, kilit Avrupa pazarlarına yakın stratejik coğrafi konumu ve gelişmekte olan yenilenebilir enerji sektörü fırsatlar sunuyor. 2035'e kadar yenilenebilir enerji kapasitesini önemli ölçüde artırma taahhüdüyle Türkiye, yerli ve uluslararası yatırımları çekecek yasal ve politik çerçeveleri güçlendirmesi halinde, ekonomik büyüme için bu dönüşümden yararlanabilecek konumda.'
Guastella, yenilenebilir enerji yatırımları hızlandırıldığında enerji sektörünün karbon ayak izini önemli ölçüde azaltabileceğini vurgulayarak, 'Özellikle rüzgar ve güneş olmak üzere yenilenebilir enerji dönüşümü, Türkiye'nin enerji kaynaklarını çeşitlendirmesini sağlamanın yanı sıra bölgesel enerji pazarında rekabetçi bir oyuncu olarak konumlanmasını sağlayarak daha fazla yatırım çekebilecek umut verici bir ekonomik itici güç.' ifadelerini kullandı.
Net sıfır hedefinin, kamu politikaları ve özel sektör girişimlerinde uyumlu bir eylem gerektirdiğini aktaran Guastella, 'Özel sektör, bilimsel temellere dayalı karbon azaltma hedeflerini belirlemeli ve doğrulamalı, tedarik zinciri iş birliğini güçlendirmeli. Ayrıca, net sıfır teknolojilerine ve yenilenebilir enerjiye önemli yatırımlar yapılması, kapsamlı paydaş katılımı ve bilgi paylaşımı büyük önem taşımakta. Sürdürülebilir uygulamaların ülke genelinde benimsenmesini teşvik etmek için eğitim ve farkındalık girişimlerinin de artırılması gerekecektir.' diye konuştu.
Kaynak: Enerji Terminali
Enerjisa Dağıtım Şirketleri Başkent EDAŞ, Ayedaş ve Toroslar EDAŞ, Türkiye’de elektrik dağıtım sektöründe bir ilk olan Mobil Eğitim Merkezi’ni öğrencilerle buluşturmaya devam ediyor.
Mesleki eğitim faaliyetleri kapsamında 2018’den bu yana yürütülen Mobil Eğitim Merkezi Projesi ile Enerjisa Dağıtım Şirketlerinin sorumluluk sahasındaki 14 ilde elektrik-elektronik alanında öğrenim gören öğrencilere ve alan öğretmenlerine eğitim veriliyor.
Son olarak Başkent EDAŞ sorumluluk sahasındaki 5 ilde, 1 ay gibi kısa bir sürede 1000 km mesafe kat eden Mobil Eğitim Merkezi, ODTÜ, Gazi ve Hacettepe Üniversiteleri başta olmak üzere 7 üniversite ve 4 meslek lisesinde yaklaşık 800 öğrenci ile buluştu.
Türkiye’nin verimliliğine ve istihdamına katkı sağlamayı hedefleyen proje ile öğrencilere elektrik dağıtım sektörü tanıtılırken, insan ve kültür süreçleri hakkında bilgi paylaşımı yapıldı.
14 ilde geleceğin mühendislerine önemli eğitim
İnsan ve teknoloji odağıyla daha akıllı ve yeşil bir dünyaya katkı sunmak için projeler üreten Enerjisa Dağıtım Şirketleri Başkent EDAŞ, Ayedaş ve Toroslar EDAŞ, söz konusu eğitimleri Milli Eğitim Bakanlığı ve üniversitelerle yürüttüğü iş birliğinde düzenliyor.
Mobil Eğitim Merkezi Projesi ile elektrik dağıtım sektörü, mühendis, teknisyen ve tekniker adaylarına tanıtılıyor ve öğrencilerin gelişimlerine katkı sağlanması amaçlanıyor. Üstelik projeyle ülkenin verimliliğine ve istihdamına da katkı sağlanması hedefleniyor.
İstanbul, Hatay, Mersin, Adana, Gaziantep, Ankara, Bartın, Karabük, Çankırı, Kastamonu ve Kırıkkale'de devam eden projeyle, enerjinin yolculuğu elektrik dağıtım şirketlerinin sorumluluğunun başladığı noktadan tüketicilerin evlerine varana kadar tüm detayları kapsayacak şekilde aktarılıyor.
Proje ayrıca, elektrik dağıtım sektörünün en önemli konularından olan iş sağlığı güvenliği eğitimlerini de kapsıyor.
Elektrik dağıtım sektöründe çalışanların teknik bilgi ve becerilerini modern teknolojilerle güçlendirmeyi amaçlayan TEDAŞ Dijital Atölye Sistemi, TREDAŞ Teknik Eğitim Merkezi’nde kullanıma sunuldu.
Edirne, Tekirdağ ve Kırklareli’ne elektrik dağıtım hizmeti sunan Trakya Elektrik AŞ (TREDAŞ), çalışanlarının mesleki yetkinliklerini sanal gerçeklik teknolojisiyle güçlendirmek ve sahada meydana gelebilecek her türlü senaryoya karşı hazırlıklı olmalarına katkı sağlamak için Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş. (TEDAŞ) ile iş birliğine gitti. Tüm saha çalışanlarına verilecek eğitimlerin zamandan ve mekândan bağımsız olarak gerçekleştirilmesini sağlayan TEDAŞ Dijital Atölye Sistemi, TREDAŞ Teknik Eğitim Merkezi’nde uygulanmaya başlandı.
Dijital atölyenin kurulumu tamamlandı
TEDAŞ Gelişim Yönetim Dairesi Başkanlığı Eğitim Müdürlüğü tarafından TREDAŞ’a yapılan ziyarette, sektöre yenilikçi çözümler sunan Dijital Atölye Sistemi tanıtıldı ve kurulum çalışmaları başarıyla tamamlandı.
Eğitim süreçlerinde yenilikçi bir yaklaşım sunarak çalışanların teknik bilgi ve becerilerini modern teknolojilerle geliştirmeyi hedefleyen Dijital Atölye Sistemi sayesinde, TREDAŞ’ta simülasyon tabanlı eğitimler, sanal gerçeklik destekli öğrenme araçları ve sektörel deneyim kazandıran uygulamalı modüller eğitim süreçlerinin bir parçası haline gelecek.
400’den fazla senaryo ile tüm durumlar simüle ediliyor
Dijital Atölye Sistemi, elektrik dağıtım sektörü çalışanlarının karşılaşabileceği 400’den fazla senaryoyu simüle ederek eğitim süreçlerini daha erişilebilir ve etkili hale getiriyor. Bu sistem, çalışanların mesleki gelişimine katkıda bulunurken, zorlu saha koşullarında karşılaşılabilecek risklerin simülasyon ortamında önceden tatbik edilmesini sağlıyor. Böylece çalışanların farkındalığı artıyor ve iş güvenliği bilincinin güçlenmesi sağlanıyor.
Barselona, şehir sakinleri ve işletmelerin yenilenebilir enerjiye kolay erişimini sağlamak amacıyla yeni bir güneş enerjisi projesi başlattı. Halkın başvuru yapabileceği bu proje, kamu alanlarındaki iki fotovoltaik enerji altyapısından elde edilen enerjiyi yerel halkla paylaşmayı hedefliyor. Bu girişim, enerji faturalarını düşürerek ekonomik rahatlama sağlamayı ve iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir adım atmayı amaçlıyor.
Projeye, belirli koşulları taşıyan yerel halk ve işletmeler başvurabilecek. Özellikle, Horta-Guinardó bölgesindeki Passeig Vall d’Hebron’daki pergola ve Gràcia bölgesindeki Plaça Alfonso Comín’deki pergoladan en fazla 1.000 metre uzaklıkta bulunanlar bu hizmetten faydalanabilecek.
Bu hizmet sayesinde, vatandaşların herhangi bir yatırım yapmasına gerek kalmadan temiz ve sürdürülebilir enerjiye erişimi sağlanacak. Projenin bir diğer önemli yönü ise sosyal adaleti desteklemesi: Hizmetten yararlanacak 86 tüketici arasında, 41 kontenjan savunmasız haneler için ayrıldı. Bu aileler, sosyal hizmetler tarafından belirlenen kriterlere göre ücretsiz olarak faydalanabilecek.
Projeye katılan haneler, paylaşılan her 500 W enerji için yıllık 70 avroluk bir ücret ödeyecek. Savunmasız haneler için bu ücret tamamen karşılanacak. Ayrıca, katılımcıların yıllık elektrik faturalarında 100 ila 150 avro tasarruf etmesi bekleniyor.
Bu pilot projenin başarısı doğrultusunda, şehrin diğer bölgelerinde de benzer projeler uygulanması planlıyor.
Kaynak: Temiz Enerji
Avrupa'nın en yüksek enerji tüketimine sahip ülkesi Almanya'ya dair enerji verilerini açıklayan Almanya Federal İstatistik Ofisi, temmuz-eylül döneminde elverişli hava koşulları sayesinde ülkedeki toplam elektrik üretiminin yüzde 63,4'ünün yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlandığını açıkladı. Paylaşılan verilere göre üçüncü çeyrekte söz konusu oranda rekor seviyeye ulaşılmış oldu.
Almanya Federal İstatistik Ofisi'nden yapılan açıklamaya göre, elverişli hava koşulları sayesinde, Almanya'da 2024 temmuz-eylül döneminde toplam elektrik üretiminin yüzde 63,4'ü yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlandı. Geçen yılın aynı döneminde bu oran, yüzde 60,6 olarak kayıtlara geçmişti. Paylaşılan verilere göre üçüncü çeyrekte söz konusu oranda rekor seviyeye ulaşıldı.
Alman hükümeti, 2030'a kadar toplam elektrik üretiminde yenilenebilir enerji kaynaklarının payını yüzde 65'e çıkarmayı hedefliyor.
Almanya'da yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimi ise yılın üçüncü çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 7,1 artarak 57 milyar kilovatsaate çıktı. Rüzgar enerjisinden elektrik üretimi üçüncü çeyrekte bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 2,4 arttı. Rüzgar, üçüncü çeyrekte yüzde 24,7'lik payla en önemli enerji kaynağı olmaya devam etti.
En güçlü büyüme yüzde 13,5 ile güneşten elektrik üretiminde gerçekleşti. Bu kaynak da yüzde 23,8 payla ikinci en önemli elektrik kaynağı oldu. Kömür yakıtlı elektrik santrallerinde üretilen elektrik miktarı ise üçüncü çeyrekte yıllık yüzde 6 azaldı.
Kaynak: Dünya
Küresel Rüzgar Enerjisi Konseyi (GWEC) ve Küresel Rüzgar Örgütü (GWO) tarafından yayımlanan Küresel Rüzgar İşgücü Görünümü'ne göre, küresel rüzgar enerjisi hedeflerini karşılamak ve net sıfır emisyon yolunda ilerlemek için 2028 yılına kadar 532 bin yeni rüzgar teknisyenine ihtiyaç duyulacak.
Küresel Rüzgar Enerjisi Konseyi (GWEC) ve Küresel Rüzgar Örgütü (GWO), rüzgar enerjisi sektörünün geleceğine ışık tutan yeni raporları Küresel Rüzgar İşgücü Görünümü’nü yayımladı. Rapora göre, küresel rüzgar enerjisi hedeflerini karşılamak ve net sıfır emisyon yolunda ilerlemek için 2028 yılına kadar 532 bin yeni rüzgar teknisyenine ihtiyaç duyulacak. Bu teknisyenlerin yüzde 40’ının sektöre yeni katılanlar olması gerekecek.
Raporda, artan talebi karşılayabilmek için hükümetlerin mesleki eğitime yatırım yapmasının ve uluslararası eğitim standartlarını desteklemesinin önemi vurgulandı. Bu adımlar, fosil yakıtlardan yenilenebilir enerjiye adil bir geçişi kolaylaştırırken, sosyo-ekonomik fırsatlar yaratacak ve sektörde güvenli, istikrarlı bir büyüme sağlayacak.
Raporda, rüzgar enerjisi sektöründeki iş gücü eksikliğini gidermek için politika yapıcılara önerilen dokuz stratejik adım şöyle sıralanıyor:
- Ulusal enerji politikalarında iş gücü hedefleri belirlemek.
- Öğrencileri rüzgar enerjisi sektörüne hazırlayacak STEM temelli eğitim programları sunmak.
- Rüzgar enerjisi iş gücü için eğitim ve çıraklık programlarına yatırım yapmak.
- Yerel istihdamı teşvik eden sanayi politikaları oluşturmak.
- Karbon yoğun sektörlerden rüzgar enerjisi işlerine geçişi kolaylaştırmak.
- Çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılığı teşvik ederek yetenekli iş gücünü sektöre çekmek.
- Uluslararası iş gücü hareketliliğini düzenleyen politikalar geliştirmek.
- Rüzgar enerjisi çalışanları için operasyonel sağlık ve güvenlik standartları oluşturmak.
- Küresel eğitim standartlarını yerel koşullara adapte etmek.
GWEC CEO’su Ben Backwell, rüzgar enerjisi sektörünün büyümesinin doğru eğitim ve donanıma sahip iş gücüyle mümkün olacağını vurgulayarak, “Net sıfır ve yenilenebilir enerji hedeflerine ulaşmak için hükümetlerin ve endüstrinin birlikte çalışması şart. Raporda sunulan dokuz adım, projelerin hayata geçirilmesi için önemli bir yol haritası sunuyor.” dedi.
GWO CEO’su Jakob Lau Holst ise, sürdürülebilir enerji geçişinde insan faktörünün önemine dikkat çekerek, “Hedeflere ulaşmak için yetenekli bir iş gücü oluşturmak esastır. Hükümetler, mesleki eğitime yatırım yaparak ve uluslararası eğitim standartlarını destekleyerek rüzgar enerjisi altyapısını inşa etmeye yardımcı olabilir.” açıklamasını yaptı.
Beam CEO’su Brian Allen da teknolojik ilerlemenin yanı sıra iş gücü dönüşümünün önemini vurguladı ve “Yenilenebilir enerjiye geçiş, yalnızca teknolojiye değil, yetenekli iş gücü oluşturmaya bağlı. Yapay zeka ve inovasyonun birleşmesi, bu dönüşümde kritik rol oynayacak.” diye konuştu.
Raporda, rüzgar enerjisi iş gücü ihtiyaçları açısından öne çıkan on ülke inceleniyor: Avustralya, Brezilya, Çin, Almanya, Hindistan, Filipinler, Kore Cumhuriyeti, Suudi Arabistan, Güney Afrika ve ABD. Bu ülkelerdeki eğitim ihtiyacı, 2028’e kadar sektörde çalışacak teknisyenlerin yüzde 73’ünü oluşturacak.
Kaynak: Temiz Enerji
Avrupa Birliği’nin yürütme organı Avrupa Komisyonu yaptığı açıklamada, elektrikli araç sektörünün sıkıntı sinyalleri göstermesi nedeniyle elektrikli araç aküsü hücresi üretimini desteklemek için 1 milyar euroluk Avrupa Birliği (AB) fonunun sağlanması çağrısında bulundu.
Komisyon, bunun, blokta net sıfır teknolojileri, elektrikli araç bataryaları ve yenilenebilir hidrojeni desteklemek için AB Yenilik Fonu'ndan ayrılan toplam 4,6 milyar euronun bir parçasını oluşturacağını kaydetti.
Avrupalı elektrikli otomobil üreticileri zayıf talep ve elektrikli araçlara beklenenden daha yavaş geçişle mücadele ederken, aynı zamanda Çin'den gelen rekabeti de savuşturmaya çalışıyor. Avrupa Birliği, Çin'in adil olmayan sübvansiyonlarına karşı koymak için Çin yapımı elektrikli araçlara yönelik tarifelerin artırılmasını önerdi.
Yaşanan bu gelişmeler bölgedeki istihdamı olumsuz etkiliyor. Hafta içinde İsviçreli otomotiv tedarikçisi Feintool FTON.S, elektrikli araçlara olan talebin zayıflığı ve yenilenebilir enerjiye geçiş konusundaki belirsizlik nedeniyle Almanya'daki tesislerinden birini kapatacağını ve iş gücünü 200 kişiye kadar azaltacağını açıkladı.
Kaynak: Enerji Günlüğü
Uluslararası Enerji Ajansı, “Sürdürülebilir Gelişme Hedefi 7” raporunu yayımladı. Raporda hedeflerin enerjiye ilişkin detayları incelendi.
Raporun tamamına BURADAN ulaşabilirsiniz.
Big Bang Startup Challange, İstanbul/Türkiye
18 - 19 Aralık 2024
Dünya Sürdürülebilir Enerji Günleri 2025, Wels/Avusturya
5 - 7 Mart 2025
Enerji Teknolojileri Zirvesi 2025, Bilbao/İspanya
9 - 10 Nisan 2025
ICCI 2025 – 29. Uluslararası Enerji ve Çevre Fuar ve Konferansı, İstanbul/Türkiye
24 - 26 Nisan 2025
ENTECH Enerji Fuarı ve Kongresi Ankara/Türkiye
30 Nisan - 3 Mayıs 2025