
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş. (BEDAŞ) ve Anadolu Yakası Elektrik Dağıtım A.Ş. (AYEDAŞ) Genel Müdürlüklerine ziyaret gerçekleştirdi.
Her iki genel müdürlükte de öncelikle şirket yöneticileriyle toplantı yapan Dönmez, toplantılar sonrasında açıklamalarda bulundu.
Dönmez, BEDAŞ'taki toplantıda yapılan yatırımlar, müşteri memnuniyeti ve sunulan hizmet konusunda ciddi bir değerlendirme yaptıklarını dile getirerek, BEDAŞ'ın hizmet bölgesinin Türkiye'deki en yoğun elektrik abonesinin bulunduğu bir bölge olduğunu ve 5 milyon elektrik abonesi bulunduğunu söyledi.
İstanbul gibi bir metropolde bir altyapı tesisini işletmenin zorlukları olduğunu ifade eden Dönmez, hem şebeke hem de SCADA gibi teknolojik altyapı yatırımları tamamlandıkça performanslarda da ciddi iyileşme görüldüğünü kaydetti.
Dönmez, toplantıda ayrıca İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için 23 Haziran 2019 Pazar günü yapılacak yenileme seçimi sürecinde kesintisiz elektrik sağlanması için tedbirleri de değerlendirdiklerini belirterek, şöyle konuştu:
"Geçtiğimiz seçimde Türkiye geneline herhangi bir sorun yaşamamıştık, şimdi de yine tedbirlerimizi gözden geçirdik. Seçim kurullarını zaten alternatif birkaç hattan beslememiz söz konusu ayrıca jeneratörler de bulunuyor. Biz yine ihtiyaç olur diye dağıtım şirketi bünyesinde de mobil jeneratörleri hazır etmek suretiyle, kesintisiz elektrik sağlayarak seçim sürecini riske atmayacak şekilde tüm tedbirleri aldık. İnşallah bu seçim sürecini de elektrik güvenliği açısından sağlıklı bir şekilde atlatmış olacağız."
Dönmez, Anadolu yakasında ise yoğun altyapıya rağmen şebekenin neredeyse yüzde 80'inin yer altına alınmış durumda olduğunu kaydetti.
Bu durumun getirdiği avantajlar olduğu kadar dezavantajları da olduğunu ifade eden Dönmez, şu ifadeleri kullandı:
"Havai hatların yer altına inmesini özellikle yerel yöneticilerimiz de istiyor ama onun işletmesel olarak bazı zorlukları da var. Havai hattaki arızayı çıplak gözle tespit etmek çok daha hızlı olabiliyor ama yer altı hatlarında aynı hızı koruyamayabiliriz. Buna karşın atmosferik koşullardan daha az etkilenmesi açısından da daha güvenli bir işletmecilik sunuyor."
Dönmez, müşteriye kesintisiz elektrik sunarken elektriğin izlenmesi ve ölçülmesinin de çok önemli olduğuna dikkati çekerek, bu kapsamda şirketlerin "akıllı şebekeler" başlığı altında yapması gereken bazı görevleri olduğunu anlattı.
Bir diğer önemli hususun da sokak aydınlatmaları olduğunu aktaran Dönmez, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Karanlık sokaklar, caddeler bize yakışmıyor' tezimizden hareketle bugün geldiğimiz noktada yüzde 1’in altında bir yanmayan armatür söz konusu.
Bu geçtiğimiz dönemlerde tabii daha yüksek bir orandaydı. Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş. (TEDAŞ) bir mobil uygulama geliştirdi. Tüm vatandaşlarımız uygulama üzerinden yanmayan sokak lambasının fotoğrafını çekip merkezlere bildirdiklerinde, doğrudan dağıtım şirketinin teknik servisinin önüne düşüyor ki bu arızaların 24 saat içerisinde onarılması gerekiyor. Hakikaten iyi bir performans da yakaladık. Ayrıca AYEDAŞ'ın uygulayarak olumlu sonuçlar aldığı arıza kestirim çalışması var. Bu ilk defa denenmiş bir çalışma. O çalışmayı da iyi örnek olarak diğer dağıtım şirketleriyle paylaşarak yaymamız gerekiyor.
Türkiye'de 21 dağıtım şirketimiz var. Hepimizin ortak noktası müşteri memnuniyeti. Bizim de bu denetimlerimiz ve şirket ziyaretlerimiz diğer bölgelerde de sürecek. Temel amacımız bu işi en kaliteli şekilde, müşteri memnuniyeti artıracak şekilde sürdürmek."
Kaynak: AA

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Rüzgar Enerjisi Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA RES-2)için açılan 4 yarışmaya toplam 9 isteklinin çıktığını belirterek, "Son derece sevindirici. İstekli sayısının bu kadar yüksek olması Türkiye'nin geleceğine, ekonomisine, piyasanın durumuna olan güvenci bir kez daha teyit etti." dedi.
Dönmez, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığından, Aydın, Muğla, Balıkesir ve Çanakkale bağlantı bölgeleri için gerçekleştirilecek YEKA RES-2 yarışmalarına sunulan başvuru dosyalarının 18 Nisan'da değerlendirildiğini anımsattı.
Yarışmaların 30 Mayıs'ta yapılacağını belirten Dönmez, şu bilgileri verdi:
"4 yarışmaya toplam 9 istekli çıktı. Son derece sevindirici. İstekli sayısının bu kadar yüksek olması Türkiye'nin geleceğine, ekonomisine piyasanın durumuna olan güvenci bir kez daha teyit etti. Biz zaten bekliyorduk. İnşallah 30 Mayıs'ta güzel bir yarışma ortaya çıkar. Daha önce yapılmış olan bin megavat rüzgar YEKA'dan sonra 4 tane 250 olmak üzere ikinci bin megavatı da Türkiye'ye kazandırmış olacağız."
Bakan Dönmez, yılın tamamında yüzde 100 yenilenebilir elektrik tedarikini sürdürme imkanının bulunmadığını, bu alanda yatırımları ve kapasitesini hızla artıran Türkiye'nin dünya genelinde ön sıralara yükselmeye başladığını ifade etti.
"Yılbaşından bu yana yerli ve yenilebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimiyle yüzde 62 seviyelerini yakaladık" diyen Bakan Dönmez, şöyle devam etti:
"Geçtiğimiz yıl bunun ortalaması yüzde 50'ydi. Bu artışta sezonun yağışlı olmasının da etkisi var ama ondan daha ziyade bizim yenilenebilirde kurulu güç artışının etkisi var. Eskiden de yağmur yağıyordu ama siz onları barajlarda tutmaz türbinden geçirmezseniz elektrik üretemezseniz. Eskiler 'su akar, Türk bakar' derdi. Şimdi su akıyor, Türk yapıyor. Ciddi bir hidrolik üretimimiz var. Rüzgarda 7 bin megavatlara ulaştık. Güneşte 5 bin 500 - 6 bin megavatlara ulaşmış olduk. Bunlarla birlikte biz şu anda yüzde 62 civarında bir üretim payı yakalamış durumdayız. İnşallah hedefimiz 2023'de bu oranları yüzde 65-70'lere uzun dönem ortalamaları ile getirmek. Bütün bu mücadelemiz yerli payın artması yönünde."
Türkiye'nin enerji ürünlerinde her yıl ortalama 40 milyar dolar ithalat yaptığına değinen Bakan Dönmez, "Geçtiğimiz yıl Cumhuriyet tarihinin kömür üretim rekorunu 101,5 milyon ton ile kırdık ama buna rağmen yaklaşık 28-30 milyon ton kömür ithal ediyoruz. Şu anda kömür kullanmak isteyen sanayicilerimiz hem kamu işletmelerinin hem de özel işletmelerin kapısında kuyruktalar. Kendisine güvenen girişimcimiz maden sektörüne, özellikle de kömür sektörüne yatırım yapsın. Müşterisi hazır."
Kaynak: AA

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Abdullah Tancan, "Türkiye, yenilenebilir enerjiden elektrik üretimini geçen yıl 2017'ye göre yüzde 31 artırarak Avrupa ülkeleri başta olmak üzere dünyadaki birçok ülkeyi geride bırakarak önemli bir başarıya imza attı." dedi.
Tancan, bu yıl "Enerjide Dönüşüm ve Değişim" temasıyla düzenlenen 25. ICCI Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı’nda (ICCI 2019) yaptığı konuşmada, Türkiye’nin son 15 yılda kaydettiği hızlı ilerlemeye enerji sektöründeki dönüşümün büyük katkısı olduğunu söyledi.
Enerji sektöründeki dönüşümün temel parametrelerinin Milli Enerji ve Maden Politikası ile belirlendiğini kaydeden Tancan, politika kapsamında yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının ekonomiye kazandırılmasından küresel iş birliklerinin geliştirilmesine kadar birçok alanda başarılara imza atıldığını aktardı.
Tancan, izlenen politika ve stratejilerin sonucu olarak geçen yıl yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının toplam elektrik üretimindeki payının yüzde 50'ye çıktığını ifade etti.
Nisan sonu itibarıyla 89 bin 600 megavat seviyesine ulaşan elektrik kurulu gücünün de yüzde 48'ini yenilenebilir enerji kaynaklarının oluşturduğunu dile getiren Tancan, "Türkiye, yenilenebilir enerjiden elektrik üretimini geçen yıl 2017'ye göre yüzde 31 artırarak Avrupa ülkeleri başta olmak üzere dünyadaki birçok ülkeyi geride bırakarak önemli bir başarıya imza attı. Bu yıl mayıs ayı itibarıyla ise yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarından üretimin payı yüzde 60'ın üzerine çıktı." ifadelerini kullandı.
Tancan, yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarını ekonomiye kazandırmak için çalışmaların devam edeceğini vurgulayarak, "2019'da Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) yarışmaları hız kesmeden devam ediyor. YEKA-2 rüzgar enerjisi yarışmalarının bu hafta içerisinde gerçekleştirilmesi planlanıyor. Ayrıca elektrik piyasasında, lisanssız elektrik üretim yönetmeliği ile kamuoyunun beklediği değişiklikler hayata geçirildi. Böylece, lisanssız elektrik üretimi açısından yeni bir döneme girilmiş oldu." diye konuştu.
Kaynak: Dünya

Türkiye, barajlara gelen su miktarı yönünden tarihi günlerden geçiyor. Son birkaç yıldır yaşanan kuraklığın ardından dibi gören barajlar, adeta bu yıl suya doydu. Barajlı santrallere su gelmeye devam ediyor ve fazlası da tahliye ediliyor.
Ankara’da enerji yönetimine göre, su miktarı yönünden son 38 yılın rekoru kırıldı. Bu yıl, barajlı santrallere, 1 Ocak-23 Mayıs arasında toplam 51.3 milyar metreküp su geldi. Geçen yıl aynı dönemde yalnızca 27.5 milyar metreküp su gelmişti. İki katına yakın su akışı söz konusu oldu. 2018 yılı nisan ayında aralarında Keban’ın da bulunduğu barajlı santrallere, yalnızca 5.9 milyar metreküp su geldi. Bu yılın nisan ayında hemen hemen üçe katladı ve 15.8 milyar metreküp olarak kayıtlara geçti. Geçen yıl 1-23 Mayıs arasında barajlara 4.8 milyar metreküp, bu yıl aynı dönemde 14 milyar metreküp düzeyinde su geldi.
Enerji yönetimi, suyu maksimum düzeyde elektrik üreterek ekonomiye kazandırmak için yoğun çaba harcıyor. Bu çerçevede elektrik üretiminde suyun payı önceki yıllarla karşılaştırılamayacak biçimde arttı. Doğalgazın payı yüzde 40’lardan yüzde 15-20 aralığına kadar geriledi. Suyun elektrik üretimindeki payı yüzde 52'ye kadar çıktı. En ucuz kaynak su olduğu için ortalama elektrik üretim maliyetleri de ciddi biçimde düştü. Bu gelişme üzerine Keban’ın savak kapakları, 15 yıl sonra açılmıştı ve su tahliye işlemi yapılmıştı. Keban’ın ardından Atatürk’te de savak kapakları, geçen hafta açıldı.
Kaynak: Habertürk

Dicle Elektrik Dağıtım AŞ (Dicle EDAŞ), can kaybı veya yaralanmalara neden olan iş kazalarını önleyebilmek amacıyla, "OG Seviyelerindeki Elektrik Alana Duyarlı Lüminesans Nanokompozit Sensör Geliştirme" projesini hayata geçirecek
Dicle EDAŞ'tan yapılan açıklamaya göre, projeyle sektörde yaşanan kazaların önemli ölçüde azaltılması hedefleniyor.
Ar-Ge Merkezindeki mühendislerin geliştirdiği projeyle çalışanlar elektrik hattına yaklaştığında sistem tarafından uyarılacak. Böylece görevli personel çalışma alanında elektrik enerjisi olup olmadığını görsel olarak fark edilebilecek.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'ndan kabulü alınan ve sözleşme aşamasındaki projenin uygulama süresi 15 ay olacak. Proje yaklaşık 1 milyon liraya mal olacak.

40.000 km2 alanda 3 milyon 200 bin tüketiciye kaliteli ve sürekli elektrik hizmeti sunmak için 7/24 faaliyet gösteren YEDAŞ, güvenli bir çalışma ortamı oluşturmak ve İş Sağlığı ve Güvenliği kurallarının uygulanmasını sağlamak için farkındalık çalışmalarına devam ediyor. Bu kapsamda İş Sağlığı ve Güvenliği hakkında çeşitli etkinlikler düzenledi.
İş Sağlığı ve Güvenliğine Çocuklar ve Yetişkinler Büyük İlgi Gösterdi
Hem saha hem de ofis çalışanlarını, iş kazalarından korumaya, güvenli bir ortam sağlamaya özen gösteren YEDAŞ, farkındalık çalışmalarıyla güvenlik kültürünün yaygınlaşmasına özen gösteriyor. Geniş ve zorlu bir coğrafyada uzun yıllar önce tesis edilen şebekenin bakım onarım ve yeni şebeke tesisini gerçekleştiren YEDAŞ, arıza onarım bakım ekiplerini, her türlü kazaya karşı korumak için gerekli bütün önlemleri alıyor. İş Sağlığı ve Güvenliği, yüksekte çalışma, ileri sürüş teknikleri, ilk yardım eğitimleri düzenliyor; saha ziyaretleri gerçekleştiriyor. Ayrıca kurallara uygun bir şekilde çalışmalarını tamamlayan ekipleri Ayın Altın Ekibi olarak ödüllendiriyor. Bu farkındalık çalışmalarına bir yenisini daha ekleyerek Genel Müdürlük otopark alanında İş Sağlığı ve Güvenliği etkinlikleri düzenledi. Farklı birçok aktivitenin olduğu organizasyona çalışanlar, öğrenciler ve vatandaş büyük ilgi gösterdi.
Etkinlik Ziyaretçileri Güvenlik Önlemlerini Almanın Sağladığı Konforu Yaşayarak Öğrendi
Katılımcılar, etkinlikte İş Sağlığı ve Güvenliği malzemelerinin kullanımı, ilkyardım uygulamaları, yüksekte çalışma, emniyet kemerinin önemi gibi konuları eğlenceli etkinliklerle öğrenme fırsatı buldu. İş Sağlığı ve Güvenliği uzmanları, Kişisel Koruyu Donanımların faydalarını, kullanım alanları ve pratik kullanımını anlattı. Yüksekten Düşme ve Arka Maruz Kalma gibi kazaları ve sonuçlarının yansıtıldığı VR uygulaması büyük ilgi gördü. Hem yetişkinler hem de çocuklar yüksekte çalışma ve panoda çalışma sırasında kullanılacak kişisel koruyucu donanımları deneyimleyerek öğrenmekle birlikte, kurallara uyulmadığı takdirde yaşanabilecek olumsuzlukları uygulamada görme fırsatı buldular. Çalışanlar, çocuklar yüksekte çalışma eğitmeninin yönlendirmesiyle güvenlik önlemlerini alarak yükseğe tırmanmanın keyfini yaşadılar. Kemer ve baretlerini takan çocuklar ip üzerinde güvenle yürüdüler. İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Şube Birimi, etkinliğe emniyet kemerinin önemini yaşatarak öğreten “Emniyet Kemeri Test Aracı” ve “Sarhoş Gözlüğü” ile destek verdi. Etkinlik ziyaretçileri, emniyet kemeri takılı olmadığı zaman araç takla attığında yaşanabilecek problemleri; emniyet kemerinin hayat kurtaran önemini deneyimleme imkanı buldular. Sarhoş gözlüğü ile alkollü araç kullanırken yaşanabilecek sıkıntılar hakkında fikir sahibi oldular.
YEDAŞ, iş sağlığı ve güvenliği hakkında farkındalık oluşturulması, kurallara uyulmasının sağlanması için çalışanları arasında slogan; çocuklar arasında resim yarışması düzenledi. Farklı uzmanlık alanlarına sahip yöneticiler ve İş Sağlığı ve Güvenliği uzmanları, sloganları ve resimleri değerlendirerek en iyi 3 sloganı ve resimleri belirledi. Dereceye giren kişilere İş Sağlığı ve Güvenliği etkinliğinde yöneticiler tarafından ödülleri takdim edildi.

Uluslararası danışmanlık ve denetim şirketi EY’nin Enerji Sektörü İşlem ve Trendleri Raporu sonuçlarına göre; elektrik piyasasında küresel işlem değeri 2018 yılında %28 artış gösterdi ve 256,3 milyar dolar ile rekor seviyeye ulaştı. Avrupa’da gerçekleştirilen işlemler toplam işlem değerinin %49’unu oluştururken, en çok sermaye yatırımını 89,4 milyar dolar ile ABD çekti. Yenilenebilir enerji alanında gerçekleştirilen işlemler ise toplam işlem hacminin %46’sını oluşturdu.
Rapora göre; enerji sektöründe küresel olarak işlem değeri 2018 yılında %28 artış kaydederek 256,3 milyar dolar olurken, işlem hacmi 546 işlem ile tarihi zirve seviyeye ulaştı. Avrupa elektrik piyasasında gerçekleştirilen işlemler 126,5 milyar dolar ile toplam işlem değerinin %49’unu oluşturdu. Avrupa’da gerçekleştirilen işlem değerinin 2017 yılındaki 50,3 milyar dolar seviyesinden iki buçuk kat artış gösterdiği görüldü. Bununla birlikte yenilenebilir enerji alanındaki işlemler geçtiğimiz yıl işlem hacmindeki payını artırdı. Yenilenebilir enerji 253 işlem ile tüm bölgeler genelinde toplam işlem hacminin yaklaşık yarısını (%46), 48,3 milyar dolar ile de toplam işlem değerinin %19’unu oluşturdu.
Rapora göre; ABD 2018 yılında 55,1 milyar doları yurt içi, 26, 3 milyar doları yurt dışı kaynaklı olmak üzere toplam 81,4 milyar dolar sermaye yatırımı çekti ve en fazla sermaye yatırımı çeken ülke olma özelliğini korudu. Kanada ABD’ye 20,2 milyar dolar yatırım yaparken, söz konusu miktar Kanada’nın toplam yatırım faaliyetinin %67,3’ünü oluşturdu. Öte yandan Çin ise yurt dışında en çok yatırım yapan ülke olarak ön plana çıktı. Yabancı ülkelere 34 milyar dolar yatırım yapan Çin’in bu miktarın büyük bir bölümünü (32,6 milyar dolar) Avrupa’ya yönlendirdiği görüldü.
Rapor ile ilgili değerlendirmede bulunan EY Türkiye Enerji Sektörü Lideri Erkan Baykuş şunları söyledi:
“2018, büyük ölçekli birleşme ve satın alma faaliyetleri ile portföy optimizasyonlarının etkisiyle küresel elektrik piyasası işlemlerinde olağandışı gelişmelerin yaşandığı bir yıl oldu. Yeni enerji piyasasının tüketici talebi ve düzenlemeler doğrultusunda ölçek bakımından büyümeye devam edeceğini öngörüyoruz. 2019 yılında yenilenebilir enerji, enerji depolama ve elektrikli araç alanlarında altyapı yatırımlarına ilgi artarak sürecektir.”
Amerika Kıtası elektrik sektöründe 2018 yılı işlem değeri %3 gerileyerek 98,9 milyar olarak gerçekleşti. Söz konusu gerilemede ABD’de yaşanan %7’lik düşüş etkili olurken, bölgenin geri kalanında bir önceki yıla göre %22 artış kaydedildi.
Raporda; önümüzdeki dönemde Brezilya, Meksika ve Kolombiya enerji politikalarında gerçekleşmesi beklenen değişikliklerin bu ülkelerdeki yatırım talebine yön vereceği öngörülüyor. Öte yandan ABD’de Şubat 2018’de yürürlüğe giren ve piyasaların enerji depolama kaynaklarına açılmasına imkân sağlayan kararın ülkedeki enerji depolama yatırımlarını artırması bekleniyor.
Rapora göre; Avrupa Birliği’nin (AB) 2030 yılı yenilenebilir enerji hedefleri ve ulaşıma karbondioksit sınırlaması getirilmesini içeren enerji piyasası reformları temiz enerjiye geçişi hızlandırıyor. Avrupa’da bu yıl portföylerini optimize etmeyi sürdüren elektrik şirketlerinin yenilenebilir enerji üretimine odaklanacağı ve bölge genelinde elektrikli araç yatırımlarında artış görüleceği tahmin ediliyor.
Asya-Pasifik Bölgesi elektrik piyasasında 2018 yılında 29,7 milyar dolar değerinde işlem gerçekleştirilirken, söz konusu rakamın 15,4 milyar dolarlık kısmını üretim varlıkları ile ilişkili işlemler oluşturdu.
Asya Pasifik’te üretim varlıkları üzerine odaklanmanın gelecek yıllarda da devam edeceğini öngördüklerini ifade eden Baykuş, bölge genelinde yenilenebilir enerji dönüşümünün sürdüğüne ve özellikle Çinli yatırımcıların yurt dışına yatırım yapmaya istekli olduklarına dikkat çekti.
Kaynak: EY

Çin, 20 bin 760 megavat kapasiteli ilk sübvansiyonsuz güneş ve rüzgar enerjisi projelerini onayladı.
Çin Ulusal Kalkınma ve Reform Komisyonu (NDRC), ilk sübvansiyonsuz rüzgar ve güneş enerjisi projelerini onayladı. Onaylanan projelerin toplam kapasitesi 20 bin 760 MW olduğu bildirildi.
NDRC'nin onayladığı projeler, 16 kentte 56 rüzgar enerjisi, 168 güneş enerjisi ve 26 pilot destekli yenilenebilir projeden oluşuyor.
NDRC ayrıca şebeke şirketlerinden, tedarik edilmeyen yenilenebilir projelerin işletmecileri ile uzun vadeli enerji satın alma sözleşmeleri imzalamalarını istedi.
Öte yandan Komisyon, karada kurulacak yeni rüzgar santralleri için desteklemeleri 2021 yılı başında bitirme kararı aldı. Ulusal Kalkınma ve Reform Komisyonu yaptığı açıklamada, karada kurulu rüzgar santrallerinde alınan elektriğe ödenen fiyatın 2020'de kWh başına 0,29 yuan seviyesine indirileceğini ve 1 Ocak 2021'den itibaren bunun tüm yeni projelere de uygulanacağını ifade etti.
Çin hali hazırda rüzgar ve güneş enerjisi santrallerini desteklemek için bu santrallerde üretilen elektriğin kilowatt saatine kömür ve doğalgaz santrallerine göre daha yüksek fiyat ödüyor.
Kaynak:Reuters

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı, Birleşmiş Milletler, Dünya Bankası ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından derlenen verilere göre dünyada bir milyara yakın insan elektriksiz ve bunun yüzde 50'si Sahra Altı Afrika'da.
Afrik21'den Boris Ngounou imzalı habere göre Sahra Altı Afrika'da yaşayan yaklaşık 650 milyon insanın 2030 yılında da uygun fiyatlı ve sürdürülebilir elektriğe erişemeyecek.
Haberde dünya çapında enerjiye erişimin son yıllarda önemli ölçüde arttığı, elektriği olmayanların sayısının 2010'da 1,2 milyardan 2016'da 1 milyara, 2017'de 840 milyona düştüğü, fakat Sahra Altı Afrika'nın geciktiği ifade ediliyor.
Elektriğe erişimi olmayan bir milyara yakın insanın yarısının Sahra Altı Afrika'da olduğu belirtilirken, ek olarak üç milyar insanın özellikle Asya ve Sahra Altı Afrika'da olmak üzere 2017 yılında temiz yemek pişirme imkanından yoksun olduğu ifade edildi.
Buna rağmen araştırmada son on yılda su, güneş ve rüzgar enerjisinden elde edilen yenilenebilir elektriğin kullanımında ilerleme kaydedildiği de belirtiliyor.
Kaynak: Uluslararası Enerji Ajansı

Drax Grup, Equinor ve Ulusal Şebeke Girişimleri (NGV) geniş çaplı bir karbon yakalama ve depolama (CCUS) projesi için işbirliğine gitti.
Üçlünün yapacağı proje, dünyanın ilk karbon-negatif güç istasyonunun 10 yıl içerisinde kurulmasını sağlayacak.
Şirketler ayrıca, Drax bölgesinde 2020’nin yarısı itibarıyla geniş çaplı bir hidrojen demonstratörü de sergileyecek.
Drax Grup CEO’su Will Gardiner, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, Birleşik Krallık’ın sıfır karbonlu bir ekonomi oluşturmak için hem karbon yakalama teknolojisine hem de hidrojen üretimine ihtiyacı olduğunu belirtti.
Kaynak: Smart Energy International
Temiz Enerji Sisteminde Nükleer Güç
Birçok ülkede nükleer enerjinin karşılaştığı belirsizliklere bağlı olarak, dünyada milyarlarca ton ekstra karbon emisyonu salımı yaşanabilir. Bazı ülkeler, güvenlik endişeleri altında nükleer enerjiden çıkarken, birçok bazı ülke nükleer enerjinin önemli bir rol oynayacağını düşünüyor.
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.