Türkiye’nin tek sahada günlük en fazla petrol üretimi, Gabar’da gerçekleştirildi. Üretim faaliyetlerini yerinden incelemek amacıyla Şırnak’ta bulunan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, “Bugün, Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihinde önemli bir gün” diyerek Cumhuriyet tarihinin rekorunun kırıldığını açıkladı.
Bakan Bayraktar, Ramazan Bayramı’nın ilk günü Hatay ve Erzincan’da vatandaşlarla bayramlaştıktan sonra bayramın ikinci günü Şırnak’ta mesai yaptı. Gabar’da bulunan ham petrol üretim sahasında 7/24 çalışmalara devam eden personelin bayramını tebrik eden Bayraktar, üretim faaliyetleriyle ilgili olarak da yetkililerden bilgi aldı. Bayraktar, daha sonra Gabar’daki petrol üretimiyle ilgili basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Bayraktar, özetle şunları söyledi:
TARİHE GEÇEN BİR GÜN: Türkiye Petrolleri’nin Şehit Aybüke Yalçın ve Şehit Esma Çevik petrol sahalarında buradaki çalışmaları yerinde görmek, buradaki arkadaşlarımızla bayramlaşmak için geldik. Bugün bizim için müstesna bir gün. Hem Ramazan Bayramı'nı idrak ediyoruz hem de aynı zamanda bugün Cumhuriyet tarihinin bir rekoruyla buradayız. Bugün itibariyle 40 bin varil günlük üretime burada geçmiş bulunuyoruz. Bu, Türkiye'de en kaliteli petrolü ürettiğimiz ve en çok petrolü ürettiğimiz gün olarak açıkçası tarihe geçen bir gün.
MİLLET ADINA TEŞEKKÜR: Öncelikle burada çalışan kardeşlerimizi tebrik ediyorum. Onların büyük emekleri var. Burada onlarla beraber gece gündüz vazife yapan güvenlik güçlerimize, jandarmamıza teşekkürlerimi, şükranlarımı sunuyorum milletimiz adına. Bu yolda bizi ilk günden beri destekleyen ve burayı gece gündüz takip eden Sayın Cumhurbaşkanımıza ben yine milletimiz adına şükranlarımı arz ediyorum.
PETROL ŞEHRİ ŞIRNAK: Bugün, Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihinde önemli bir gün. Bugün itibariyle Türkiye'de üretimimiz 100 bin varili toplamda geçmiş oldu. Şırnak açık ara Türkiye'nin artık net bir şekilde petrol şehridir, petrol başkentidir. İnşallah daha gidecek yolumuz var. Yılbaşı gecesi buraya geldiğimizde demiştik ki, 2024 sonu hedefimiz günde 100 bin varile günde çıkabilmek. Bunun için de gece gündüz çalışıyoruz. Şu anda 33 kuyuda bu üretimi gerçekleştirdik. Kuyu başı ortalama üretimimiz bin 200 varili geçmiş durumda. Dolayısıyla biz hedefimiz olan 95 kuyuya geldiğimizde yılsonunda bu rakamlara ulaşmış olacağız.
SIRADA HAKKARİ VE VAN VAR: Bu, Türkiye'nin özellikle enerjideki dışa bağımlılığını düşürmek için fevkalade önemli. Dolayısıyla buradaki çalışmalarımız aralıksız kesintisiz bir şekilde devam edecek. Tabii ki yeni kuyularımız, yeni keşif kuyularımız var. Hakkari'de, yine Van sınırında yeni kuyularımız olacak yine bu yıl içerisinde. Onlardan da yapacağımız keşiflerle, rezervler bulduğumuzda bu üretim rakamları çok daha ileri gidecek.
YÖNLÜ SONDAJLAR: Burada yer yer 2 bin 500 metre, yer yer 2 bin 800 metre ama özellikle Şehit Teğmen Akdeniz bölgesinde o sahada da 4 bin 500 metrelere varan derinliklerde bu üretimi gerçekleştiriyoruz. Yönlü sondajlar yapıyoruz. Bir kilometreye yakın yaklaşık 30 derece açıyla, yönlü sondajlarla bu üretimi hakikaten teknik olarak da çok önemli bir faaliyet gerçekleştiriyoruz.
35 KİLOMETRELİK HAT: Bütün bu faaliyetlerle bugün 200'ün üzerinde tankerle bu petrolü, bu ham petrolü taşıyoruz. Ama şu anda yapımı devam eden yaklaşık yüzde 50'sini bitirdiğimiz, 35 kilometrelik ham petrol boru hattıyla da bu petrolü BOTAŞ'ın İdil İstasyonuna götüreceğiz ve oradan da Ceyhan'a, Dörtyol'a kadar ulaştıracağız.
TOPLAMDA 10 MİLYON VARİLE ULAŞTI: Türkiye'nin en kaliteli petrolünü burada üretiyoruz. 13 Eylül 2021 tarihinden itibaren burada çalışmalarımız yaklaşık 10 milyon varillik toplam petrol üretimine bizi getirdi. 3 bine yakın arkadaşımız burada çalışıyor. Dolayısıyla burada bu faaliyetler arttıkça Şırnak'a bu bölgeye çok ciddi bir istihdam katkısı da olacak. Bu beraberinde diğer ekosistemi de buraya getirecek ve hakikaten Şırnak bir dönem terörle anılan Gabar, Şırnak bu bölge, artık zenginlikle ve istihdam artışıyla anılacak. Hem bu bölgeye hem de ülkemizin ekonomisine güç katmaya, can katmaya devam edecek.
Kaynak: ETKB
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkan Danışmanı Bülent Kaya’nın hazırlayıp sunduğu, TRT Radyo 1’deki “Gündem Enerji” Programı’nın bu haftaki konuğu Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği (Elder) Genel Sekreteri Fakir Hüseyin Erdoğan oldu. Programda elektrik dağıtım hizmetinin nasıl yapıldığından elektrik fiyatlarının oluşmasına ve milli akıllı sayaca kadar enerji sektörüyle ilgili pek çok konu detaylı olarak ele alındı.
Elder Genel Sekreteri Fakir Hüseyin Erdoğan, “1 Ocak 2025 tarihinden itibaren sayaçlarımız değişecek milli akıllı sayaçlara geçeceğiz öyle değil mi? Bu dönüşüm nasıl etkileyecek hayatımızı, ne kazandıracak? Vatandaşlara bir maliyet çıkacak mı?” sorusuna verdiği yanıttı şunları söyledi:
“Evet, 1 Ocak 2025 tarihinden itibaren, Elektrik Piyasası Ölçüm Sistemleri Yönetmeliği gereğince milli akıllı sayaçlara geçiş sürecimiz başlıyor. Milli Akıllı Sayaç Sistemleri (MASS) Projesi, TAŞ 2023 Projesi çerçevesinde akıllı şebeke dönüşümü kapsamında gerçekleştirilecek olan akıllı sayaç sistemlerinin asgari özelliklerinin belirlenerek ülke genelinde uygulama birlikteliğinin sağlanması ve bunun tarifeye etkisinin belirlenmesi ve uygulamanın yaygınlaştırılması için akıllı sayaç sistemleri ile ilgili mevzuatların ve şartnamelerin düzenlenmesini kapsayan bir Ar-Ge projesiydi. Bu yeni sistem, elektrik tüketimimizi daha etkin bir şekilde izlememizi sağlayacak ve enerji verimliliğimizi artıracak. Ayrıca, milli akıllı sayaçlar, enerji dağıtımını daha verimli hale getirecek ve kesinti sürelerini azaltacak. Bu dönüşümün vatandaşlarımıza getireceği faydalar arasında tüketim miktarı tespitindeki hata payının azaltılması, tüketim alışkanlıklarının daha iyi anlaşılması ve analiz edilmesi, daha hızlı arıza tespiti yapılması gibi önemli iyileşmeler sayılabilir. Sayaçların değiştirilmesi ise tüketicilerimize ek bir mali yük getirmeyecek. Akıllı sayaç dönüşümü dağıtım şirketlerimizin yatırım bütçesi kapsamında finanse edilecek.”
Elektrik dağıtım şirketlerinin elektrik enerjisini bir yerden bir yere taşıdığına işaret eden Erdoğan, “Elektrik enerjisi mevcut teknolojide yığınsal olarak ancak bir şebeke üzerinden taşınabiliyor. Şebeke dediğimiz de trafolar ve hatlardan oluşan bir sistem. Bu sistemi bir şeye benzetmek gerekirse, dolaşım sistemimizdeki damarlara benzetebiliriz. Dağıtım şirketi, kılcal damarlar da dahil damar sistemindeki kan akışını sağlayan organizasyondur. Vücudun herhangi bir noktasına kan akmadığında veya yaralanıp, bir yerimiz kesildiğinde insanlar olarak nasıl rahatsız oluyorsak, tüketiciler olarak elektrik enerjisini alamadığımızda da rahatsız oluyoruz. Bir farkla, kan akışımız azaldığında veya durduğunda ya da bir yerimiz kesildiğinde dolaşım sistemimize, damarlarımıza kızmıyoruz ama dağıtım şirketine kızıyoruz. Dağıtım şirketinin hayatımızdaki yerini böyle özetleyebilirim” diye konuştu.
“Tüketicilerin dağıtım şirketlerinin hizmetlerinden memnuniyet oranını gösteren araştırmalar var mı? Özellikle kesintiler konusunda şikayetlerde azalma var mı?” sorusuna, “Evet, var. Düzenli olarak bu tür araştırmalar yapılıyor. Her ay TEDAŞ tarafından dağıtım şirketlerinin çağrı merkezlerinin sunmuş olduğu hizmetten duyulan memnuniyet araştırması yapılıyor. 2018 yılından bu yana ne değiştiğine baktığımızda tatminkar bir tabloyla karşılaşıyoruz” yanıtı veren Elder Genel Sekreteri Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:
“Genel memnuniyet ortalaması 2018 yılında 44 puanmış. Genel memnuniyette yüzde 22’lik bir artış olmuş. 2023 yılı sonu itibariyle yüzde 56’ya ulaşmışız. Çağrı Merkezi hizmetinden duyulan memnuniyet ortalaması 2018 yılında yüzde 57 imiş. 5 yıl içinde Çağrı Merkezi hizmetinden duyulan memnuniyet oranı yüzde 30 artarak yüzde 74’e ulaşmış. Tedarik Sürekliliğinden duyulan memnuniyeti ortalaması ise 2018 yılında yüzde 44 iken, 2023 yılı sonu itibarıyla yüzde 68’e ulaşmış. Bu alandaki iyileşme yüzde 55 düzeyinde. Bu trendin artacak devam edeceğine de kaniyiz. Ne var ki, imar planlarındaki hızlı değişimler sistem işletmeciliğinde sorunlara yol açmıyor değil. Ayrıca sosyo-ekonomik gelişmişlik farklarından kaynaklanan arızi durumlar hariç tutulacak olursa dağıtım hizmetinden duyulan memnuniyet düzeyinin çok daha yüksek olacağını söyleyebiliriz. Bu noktada memnuniyet araştırmasının çağrı merkezlerine yapılan aramalar üzerinden yapıldığını da özellikle belirtmek isterim. Doğal olarak çağrı merkezlerini bir sorunla karşılaşan vatandaşlarımız arıyor. Hizmetten duyduğu memnuniyeti ifade etmek için arayan neredeyse hiç olmuyor.”
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Türkiye elektrikli araç sektörüne bir projeksiyon çalışması yayınladı. Çalışmaya göre halihazırda 100 bin adet civarında olan Türkiye’deki elektrikli araç sayısı 2025 yılında düşük senaryoda 202 bin 30 yüksek senaryoda ise 361 bin 893 adet olabilecek. Kurum 2035 yılı için ise Türkiye’de düşük senaryoda 1 milyon 779 bin 488 adet, yüksek senaryoda ise 4 milyon 214 bin 273 adet elektrikli araç sayısına ulaşılabileceğini öngörüyor.
Çalışma bugün itibariyle 7 bin 500 civarında olan şarj noktası sayısının ise 2025’te düşük senaryoda 34 bin 278, yüksek senaryoda ise 61 bin 897 adede yükselebileceği öngörüsünü içeriyor. Kurum 2035 yılı için düşük senaryoda 146 bin 916, yüksek senaryoda 347 bin 934 adet şarj noktası sayısı öngörüyor. Bununla birlikte çalışmaya göre en yüksek senaryoda dahi Türkiye’deki elektrik üretiminin yüzde 2’si bu araçların şarj edilmesi için yeterli olacak. EPDK öngörüsüne göre elektrikli araçları şarj etmek için 2030 yılında 1,69 Teravat-saat (TWh) ila 3,56 TWh, 2035 yılında ise 3,98 TWh ila 9,39 TWh aralığında elektrik talebi oluşacak. Bu talep rakamı ise Türkiye’nin Ulusal Enerji Planı’nda yer alan 2030 yılında 455,3 TWh seviyesine ulaşacak elektrik üretiminin yüzde 1’ini, 2035 yılında ise 510,5 TWh seviyesine ulaşacak üretimin yüzde 2’sini geçmeyecek.
Kaynak: YEŞİL EKONOMİ
İhracatçıların ürettikleri emisyona göre vergilendirilmesini öngören Avrupa Birliği’nin (AB) sınırda karbon düzenlemesine tabi olacak sektörlerin, geçen yıl birliğe yaptığı ihracat 10 milyar dolar olurken bu rakam, söz konusu sektörlerdeki toplam ihracatın yüzde 42’sine denk geliyor.
AA muhabirinin Ticaret Bakanlığı verilerinden derlediği bilgilere göre; karbon kaçağının önlenmesi, Avrupa üretici sektörlerinin rekabet gücünün korunması amacıyla geçiş dönemi geçen yıl ekimde başlayan sınırda karbon düzenlemesi kapsamında, ihracatçıların ürettikleri emisyona göre vergilendirilmesi öngörülüyor. Uygulama kapsamında karbon kaçağı riski yüksek olduğu için demir-çelik, alüminyum, hidrojen, elektrik, çimento ve gübre olmak üzere 6 sektör yer alıyor. Bu sektörler kapsamında ihraç edilecek ürünlerin karbon ve çevresel ayak izinin azaltılmasını gerektiriyor.
Sınırda karbon düzenlemesi mekanizmasının ana uygulama döneminin ise Ocak 2026'da başlaması bekleniyor. Bu kapsamdaki mali yükümlülüklerin ise 2026-2034 döneminde aşamalı olarak devreye girmesi planlanıyor.
Uygulama kapsamındaki 6 sektörde AB’ye geçen yıl yaklaşık 10 milyar dolarlık ihracat yapıldı ve söz konusu ürünlerde AB'ye ihracatın toplam ihracattaki içindeki payı yüzde 42 oldu. Bu da söz konusu miktar ve orandaki ihracatın sınırda karbon düzenlemesi mekanizmasından etkileneceği anlamına geliyor. Türkiye, uygulama kapsamındaki sektörler arasında AB'ye en çok demir-çelik ihracatı yaparken geçen yıl 6 milyar 255 milyon 273 bin dolarlık ürün AB ülkelerine gönderildi. Bu sektörde AB’nin, Türkiye’nin ihracatı içindeki payı ise yüzde 39 oldu. AB’ye alüminyum ihracatı ise geçen yıl 3 milyar 16 milyon 722 bin dolar olarak belirlenirken bu rakamın, Türkiye’nin alüminyum ihracatındaki payı ise yüzde 59 olarak kayıtlara geçti. Söz konusu dönemde 232 milyon 996 bin dolarlık gübre, 149 milyon 41 dolarlık elektrik, 116 milyon 901 bin dolarlık çimento ve 8 bin dolarlık hidrojen ürünü AB'ye ihraç edildi. Uygulama kapsamındaki sektörlerin sayısının da gelecek dönemde artması bekleniyor.
Ticaret Bakanlığı, ihracatçıların söz konusu düzenlemeye hazırlıklı olması için çalışmalarını sürdürürken üretici ve ihracatçılara yönelik eğitim faaliyetlerini de yürütüyor. Bakanlığın ihracatçılara yönelik hazırladığı bilgilendirmeye göre, üreticilerin atması gereken adımlar şöyle:
- Sınırda karbon düzenlemesi mekanizması uzun vadeli dönüşüm süreci gerektirdiğinden üreticiler kısa, orta ve uzun vadeli emisyon azaltım stratejilerini belirlemeli.
- Üreticiler üretim süreçlerini, yakıt tüketimini ve girdiler için tedarik alternatiflerini gözden geçirmeli. Üretim ve enerji verimliliği iyileştirmeleri gibi kısa vadede daha düşük maliyetle sonuç alınabilecek unsurlar tespit edilmeli.
- Sektörlere özgü mevcut en iyi üretim teknikleri, verimlilik artırma, çevresel performansı yükseltme ve emisyon azaltımı amaçlarıyla devreye alınmalı.
- Üreticiler, enerji kaynaklarını daha düşük emisyonlu alternatiflerle (biyoyakıtlar, yenilenebilir enerji gibi) değiştirme imkanlarını tespit etmeli.
- Üretim süreçlerinde kullanıldığı ölçüde hurda temini ve gömülü emisyonu düşük girdi tedarikine yönelik planlamalar yapılmalı.
- Uzun vadeli dönüşüm ve net sıfır emisyon hedeflerine ulaşmak üzere Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarına yönelinmeli.
Kaynak: AA
Eksim Holding ve Dicle Elektrik desteğiyle yürütülen Eksim Pulse girişimcilik programı, yeni döneminde enerji sektörüne yönelen girişimcilere destekler sunmaya devam ediyor. Eksim Pulse girişimcilik programına ilişkin açıklamalarda bulunan Eksim Holding İş Geliştirme Başkanı Uğur Mutluhan Oruncak, enerji sektörünün geleceği için yenilikçi fikirleri ve teknolojileri desteklemenin önem taşıdığını vurguladı. Oruncak, “EPDK destekli projemiz kapsamında; finansal destek, eğitim ve mentorluk gibi imkanlar sunarak enerji sektöründe olumlu bir dönüşüm meydana getirecek projeleri desteklemeyi ve bu alanda girişimciliği güçlendirmeyi hedefliyoruz” dedi.
Enerji sektöründe inovatif çözümlere sahip ürün ya da iş fikrinin prototip aşamasını tamamlamış girişimciler için yeni çağrı dönemini başlatan Eksim Pulse, enerji sektöründe sürdürülebilir girişimleri desteklemeyi hedefliyor. Eksim Pulse programı bu yıl enerji dağıtımı, enerji yönetimi, enerji lojistiği, enerji üretimi, dijital enerji çözümleri ve yenilenebilir enerji üretimi ve enerji verimliliği gibi alanlarda çalışmalar yürüten girişimcilere yönelik destek verecek. Eksim Pulse girişimlerin kuluçka, hızlandırma ve yatırım süreçlerine destekleyerek, girişimcileri sektörde öncü bir pozisyona ulaştırmayı amaçlıyor. Eksim Pulse, girişimcilere projelerini ölçeklendirebilmeleri için 50.000TL'ye kadar finansal destek, 20 saatlik eğitim, 12 saatlik teknik ve dikey mentorluk, 9 saat birebir danışmanlık ve sektör desteği sağlayarak rehberlik edecek. Program, Eksim Ventures’ın katkılarıyla hazır projelere yatırım yapma ve girişimcilere fon sağlama şansı da sunuyor. Bu kapsamda girişimciler tarafından geliştirilen projelere pazar deneyimi, Ar-Ge, teknik destek ve altyapı sağlayarak projelerin pazara çıkış süreçleri de kolaylaşması hedefleniyor.
Eksim Pulse girişimcilik programına ilişkin açıklamalarda bulunan Eksim Holding İş Geliştirme Başkanı Uğur Mutluhan Oruncak, enerji sektörünün geleceği için yenilikçi fikirleri ve teknolojileri desteklemenin önem taşıdığını vurguladı. Oruncak, “EPDK destekli projemiz kapsamında, finansal destek, eğitim ve mentorluk gibi imkanlar sunarak enerji sektöründe olumlu bir dönüşüm meydana getirecek projeleri desteklemeyi ve bu alanda girişimciliği güçlendirmeyi hedefliyoruz. Programın sonunda yapılacak demoday etkinliğimizde jüri değerlendirmeleri ve geri bildirimler doğrultusunda belirlenen ilk üç proje ödüllendirilecek. Bu kapsamda birinci proje için 300.000 TL, ikinci için 200.000 TL ve üçüncü için 100.000 TL ödül verilecek” dedi.
Boğaziçi Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi (BEDAŞ), elektrik dağıtım sektörünün nitelikli eleman ihtiyacına yanıt üretmek, genç istihdama katkı sağlamak hedefi ile yürüttüğü, “Enerjinin Yıldızları” Projesinin kapsamını genişletecek yeni bir adım attı. 5 Nisan Cuma günü İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü arasında imzalanan “istihdam odaklı eğitim iş birliği protokolü” kapsamında BEDAŞ, İstanbul’da “elektrik-elektronik teknolojileri alanında eğitim gören 12. sınıf öğrencilerine kapılarını ardına kadar açtı. Protokole göre, 12. sınıf öğrencilerine BEDAŞ’ta staj yapma fırsatı sağlanırken, mezun olan öğrencilere de işe alımlarda öncelik verilecek.
BEDAŞ’ın Çağlayan’daki Genel Müdürlük binasında yapılan protokol töreninde konuşan İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Murat Mücahit Yentür, “Dünya beklentinin çok ötesinde bir gelişim ve değişim içerisinde. Tüm öğrenme kaynaklarına adapte olarak, öğrencilerimizi sahadaki yeni uygulama ve teknolojilerle donatarak hayata hazırlıyoruz. Bu anlamda BEDAŞ ile yapacağımız iş birliği bizim için oldukça büyük önem taşıyor. Elektrik gibi vatandaşlarımız için kritik bir hizmet alanında öğrencilerimizin sahadaki bilgiyi ve tecrübeyi uzmanlarından öğrenmesi, ileride nitelikli ve kaliteli hizmet sunabilmelerine vesile olacak” dedi.
2018 yılından bu yana “Enerjinin Yıldızları Projesi” ile lise çağındaki öğrencileri yaparak ve yaşayarak öğrenme modeli ile sektöre kazandırmaya çalıştıklarını dile getiren BEDAŞ Genel Müdürü Murat Yiğit de “Hayatın devamında, ekonomilerin kalkınmasında önemli rolü olan enerji sektörüne, gençlerimizi kazandırmayı bir sorumluluk olarak görüyoruz. İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile bugün imzaladığımız protokol ile yıllardır sektörümüze yeni yıldızlar kazandırmamızı sağlayan Enerjinin Yıldızları Projemizin kapsamını daha da genişletmiş olacağız. İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile gerçekleştireceğimiz istihdam odaklı iş birliği doğrultusunda İstanbul Avrupa Yakası’nda Elektrik- Elektronik Dalı’nın yer aldığı tüm meslek liselerinde eğitim gören gençlerimize BEDAŞ’ın kapılarını ardına kadar açıyoruz. Genç meslektaşlarımızı geleceğe hazırlamak, ortak bir geleceği birlikte inşa etmek bizim için büyük bir gurur ve mutluluk kaynağı” değerlendirmesinde bulundu.
BEDAŞ ve İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü arasında imzalanan ve ilk etapta 3 yıl süreyle geçerli olacak protokole göre BEDAŞ; genel müdürlüğünün yanı sıra 15 işletme müdürlüğü ile 11 ek hizmet binası olmak üzere toplam 27 lokasyonda elektrik-elektronik teknolojileri alanında eğitim gören 12. sınıf öğrencilerine staj imkânı sunacak. Staj süresince öğrencilere yönelik kariyer günü, rehberlik ve mentörlük etkinliklerinin yanı sıra işletme teknik gezi ve izleme ziyaretleri de düzenlenecek. İşletmelerdeki eğitimlerini başarı ile tamamlayarak mezun olan öğrenciler, 18 yaşını doldurduktan sonra iş görüşmesine davet edilecek ve kontenjanlar dâhilinde uygun adayların BEDAŞ’ta işe başlaması mümkün olabilecek.
BEDAŞ, Enerjinin Yıldızları Projesi kapsamında ilk adımı 2018 yılında Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Mesleki ve Teknik Eğitim Müdürlüğü ile imzalanan Mesleki Eğitim Protokolü ile atmıştı. İstanbul Bayrampaşa İnönü Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde daha sonra adı “Elektrik Tesisatları ve Dağıtım Dalı” olarak değiştirilen Yüksek Gerilim Dalı’nın hayata geçirilmesine destek olan BEDAŞ, “Yüksek Gerilim Sistemleri Dalı ve Yüksek Gerilim Laboratuvarını” da kurarak öğrencilere uygulamalı eğitim fırsatı sundu. Bu bölümde okuyan öğrencilere staj ve burs imkânı tanıyan BEDAŞ, bugüne kadar mezun olan 83 öğrenciden 52’sini de istihdam etti. BEDAŞ, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile imzaladığı yeni protokol ile Enerjinin Yıldızları Projesi’nin kapsamını genişleterek yeni okullara da kapılarını açmış oldu.
Avrupa Birliği, haksız rekabet ve devlet sübvansiyonlarının iç pazar üzerindeki etkisine ilişkin endişelerin artması üzerine Çin rüzgâr türbini şirketleri hakkında kapsamlı bir soruşturma başlattı. AB anti-tröst komiseri Margrethe Vestager tarafından yapılan açıklamaya göre komisyon İspanya, Yunanistan, Fransa, Romanya ve Bulgaristan'daki rüzgar parklarının gelişim koşullarını inceleyecek.
Soruşturma, Vestager tarafından ABD'nin New Jersey eyaletindeki Princeton Üniversitesi'nde verdiği bir konferans sırasında duyuruldu. Vestager, "Çinli rüzgar türbini tedarikçilerine yönelik yeni bir soruşturma başlatıyoruz. Elimizdeki araçları sonuna kadar kullanıyoruz. Vaka bazında bir yaklaşımdan daha fazlasına ihtiyacımız var. Sistematik bir yaklaşıma ihtiyacımız var ve bunu çok geç olmadan yapmalıyız. Güneş panellerinde yaşananların elektrikli araçlarda, rüzgarda ya da temel çiplerde tekrarlanmasını göze alamayız. Açık konuşayım, tedarik zincirlerimize yaptığımız yatırımlar, yürüttüğümüz soruşturmalar ya da geliştirdiğimiz yeni araçlar Çin'in başarısını kısıtlamak için değil. Bunlar ekonomik ilişkilerimizde adaleti yeniden tesis etmek için. Herkes başarılı olabilir, herkes Avrupa ile ticaret yapabilir ama oyunu kurallarına göre oynamak zorundadır” dedi.
Ağırlıklı olarak Avrupa'nın rüzgar türbinlerini tedarik eden Siemens Energy ve Vestas gibi Avrupalı üreticiler, Çinli şirketlerin artan rekabetiyle karşı karşıyalar. Bu durum, uygun maliyetli ve verimli rüzgar türbinlerinin geliştirilmesine yönelik küresel pazardaki konumları için potansiyel bir tehdit oluşturuyor. Vestas, Siemens Energy ve Nordex'in de aralarında bulunduğu üyeleri ile bir endüstri lobi grubu olan WindEurope, komisyonun soruşturmasını destekliyor.
Kaynak: GLOBALDATA
Ceres Power'ın baş teknoloji sorumlusu, yapay zeka araçlarının verimlilik için daha yaygın olarak kullanılmasıyla, bunun daha da yüksek enerji tüketimine yol açma riski olduğu konusunda uyardı. Yeşil hidrojen için elektrolizörler de dahil olmak üzere temiz enerji teknolojisi geliştiricisi Ceres Power'ın CTO'su Caroline Hargrove, yeni enerji ortamıyla ilgili “IOT: Dijital Ekonomiye Güç Vermek" panelinde yaptığı konuşmada, “Beni korkutan şey, ChatGPT'yi basit sorgular için kullanıyorsanız yarattığı enerji tüketimi” değerlendirmesiyle dikkat çekti. Hargrove, ocak ayında yayınlanan bir Uluslararası Enerji Ajansı raporunun, tipik bir Google aramasının ortalama olarak 0,3 watt-saat elektrik kullandığını, ChatGPT isteği için ise 2,9 watt-saat elektrik kullandığını işaret etti. IEA'nın raporunda, “2026 yılına kadar yapay zeka endüstrisinin 2023'teki elektrik talebinin en az on katını tüketecek şekilde katlanarak büyümesi bekleniyor" denildi. Hargrove, eğer bu tüketim düzgün bir şekilde yönetilmezse "Çok daha fazla enerji kullanmamız gibi ters bir etki ortaya çıkabilir" dedi.
Bu arada, kar amacı gütmeyen çevresel kuruluş Solar Impulse Foundation'ın Kurucusu ve Başkanı Bertrand Piccard de yapay zekanın iyi yönetilmesi halinde, enerji tüketimini azaltmanın harika bir yolu olduğunu söyledi. Piccard, aralıklı yenilenebilir enerjiyi depolamayla, dağıtımla ve tüketimle entegre edecek, bu da neredeyse hiç enerji kaybı olmayacağı anlamına gelen bu teknolojiyi kullanan akıllı elektrik şebekelerinin önemine değindi.
Kaynak: CNBC
Vietnam, net sera gazı emisyonlarını 2050 yılına kadar sıfıra indirmeyi hedefi kapsamında, tüm ulaşım araçlarında yeşil enerji kullanacak. Bu kapsamda tüm ulaşım araçlarının yeşil enerji kullanacağı belirtilirken, uzmanlar ülke için yeşil ulaşımın yeşil ve akıllı şehirler inşa etmenin de acil bir gerekliliği olduğunu söyledi.
Vietnam Ulaştırma Bakanlığı istatistikleri geçen yıl ülke çapında 20 binden fazla elektrikli otomobil kullanıldığını gösteriyor. Ancak yollardaki şarj istasyonları elektrikli araçların ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli değil.
Uzmanlar, şarj istasyonlarına duyulan ihtiyacın, tüketicilerin elektrikli araç satın alma ve kullanma konusunda tereddüt etmelerinin ana nedenlerinden biri olduğuna inanıyor. Karayolu trafik altyapısı geliştirme planı, Vietnam'ın 2050 yılına kadar 9 bin km'den fazla otoyol inşa etmesini hedefliyor. Bu rakam şu anki sayının yaklaşık sekiz katı.
Kaynak: VIETNAMPLUS
Rio Tinto Başkanı Dominic Barton, küresel madencilik sektöründeki düşük yatırım oranlarının, küresel enerji geçişini riske atarak bakır gibi kritik minerallerdeki arz açığını genişlettiğini söyledi.
Barton, Singapur'daki Ecosperity konferansında video bağlantısı aracılığıyla yaptığı açıklamada, “Boşluk çok büyük ve aslında bunu kapatıp kapatamayacağımız konusunda çok endişeliyim” dedi.
Barton, dünyanın sadece maden sıkıntısıyla karşı karşıya olmadığını, aynı zamanda gelişmesi eskisinden çok daha uzun süren yeni madenler kazmak için gereken sermaye sıkıntısıyla da karşı karşıya olduğunu kaydetti.
Barton "Madencilik sektörü 2015-2016 döneminden bu yana yatırımlarını önemli ölçüde azalttı. İhtiyacımız olanın yüz milyarlarca dolar altındayız” ifadesini kullandı.
Kaynak: REUTERS
57 kuruluş Paris Anlaşması’ndan Bu Yana Küresel Karbon Emisyonlarının Yüzde 80’inden Sorumlu
InfluenceMap tarafından hazırlanan Carbon Majors Veritabanı: Lansman Raporu dünyanın en büyük petrol, gaz, kömür ve çimento üreticilerinin küresel karbon emisyonlarına katkısını değerlendirdi. Rapora göre, Paris Anlaşması'ndan bu yana üretilen küresel karbon emisyonlarının büyük bir kısmı, üretimi yavaşlatmakta başarısız olan küçük bir grup yüksek emisyona neden olan üreticiden kaynaklanıyor. Bu 57 şirket ve devlet kuruluşu, 2016'dan 2022'ye kadar fosil yakıt ve çimento karbon emisyonlarının yüzde 80'nden sorumlu. Ulus-devlet üreticileri Paris Anlaşması'ndan bu yana veri tabanındaki emisyonların yüzde 38'ini, devlete ait kuruluşlar yüzde 37'sini ve yatırımcılara ait şirketler yüzde 25'ini oluşturuyor.
Raporun tamamına BURADAN ulaşabilirsiniz.
26. Dünya Enerji Kongresi Rotterdam, Hollanda
22 - 25 Nisan 2024
Avrupa Sürdürülebilir Enerji Haftası Brüksel ve Online
11 - 13 Haziran 2024
Küresel Enerji Dönüşümü 2024 New York, ABD
25 - 27 Haziran 2024
Küresel Yenilenebilir Enerji Zirvesi Venedik, İtalya
16 - 18 Eylül 2024
TESAB Enerji Stratejileri Konferansı, Ankara
2 - 3 Ekim 2024
Elder 5. İş Sağlığı ve Güvenliği Kongresi - Antalya, Türkiye
22 – 23 Kasım 2024