Anadolu Ajansı (AA) Enerji Masası'nın konuğu olan Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği (Elder) Yönetim Kurulu Başkanı Barış Erdeniz, şirketlerin yatırımlarını gerçekleştirmesi için finansmana erişim alanındaki sıkıntıların çözülmesi gerektiğini ifade etti. Erdeniz, elektrik dağıtım sektörünün Türkiye ekonomisine bugüne kadar 30 milyar dolarlık katkı sağladığını vurgulayarak, "Sektör, özelleştirme tutarı olarak 13 milyar dolar ve sonrasındaki 10 yıl boyunca 16-17 milyar dolarlık yatırımıyla Türkiye ekonomisine 30 milyar dolar katkı sağlıyor. Elektrik sektörü 2023'teki yıkıcı deprem etkilerine rağmen 2 milyar dolarlık yatırım yapmayı başardı. Sektörün, 2024 ve 2025'te de 2'şer milyar dolar yatırım yapması öngörülüyor" diye konuştu.
Yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretiminin son 10 yılda dünyada 5,5, Türkiye'de ise 8,5 kat arttığına dikkati çeken Erdeniz, gelecek 10 yıllık projeksiyonlara göre Türkiye'de ve dünyada yenilenebilir enerjiden elektrik üretiminin yüzde 50 seviyesine ve Türkiye'nin kurulu gücünün 190 bin megavata ulaşacağını söyledi.
Söz konusu kurulu güçte yenilenebilir enerji kaynaklarının payının yüzde 50 olacağı beklentisine değinen Erdeniz, "Önümüzdeki dönem çok hızlı bir şekilde yenilenebilir, yeşil alandaki santrallerin devreye girmesini bekliyoruz. Bunun için elektrik dağıtım sektörünün omurgasının güçlendirilmesi ve yeniden bu dönüşüme ayak uydurması için yatırım yapması gerekiyor. Bunun için de finansmana erişim ve sürdürülebilir fiyat politikaları en önemli konular. Bu iki konuyu çözdüğümüzde bu dönüşümün hız kesmeden devam edeceğine, geçmişte olduğu gibi bundan sonraki dönemde de elektrik dağıtım şirketlerinin üstüne düşen görevi yapacağına eminim" değerlendirmesinde bulundu.
"Elektrik, üretenden tüketene 950 milyar liralık bir ekosistem"
Elektriğin, üretenden tüketene yaklaşık 950 milyar liralık büyüklükte bir ekosistem olduğunu kaydeden Erdeniz, şunları kaydetti:
"2013'ten 2023'e kadar verileri incelediğinizde, özelleştirme öncesindeki yıl yüzde 15,9 kayıp kaçakla başlayan sektör, bugün itibarıyla yüzde 10,5’lere gelmiş durumda. Aşağı yukarı yüzde 5’lik bir küçülmeden bahsediyoruz. 2023'teki deprem felaketi olmasaydı biz yüzde 10'un altına ineceğimizi düşünüyorduk, yani hedefimiz yüzde 10'un altına inmekti ama maalesef bu depremden dolayı yüzde 10,5 seviyesinde kalabildik. Türkiye ekosistemine her yıl biz aslında bu yüzde 5'lik kazançtan dolayı 1 milyar dolara yakın bir kaynak yaratıyoruz. Bununla ilgili dijitalleşme ve emek yoğun mücadelemize devam ediyoruz. Bundan sonra da elektrik dağıtım şirketleri, bu önceliğini, bu mücadelesini devam ettirecektir."
Erdeniz, "2025 yılında kayıp kaçak oranını yüzde 10'un altına indirmek için elimizden geleni yapıyoruz, öncelikli hedeflerimizden biri budur" dedi.
"2030'a kadar 1,2 milyon armatürün LED'e dönüştürülmesi planlanıyor"
Enerji tasarrufu ve verimliliğine de değinen Erdeniz, bu iki kavramın farklı olduğunu ve her ikisi konusunda da toplumun bilinçlendirilmeye ihtiyacı bulunduğunu ifade etti. Erdeniz, bu alanlarda doğru uygulamaların yaygınlaştırılması gerektiğini vurgulayarak, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu binasında uygulanan enerji verimliliği projelerinin diğer kamu binalarında yaygınlaştırılmasıyla toplumda farkındalık oluşturulması gerektiğini bildirdi. Bu yılın sonuna kadar 200 bine yakın LED armatürün dönüştürülmesinin planlandığını aktaran Erdeniz, sözlerini şöyle tamamladı:
"2030'a kadar 1,2 milyon armatürün LED'e dönüştürülme planı var. Biz elektrik dağıtım şirketleri olarak bu hedefi bütçelerimize ve planlarımıza aldık. Bu dönüşümün yaklaşık yüzde 45-75 arasında tasarruf getireceğini öngörüyoruz. Bu tasarruf tedbirlerini, verimlilik artırıcı projeleri uygulamak bizim için çok önemli ve milli bir mesele. Bir ürünün maliyetine yakın bir fiyat politikasını uyguladığımız zaman verimlilik veya tasarrufla ilgili bir farkındalığın oluşacağını düşünüyorum."
Elektrikte kesinti yüzde 20 azaldı, memnuniyet yüzde 30 arttı
Erdeniz, küresel enerji dönüşümünün elektrik tüketiminin her geçen gün artmasıyla ilişkili olduğunu ve bunda elektrifikasyonun önemli rol oynadığını söyledi. Erdeniz, daha önce elektrik tüketimine ihtiyaç olmaksızın kullanılan birçok üründeki dönüşüme işaret ederek, "Evinizdeki gazlı ocağınızın elektrikli ocağa dönüşmesi, aracınızın fosil yakıttan elektrikli araca dönüşmesi, kullandığınız kulaklıkların şarj edilebilir kulaklıklara dönüşmesi gibi birçok konu başlığını içeriyor elektrifikasyon” diye konuştu.
Erdeniz, kesinti özelinde sıklığın takip edildiği bir parametre olduğuna işaret ederek, "Geçmiş 5 yıllık verilere baktığımızda kesinti sıklıklarında yüzde 20 azalma olduğunu görüyoruz. Buna paralel olarak 5 yıllık dönemde tüketici memnuniyetinin yüzde 30 arttığını görüyoruz. Dolayısıyla elektrik dağıtım şirketlerinin odağı olan müşteri memnuniyeti, yaptığımız yatırımlar, bu kesinti sıklıklarında da azalmayı gösteriyor sonuç olarak. Bundan sonra da en önemli odak konularımızdan biri bu olmaya devam edecek" dedi.
"Enerji dönüşümü sürecinde MASS büyük önem taşıyor"
Yeşil dönüşüm, teknoloji dönüşümü ve dijitalleşmeyi kapsayan enerji dönüşümü sürecinde Milli Akıllı Sayaç Sistemi (MASS) projesinin de büyük önem taşıdığını dile getiren Erdeniz, "Akıllı sayaçların çalışmaları devam ediyor. 2025 ocak ayı itibarıyla 10 megavatsaat yıllık tüketimin üzerindeki kullanıcıların akıllı sayaç kullanımının zorunlu hale geleceğini öngörüyoruz. Buradaki asıl amaç uçtan uca tüm ürünlerinin Türkiye'de üretildiği bir akıllı sayacı yerli ve milli olarak Türkiye'ye kazandırmak. Biz elimizden geleni Elder ve sektör olarak yapmaya devam ediyoruz. Hızlı bir şekilde tüm sektörün bu milli sayacı kullanması için elimizden gelen tüm desteği veriyoruz" diye konuştu.
Elektrik tüketiminin artması, yeşil dönüşüm ve dijitalleşen enerji piyasasının beraber değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Erdeniz, şöyle devam etti:
"Çocuklarımıza daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için karbon hedeflerine de ayak uydurmamız gerekiyor. Artacak elektrik tüketiminin karşılanması için bunun yeşil, sürdürülebilir enerji kaynaklarından üretilmesi gerekiyor. Bunları üretirken eski alışkanlıklarımızda 'tüketim ne zaman olacaksa santrali aç, tüketim yokken santrali kapat' rahatlığımız vardı. Bugün yenilenebilir enerji kaynaklarında bu rahatlığımız olmayacak. Rüzgar ne zaman eserse enerjiyi o zaman üreteceğimiz, güneş ne zaman çıkarsa o zaman enerji üreteceğimiz yeni bir dünyaya dönüşüyoruz. Tüketici davranışlarını değiştiremeyeceğimiz için tüketici ile üretici arasında yeni bir teknolojiye ihtiyacımız vardı. Bunun da adı depolama."
Erdeniz, yeşil dönüşümle dijitalleşmenin "ikiz dönüşüm" olarak adlandırıldığını, ikisinin paralel ve hız kesmeden hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti. Bunların olabilmesi için elektrik dağıtım şirketlerinin rolü ve öncülüğünün "olmazsa olmaz" olduğunu söyleyen Erdeniz, bunun için hazırlıklara bugünden başladıklarını dile getirdi.
"Elektrikli araç hedeflerine ulaşmak için yatırımlar hız kesmeden sürmeli"
Elektrikli araçların küresel enerji dönüşümünün en önemli konuları arasında yer aldığını belirten Erdeniz, "Elektrifikasyonun en önemli konu başlığı elektrikli araç dönüşümü. Türkiye'de yaklaşık 80 bin elektrikli araç var. Gelecek 10 yılda yaklaşık 4 milyon elektrikli araca ve 300 bin sokete doğru hızlı adımlarla yürüyoruz. Aynı anda 100 araba hızlı bir şekilde şarj olmaya çalışsa, herhangi bir muhitte, 10 dakikalık alan içinde bugünkü sistemin bunu kaldırma ihtimali yok. Bu elektrikli araç hedeflerine ulaşmak, büyük enerji dönüşümüne ayak uydurmak, yeşil dönüşüme, karbon hedeflerine ulaşabilmek için öncü olarak elektrik dağıtım şirketlerinin şebeke yatırımlarına hız kesmeden devam ederek bu dönüşüme liderlik yapması gerekiyor. Yoksa bu söylediğimiz, hedeflediğimiz şeylerin hepsinin havada kalacağını düşünüyorum. Biz sektör olarak buna hazırız, çalışmalarımızı yapıyoruz. Önümüzdeki dönemde sürdürülebilir fiyat politikası ve finansal kredilere erişim rahatlığı olduğu sürece bu yatırımların yapılacağını öngörüyorum" ifadesini kullandı.
Erdeniz, elektrik faturalarında sübvansiyonlar ve fiyat politikasına ilişkin şunları kaydetti: "Biz elektrik dağıtım sektörü olarak yüzde 100 regüle olan bir yapıda çalışıyoruz ancak Barış Erdeniz olarak yorum yapmak istiyorum. Pandemi döneminde ve sonrasında Rusya-Ukrayna Savaşı ile emtia fiyatlarında çok hızlı iniş ve çıkışlar gördük. Savaşın akabinde hızlıca enerji arz güvenliğini tehdit eden durumlar ortaya çıktığı için 20-22 dolar bantlarında elektrik fiyatlarını gördük. Bu dönemde EPDK dünyadaki birçok ülkeye örnek olacak uygulamalar geliştirdi ve bunlar son tüketiciyi korudu. Normalleşen dünyada bu uygulamaları kaldırıp daha maliyet bazlı çalışmalara geçiş yaptılar. Bizde ise hala bu sübvansiyonlu uygulamalar devam etmektedir. Yaptığımız son çalışmalara baktığımızda 24-25 aydır sabit elektrik faturası ödüyoruz. Aynı döneme baktığımızda yüzde 300 enflasyon var. Dolayısıyla bunun sürdürülebilir olmadığını, gelecek dönemde bunun enerji arz güvenliğine tehdit oluşturduğunu ve en önemlisi enerjideki büyük dönüşüme ayak uyduramayacağımızı, uyduramama riski olduğunu söylüyorum aslında. En hızlı şekilde maliyet bazlı bir fiyatlama politikasına geri dönülmesi gerektiğini düşünüyorum."